Göçmen sorunu Rusya’da en az 20 yıldan beri devam ediyor ve bu konuda iddialı tartışmalar yaşanıyor; ancak Rusya’nın bu soruna karşı kayda değer bir çözüm ürettiği söylenemez.
Wagner’in isyan bayrağını kaldırması, Prigojin’in önüne iki seçenek bırakmıştı. Ya sonuna kadar Moskova’ya gitmek ya da geri adım atarak kendi kaderini Rusya’daki gerçek siyasi aktörlerin ve kurumların eline teslim etmek. Prigojin ikincisini seçti.
Strelkov gibi toplum tarafından yakından takip edilen ve savaş sürecinde Rusya’nın radikal ve sert adımlar atılmasını talep eden milliyetçi figürler, gelinen noktada Rusya iktidarı için kritik bir sorun teşkil ediyor.
Son dönemde Türkiye’nin Ukrayna’yla ilişkilerini daha üst seviyelere taşıma isteği, Rus kamuoyunda Türkiye’nin Rusya’dan uzaklaşarak Batı’ya dönme politikasının bir yansıması olarak değerlendiriliyor.
Prigojin’i “adalet için yürüyüşü”nden geri adım atmaya zorlayan temel faktör, başlatmış olduğu isyanın yol açacağı sonuçları kestiremeyişiydi. Putin de benzer duyguları taşıyordu. Bu nedenle her iki taraf da anlaşmak durumunda kaldı.
Son aylarda Rusya’da özel güvenlik şirketi Wagner ile Rus Savunma Bakanlığı arasında artan gerilim, Rus güvenlik birimleri arasında kurumsal bir ayrışma ve rekabetin yaşandığını gösteriyor.
Çin, Orta Asya’da ekonomi ve ticaret alanında tesis ettiği gücü, siyasi bir üstünlüğe ve liderliğe tahvil etmeyi ve bölge ülkelerini kendisine daha fazla bağımlı kılmayı hedefliyor.
İHA saldırılarıyla Kremlin’in vurulabileceğinin açık hale gelmesi, Rusya için güvenlik açısından olduğu kadar psikolojik açıdan, imaj/prestij bakımından büyük maliyetler oluşturuyor.
Asya-Pasifik’te Çin’in, Doğu Avrupa’da Rusya’nın ABD ve müttefiklerinin baskısıyla karşı karşıya kalması, Moskova-Pekin yakınlaşmasına siyasal bir zemin sunuyor. Fakat Ukrayna’daki savaş Rusya’nın Asya-Pasifik hattında elini zayıflatıyor.
Belarus lideri Lukaşenko, nükleer silahlanma adımları arasında hem “Üçüncü Dünya Savaşı’nın nükleer yangınlarla ufukta göründüğünü” ifade ederken hem de savaşın koşulsuz ateşkesle noktalanması gerektiğini savunuyor.
Lahey’in Putin’i tutuklama kararının, psikolojik ve siyasi bir anlamı var. Batı, bu kararla bir taraftan Rusya üzerinde baskı uyguluyor, diğer taraftan Putin’i artık eşit ve meşru bir siyasi aktör olarak görmediğini gösteriyor.
Çin, Ukrayna-Rusya savaşına ilişkin sorumluluk almak istemiyor. Zira Ukrayna krizi bazı bakımlardan Çin’in çıkarına işliyor; Rusya-Batı ilişkilerinin kötüleşmesi, Rusya’yı Çin’e daha fazla bağımlı hale getirirken Avrupa’yı da ticari olarak Çin’e yaklaştırıyor.
Rusya ile savaşın ortasında Ukrayna’da siyasi ve iktisadi elitler arasında var olan yerleşik ittifak bozulurken Zelensky hem iktidarını genişletmek hem de Batı’yla ilişkilerini güçlendirmek üzere ülkedeki oligarşik yapıyı hedef alıyor.
Çeçen asıllı ekonomist ve siyasetçi Ruslan Hasbulatov, Sovyet Rusya’sından bugünkü Rusya’ya geçiş sürecinde yaşanan yapısal dönüşüm ve o dönüşümü biçimlendiren siyasi elitler arası iktidar mücadelesi açısından tarihsel bir figürdür.
Rus yönetimi, Genelkurmay Başkanı Gerasimov’u cephe komutanlığına atayarak hem ordu içerisindeki güç dengelerini yeniden kurmayı hem de cephede askeri birlikler arasındaki koordinasyonu güçlendirmeyi hedefliyor.
Rusya’da iktidar, var olan düzenin korunmasını ülkedeki istikrarın korunması olarak görürken Rusya halkı da iktidar partisini destekleyen Putin’in iktidarda kalmasını bir istikrar unsuru olarak görüyor.
Afganistan’da yaşanan geçiş döneminde Moskova’nın asıl hedefi, kendisini ve müttefiklerini Afganistan iç sorunlarından uzak tutmak ve Taliban’ın daha kapsayıcı bir hükümet kurmak gibi iç sorunlara yönelmesini sağlamak olacak.
Rusya 1992’de ilan ettiği yakın çevre doktriniyle eski Sovyetler Birliği coğrafyasını kendi jeopolitik etki alanı olarak kabul etmiş; bu coğrafyanın askerî, ekonomik, siyasî lideri olmayı ve bu ülkeleri kendi etrafında çeşitli örgütler üzerinden birleştirmeyi amaçlamıştır.
Rusya bir taraftan Taliban'ın güvenlik garantileri karşısında onu meşru aktör olarak tanımaya hazırlanırken diğer taraftan da Taliban’a olan güvensizlik ve bölgede artan rekabet nedeniyle Orta Asya’nın güney sınırlarını güçlendirmenin yollarını aramaktadır.
Kremlin’deki karar vericiler bir yandan Çin’in Sovyetler Birliği’nin yıkılmasına nasıl destek verdiğini akıllarında tutarken, diğer yandan ABD’nin Çin stratejisine alet olmak istemiyor.
Putin’in iktidara gelmesiyle Rusya iktidarındaki gruplar arasında ilişkiler yeniden yapılandı ve Batıcı liberaller ile devletçi muhafazakârlar arasında bir denge kuruldu.
Rusya, Paşinyan'ın politikasının kendisine karşı olduğunu ve Ermenistan’da Rusya etkisini kırmak istediğini düşünüyordu.
Rusya iktidarı için, Rusya’nın zayıflamasının asıl sorumlusu Gorbaçov değildi.
Gelinen noktada, önceki yıllarda Kremlin’in Navalnıy politikası ile Navalnıy’ın hassas bir çizgide yürüttüğü faaliyetler arasındaki dengenin bozulduğu görülüyor.
Rusya’nın bütçe gelirlerinin önemli bir kısmını oluşturan petrol üretimi ve ihracatı, aynı zamanda Rusya’nın zayıf noktasını oluşturuyor.
Bugün mevcut Rusya siyasi sistemi 1993 yılında kabul edilen Rusya Federasyon Anayasası üzerinde inşa edilmiştir.