ANALİZ
Savaş ve Seçim: Biden’ın Çekilme Kararının Rusya’daki Yankıları
Seçim yarışından çekilen Biden, Rusların hafızasında Ukrayna savaşının başlamasına neden olan kişi olarak kaldı. Onun gidişi Ruslar için olumlu bir gelişme olarak görülüyor fakat Trump’ın seçilmesiyle nasıl bir Rus-Amerikan ilişkisinin şekilleneceği de kestirilemiyor.
KREMLİN SÖZCÜSÜ Dmitry Peskov, ABD Başkanı Joe Biden'ın başkanlık yarışından çekilme kararının Rusya gündeminde öncelikli bir konu olmadığını, önceliğin “Ukrayna savaşındaki hedeflere ulaşmak” olduğunu söyledi. Moskova’nın ABD’deki gelişmeleri değerlendirme niyetinde olmadığını belirten Peskov, “Dürüst olmak gerekirse, son yıllarda ABD'de yaşananlar bize hiçbir şeye şaşırmamayı öğretti. Bu nedenle pek şaşırmadık. Fakat Kremlin ABD'deki gelişmeleri çok yakından takip ediyor” eklemesini yaptı.
ABD Başkanı Joe Biden, 21 Temmuz'da seçimden çekilme kararını açıklamış ve sosyal ağ X üzerinden Başkan Yardımcısı Kamala Harris'in adaylığına destek vermişti. Harris’le ilgili düşüncelerini açıklayan Peskov, “şu ana kadar ikili ilişkilerimize herhangi bir katkısı görülmedi” değerlendirmesinde bulunarak Rusya için “tarihinin en kötü dönemini yaşayan Rusya-Amerikan ilişkilerinin geleceğinin çok önemli olduğunu” vurguladı.
Biden’in istifasını açıklandığı sıralarda Küba'ya çalışma ziyaretinde bulunan Rusya Devlet Duma’sı Başkanı Vyacheslav Volodin, Biden “tüm dünyada ve ABD'de sorun yarattı, seçilmeyeceğini görünce seçimleri beklemeden kaçıyor. Yaptırımlardan, Ukrayna'da başlatılan savaştan, Avrupa ülkelerinin ekonomilerinin yok edilmesinden Biden gibilerin sorumlu tutulması gerekiyor” dedi.
Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı (2008-2012 yılları arasında devlet başkanı olan) Dmitry Medvedev de “Biden tamam. Kendisine sağlık diliyoruz. Ukrayna’daki özel askeri operasyonun hedeflerine ulaşılacağız” yorumunda bulundu.
Ukrayna Cumhurbaşkanı Vladimir Zelensky ise “Başkan Biden'ın liderliğine her zaman minnettar olacağız. Ukrayna’nın tarihin en dramatik anında ülkemizi destekledi” diye yazdı. Rusya’ya karşı mücadelesinde Washington, Kiev’in en büyük destekçisi niteliğinde. Zelensky, BBC'ye yakın zamanda verdiği bir röportajda, eğer Donald Trump kazanırsa onunla “çalışmanın zor bir iş olacağını” söyledi. Cumhuriyetçi aday Donald Trump daha önce açıklamalarında seçilmesi halinde 24 saat içinde Rusya-Ukrayna anlaşmazlığını çözebileceğini defalarca ileri sürmüştü. Trump'ın Başkan Yardımcısı adayı Senatör J.D. Vance de ABD'nin Ukrayna'ya verdiği mali desteği eleştirdi. Zelensky ise bu tür sözlerin kendisini korkuttuğunu kaydetti. Zelensky, Trump'ın yaklaşımının Kiev'in çıkarlarını dikkate almadığına inanıyor. Amerikalılar da Trump’ın kazanması halinde Demokratların Ukrayna'nın desteğinin devamını garanti edemeyeceğini kabul ediyor. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Trump iktidara gelirse ABD’nin Ukrayna politikasının değişebileceğine inandığını söyledi.
Diğer yandan daha önce Trump’ın, “Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le ile iyi geçindiğine” ve Ukrayna'daki anlaşmazlığı hızla (24 saat içinde) çözebildiğine dair sözleri başta Kremlin için inandırıcı gelmedi. Peskov, “Ukrayna'daki çatışmanın 24 saatte çözülmesi zor bir sorun” olduğunu açıklamasından bir süre sonra “ABD yetkililerinin gerçekten de çatışmayı 24 saat içinde sonlandırabilecek güce sahip olduğuna” inandıklarını açıkladı. Temmuz ayında bu konuda yorum yapan Putin, Rusya'nın “bu tür açıklamaları ciddiye aldığını ve bu açıklamaları çatışmayı durdurmaya yönelik bir hazırlık ve arzu olarak gördüğünü” belirtti. Putin, Trump'ın sözlerinin samimiyetine inandığını kaydederek, "Moskova'nın onun tutumunu desteklediğini" vurguladı. Fakat Rusya, Trump'ın Ukrayna’daki anlaşmazlığın çözümüne ilişkin olası yöntemlerle ilgili bir bilgiye sahip olmadığını belirtiyor.
Rusya’ya göre Ukrayna’daki savaşın devam etmesinin asıl sebebi Ukrayna’nın silahlandırılması. ABD başta olmak üzere Batılı ülkelerin silah sağlamayı durdurmaları durumunda Ukrayna’daki çatışmalar da sona erecek. Ukraynalılara göre ise kendilerine sağlanan desteğin azalması veya durdurulması Rusya’nın daha fazla toprak işgal etmesine yol açacak.
Rusya’da siyasi elitin önemli bir kısmı, Amerikan seçimlerinde Trump’ın kazanmasına daha sıcak bakıyor. Trump’ın kazanmasının Ukrayna ve diğer Batılı ülkelerin aleyhine olacağını düşünüyor. Rusya Federal Konseyi Uluslararası Komitesi Birinci Başkan Yardımcısı Vladimir Cabbarov, Trump’ın seçimi kazanabileciğini düşünürken “Trump’ın kazandığı günün, Zelensky ve bir bütün olarak Avrupa için kara bir gün olacağını” söyledi. 2016 seçimlerine göre Trump konusunda bu kez Ruslar daha temkinli. 2016 Başkanlık seçimlerinde Rusya, Trump’ı desteklemişti. Hatta o günlerde, Rusya’da, Rusçası “Trump naş”, yani “Trump bizdendir” kampanyası başlamıştı. O dönem Rusya’da Trump’ın Amerikan başkanı olması durumunda “izolasyon” siyaseti izleyerek küresel hegemonya iddiasından vazgeçeceğine inanılıyordu. Avrupa’dan çekilerek Rusya’nın “hayati çıkar alanlarını” tanıyacağına ve Rus-Amerikan ortaklığının yeniden canlanacağına inanılıyordu. Fakat çok farklı nedenlerden dolayı bu beklentiler gerçekleşmedi ve Trump, Rusya’yla ilişkilerini düzeltmekte başarılı olamadı.
Şimdi ise Trump’ın kazanması durumunda Rusya onun kararlarının Rusya’nın lehine olacağından da emin değil. Trump’ın Ukrayna’ya verilen desteği kesme isteği, NATO’ya yönelik sözleri Moskova’da bazı olumlu çağrışımlar yapsa da, Ukrayna’daki çatışmaları sona erdirme yönteminin belirsizliği Ruslar tarafından endişeyle de karşılanmıyor değil. Daha önceki açıklamalarında Trump, “Putin’in Ukrayna’yla anlaşmaktan kaçınması durumunda ABD’nin Ukrayna’ya daha önce sahip olduğundan çok daha fazla silah vereceği” tehdidinde bulunmuştu. Rusya ise Ukrayna’ya kontrolsüz silah verilmesinin nükleer çatışma riskini artırdığını dile getirerek karşı tarafı caydırmaya çalıştı.
Putin’in en son Ukrayna için öne sürdüğü barış planını Trump reddetti. Haziran ayında Putin Ukrayna’daki çatışmanın bitmesi için bazı şartları sıraladı: Ukrayna'nın Donbass, Kherson ve Zaporojye bölgelerinden askerlerini çekmesi; bu bölgelerdeki ve Kırım üzerindeki egemenlik iddiasından vazgeçmesi ve NATO'ya katılmayacağını kabul etmesi. Trump, bu önerilerin kabul edilemez olduğunu söyleyerek Ukrayna konusunda Ruslara kolayca uzlaşmayacağını gösterdi.
Amerikan seçimlerine daha dört ay var ve bu süre içinde çoğu şeyin değişebileceği düşünülüyor. Trump’ın kazanması muhtemel görülüyor. Daha önceki Başkanlık döneminde olduğu gibi Trump’ın özgür iradeyle kararlar alacağı bu sefer şüpheli. Rusya, Trump’ın önceliğinin Ukrayna’yla değil Rusya’yla yakınlaşmak olduğu için kendisini daha avantajlı görüyor. ABD’ye bağımlı olan Ukrayna’yı barış yapmaya zorlamasının daha kolay olacağı düşünülüyor. Kiev'i müzakereye zorlamak için Trump askeri desteği azaltabilir. Madalyonun bir de diğer tarafı var. Rusya’yı barış şartlarını kabul etmeye zorlamak için Kiev'e kapsamlı silah yardımı da yapabilir. Bu da Ukrayna’da çatışmaların şiddetlenmesine yol açabilir.
Seçim yarışından çekilen Biden, Rusların hafızasında Ukrayna savaşının başlamasına neden olan kişi olarak kaldı. Onun gitmesi Ruslar için olumlu bir gelişme olarak görülüyor fakat Trump’ın seçilmesiyle nasıl bir Amerikan-Rus ilişkisiyle karşılaşacaklarını da kestiremiyorlar.
Lisans öğrenimini Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler bölümünde tamamladı. Aynı üniversitenin Uluslararası İlişkiler bölümünde yüksek lisans yaptı. İstanbul Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümünden doktora derecesini aldı. Çeşitli düşünce kuruluşlarında görev yaptı. Askeroğlu’nun araştırma alanları, Rus dış politikası, Avrasya ve Ortadoğu'dur. Askeroğlu, Rusya'nın Büyük Güç Olma Stratejisi kitabının yazarıdır.