ANALİZ
Genelkurmay Başkanına Cephe Görevi: Rusya Savaşta Yöntem Arıyor!
Rus yönetimi, Genelkurmay Başkanı Gerasimov’u cephe komutanlığına atayarak hem ordu içerisindeki güç dengelerini yeniden kurmayı hem de cephede askeri birlikler arasındaki koordinasyonu güçlendirmeyi hedefliyor.
11 OCAK’TA RUSYA Savunma Bakanlığı Rusya’nın Ukrayna’daki birliklerinin komutanı Sergey Surovikin’in görevden alındığını, yerine 9 Kasım 2012’den bu yana Rusya Genelkurmay Başkanı ve Savunma Bakanı Birinci Yardımcısı olan, Sovyet ve Rus komutanı, ordu generali Valery Gerasimov’un atandığını bildirdi. Daha önce Hava-Uzay Kuvvetleri Komutanı olan Surovikin bu göreve 8 Ekim 2022’de getirilmişti. Yeni görev değişikliği kapsamında, cephe komutanı Surovikin, Gerasimov’un yardımcısı olarak görevlendirildi.
Rusya Savunma Bakanlığı bu görev değişikliğinin, Ukrayna’daki görev kapsamının genişletilmesiyle ilişkili olarak Rus Silahlı Kuvvetleri arasındaki koordinasyonu güçlendirmek ve yönetim seviyesini artırmak amacıyla yapıldığını açıkladı.
Medyada “General Armagedon”, olarak tanınan Sergei Surovikin, Ukrayna cehesinin komutanı olarak atandığında Rusya’nın Ukrayna ordusuna karşı etkileyici zaferler elde edeceğine kesin gözüyle bakılıyordu. Surovikin Ukrayna komutanı olarak tam üç ay geçirdi. Bu süre içinde pek başarılı olamadı. Ukrayna savaşında başarılı olamayan Surovikin komutasındaki Rusya, yeni bir savaş taktiğine geçerek Ukrayna altyapısına yönelik büyük füzelerle ve dronlarla saldırılar başlattı.
Aralık ayı sonunda Ukrayna İçişleri Bakan Birinci Yardımcısı Yevgeny Enin’in yaptığı açıklamaya göre bu saldırılar sonucunda ülkede 702 kritik altyapı tesisi hasar gördü. Esas olarak doğalgaz boru hatları, elektrik trafo merkezleri ve köprüler olmak üzere, toplamda, 35.000’den fazla tesis hasar gördü. Bu saldırıların yüzde 95’ine yakını sivil altyapılardı. Bu saldırılar Ekim 2022’de Kırım köprüsüne düzenlenen saldırıdan sonra sürekli bir saldırı planına dönüştü. Bu süre zarfında Rus ordusu Dinyeper’ın sağ kıyısını terk etti, ancak cepheyi istikrara kavuşturmayı başardı.
Surovikin’in görevden alınması Rusya başta olmak üzere dünya genelinde yankı uyandırdı. Bu karara dair çeşitli yorumlar yapıldı. Bu yorumlarda öne çıkan yaklaşıma göre, Genelkurmay Başkanı Gerasimov’un Ukrayna cephesini komuta edecek olması, Rusya’nın Ukrayna savaşına “tüm kaynaklarını yoğunlaştıracağına” dair bir planın parçasını oluşturuyor. Bu yaklaşıma göre Rusya, Batı’nın 2023 yılında Ukrayna konusunda barışçıl bir çözümden tamamen vazgeçtiğini ve Ukrayna’nın zafer kazanması için daha çok destek vereceğini düşünüyor. Ukrayna ordusunun Batı tarafından modern askeri teçhizat ve diğer askeri kaynaklarla desteklenmesi bunun göstergesi olarak görülüyor. Dolayısıyla söz konusu yaklaşıma göre, Surovikin’in görevden alınmasının temel nedeni 2023 yılında Rusya’nın daha kapsamlı bir savaşa hazırlanma planıyla ilgili.
Bu yaklaşımın temel varsayımı, Rusya’nın 2022 yılı boyunca Ukrayna’da kapsamlı bir savaş yürütmediği yönünde. Ancak bu yaklaşım bu haliyle bazı çelişkiler içermekte. Birincisi, Rusya 24 Şubat 2022 yılında Ukrayna’ya kapsamlı bir askeri harekât başlattığında temel amaçlardan biri ülkenin tamamını işgal etmek ve Ukrayna’daki yönetimi değiştirmekti. İkincisi, benzeri bir strateji 2022 yılının Haziran ayında uygulanmak istenmişti. Bu dönemde temel hedef, Ukrayna’yı güneyden işgal ederek Moldova’ya kadarki bölgeyi kontrol altına almaktı. Ancak 2022 yılındaki bu iki askeri hamle de beklenen sonucu vermedi. Sonuçta Rusya taktik değişikliğine giderek Ukrayna’nın altyapısını füze saldırılarıyla tahribat yöntemine geçti.
Diğer bir yoruma göre Surovikin’in Gerasimov’la değiştirilmesine ilişkin nedenlerin başında Surovikin’in yetkilerinin sınırlı olması geliyor. Surovikin, Ukrayna’daki birliklere komuta sürecinde sınırlı bir yetkiye sahipti ve alacağı her kararda ülkenin en yüksek askeri komutanı olan Genelkurmay Başkanı Gerasimov ve siyasi karar mercii olan Savunma Bakanı Şoygu’nun onayını alması gerekmekteydi. Dolayısıyla Surovikin’in hem teknik olarak ülkenin askeri kaynaklarının kullanımına erişimi hem de siyasi iradesi sınırlıydı. Bu görüşe göre bundan sonra ülkenin Başkomutanı olan Devlet Başkanı Vladimir Putin’den sonra ordudaki ikinci isim olması nedeniyle Genelkurmay Başkanı Gerasimov, Ukrayna’da daha etkili hareket edecektir. Böylelikle herhangi bir koordinasyon ve onay olmaksızın, stratejik havacılık, deniz kuvvetleri, karar kuvvetleri ve istihbarat birimleri olmak üzere Ukrayna’daki Rusya komutanlığı bir öncekine göre katbekat daha güçlü hale gelerek Rusya’nın askeri gücünün tamamını Ukrayna cephesine yönlendirecektir. Günün sonunda Ukrayna’daki askeri durum radikal bir biçimde değişecektir.
Bu yorumdan yola çıkarak “Rusya Savunma Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı’nın Surovikin’e Ukrayna’da bilinçli olarak sınırlı yetki verdiği ve başarı olasılığını sınırladığı” söylenebilir. Bu yorumdan devam ederek, Surovikin’in sınırlı kaynaklarla başarılı olmasının beklendiği veyahut kaynaklarını sınırlayarak başarılı olmasının engellendiği sonucuna da varılabilir. Bu da Rusya’nın askeri komutanlıkları arasında ve ordu hiyerarşisi içinde çekişmelerin ve rekabetin olduğunu düşündürmektedir.
2022 Şubat’ında Rusya’nın Ukrayna’ya müdahalesinde Savunma Bakanı Şoygu ön plana çıkarken, Genelkurmay Başkanı Gerasimov, Şoygu’nun gölgesinde kalmıştı. Ukrayna savaşına yönelik kararlar Şoygu tarafından alınırken, yaşanan başarısızlıklar Gerasimov’a mal ediliyordu. Hatta askeri harekâtın ilk aylarında Federal Güvenlik Servisi daha fazla öne çıkmıştı. Ukrayna’daki askeri sürecin koordine edilmesi ve savaş sahasındaki askeri gelişmelerle ilgili gizli bilgilerin Putin’le paylaşılması bizzat bu birimin yetkisine bırakılmıştı.
Rusya’nın Ukrayna komutanlığının karşı karşıya kaldığı diğer bir önemli sorun, Ukrayna savaşına Özel Askeri Şirket olan “Vagner”in dahil olmasıydı. Halihazırda Ukrayna’da “Vagner”e bağlı 50 bine yakın paralı askerin savaşmakta olduğu tahmin ediliyor. Bunlardan bir bölümü mahkumlardan oluşuyor. “Vagner” şirketinin sahibi Yevgeniy Prigojin ile Şoygu arasındaki çekişme ve gerginlik de kamuoyundan saklanamıyor.
Prigojin - Şoygu gerginliği “Vagner” ile Rus düzenli birlikleri arasındaki ilişki ve koordinasyona da yansıyor. Putin’e yakınlığıyla da bilinen Prigojin, Ukrayna savaşında katettiği başarılarıyla popüler hale geldi. Prigojin’in Rusya Savunma Bakanlığına bağlı birlikleri “beceriksizlikle” itham etmesi ve “Vagner”i Rus ordusundan üstün görmesi Şoygu ve çevresinde rahatsızlığa yol açtı. Bu rahatsızlık doğal olarak Putin’e kadar ulaştı. Bu bağlamda Gerasimov’un cephe komutanı olarak atanmasının Rus ordusundaki iç çekişmelerle ilgili olduğu da söylenebilir.
Putin, Gerasimov’u Ukrayna Komutanlığına atayarak aslında ortaya çıkan birkaç sorunu birden çözmek istiyor. Birincisi, daha önceki aylarda Kadırov’un yaptığı gibi Prigojin tarafından da itibarsızlaştırılan Silahlı Kuvvetlerin imajını, Gerasimov üzerinden yenilemek. Böylelikle güçlü bir figür olan ve çok geniş yetkilere sahip olan Gerasimov'un, Rus ordusunun tüm imkanlarını kullanarak “Vagner” dahil olmak üzere, cephedeki tüm askeri birimleri tek bir koordinasyon üzerinden kontrol altına alması hedefleniyor. Vagner ile ordu arasında ortaya çıkan çekişme de bu sayede ortadan kalkmış olacak. Bir nevi ordu içindeki dengeler yeniden kurulacak ve Vagner’in konumu küçültülerek ordu içindeki kırılganlık azaltılmış olacak.
Putin’in bu görev değişikliğiyle ilgili ikinci hedefi, Ukrayna’daki askeri operasyonu Genelkurmay üzerinden yeni bir seviyeye çıkarmak. Ukrayna’daki askeri harekat, sınırlı yetkilerle donatıldığı varsayılan Surovikin tarafından değil, mutlak yetkilere sahip Genelkurman Başkanı ve profesyonel asker olan Gerasimov tarafından yönetilecektir. Putin bu değişiklikle artık Ukrayna’da kesin bir sonuç almayı ve 2023 yılında Rusya ordusunun Ukrayna ordusuna karşı bir üstünlük kurmasını bekliyor. Diğer bir deyişle, Putin Ukrayna savaşında yeni bir stratejiye geçmeyi umuyor. Ukrayna’da daha etkin hareket ederek güç dengesini kendi lehine değiştirmeyi hedefliyor. Bu kararın aynı zamanda yeni ve daha şiddetli çatışmaların habercisi olduğu da söylenebilir. Zira Rusya, Ukrayna cephesinde tüm kaynaklarını yoğunlaştırdıkça, Batı’da Ukrayna’nın buna direnmesi için daha fazla destek sağlayacaktır.
Lisans öğrenimini Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler bölümünde tamamladı. Aynı üniversitenin Uluslararası İlişkiler bölümünde yüksek lisans yaptı. İstanbul Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümünden doktora derecesini aldı. Çeşitli düşünce kuruluşlarında görev yaptı. Askeroğlu’nun araştırma alanları, Rus dış politikası, Avrasya ve Ortadoğu'dur. Askeroğlu, Rusya'nın Büyük Güç Olma Stratejisi kitabının yazarıdır.