ANALİZ
Tacikistan’ın Afganistan Politikası ve Rusya Faktörü
Afganistan’da yaşanan geçiş döneminde Moskova’nın asıl hedefi, kendisini ve müttefiklerini Afganistan iç sorunlarından uzak tutmak ve Taliban’ın daha kapsayıcı bir hükümet kurmak gibi iç sorunlara yönelmesini sağlamak olacak.
TACİKİSTAN, Taliban'a en sert biçimde karşı çıkan ülkelerin başında geliyor. Taliban Tacikistan’a güvenlik garantisi verdiğini açıklamış olmasına rağmen Duşanbe Taliban’ı ne tanımayacağını ne de diyalog kuracağını belirtiyor. Tacikistan’ın müttefiki Rusya 2016’dan beri Taliban’la görüşüyor. Taliban Afganistan’da iktidarı ele geçirdiğinde Rusya bu gelişmeyi en sakin bir şekilde karşılayan, Kabil’deki Büyükelçiliğini taşımayan birkaç ülkeden biriydi.
Her ne kadar Afganistan’daki gelişmelere Rusya temkinli ve pozitif yaklaşsa da Tacikistan’ın tutumu, Afgan sınırına askeri yığınak yapması, Penşir vadisindeki direnişe verdiği dolaylı (bazı kaynaklara göre doğrudan) destek ve Taliban’dan kaçan Afgan askerlerinin Tacikistan tarafından korunuyor olması, Rusya için Afgan iç çatışmalarına müdahil olma riskinin arttığına dair yorumları güçlendirmeye başladı.
Tacikistan’ın Taliban’la ilgili özel endişeleri var. 1990’larda Afganistan’daki gelişmelerin etkisi altında kalan ve iç savaş yaşayan Tacikistan benzer bir durumun tekrarlanmasını istemiyor. 1990’larda Taliban’ın iktidarda olduğu dönemlerde edilgen konumda olan Tacikistan, yeniden yapılanma sürecinde olan Afganistan’da etkin olmaya çalışıyor. Taliban karşısında siyasî ve askerî olarak çok daha zayıf olan Tacikistan’ın Afganistan’daki gelişmeleri yönlendirmek için iki asimetrik kozu bulunuyor.
Bu kozlardan birincisi, zaman. İktidara gelmeden önce Taliban’ın tek bir işlevi vardı: Yabancı güçlere direnmek. İktidara geldikten sonra ise Taliban iktidarı elde tutmak, toplumsal düzeni sağlamak, devleti yeniden yapılandırmak, ülkeyi kalkındırmak, ülke içindeki siyasi aktörleri tatmin etmek ve yabancı güçlerle bir uyum içinde bir arada var olmak gibi birbirinde zor sorumluluklarla karşı karşıya. Bu sorumlulukları yerine getirmesi için zamana ihtiyacı var. Taliban şuan bir geçiş dönemi yaşıyor. Bu geçiş dönemi, zaafların en fazla öne çıktığı dönemdir. Tacikistan zamanın kendisine sağladığı bu geçiş döneminden yararlanarak, Afganistan’ın yeniden yapılanmasında Taliban’a kendi şartlarını kabul ettirmek istiyor. Taliban’ın siyasi istikrarı sağlaması durumunda Tacikistan’ın böyle bir fırsatı ortadan kalkacaktır.
Tacikistan’ın Afganistan’da bir etki alanı oluşturabilmesi için elinde bulundurduğu ikinci koz Afganistan’daki Tacik azınlık. Geçiş döneminde Duşanbe’nin Taliban’dan talep ettiği en önemli şartlardan biri ülkedeki Tacik azınlığın yeni kurulacak hükümete dâhil edilmesi. Tacikistan Devlet Başkanı İmamoli Rahmon’a göre, Afganistan nüfusunun %40’ı Taciklerden oluşuyor. Dolayısıyla da Tacikler Peştunlar kadar ülkenin yönetiminde yer alma ve yönetme hakkına sahipler. Bu durumda Tacikistan yönetimi, Taciklerin dâhil olmadığı herhangi bir hükümeti de tanımayacak.
Taciklerin sayıları konusunda Rahnom abartılı bir rakam vermiş olsa da, Afganistan Tacikleri, ülkede Peştunlardan sonra ikinci en büyük etnik grup olarak nüfusun yaklaşık %27’sini oluşturuyor. Taciklerin siyaset sahnesinde aktif rol üstlenmesi Tacikistan için kaçırılmaması gereken büyük bir fırsat. Tacikistan Afganistan politikasını Tacikler üzerinden tasarlamak ve Afganistan’dan gelebilecek tehditleri Taciklerle kuracağı ilişki sayesinde azaltmak istiyor. Taciklerin Afgan hükümetinde güçlü olmaları aynı zamanda Tacikistan için bir iş birliği dayanağı da oluşturuyor. Şuan Taciklerin haklarını savunan bir Tacikistan, ilerleyen zamanda Afganistan’da ciddi bir saygınlığa ve etkiye sahip olma potansiyeline sahip.
Tacikistan’ın Taliban’a karşı katı tavrının bir başka nedeni de küresel güçlerle kurduğu veya kurmak istediği ilişkileriyle ilgili. Taliban’ın güvenlik garantisi vermiş olmasına rağmen Duşanbe, Taliban tehdidini ön plana çıkararak ve kendisini Afganistan sorununun merkezine yerleştirerek uluslararası aktörlerin dikkatini üzerine çekmeye ve söz konusu ülkelerden daha fazla askeri ve ekonomik destek elde etmeye çalışıyor. Rusya’nın bölgedeki en kilit müttefiki olmak istiyor. Tacikistan, Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü (KGAÖ) üyesi müttefikleri olan Rusya ve Kazakistan’dan ciddi destek elde etmiş durumda. KGAÖ Tacikistan’a tam desteğini açıkladı. Rusya, Tacikistan’daki askerî sayısını artırdığı gibi Kırgızistan’daki askerî araçlarının bir kısmını Tacikistan’a kaydırdı. Tacik askerlerinin eğitimini en üst seviyeye çıkardı. Silahlı kuvvetlerini modern silahlarla donatmaya başladı.
Tacikistan bölgedeki rolünü ve önemini sadece Rusya’ya ve KGAÖ müttefikleri nezdinde değil, aynı zamanda Türkiye, ABD, Pakistan ve İran gibi Afganistan’da etkili ve Afganistan’dan etkilenen aktörler nezdinde de artırma niyetinde. Tacikistan benzer bir politikayı 2001 Afganistan müdahalesinde de izlemişti. Terörle mücadele konusunda Rusya’nın dışında, ABD, Almanya ve Fransa’yla güvenlik alanında ve askerî destek anlamında yakın ilişkiler kurmuştu.
Diğer yandan Tacikistan’ın Taliban’ı baskılama ya yönelik Afganistan politikası hem kendisini hem de Tacikistan’ın güvenliğinden sorumlu olan Rusya’nın Afganistan’daki gelişmelere müdahil olma riskini artırsa da Taliban için sancılı olarak geçen bu geçiş döneminde Rusya’nın Taliban yaklaşımının Tacikistan’ınkiyle daha fazla paralellik taşımaya başladığı söylenebilir.
Taliban iktidarı ele geçirmeden önce, Rusya’nın iki talebi vardı. Orta Asya’daki müttefiklerinin güvenlik garantisi ve El-Kaide ve DAEŞ gibi Rusya’yı tehdit eden terör örgütleriyle ilişkisini kesmesi. Bunun karşılığında Rusya zaman içerisinde Taliban’ı tanımaya hazır olduğu sinyallerini veriyordu. Taliban, Rusya’nın her iki şartını da kabul etmiş görünüyor. Fakat Rusya Taliban’ı tanımakta acele etmiyor. Ayrıca Rusya’nın da Taliban’a yönelik taleplerinin arttığı görünüyor. Rusya “uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele” ve “kurulacak yeni hükümetin daha kapsayıcı olması” gibi iki ek şartı daha fazla öne çıkarmaya başladı.
Rusya, Afgan hükümetinin daha kapsayıcı olası gerektiğini daha önceden de dile getiriyordu. Fakat öncelikli şartlar arasında bu konuyu bu denli öne çıkarmıyordu. Bu durumda Tacikistan’ın Taliban’a yönelttiği eleştirisi, Rusya tarafından daha fazla destek görmeye başladı. Taliban’ın kurduğu geçici yeni hükümeti kabul etmeyeceğini göstermek için Rusya 11 Eylül’de düzenlenmese planlanan yemin törenine katılmayacağını açıkladı. Duşanbe gibi Moskova da ülkedeki tüm etnik grupların temsil edildiği bir hükmet kurulmadan ülkedeki sorunların çözülemeyeceğini dile getiriyor.
Tacikistan gibi Rusya’da Afganistan’daki diğer etnik grupların yönetime dâhil olması sayesinde Taliban’ın gücünü azaltmayı ve dengelemeyi hedefliyor. Tacikistan gibi Peştunlar dışındaki diğer etnik gruplarla ilişki kurarak Afganistan iç siyasetine yön vermeyi planlıyor.
Taliban konusunda temkinli davranan Moskova’nın tutumunun, Afganistan’daki gelişmeler ışığında değişerek Tacikistan’ın beklentileriyle daha fazla örtüştüğü söylenebilir. Fakat her ne kadar Tacikistan, Taliban’a karşı yeni “baskıcı” bir rol üstlenmiş olsa da Rusya’nın Tacikistan’ın güvenliğini korumanın ötesine geçerek Afganistan’a askerî müdahalede bulunması da uzak ihtimal. Afganistan’da yaşanan geçiş döneminde Moskova’nın asıl hedefi, kendisini ve müttefiklerini Afganistan iç sorunlarından uzak tutmak ve Taliban’ın daha kapsayıcı bir hükümet kurmak gibi iç sorunlara yönelmesini sağlamak olacak.
Lisans öğrenimini Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler bölümünde tamamladı. Aynı üniversitenin Uluslararası İlişkiler bölümünde yüksek lisans yaptı. İstanbul Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümünden doktora derecesini aldı. Çeşitli düşünce kuruluşlarında görev yaptı. Askeroğlu’nun araştırma alanları, Rus dış politikası, Avrasya ve Ortadoğu'dur. Askeroğlu, Rusya'nın Büyük Güç Olma Stratejisi kitabının yazarıdır.