×
RUSYA

ANALİZ

Covid-19 ve Petrol Fiyatları Arasında Rusya Ekonomisi

Rusya’nın bütçe gelirlerinin önemli bir kısmını oluşturan petrol üretimi ve ihracatı, aynı zamanda Rusya’nın zayıf noktasını oluşturuyor.
2020 YILI RUSYA için de zor bir sene oldu. Ve Rusya 2021 yılına diğer ülkeler gibi bir umutla başlamak istiyor. Bunun için de şimdiden iyimsen açıklamalar yapmakta. 2020 yılında Rusya’nın en büyük sorunu ekonomik zorluklardı. Geçen sene Rusya ekonomisinde olumsuz iki büyük gelişme yaşandı. Biri, dünya çapında yayılan Covid-19 salgınıydı. Diğeri petrol fiyatlarında yaşanan düşüşler. Covid-19 salgını daha çok toplumsal düzeyde ve sağlık temelli gelişirken, petrol fiyatlarının düşüşünün iki etkisi oldu. Birincisi Covid-19 salgınının ülke ekonomilerine verdiği zarar nedeniyle petrol taleplerinde yaşanan düşüşlerdi. İkincisi, siyasi olarak Suudi Arabistan’ın petrol fiyatlarını düşürerek Rusya ekonomisine verdiği zarardı.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin 17 Aralık 2020’de yaptığı açıklamada Covid-19 nedeniyle 2020 yılında ülke ekonomisinin %3,6 daraldığını ifade etti. Putin, salgının ülke ekonomisine verdiği zararı azaltmak amacıyla farklı sektörlere 4,6 trilyon ruble (61,4 milyar dolar) destek sağladıklarını, bu miktarın ülke GSMH’sinin %4,5’ine tekabül ettiğini, bunun Rusya için eşi benzeri görülmemiş bir miktar olduğunu açıkladı. Diğer taraftan Rusya Çağdaş Kalkınma Enstitüsü Başkanı Nikita Maslennikov “Eğer devlet desteği olmasaydı Rusya ekonomisi %5-5,5 yakın bir daralma yaşayabilirdi.” açıklamasında bulundu.

Rus yetkililer, 2020'deki ekonomi sorununu Avrupa ülkelerine göre çok daha kolay atlattıklarını ifade ederek Rusya’da (resmî verilere göre) ülke ekonomisi %3,6 daralırken, Avrupa’da bu rakamın %9 civarında olduğunu belirtiyor. Hâlbuki Covid-19 salgınının Batılı ülkeleri bu denli etkilemiş olmasında, söz konusu ülke ekonomilerinin önemli kısmının hizmet sektörü ve ihracata dayalı bir nitelik taşıması önemli bir yer tutuyor. Diğer bir deyişle, dış dünyayla daha fazla karşılıklı bağımlılık ilişkisi içerisinde bulunan ülkeler, salgın gibi küresel gelişmelerden daha fazla etkilenmişlerdir. 

Rusya ekonomisini en fazla etkileyen diğer faktör, petrol fiyatlarında yaşanan gelişme olmuştur. Fakat Rusya 2021 projeksiyonu konusunda Covid-19 salgınıyla ilgili daha iyimser bir tablo çizerken, petrol fiyatları konusunda ise daha çok Suudi Arabistan’ın tutumuna bağlı kalmaktadır. Moskova’daki resmî çevrelere göre, 2020’de %3,6 daralan Rusya ekonomisi 2021’de %2-3 büyüyecektir. SberBank Başkanı German Gref’e göre bu büyümede Covid-19 etkisinin azalması etkili olacak ancak bu rakama ulaşılabilmesi için ayrıca petrol fiyatlarının varil başına 50 dolara çıkması gerekiyor. Ne var ki petrol fiyatlarının bu rakamlara çıkıp çıkmayacağı belirsiz. Mart 2020’de petrol fiyatlarıyla ilgili yaşanan diplomatik kriz, Rusya ekonomisine büyük zarar vermişti.  O tarihte toplanan petrol üretici ülkeler ve Rusya (OPEC+) arasında petrol fiyatları konusunda anlaşmaya varılamadı. Toplantıda Rusya, petrol üretiminde kısıtlamaya gitmek istemezken Suudi Arabistan ise tam tersini öne sürdü. Toplantı sonrasında Suudi Arabistan'ın petrol fiyatlarını düşürdüğünü açıklamasıyla petrol fiyatlarında %30 düşüş yaşandı. Mart ayının sonunda bir varil petrol 34 dolara, Nisan ayında da 23 dolara kadar geriledi. 

Hâlihazırda OPEC+ ülkelerinin en büyük üreticisi iki ülke olan Rusya ile Suudi Arabistan arasında petrol üretimiyle ilgili sorunlar devam ediyor. Rusya kendi petrol üretimini artırmak istiyor. Suudi Arabistan ise petrol fiyatlarını yüksek seviyede ve istikrarlı bir şekilde tutulabilmesi için petrol üretiminde herhangi bir artışa gidilmemesini istemekte. Üretimin artması petrol fiyatlarının azalması anlamına geliyor. Oysaki ekonomisinin büyük bir kısmı, petrol üretimine ve ihracatına bağlı olan Suudi Arabistan için petrol fiyatlarının yüksek tutulması, kendi ekonomik çıkarları açısından büyük bir önem taşıyor. Fakat diğer taraftan ekonomik zorluklardan geçen Rusya, petrol üretimini artırarak daha fazla gelir elde etmeyi amaçlamaktadır. Mart OPEC+ toplantısının gergin geçmesi ve Riyad’ın isteğinin kabul edilmemesi Rusya ekonomisi için ciddi sonuçları oldu. Rusya Maliye Bakanı Anton Siluanov, sadece Nisan ayı bütçe açığının 55,8 milyar ruble (750 milyon dolar) olduğunu açıkladı.  Ayrıca petrol fiyatlarının düşmesi rublenin dolar karşısında değer kaybetmesi anlamına gelmekteydi. Sonuçta Rusya rubleyi belli bir seviyede tutabilmek için yani enflasyondan kaçınmak amacıyla her ay petrol fiyatlarına göre altın rezervlerinde döviz satışına başladı. 

2 Aralık 2020’de yapılan OPEC+ enerji bakanları toplantısında da petrol üretimiyle ilgili bir karar alınamadı. Suudi Arabistan ile Rusya kendi pozisyonlarından taviz vermeye yanaşmadı. Suudi Arabistan 3 ile 6 ay boyunca günlük 7,7 milyon varil üretimin korunmasını savunuyor. Yani 2021 yılının yaz aylarına kadar herhangi bir üretim artışına gidilmesini istemiyor. Rusya ise (Kazakistan ve BAE ile) aşamalı olarak petrol üretimini artırma taraftarı. Bu doğrultuda Rusya, Ocak 2021’den itibaren günlük 2 milyon varilin serbest bırakılmasını istiyor. 9 Aralık 2020 tarihinde Rusya Başbakan Yardımcısı Aleksey Novak, Rusya aşamalı olarak 2021 yılında petrol üretimini %31 artıracağını ve ağustos ayına gelindiğinde bu sürecin tamamlanmış olacağını açıkladı. Rus bakanın açıklamasının ardından Suudi Enerji Bakanı Selman, Moskova’yı ziyaret ederek Rusya’yla bu konuda bir uzlaşmaya varmayı amaçlasa da 4 Ocak 2021’de yapılan toplantıda Rus ve Suudi bakanları arasında ciddi gerginlik yaşandığı belirtilmekte. 

2020 yılında ciddi ekonomik sorunlar yaşayan Rusya, 2021 yılında ekonomisini toparlamayı hedefliyor. Ülke içinde yaşanan ekonomik sıkıntılar, ülke iktidarına olan güveni ve 2024 yılında yapılacak devlet başkanlığı seçimlerini de doğrudan etkileyecek. Rusya Covid-19 salgının önüne geçileceğini, ekonomiye verdiği zararın azalacağını ve ilerleyen yıllarda da ciddi sorun olmaktan çıkacağını düşünmektedir. Ayrıca küresel anlamda salgının ülke ekonomilerine olumsuz etkisinin azalacağını, bu sayede üretimlerin tekrar ivme kazanacağını ve sonuçta petrole olan talebin tekrar artarak kendi petrol gelirlerinin de yükseleceğini umut etmektedir. Fakat bu beklenti petrol fiyatlarını etkileyecek olan faktörlerden sadece birisi. Diğeri ise Suudi Arabistan’ın kararları olacak. Diğer bir değişle Suudi Arabistan, petrol fiyatları konusunda Rusya’dan daha fazla belirleyici aktör olmasının yanında, Rusya’nın kararlarını olduğu kadar ekonomisini de doğrudan etkileyen ve bazen de tehdit eden bir aktör konumundadır.

Rusya’nın bütçe gelirlerinin önemli bir kısmını oluşturan petrol üretimi ve ihracatı, aynı zamanda Rusya’nın zayıf noktasıdır. Dolayısıyla Rusya'nın petrol üretimi konusunda alacağı kararlar, beraberinde muhtemel başka bazı sorunlara yol açmaktadır. Bu noktada siyasi bir seçenek olarak Rusya'nın, Suudi Arabistan’ın taleplerini karşılamayan bir politika izlemesi durumunda Riyad’ın petrol fiyatlarını aşağıya çekerek Rusya ekonomisine ciddi zarar verme ihtimali var. Nitekim Rusya'nın Mart 2020’de bu yönde bulunduğu bir girişim, Rus ekonomisi için yüksek bir maliyetle sonuçlanmıştır. İkinci seçenek olarak Suudi Arabistan’ın tehditlerine boyun eğmesi, petrol üretimini Riyad’ın istediği seviyede tutması ve petrol ihracatında bir artışa gitmemesi ise Rusya'nın 2021 yılı bütçesi ve ekonomik kalkınması için ihtiyacı olan maddi gelirden de yoksun kalması anlamına gelmektedir. Bu durum aynı zamanda, Rusya ekonomik çıkarlarının Suudi Arabistan’ın enerji çıkarları karşısında yenik düşmesi anlamına da gelecektir. Dolayısıyla kararın bu yönde alınması, Kremlin’deki çevrelerce Putin döneminde yeniden kazanıldığı ve en üst değer haline geldiği düşünülen “egemen devlet” statüsüne de zarar vermiş olacaktır. Üçüncü seçenek olarak Rusya’nın Suudi Arabistan’ın öne sürdüğü tehdidi göz ardı ederek kontrolsüz bir şekilde Suudi Arabistan’a rağmen petrol üretimine ve ihracatına başlamasıdır. Bu durumda Rusya’nın bu kararı, kırılgan olan petrol fiyatlarının düşmesine yol açabilir. Bu da doğal olarak bütçe gelirlerinin azalmasına yol açacaktır. Dördüncü seçenek ise Rusya’nın OPEC+’dan ayrılma tehdidini masaya sürerek veya petrol fiyatlarında herhangi bir anlaşma sağlanamaması durumunda petrol üretimini artıracağını deklare ederek Suudi Arabistan’ın geri adım atmasını sağlamak olacaktır. Bu durumda Suudi Arabistan, Rusya’nın da çıkarlarını göz önünde bulundurarak bir orta yol bulmaya çalışacaktır.  

Suudi Arabistan’la yapılan görüşmelerin çetin geçmesi ve petrol fiyatlarının hâlâ çok fazla belirsizlik içeriyor olması, bazı piyasa uzmanlarınca Rusya’nın petrol fiyatlarının 50 dolara çıkacağı ve ülke ekonomisinin tekrar canlanacağı yönündeki iyimser beklentisinin boşa çıkabileceği şeklinde yorumlanmaktadır. Sonuç olarak Rusya ekonomisinin petrol fiyatlarına bağlı kalmasının Rusya iç istikrarı ve uluslararası konumu bakımında risk oluşturmaya devam edeceği söylenebilir. 

SABİR ASKEROĞLU

Lisans öğrenimini Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler bölümünde tamamladı. Aynı üniversitenin Uluslararası İlişkiler bölümünde yüksek lisans yaptı. İstanbul Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümünden doktora derecesini aldı. Çeşitli düşünce kuruluşlarında görev yaptı. Askeroğlu’nun araştırma alanları, Rus dış politikası, Avrasya ve Ortadoğu'dur. Askeroğlu, Rusya'nın Büyük Güç Olma Stratejisi kitabının yazarıdır.