ANALİZ
Kafkasya’da Oluşan Yeni Jeopolitik Denge
Rus barış gücünün Karabağ’dan çekilmesi, Azerbaycan’ın Karabağ üzerindeki siyasi hakimiyetinin sonucu. Dolayısıyla da Kafkasya’daki jeopolitik değişimle ilişkili.
17 NİSAN'DA Rusya, barış güçlerini Dağlık Karabağ'dan çekmeye başladı. Bu bilgi Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov tarafından doğrulandı. Peskov, “Rus barış güçlerinin Karabağ'dan çekilmesi, Ermenistan'ın 1991 yılından itibaren Azerbaycan'ın sınırlarını tanımasının ardından bölgede ortaya çıkan yeni gerçeklerle örtüşmektedir. Oradaki jeopolitik gerçekler değişti ve aslında barış güçlerinin hiçbir işlevi kalmadı.” açıklanmasında bulundu. Rus barış güçlerinin erken geri çekilmesine ilişkin bilgi, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Hikmet Hacıyev tarafından da doğrulandı. Ona göre, Rusya ve Azerbaycan liderleri bu konuda zaten anlaştı ve iki ülkenin ordusu da bu kararın uygulanmasında rol alıyor. 26 Nisan'da Karabağ’ın Ağdam bölgesindeki Türk-Rus ortak izleme merkezinin de faaliyetleri sona erdi.
Karabağ'dan ayrılan Rus barış güçleri, Ermenistan'ın Goris ve Sisian kentlerindeki geçici konuşlanma noktalarına yerleştirildi. Ermenistan Güvenlik Konseyi Sekreteri Armen Grigoryan, "yerleşkenin Laçin koridorunun normal işleyişini sağlayacak şekilde seçildiğini” söyledi ve Rus askerlerin Karabağ'dan ayrılması nedeniyle “elbette Ermenistan’da da kalamayacaklar” açıklamasında bulundu. Rus barışı koruma birliği, Kasım 2020'de Karabağ'daki eski temas hattı ve Laçin koridoru boyunca konuşlanmıştı. Bu karar, İkinci Karabağ Savaşı'nın sonuçlarının ardından Azerbaycan, Ermenistan ve Rusya liderlerinin imzaladığı ateşkes deklarasyonuna dayanıyordu. Deklarasyona göre barış güçleri 2025 yılına kadar bölgede konuşlandırılacaklardı. Rus askeri personeli, yalnızca hafif silahlara ve zırhlı personel taşıyıcılara sahip, ağır teçhizata sahip olmayan sınırlı bir birlikle (yaklaşık 2 bin kişi) bölgeye girdi. Resmi bilgilere göre çatışma bölgesinde 1.960 askeri personel, 90'a kadar zırhlı personel taşıyıcı ve 380 adet otomobil ve özel teçhizat konuşlandırıldı. Karabağ'da Rus barış güçlerinin 27 gözlem noktası vardı. Barış güçlerinin asıl hedefi Ermenistan ile Azerbaycan arasında ateşkesi korumaktı. Laçin koridoru boyunca konuşlanan Rus barış güçleri yaklaşık 120 bin Ermeni'nin yaşadığı Karabağ ile Ermenistan arasında iletişimin sağlanmasının teminatıydı.
Rusya’nın Karabağ’a barış gücü yerleştirmesiyle ilgili çok farklı yorumlar yapılmıştı. Bazı araştırmacılara göre Karabağ’a barış gücü yerleştiren Rusya, bölgede etkisini artırmakla kalmamış aynı zamanda Karabağ’da kalıcı olarak konuşlanmıştı. Bazı yorumcular daha da ileri giderek Moskova’nın asıl amacının Abhazya ve Güney Osetya örneklerinde olduğu gibi Karabağ’ı Azerbaycan’dan koparmak olduğuna inandıklarını söylemişlerdi. Fakat bunların hiçbiri gerçekleşmedi.
Rusya bölgede oluşan jeopolitik gerçeklere ve Rusya’nın çıkarlarına göre barış güçlerini geri çekme kararı aldı. Rusya’nın Karabağ’dan geri çekilmesine dair de bazı yorumlar dile getirildi. Bunlardan biri 2023'te Azerbaycan ikinci bir saldırı dalgası başlatarak Karabağ'ın kontrolünü ele geçirmesiydi. Bu süreç Laçin koridorunun ablukaya alınmasıyla başladı. Azerbaycan’ın ilerleyişi Rusya’nın etkisini zayıflattı. Rusya 2023 sonbaharında eski temas hattındaki mevkilerini kapatmaya başladı. Eylül 2023'teki Azerbaycan’ın Karabağ’daki Ermeni idarecilerine yönelik operasyonunun ardından Karabağ yetkilileri sözde “Karabağ Cumhuriyetini” fesh ettiklerini duyurdu. Rus barış güçleri Karabağ'daki Ermeni nüfusunu bölgede kalma süresini uzatmaya çalışmasına rağmen üç yıl boyunca bölgeyi 100.000'den fazla Ermeni’nin terk ettiği bildirildi. Böylelikle “Rus barış gücünün koruma nesnesi de ortadan kalmış oldu”. Moskova, barış güçleri sayesinde kitlesel sivil ölümlerinin önlendiğini belirtti. Bakü, Karabağ makamlarının Azerbaycan ordusuna teslim edilmesinde Rus ordusunun arabuluculuk yaptığını açıkladı.
Rusya’ya göre bölgeden barış gücünün geri çekilmesinin ikinci nedeni, Ermenistan’ın Karabağ’dan vazgeçmiş olması ve resmî olarak Azerbaycan toprağı olarak tanımasıydı. 5 Ekim 2023’te Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan İspanya'nın Granada kentinde yaptığı toplantıda Dağlık Karabağ'ı Azerbaycan toprağı olarak tanıyan bir bildiri imzalayarak bölge üzerinde Azerbaycan’ın egemenliğini resmen kabul etmiş oldu. Fakat Ermenistan bu konuda Rusya’yla farklı görüşe sahip. Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Rus ordusunun Karabağ'da bölge halkını korumak da dahil olmak üzere misyonunu yerine getiremediğini savunuyor. Hatta Paşinyan, Rusya’nın Ermenistan’a yönelik güvenlik yükümlülüğünü yerine getirmemesini eleştirerek Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nündeki (KGAÖ) çalışmalarını dondurduğunu duyurdu.
Üçüncü görüşe göre ise, Rus barış gücünün Karabağ’dan çekilmesinin nedeni Rus-Ermeni ilişkilerindeki gerginlik ve Ermenistan’ın izlediği dış politika kararları. Buna göre Rusya Bölgedeki barış güçlerini geri çekerek Ermenistan’a bir uyarı vermeye çalışıyor. Ermenistan’ın dış politika yönünü Batı’ya çevirmesi, örneğin Fransa nezdinde yeni ortaklar arayışında olması, Hindistan’ın Rusya’nın önüne geçerek Ermenistan’ın en büyük silah tedarikçisi haline gelmesi Rusya’nın tutumunun değişmesinin sebepleri olarak görülüyor.
30 Ekim 2023 Paşinyan Amerikan gazetesi Wall Street Journal'a verdiği röportajda, “ülkede Rus askeri üslerinin bulunmasını herhangi bir avantaj olarak görmediğini” belirtti. 6 Mart 2024’te Ermenistan Güvenlik Konseyi Sekreteri Armen Grigoryan, “Ermenistan, Rus sınır muhafızlarının Erivan'daki Zvartnots havaalanından çekilmesi planlarına ilişkin Rusya'ya resmi bir mektup gönderdiğini” söyledi. Ona göre Ermenistan Zvartnots'u kendi başına da kontrol edebilir ve etmesi gerekir. Zvartnots, Erivan'ın 12 km batısında bulunan ülkenin ana uluslararası havaalanıdır. Rus ordusu ise otuz yılı aşkın bir süredir üsse konuşlanmış durumda. Daha önce Rus sınır muhafızlarının 1 Ağustos'ta Zvartnots havaalanından çekileceği bildirilmişti ancak gerçekleşmedi.
Dördüncü bir yorum, Rusya Devlet Duması Bağımsız Devletler Teşkilâtı Komitesi Başkan Yardımcısı Konstantin Zatulin tarafından dile getirildi. Zatulin, Azerbaycan'ın Karabağ’daki “Ermeni varlığının izlerini silmeyi planladığını”, böylece Rus barış güçlerinin oradaki varlığının her iki taraf için de “çatışma nedeni haline gelebileceğini” vurguladı. Azerbaycan’la karşı karşıya gelmemek için Rusya barış gücünü geri çekme kararı aldı. Ayrıca Zatulin, bölgede herhangi bir çatışmanın artık yaşanmayacağını, çünkü Ermenilerin kendi toprakları için mücadele etme iradesinden yoksun olduklarını vurguladı.
Rus barış gücünün Karabağ’dan çekilmesi, Azerbaycan’ın Karabağ üzerindeki siyasi hakimiyetinin sonucu. Dolayısıyla da Kafkasya’daki jeopolitik değişimle ilişkili. Rus barış gücünün bölgeden çekilmeye başlamasının ardından 22 Nisan’da İlham Aliyev’in Moskova’da Putin’le görüşmesi, kuşkusuz Karabağ’ın hukukî ve siyasî statüsünün, bölgede oluşan yeni statükonun Rusya ile istişare edilmesiyle ilgiliydi. Azerbaycan bölgede oluşan yeni gerçeklerin Rusya tarafından siyasi olarak kabul edilmesini istiyor. Rusya ise bunun karşılığında Azerbaycan’ın Rusya’ya olan tutumunun ne olacağını merak ediyor.
Kremlin Sözcüsü Peskov, Azerbaycan'ın Rusya için büyük bir komşu, dost, ortak ve müttefik olduğunu açıkladı: “Her iki tarafta da bu ilişkileri mümkün olan her şekilde sürdürmek ve geliştirmek için siyasi irade var”. Aliyev ise Putin’le görüşmesinde “Rusya’nın, Kafkasya’da güvenlik açısından kilit bir ülke” olduğunu belirtti.
Rusya’nın Ermenistan’la ilişkisinin kötüleşmesi nedeniyle bölgedeki etkisi zayıflamış durumda. Rusya bölgedeki varlığını Azerbaycan üzerinden sürdürmek istiyor. Bakü ise Rusya’yı bölgede tamamen zayıflatmak değil, Rusya’nın Azerbaycan’ın bölgedeki çıkarlarını tanıması karşılığında bölgede aktif rol oynayan diğer aktörlerden biri olarak kalmasını ve bu aktörler arasında ilişki dengesini sürdürerek manevra alanını genişletmeyi istiyor. Rus barış gücünün Karabağ’dan çekilmesiyle Rusya’nın bölgedeki jeopolitik statüsü; en etkin güç olmaktan, diğer güçlerden biri olmaya gerilemiştir. Rusya'nın Kafkasya'da önemli aktörlerden biri olması da Azerbaycan’la kuracağı ilişkilere bağlı olacaktır. Ermenistan Batı’nın desteğini almaya çalışırken, Rusya Azerbaycan’la ilişkilerini geliştirmenin yollarını arayacak.
Lisans öğrenimini Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler bölümünde tamamladı. Aynı üniversitenin Uluslararası İlişkiler bölümünde yüksek lisans yaptı. İstanbul Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümünden doktora derecesini aldı. Çeşitli düşünce kuruluşlarında görev yaptı. Askeroğlu’nun araştırma alanları, Rus dış politikası, Avrasya ve Ortadoğu'dur. Askeroğlu, Rusya'nın Büyük Güç Olma Stratejisi kitabının yazarıdır.