ANALİZ
Arjantin'in Yeni Başkanı Ekonomideki Çöküşü Düzeltebilecek mi?
Milei, seçim vaadi olarak Arjantin'in devasa devlet yapısına kılıç çekeceğini söylemişti. Ne var ki parlamentodaki gücü zayıf. Seçimi kazanmak için merkez sağdaki liderlerle ittifak yaptı. Bu durumda müzakere etmek zorunda, bu da pek becerikli olmadığı bir alan.
YENİ SEÇİLEN Arjantin Devlet Başkanı Javier Milei, televizyonda ülkenin siyasilerini sert bir şekilde eleştirerek ün kazanmıştı. Dünyanın kendini açıkça liberter olarak tanımlayan ilk lideri, büyük ihtimalle "eleştirmek yapmaktan kolaydır" şeklindeki cümleyi bizlere kanıtlayacak.
Milei, Kasım ayında yapılan başkanlık seçiminin ikinci turunda, beklentilerin ötesine geçerek oyların %56'sını kazanırken, Arjantin'i son 40 yılın 28'inde yönetmiş olan Peronist hareketin önde gelen isimlerinden Sergio Massa %44'te kaldı. Liberty Advances adlı koalisyon, Arjantin'in 23 eyaletinin 20'sinde ve Buenos Aires şehrinde zafer kazandı. Milei yaptığı zafer konuşmasında Arjantin'in yüzyıllık düşüşünü sona erdirmek ve ülkeyi 35 yıl içinde bir "dünya gücü" haline getirmek için "köklü değişiklikler" yapma sözü verdi.
Bununla birlikte, Milei'nin yetkileri ilk bakışta güçlü görünse bile bu iddialı liderin ülkeyi yönetmesi hiç de kolay olmayacak. Kurduğu koalisyon sadece iki yıllık bir geçmişe sahip. Arjantin'in eyaletleri yöneten güçlü valilerinden hiçbirinin desteğine sahip değil. Ayrıca Kongre'nin alt kanadındaki 257 sandalyeden yalnızca 38'ine ve Senato'daki 72 sandalyeden 7’sine sahip olacak.
Arjantin'in içinde bulunduğu sıkıntılı süreçlerle birleşen bu siyasi güç eksikliği, Milei'nin verdiği büyük vaatleri gerçekleştirmesini zorlaştıracak. Milei, seçim vaadi olarak Arjantin'in devasa devlet yapısına kılıç çekeceğini söylemişti. Kamu harcamalarını GSYİH'nin %15'ine kadar azaltma (şu anda %38), ihracattaki vergiler ile düzenlemeleri azaltma ve kamusal alandaki iktisadi teşebbüslerin çoğunu özelleştirme sözü verdi. Bakanlık sayısını 18'den 8'e düşürmek ve tek bir döviz kuruna geçmek istiyordu. Ülkenin merkez bankasının, "sahtekâr" siyasetçilerin para basma makinesinden farksız olduğunu ve bu nedenle kapatılması gerektiğini söylüyordu. Enflasyonu ortadan kaldırmak için de pesonun, Arjantinlilerin çoğunun birikimlerini yapmayı tercih ettiği para birimi olan ABD doları ile değiştirilmesini önerdi.
Elbette Arjantin'i yeniden ayağa kaldırmak için yapılacak çok şey var. Alberto Fernández'in mevcut Peronist yönetimi altında yıllık enflasyon Aralık 2019'da %54 iken, bugün %143'e yükselmiş durumda. Yoksulların yani hem temel ihtiyaç maddelerini hem de ulaşım gibi temel bir hizmeti karşılayamayanların oranı %36'dan %40'a yükseldi. Yaklaşık 32 farklı vergi ihdas edildi ya da mevcut vergiler zamlandı. Çok sayıda yeni döviz kuru çıktı, bu da yatırımları son derece karmaşık hale getirdi. Arjantin'in IMF'ye 43 milyar dolar borcu var ama mevcut hükümet merkez bankasının kasalarını tamamen boşalttı; net döviz rezervleri 10 milyar doların üzerinde ekside.
Öte yandan, kamu harcamalarını vaat ettiği miktarda kısmak için Milei'nin Arjantin ekonomisindeki en hassas noktalara dokunması gerekecek. Artan harcamaların büyük bir kısmı, devletin GSYİH'nin yaklaşık %12'sini harcadığı emeklilik maaşlarına gidiyor ki bu oran Almanya ve Finlandiya gibi çok daha zengin ve yaşlı ülkelerle benzerlik gösteriyor. GSYİH'nin %2,5'i de her yıl ulaşım ve kamu hizmetleri sübvansiyonlarına harcanıyor. Emekli maaşlarının ve sübvansiyonların azaltılması kısa vadede Arjantin'in yoksullarına zarar verebilir.
IMF'nin Batı Yarımküre Bölümünün eski direktörlerinden Alejandro Werner'in bu konudaki görüşleri şu şekilde: Eğer Milei ekonomiyi dolarla finanse etme yönündeki belirsiz planında ısrar ederse, Arjantinliler pesolarını hızla terk edebilir ve bu da yüksek enflasyona, hatta belki de hiper enflasyona yol açabilir. Werner, Arjantin'in dolaşımdaki ve bankalardaki tüm pesoları ödeyecek miktarda doları olmadığını ve ne uluslararası kreditörlerin ne de IMF'nin riskli bir planı uygulamak için Arjantin'e borç vermeyeceğini belirtiyor.
Şayet ekonomik kriz derinleşirse, bunu toplumsal huzursuzluk izleyebilir. 1983'te askeri cuntanın yıkılması ve demokrasinin geri gelmesinden bu yana Arjantin'in Peronist olmayan üç başkanından sadece biri görevini tamamlayabildi. Diğer ikisi yaşanan sokak gösterileri yüzünden görevlerini, görev süreleri sona ermeden bırakmak zorunda kaldı. Peronist bir toplumsal hareket olan Somos Barrios de Pie'den Lilian "Ben militanım" diyor. "Muhalif olduğumuzda mücadelemiz iki kat zorlaşıyor."
Milei, Ekim ayında yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunda oyların yalnızca %30'unu alabilmişti. Seçimi kazanmak için merkez sağın eski başkanlarından Mauricio Macri ve ana merkez sağ koalisyonu Değişim İçin Birlik'in (İspanyolca kısaltmasıyla JXC) başkan adayı Patricia Bullrich ile ittifak yapmak zorunda kaldı. Milei'nin 94 Kongre üyesi ve 21 Senatörden oluşan JXC'nin tam desteğini alacağı kesin değil. Hal böyleyken müzakere etmek zorunda, bu da pek becerikli olmadığı bir alan. Milei geçmişte JXC'nin önde gelen liderlerinden birine "solcu pisliğin teki" demişti. Ayrıca Bullrich'i 1970'lerde anaokullarını bombalayan solcu bir gerilla olmakla suçlamıştı (Böyle bir şey yaptığına dair hiçbir kanıt yok).
Seçim sürecinde yaşanan gerginlik nedeniyle uzlaşma ihtimali zorlaştı. Oylama öncesinde Milei'nin ekibi defalarca -kanıt olmaksızın- iktidar partisinin oyları çalmak için devasa bir düzenek planladığını iddia etti. Son başkanlık münazarasında Massa, Milei'nin akli dengesinin yerinde olmadığını ima etti. Milei'nin yardımcısı Victoria Villarruel ise uzun zamandır ülkede iktidarın işlediği acımasız suçları hafife alıyor. Seçim gecesi Donald Trump, Milei'yi tebrik etti. İnternet üzerinden yaptığı bir paylaşımda "Sizinle gurur duyuyorum" dedi. "Ülkenizi toparlayacak ve Arjantin'de yeniden harikalar yaratacaksınız!"
Çoğu mesele Milei'nin kabinesinin profesyonelliği çerçevesinde şekillenecek. Buenos Aires'te bir ekonomist olan Lucas Llach şöyle diyor: "Milei hakkında asıl şüphe uyandıran şey ekibinin, özellikle de müstakbel merkez bankası başkanı ve ekonomi bakanının dolarizasyon fikrini benimseyip benimsemediği." Milei'nin bizzat kendisi sık sık ideolojiyi akılcı politikaların önüne koyuyor. Milei, Çin'i "cani" ve Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva'yı ise "komünist" olarak nitelendirdi. Çin ve Brezilya, Arjantin'in başlıca ticaret ortakları ama kendisi ne Xi Jinping ne de Lula ile makamında görüşmeyeceğini söylüyor. Milei’nin önündeki en acil mesele, kabinesini, merkez sağdaki JXC gibi daha köklü hareketlerden teknokratlarla mı yoksa kendi partisinden ideologlarla mı dolduracağına karar vermek. Eğer yanlış bir seçim yaparsa, kendisinden önce gelen ve Peronist olmayan diğer başkanlarla aynı hazin sona uğrama riski yüksek.
Bu yazı, The Economist’de 20 Kasım 2023 tarihinde “Is Argentina’s new president too divisive to fix a broken economy?” başlığıyla yayımlanmıştır. Çeviri yapılırken yazının belirli kısımlarında editoryal düzenleme yapılmıştır.