ANALİZ
İngiltere'de Sağ Siyasetin Geleceği
Uzun yıllar sağı iktidarda tutan “ilerici paradoks” (ilericilerin farklı partilere dağılması), bugün yerini “sağcı paradoks”a bıraktı. Sağcı seçmenlerin farklı partilere dağılması ilericileri iktidara taşıdı. Sağcı ikilem aşılabilecek mi?
İNGİLTERE'NİN genellikle Muhafazakar Parti tarafından yönetilmesinin basit bir nedeni var: Küçük "muhafazakar" seçmenler tek bir partinin çatısı altında birleşirken, ilerici seçmenler farklı partilere dağılıyor. Bu durumu "ilerici paradoks" şeklinde adlandıran düşünürler, ilericilerin birlikte çalışmayı öğrenene kadar iktidarın dışında kalacaklarını ileri sürüyorlardı.
Bu yaklaşım, İngiliz siyasi sistemini anlamada etkili bir rehberdi. Ta ki 4 Temmuz günü İngiltere saati ile 10.01'de sandıklar kapanıp sonuçlar gelmeye başlayana kadar. İşçi Partisi seçim öncesi anket sonuçlarının biraz altında kalarak oyların %34'ünü alabildi. Ancak bu kez ölümcül bir şekilde bölünen soldan ziyade sağ oldu. Muhafazakar Parti %24 civarında oy alarak modern tarihindeki en düşük oy oranında kaldı. Neden mi? Nigel Farage'ın popülist Reform UK partisi, kullanılan tüm oyların tahmini %14'ünü kazandı. Sonuç mu? İşçi Partisi en az 170'lik bir müthiş çoğunluk kazandı. Muhafazakar Parti şimdiye kadarki en kötü performansını sergiledi. İlerici paradoks artık İngiliz siyasetini şekillendirmiyor; artık sağ paradoks kuralları geçerli.
Sağ paradoksun ilk aşamasında Muhafazakarların, Reform UK ve lideri Farage hakkında ne yapacaklarına karar vermeleri gerekiyor. Basitçe söylemek gerekirse, Farage ya gömülecek ya da uyutulacak. Muhafazakarlar saldırıya geçebilir. Adaylarının delilerden ve ırkçılardan oluştuğunu, Reform UK'nin aslında önemsiz bir operasyon olduğunu söyleyerek suçlama yoluna gidebilirler. Farage'ın Rusya'dan Donald Trump'a kadar her konuda tehlikeli görüşleri olduğunu söyleyebilirler. Farage, Muhafazakar Parti'yi yok etmek istediğini ısrarla vurguluyor. Muhafazakar Parti neden karşılık vermesin?
Diğer alternatif ise Farage'a kucak açmak. Bu siyasi bir mantık evliliği olur. Farage, milyonlarca İngiliz seçmeni, iskelet bir kadronun ötesinde neredeyse hiç var olmayan bir partiyi desteklemeye ikna etmeye yetecek düzeyde bir karizmaya sahip. Muhafazakarların kurumsal bir ağırlığı var. Berbat bir iktidar döneminden ve art arda gelen ekonomik krizlerden (bazılarına Muhafazakarların kendileri neden oldu) sonra bile hala her dört seçmenden birinin desteğine sahipler. Ancak, bir yandan Reform UK'in haddi aştığını iddia edip diğer yandan Reform tarzı politikaları taklit etmeye devam edemezler. Muhafazakarlar ya bir siyasi cinayet işleyecek ya da siyasi birleşme yoluna gidecek.
Bir sonraki aşamada Muhafazakarlar, seçmenlerinin çelişkili taleplerini uzlaştırmanın bir yolunu bulmalı. Muhafazakar Parti tarih boyunca "şehir ve kitlelerin" ittifakı oldu: İşadamlarının ve milliyetçilerin partisi. Günümüz Muhafazakarları her ikisini de kendilerinden uzaklaştırmak gibi şaşırtıcı bir başarıya imza attılar.
Şehri memnun etmek mantıklı. Muhafazakarlar artık iş dünyasının partisi değil. Oxfordshire'daki büyük evlerinde haftada bir gün çalışan yönetim danışmanları aslında doğal olarak Muhafazakar olmalı. Muhtemelen AB'de kalma yönünde oy kullanan ve göçmenlik konusunda Muhafazakarların bazı çılgın görüşlerine şüpheyle yaklaşan zengin, liberal seçmenler Muhafazakar ittifakın temel taşları olmalıydı. Oysa bu kişiler partiyi kitleler halinde terk ediyor. Brexit, doğrudan mafyaya hitap ediyordu ve bedelini Şehir ödedi.
Bu seçmenleri kızdırmanın sonuçları 4 Temmuz'da görüldü. İngiltere'nin güneydoğusunda Muhafazakarlar çok sayıda sandalye kaybetti. George Osborne'un eski danışmanı Rupert Harrison, sıradan bir BBC dizisinde "Muhafazakar Şansölye" rolünü üstlenebilecek bir adam. Ancak Winston Churchill'in doğum yeri olan Bicester ve Woodstock'ta Liberal Demokratlara yenildi. Bir zamanlar tamamen Muhafazakar olan bir başka güzel bölge Surrey Heath de Sir Ed Davey'in birliklerine yenildi.
Reform UK'in kazandığı oy miktarına bakılırsa, bu kalabalık Muhafazakarlara dönmekten yana değil. Öfkeleri anlaşılabilir. Bunlar, göçmenlerin geri çevrildiğini ve suçluların acımasızca cezalandırıldığını görmek isteyen kanı kaynayan seçmenler; karşı karşıya kaldıkları manzara ise göç konusunda rekor seviyeye ulaşılması, kanun ve düzen partisinin yer açmak için insanları erken tahliye etmek zorunda kalacağı kadar dolu hapishaneler oldu.
Reform UK seçmenleri ile Muhafazakar seçmenlerin pek çok ortak noktası var. Her ikisi de göçü azaltmak istiyor. Her ikisi de son derece otoriter. Her ikisi de İşçi Partisi'nden hoşlanmıyor. Ancak Yeşil seçmenler ile İşçi Partisi seçmenleri arasındaki benzerlikler de azımsanmayacak kadar çok. Birçok Liberal Demokrat, İşçi Partili akranlarından ayırt edilemez. Anayasa meselesi hariç tutulursa, SNP seçmeni ile İşçi Partisi seçmeni arasında büyük benzerlikler var. İlerici ikilem, küçük farklılıklar üzerinden kurulan narsisizmin çoğu zaman üstesinden gelinmesi en zor şey olduğunu gösteriyor.
Sağcıların bunu idrak etmesi biraz zaman alacak. Tıpkı ilerici hasımlarının yaptığı gibi onlar da kendilerini teselli edecek olgulara sarılacak. Muhafazakar ve Reform oylarının toplamının İşçi Partisi'nin cılız oylarını geride bırakacağını biliyor muydunuz? Evet, 1980'lerde İşçi Partisi ve daha ılımlı bir parti olan Sosyal Demokrat Parti'nin toplam oy oranı Margaret Thatcher'ın Muhafazakar Partisi'nin oy oranını rahatlıkla geride bırakıyordu. Bu durum Thatcher'ın ülkeyi kendi iradesi doğrultusunda yönetmesini engellemedi. "Annemin tekerlekleri olsa bisiklet olurdu" sözünün seçimbilimdeki (psephological) karşılığı da bu.
İlericiler eskiden sondan bir önceki sistemin kurbanıydılar. Şimdi ise sistemin ana menfaat sahipleri konumundalar. İşçi Partisi, savaş sonrası en kötü sandalye sayısına ulaştığı 2019'a kıyasla biraz daha yüksek bir oy oranıyla büyük bir çoğunluk elde etti. David Cameron'ın Muhafazakarları 2010'da %36 oy almış ve çoğunluğu elde edememişti; aynı oran 2015'te kısa ömürlü ama makus talihini değiştiren 12 sandalyelik bir çoğunluğa dönüşmüştü.
Tek adaylı tek turlu çoğunluk sistemi bazı durumlarda demokratik bir yöntem olmuyor. Aksine rastgele bir sayı jeneratörü gibi çalışıyor ve ortaya dünyanın en büyük altıncı ekonomisinin hükümeti için zayıf ya da devasa bir yeterli çoğunluk çıkıyor. Ancak İşçi Partisi'ne "içi boş bir destek" verildiği yönündeki söylemler önemsenmemeli. İngiltere'nin böyle bir sistemi var. Her parti oyunun kurallarını biliyordu ve her parti kazanmaya çalıştı. İşçi Partisi başarılı oldu ve önümüzdeki beş yıl boyunca ülkeyi istediği gibi şekillendirmekte özgür olacak. Bunun on yıllık bir sürece dönüşüp dönüşmeyeceği kısmen basit bir soruya bağlı: Sağcı ikilem aşılabilecek mi?
Bu yazı, The Economist’te “What now for Britain’s right-wing parties?” başlığıyla yayımlanmıştır. Çeviri yapılırken yazının belirli kısımlarında editoryal düzenleme yapılmıştır.