ANALİZ
Yerel Seçimler ve Muhafazakâr Parti’nin Düşüşü!
Muhafazakâr Parti büyük bir düşüş yaşıyor. Son dönemde gelişen iktidar rehaveti, parti içi tasfiye süreçleri, 2019 sonrası partiye katılanların katı grup düşüncesi ve uzun zamandır parti içi entelektüel tartışma ortamının eksikliği, bu düşüşü tetikleyen faktörler arasında.
Yerel seçimlerde hayal kırıklığına uğrayan Muhafazakarlar, partinin seçim yenilgisinin yanı sıra bir kimlik kriziyle de karşı karşıya kalmasından korkuyor.
Yerel seçimler genellikle siyasi bir Rorschach testi gibi oluyor: Seçimlerden ne çıkardığınız zaten ne düşündüğünüze göre şekilleniyor. O kadar çok yarışma var ki (Sunderland'den Plymouth'a uzanan konseyler, belediye başkanlığı, polis ve emniyet müdürlüğü, hatta bazen ara seçimler) bunlardan birinde illaki işinize yarayacak bir sonuç çıkar.
**
Boris Johnson'ın 2019'da elde ettiği tarihi çoğunluktan sadece bir parlamento dönemi sonra Muhafazakar Parti seçim sonuçlarının getirdiği yıkımla karşı karşıya. Her şey nasıl bu kadar ters gitti?
Bu konuda öne çıkan görüş, bunun Brexit vaatlerine (ekonomik refah, düşük göç) karşı oynanan oyundan ve akabinde sağda Muhafazakarlara meydan okuyabilecek isyancı bir partinin yükselişinden kaynaklandığı yönünde. Reform UK (Nigel Farage tarafından Brexit Partisi olarak kurulmuştu) lideri Richard Tice, partisinin yerel seçimlerdeki performansından memnundu.
“İnsanlar arkamızda gerçek bir destek olmadığını söylüyordu; bunun aksini kanıtladık. Sunderland ve Barnsley gibi bazı kilit bölgelerde Muhafazakarların yerini alıyoruz” dedi. “Blackpool South ara seçimlerinde Muhafazakarları yenerek ikinci sıraya yükselmemize sadece 60 oy kalmıştı. Kuzeydeki pek çok bölgede artık İşçi Partisi'nin ana muhalefeti haline geliyoruz.”
**
Peki ya Muhafazakar Parti’de sadece Reform'un ortaya çıkışıyla açıklanamayacak daha derin bir sorun varsa? En Pollyannacı Muhafazakarlar bile artık kaderlerine boyun eğmiş durumda: genel seçim yenilgisinin ardından partinin sadece geleceğini değil, varoluş amacını da gözden geçirmesi gerekecek. Bir strateji uzmanı, partinin 1997 yılındaki sonuçlarda (135 milletvekili) yaşadığı "psikolojik Rubicon"u da geçebileceğini söyledi.
Muhafazakar milletvekilleri, Houchen yaklaşımını benimseyerek ve hiper-yerel girişimler yürüterek ya da seçmenleri Keir Starmer'a çoğunluğu kaptırmamaya çağırarak, koltuklarını korumaya ve hasarı en aza indirmeye yönelik çılgınca bir çaba içindeler. Ancak Westminster'ın barlarında, restoranlarında ve WhatsApp gruplarında sorulan sorular daha sert: Buraya kadar mı?
Muhafazakar yorumcu ve partinin eski konuşma yazarı Tim Montgomerie “Muhafazakar Parti arızalanan bir makine gibi değil” dedi. “Çürüyen bir organizma gibi. Muhafazakar Parti'nin yeşerdiği toprağa zehir karıştı. Ölmekte olan sadece (ana mahsul şeklinde adlandırabileceğimiz) seçim başarısı değil; onu örten gölgelik, bir sonraki neslin tohumları. Sanki her şey can çekişiyor, çünkü habitat bozuldu.”
Montgomerie'nin “Hollanda karaağaç solgunluğu olarak bilinen hastalığın siyasi eşdeğeri” şeklinde tanımladığı durum yalnızca Muhafazakarlara özgü değil. Diğer köklü partiler de (ABD'de, Avrupa'da ve İngiliz İşçi Partisi'nde) sosyal medya, artan kutuplaşma, değişen jeopolitik eğilimler ve demografik değişim çağına uyum sağlama sorunuyla karşı karşıya. (Muhafazakar bir milletvekilinin dediği gibi İşçi Partisi Müslüman toplulukların desteğini kaybetti, ancak bunun bir sonraki seçimlerde pek bir fark yaratması beklenmiyor). Yerel seçimlerin de gösterdiği gibi Muhafazakarların düşüşü daha da hızlandı.
Montgomerie, “Mesele sadece oy oranları değil; sanki bir kurum tamamen çürümüş gibi,” diye uyardı. “Tek bir siyasi iklim için eğitilmiş bir monokültür gibiyiz. Siyasi iklim değişiyor ve aslında silolaştığımızı fark ediyoruz: Belirli bir sıcaklık aralığında, yağış aralığında çok iyiyiz, [ama] sonra hava değişiyor, iklim değişiyor ve çöküyoruz.”
“Reformu takip et” şeklindeki söylemin aksine yukarıdaki analiz, partinin son yıllarda kendi başarısının kurbanı haline geldiğini ve seçmenlere sunduklarını yenileme kabiliyetine zarar verdiğini gösteriyor. Ilımlı bir milletvekilinin söylediğine göre, sağa bakma dürtüsü partiyi merkezden gelebilecek risklere karşı körleştirmiş durumda. “Şu anda İngiltere'deki en başarılı Muhafazakar politikacılar Andy Street ve Ben Houchen; her ikisi de kendi bölgelerinde başarılı olmuş merkezciler. Reform'a yönelmenin sadece ana akım oyları kaybetmeye ve kaybeden ideologları tatmin etmeye yaradığı düşüncesi siyasi cahillik ve boş laftan ibaret.”
Bu düşüşte etkili olan faktörler ise şöyle sıralanıyor: Johnson'ın 2019’daki ezici çoğunluk zaferinin ardından gelen rehavet, yine Johnson'ın partiyi deneyim ve çeşitlilikten yoksun bırakan “eski isimleri” tasfiye etmesi; 2019'da partiye katılanların katı grup düşüncesi ve parti içinde Cameron döneminden beri süregelen entelektüel tartışma ortamının eksikliği.
Umutsuzluğa kapılan Muhafazakar bir stratejist, “Seçimden sonra hangi seçmen tabanın partide kaldığını sormalıyız,” diyor. Sunak'ın sahip olduğu teknokratik yetkinlik görüntüsü, partinin derin bir kriz içinde olduğu gerçeğini uzun süre gizledi. Bunun bir nedeni yaş: 18-25 yaş arası gençlerin sadece yüzde 14'ü bir sonraki seçimde Muhafazakar Parti'ye oy vermeyi planlıyor. Bu oran 1997'deki seviyenin altında. Nedenlerden biri de "seviye yükseltme" vaadinin başarısızlığı. Bazıları da bunun kısmen Sunak'ın, yani hesap tablolarına ve odak gruplarına bakarak doğru cevabı bulabileceğine ikna olmuş bir Başbakan'ın büyük resmi gözden kaçırmasından kaynaklandığını savunuyor.
**
Şimdi panik havası esiyor. Sunak'ı devirmeye yönelik çabalar ivme kaybetmiş durumda; bunun nedeni Başbakan'a olan inancın yeniden tesis edilmiş olması değil, potansiyel rakiplerden hiçbirinin seçim öncesinde bu görevi istememesi. Simon Clarke bile değişim için ajitasyon yapmayı bıraktı. Reform hayaleti partinin peşini bırakmıyor ve Ben Houchen'ın zaferi ile Andy Street'in az farkla kaybetmesi örneklerinde görüldüğü üzere daha pragmatik, daha az ideolojik bir yeniden yapılanma isteyenler boğuluyor.
Sunak genel seçim çağrısı yapmak için beklediği sürece durum daha da kötüleşecek. Yine de bir umut Sunak’ı mümkün olan son ana kadar zombi gibi ağır aksak yürümeye sevk ediyor: İşçi Partisi'nin İsrail-Gazze gerginliği yüzünden çökmesi, Donald Trump'ın ABD seçimlerini kazanması halinde anketlerde şok bir değişiklik yaşanması gibi.
Parti içinden biri “Bu tıpkı Sibyl ve Roma'nın başına gelenler gibi” diyerek uyarıda bulundu. Mitolojide, Roma'nın son kralına, kâhin Sibyl'den dokuz kehanet kitabı satın alması teklif edilir. Kral fiyatın çok yüksek olduğunu düşününce, kâhin kitaplardan üçünü yakar ve kalan altısı için yine aynı fiyata teklif eder. Kral tekrar pazarlık yapmaya çalışınca, kâhin üç kitabı daha yakar ve aynı teklifi yapar. Kral son üç kitabı başlangıçtaki dokuz kitap fiyatına satın alır. Bazen şansınızın dönmesini beklemek işlerin daha da kötüye gitmesine neden olabilir.
Muhafazakar Parti'nin ölümü böyle olmayacak. Muhafazakar Parti 190 yıl boyunca hayatta kaldı, bu süre zarfında genel oy hakkı, Britanya İmparatorluğu'nun çöküşü, iki dünya savaşı, sekiz hükümdar, internetin gelişi ve İngiltere siyasetinin birçok kez yeniden düzenlenmesi gibi birçok olay yaşandı. Geçtiğimiz yüzyılın üçte ikisinde, sürekli olarak güç toplayarak ve kendini yeniden inşa ederek iktidarda kaldı.
Ancak partinin hayatta kalabilmesi için, Brexit'e takılıp kalmak yerine, zehirlenmiş ekosistemi iyileştirecek, muhafazakar siyasete çeşitlilik ve dinamizm kazandıracak ve geleceğin meseleleri (teknolojik ilerleme, demografik değişim, konut) hakkında fikir yürütmeyi teşvik edecek yollar bulması gerekiyor. Sağcı kanadın gösteri dünyasının cazibesine kapılmadan sağı birleştirmenin bir yolunu bulmalı ve seçmenlerin halihazırda bulundukları yere ulaşmalı; sesi en çok çıkan Muhafazakarların, seçmenlerin bulunması gerektiğini düşündükleri yere değil. Bunu da Rishi Sunak baştayken ya da 2019 koalisyonunun hayaletleriyle boş umutlar vaat ederek yapamaz. Bu Rorschach testini yanılgıya düşmeden yorumlamanın tek bir yolu var.
Uzun süredir Muhafazakar Parti'de danışmanlık yapan biri, Muhafazakar sağın çok sevdiği liberteryen filozof Ayn Rand'ın bir sözüne atıfta bulunarak şöyle dedi: “Gerçeklerden kaçabilirsiniz. Ancak gerçeklerden kaçmanın sonuçlarından kaçamazsınız.”
Bu yazı, The New Statesman’de, 08 Mayıs 2024 tarihinde “The Tory Doomscroll” başlığıyla yayımlanmıştır. Kısaltılarak çevirilen metinde editoryal düzenleme yapılmıştır.