×
ALMANYA
21.05.2025

ANALİZ

Yanlış Başlangıç: Merz Hükümetinden Ne Beklenebilir?

Karamsarlık Almanya'nın ulusal sporudur ve Almanya, işleri yavaş yapma konusunda oldukça mahirdir. Almanya’da Merz liderliğindeki yeni hükümet tam olarak bu fikirlerin biçimlendirdiği bir siyasal atmosferde göreve başladı.
ALMANYA'DA MERZ hükümeti bir fiyaskoyla göreve başladı. İlk oylamada, kendi partisi Hristiyan Birlik (CDU/CSU) ve koalisyon ortağı Sosyal Demokrat (SPD) vekillerinden oluşan 328 milletvekilinin güvenoyunu alamayan Friedrich Merz, ikinci oylamanın sonunda hükümeti kurmak için gerekli desteği (325 vekilin onayını) alarak Almanya’nın yeni Şansölyesi oldu. 

Merz ilk oylamada 310 oy aldı. Gerekli güvenoyu sayısından 6 eksikti. CDU/CSU-SPD koalisyonundaki milletvekili sayısınınsa 18 altındaydı. Dahası, ona karşı 307 oy vardı. Aşırı sağcı Almanya İçin Alternatif (AfD), Yeşiller ve aşırı sol Die Linke, parlamentoda toplam 301 oya sahipti; Dokuz milletvekili, parlamento binasında (Reichstag'da) olmalarına rağmen oylamaya katılmadı. Bu, kendi partisinden ve/veya SPD'den en az altı milletvekilinin ilk turda Merz'e karşı oy kullandığı anlamına geliyor. 

Tüm bunlar, ilk etapta siyasi olarak çok güçlü görünmeyen Merz'e zarar verdi. Daha en başta, partisi CDU/CSU’nun yeni parlamento lideri Jens Spahn ve CDU genel sekreteri Carsten Linnemann gibi Merz’in parti içi potansiyel rakipleri hükümete girme tekliflerini reddetti. Ardından bu ilk oylamada yaşanan fiyasko, Merz’in liderlik kariyeri açısından kötü bir başlangıç oldu. Bu durum, seçimlerden sonra SPD'nin yeni güçlü adamı olarak ortaya çıkan ve Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı olarak görevi devralan Sosyal Demokratların (SPD) eş lideri ve Merz'in kilit koalisyon ortağı Lars Klingbeil'e de kötü yansıyor. Parti yönetimi ve ileriye dönük planlama alanındaki yetenekleri konusunda kendisine bazı zor sorular sorması gerekecek. Almanya artık basiretsiz ve şövalye ruhlu bir koalisyon tarafından mı yönetilecek?

Peki bu neden oldu?

İlk turda, koalisyon milletvekilleri içerisinde, Merz'e karşı oy kullanmış olabilecek dört milletvekili grubu var. Bu dört grup, karşı oy kullanmış olabilir. 

Birincisi, Merz'den memnun olmayan CDU/CSU milletvekilleri. Merz seçim kampanyası döneminde denk bütçeyi savunup seçimi kazandıktan sadece birkaç gün sonra, Almanya'nın devlet borçları üzerindeki anayasal kısıtlamaları kaldırmaya yönelik düzenlemeye öncülük etti. Böylelikle daha fazla savunma ve altyapı harcamasına izin veren bir mali programın önünü açtı. Bu, oylama sırasında ona bir mesaj göndermeye karar vermiş olabilecek, parti içerisindeki mali şahinleri kızdırmış olmalı.

İkincisi, bakanlık makamını umut eden ve bunu kaçıran CDU/CSU milletvekilleri. Bu kaçınılmazdı, özellikle de Merz kendi partisi için beklenenden daha az kabine pozisyonu elde ettiği için. Üçüncü grup, bir bakanlık görevini kaçıran ya da bakan seçimlerinden memnun olmayan SPD milletvekillerinden oluşacaktır.

Dördüncü grup, Merz ile politika anlaşmazlıkları olan, SDP üyesi bazı solcu milletvekillerinden oluşuyor. Merz’in seçimden önce göç politikası konusunda, aşırı sağcı AfD ile birlikte oy kullanma kararı büyük öfkeye neden oldu. SPD içinde koalisyon anlaşmasının özellikle göç konusunda Merz'e çok fazla taviz verdiğini düşünen eleştirmenler var.

**
Yeni dönem
Koalisyon görüşmeleri iki aydan az sürdü. Bu süre zarfında, uyumu sağlama arzusuyla Merz partiye istediklerinin çoğunu verdi: Yedi kabine görevi SPD'nin hak ettiğinden çok fazlası. Ayrıca bu dağılım, yeni dönemde, yüksek refahın devamına olan bağlılığın ve yapısal reformların asgari düzeyde seyredeceğinin bir göstergesi gibi.

Ancak koalisyonun ömrü Merz'in "koalisyondaki yeni isim" Lars Klingbeil ile geliştireceği ilişkiye bağlı olacak. SPD eş lideri yeni şansölye yardımcısı ve maliye bakanı. Hem o hem de Merz seleflerinden ders almış olmalılar: Scholz'un hükümeti, Maliye Bakanlığından sorumlu adam Christian Lindner'in Koalisyon içi muhalefet gibi davranması nedeniyle çöktü. Şimdi ikili bu kaderden kaçınmaya çalışacak.

**
CDU sorumluluk üstleniyor
Dış ve güvenlik politikası için koalisyon profili umut verici görünüyor. Altmış yıldır ilk kez, Johann Wadephul ile Dışişleri Bakanlığını devralıyor. 1960'ların sonlarından bu yana bakanlık, SPD, Özgür Demokratlar (FDP) veya Yeşiller gibi, koalisyon partilerinin daha küçük ortakları tarafından işgal edildi. Giden Scholz hükümetinin başlangıçta sergilediği gibi, en iyi niyetli durumda bile, Dışişleri bakanlığı ile Şansölyelik arasında, en son Ukrayna politikası konusunda olmak üzere, her zaman sürtüşmeler yaşanması kaçınılmazdı. Ama şimdi  yeni Dışişleri Bakanı Wadephul, hırslı olsa da ikinci sırada kalmaktan mutlu olan, Merz sadık isimlerden biri. Son haftalarda çeşitli Avrupa başkentlerini ziyaret ederek Scholz geçici hükümetiyle politikayı Wadephul koordine etmişti.

Wadephul'un yanında üç devlet bakanı var. Bunların en ilginci, daha ileri eğilimli bir Alman dış ve güvenlik politikasının sesli savunucusu olan Türk göçmen Serap Güler. Ayrıca AB işlerinde deneyimli olan Gunther Krichbaum da var. Üçüncü isimse Bavyera CSU'nun Dışişleri Bakanlığındaki ilk bakan yardımcısı olan Florian Hahn.

Şansölyelik: Çoklu krizlere karşı yeni kadro

CDU'nun Dışişleri Bakanlığını devralması, Dışişleri Bakanlığı ile Şansölyeliğin yeni dönemde çok daha uyumlu çalışacağı anlamına geliyor: Zira Şansölyelikte Merz'e danışmanlık yapacak iki saygın diplomat bulunuyor: Dışişleri Bakanlığındaki siyasi direktörlük görevinden Merz’in danışmanlık görevine geçen Günter Sautter ve Avrupa politika danışmanı Michael Clauß. Clauß, 2018'den beri AB'de daimi temsilci olarak Almanya'nın Brüksel'deki adamıydı. Ayrıca, Şansölyelikte yeni bir ulusal güvenlik konseyinin oluşumunu koordine edecek olan Merz'in 34 yaşındaki ofis başkanı Jacob Schrot da var.

Hırsı ve ilgisi çoğunlukla Avrupa ve dış ilişkilere odaklanacak gibi görünen Merz için bu kadro, giderek büyüyen dış politika zorlukları dağını ele almak için deneyimli uzmanlar ve taze zihinlerin bir karışımı: Ukrayna'yı işgal girişiminde durmadan savaşan bir Rusya; Trump yönetiminde güvenilmez bir müttefike, hatta AB'yi yok etmeye çalışan açık düşmana dönüşmüş bir Amerika; küresel güç üzerinde kendi tasarımlarına sahip bir Çin ve daha fazlası. Bugün Almanya, Savaş sonrası dönemdeki gibi ağır zorluklarla yüzleşiyor: Rusya'yı tek başına caydırabilmek için Avrupa'yı yeniden silahlandırmak gibi büyük bir zorlukla karşı karşıya. Küresel Güney olarak adlandırılan (gelişmekte olan) ülkelere ulaşmak gibi büyük bir zorlukla karşı karşıya.

Eski ve yeni SPD yüzleri

Yeni koalisyon içerisinde, güvenlik – dış politikadan sonra gelen ikinci görevler SPD'yi de işin içine katıyor: Boris Pistorius, Scholz hükümetinden kalan tek bakan. Merz, Almanya'nın silahlı kuvvetlerini yeniden düzene sokma ve hızlı bir pan-Avrupa yeniden silahlanmasını yönetme çabasında başarılı olmak için SPD'nin en popüler politikacısına ihtiyaç duyacak.

Kabinede ekonomik işbirliği ve kalkınmadan sorumlu bakan, Iraklı bir ailenin Moskova'da doğan ve Kuzey Almanya'da büyüyen kızı, 35 yaşındaki Reem Alabali-Radovan olacak. Alabali-Radovan, Scholz hükümetinde, göç, mülteciler ve entegrasyon temsilcisi olarak çalıştı.

Ancak yeni CDU/CSU-SPD hükümetinin sarsıntılı başlangıcı, önümüzde hala birçok iç mücadele olduğunu gösteriyor. Merz ve Klingbeil, koalisyonu işler hale getirmek için kendilerini bir ölçüde yeniden icat etmek zorunda kalacaklar. Ancak o zaman Almanya, ülkenin ve Avrupa ortaklarının acilen ihtiyaç duyduğu başarılı bir dış ilişkiler, Avrupa ve güvenlik politikası izleyebilecek.


Bu yazı, 6 Mayıs 2025 tarihinde, POLITICO’da yayınlanan ve John Kampfner tarafından kaleme alınan “Will Merz spring Germany into action?” başlıklı; aynı tarihte Conversation’da yayınlanan ve Ed Turner tarafından kaleme alınan “Friedrich Merz confirmed as Germany’s chancellor – but betrayal by MPs in a secret ballot means he starts from a position of weakness” başlıklı; yine aynı tarihte, Internationale Politik Quarterly’de yayınlanan ve Henning Hoff tarafından yazılan “A Terrible Start for Merz” başlıklı yazıdan derlenerek hazırlanmıştır.