×
TÜRKİYE
12.09.2024

ANALİZ

Türkiye'de Varlık Fiyatları Patlaması

Türkiye'deki ultra yüksek net değere sahip bireylerin sayısı 2022 ve 2023 yılları arasında %10 arttı. Ancak yüksek enflasyonla birlikte, sıradan insanlar, satın alma güçlerini kaybederken, artan kiraların altında eziliyor.
HAFTA İÇİ bir öğleden sonra İstanbul'un İstinye Park alışveriş merkezindeki butikler cıvıl cıvıl. Şehrin Michelin yıldızlı restoranları aylardır dolu ve yat marinaları tıklım tıklım. Lüks malların tüketimi arttıkça, Türkiye'nin en büyük kentinin her yerinde şaşırtıcı bir zenginlik patlamasının işaretleri görülür. Zenginler daha da zenginleşiyor: Türkiye'deki ultra yüksek net değere sahip bireylerin (30 milyon dolar veya daha fazla değere sahip olanlar) sayısı 2022 ve 2023 yılları arasında %10 arttı. Yine de ortalama bir Türk'e zenginleştiğini hissedip hissetmediğini sorduğunuzda, cevabınız büyük ihtimalle bir hayır olacaktır.

Rakamlar şaşırtıcı. Bir bankanın raporuna göre, Türkiye'de yetişkin başına düşen ortalama servet (finansal ve emlak varlıkları eksi borçlar) 2022 ve 2023 yılları arasında Türk Lirası cinsinden %158 oranında artarak herhangi bir ülkedeki en yüksek artışa ulaşmış durumda. Türkiye'nin Temmuz ayında yıllık %61,8 olarak gerçekleşen enflasyon oranı, aynı dönemde dolar karşısında %19 değer kaybeden liranın devalüasyonunu geride bırakıyor. Bunun bir sonucu olarak, vatandaşlar, tasarruflarını değerini koruyacağını umdukları varlıklara yatırmak için çabalarken, emlak fiyatları dolar bazında bile yükseliyor. Krediye erişimi olanlar genellikle son derece negatif reel oranlarla kredi alarak daha da zenginleşebiliyor.

Hali vakti yerinde olan varlık sahipleri yastık altlarının şişmesini izliyor olabilirler. Ancak sıradan insanlar için bu etki pek de hoş değil. Sahip oldukları servet kağıt üzerinde artıyor olsa da süpermarketlerde satın alma güçleri azaldı; nominal ortalama ücretler 2022 ve 2023 yılları arasında fiilen düştü. Geçen yılki seçimlerden bu yana Mehmet Şimşek liderliğindeki Türkiye'nin yeni maliye ekibi, hükümetin düşük faiz oranları ve kolay kredi konusunda yıllardır izlediği ısrarlı politikalarla sarsılan ekonomiye ortodoksluğu geri getirerek enflasyonu dizginlemeye çalışıyor.

Merkez Bankası bir dizi büyük artışın ardından Mart ayından bu yana faiz oranını %50'de tutuyor ve bankalar kredi limitlerini azaltıyor. Asgari ücretteki büyük nominal artışlar durduruldu; önceki iki yılda olduğu gibi Temmuz ayında da yıl ortasında artış yapılmadı. Ev sahibi olmayan vatandaşlar, enflasyonla birlikte artan kiraların altında eziliyor. 

Türkiye'nin ekonomi bakanının eski danışmanı ve ekonomist Murat Üçer, “Hedge edebilenler zenginleşiyor, edemeyenler fakirleşiyor” diyor. Yeni para İstanbul'un şık semtlerinde ve Bodrum'un ünlülerle dolu tatil beldelerinde harcanıyor. Ülkenin yeni süper zenginlerine hizmet etmek için gelişen bir yerel varlık yönetimi sektörü de ortaya çıktı: Türkiye'de yönetilen varlıkların değerinin bu yılın sonuna kadar 123 milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyor. Bu miktarın büyük bir kısmı köklü ailelerin elinde. Türkiye'deki işletmelerin %95'i ailelere ait, ancak servet dikkatle korunmadığı takdirde nesiller arasında kaybolabiliyor.

Türkiye'nin ilk çok aileli özel danışmanlık firması Karman Beyond'un kurucusu ve kendisi de ikinci kuşak servet sahibi olan Özge Doğan, “En büyük ailelerle zaten iyi ilgileniliyor, ama artık başkaları da var” diyor. “Servetimiz konusunda daha muhafazakârız ama başka bir anlayış gelişiyor.” 

Merkez Bankası yıllık enflasyonun 2024 yılı sonunda %38'e düşeceğini düşünüyor: Sıradan vatandaşlar için için iyi haber.


Bu yazı, The Economist’te “Turkey’s asset-price boom is good for some but terrible for most” başlığıyla yayımlanmıştır. Çeviri yapılırken yazının belirli kısımlarında editoryal düzenleme yapılmıştır.