ANALİZ
Son Postkolonyal Derbi: Tarihin ve Göç Hikayelerinin Gölgesinde "Fransa – Fas Karşılaşması"
Fransa-Fas karşılaşması kişisel ve ulusal nitelikte pek çok tarih sarmalını bir araya getiriyor. Her iki takımdaki oyuncular, formaları farklı olsa da "sosyal hareketlilik" ve "diaspora hikayeleri" açısından ortak bir kaderi paylaşıyorlar.
FRANSA'NIN ANGERS ŞEHRİ, Loire Vadisi'nin merkezinde bir tepenin üzerinde yer alıyor. Şehir Fransa tarihinin de merkezinde. Fransa tarihinde merkezi bir role sahip: Şehrin Katedrali 1096'da kutsandı ve Fransa'daki kanlı Din Savaşlarına bir süre son veren Nantes Fermanı, 1598'de Kral IV. Henry tarafından burada yazıldı.
Bugün, şehir başka tarihleri besliyor. Güney kenarı boyunca, 1960'ların sonlarından itibaren birkaç büyük konut projesinin alanı haline gelen Roseraie mahallesi var. Bu konutlar, Kuzey ve Batı Afrika'daki eski Fransız kolonilerinden gelen ve aslında çoğu Fransız şehirlerinin dışında oturan, pek çok göçmen ve göçmen çocuklarına ev sahipliği yapıyor. Faslı bir göçmen olan Zübeyde Belmolat, bu komplekslerden birinde üç oğlunu büyüttü; aralarında Fas milli futbol takımının 29 yaşındaki virtüöz kanat oyuncusu Sofiane Bufal da vardı.
Fransa genelinde, bu tür toplu konut kompleksleri, son birkaç on yılda küresel futbolun en önemli merkezlerinden biri haline geldi. 1980'lerde Zinedine Zidane (Marsilya'dan) ve Lilian Thuram (Paris dışında, Fontainebleau'dan) bugünün yıldızları Kylian Mbappé ve Paul Pogba (sırasıyla Paris'in Bondy ve Lagny-sur-Marne banliyölerinden) gibi oyuncular buralarda büyüdüler. İki faktörün birleşimi, bu topluluklardan çok sayıda başarılı oyuncunun ortaya çıkmasını sağladı: Spor altyapısına ve antrenörlere ciddi hükümet yatırımı ve birçok genci sporu, Fransa toplumunda sosyal hareketlilik için tek şansları olarak görmeye iten yoksulluk ve dışlanma koşulları.
Bufal, altı yaşındayken yerel bir takımda oynamaya başladı ve gençken bu sistemin içinden, Angers profesyonel ekibi tarafından yönetilen akademiye geçti. Bu akademiler, öğrencilere liseyi bitirirken destek ve eğitim sağlıyor. Sonrasında oyuncular, profesyonel takımlarla profesyonel bir sözleşme imzalama imkanı buluyor. Bufal 2013 yılında profesyonel sözleşmesini imzalandı ve o zamandan bu tarafa Angers'ın yanı sıra Fransa ve İngiltere'deki diğer takımlarda forma giydi.
Bufal hem Fransız hem de Fas uyruklu. Uluslararası yarışmalar söz konusu olduğunda bir seçim yapması gerekiyordu: Doğup büyüdüğü ülke olan Fransa için mi yoksa ailesinin geldiği Fas için mi oynayacaktı? Genç yaşta Fas takımı için keşfedildi ve sonunda 2016'da Fas için oynamaya karar verdi. Sonraki yıllar onun için profesyonel olarak zor geçti. 2018 Dünya Kupasında, Fas kadrosuna alınmadı. Ancak bu yıl, ülkenin keyifli yarı final koşusunda kritik bir oyuncu oldu.
Fas, her ikisi de Fas'ta doğup büyüyen Yahya Atiyyetullah'ın inanılmaz kavisli pası ve Yusuf En-Nesri'nin kafa vuruşuyla Cumartesi günü Portekiz'i mağlup etti. Sonuca biraz inanamasalar da sevinen taraftarların ve oyuncuların maçtan sonraki kutlama sahneleri saf neşeyi gösteriyordu. Ancak tatlılığı ve insancıllığıyla en çok öne çıkan görüntü Bufal'a aitti. Annesi Zübeyde sahaya indi ve onun zafer sevincine ortak oldu. Sahada birlikte dans ettiler. O kadar sıcak ve sevgi dolu bir andı ki, turnuvanın tanımlayıcı görüntülerinden biri olarak hızla medyada yayıldı.
Fas'ın zaferi birçok açıdan tarihi bir zaferdi. Fas takımı, Afrika'dan Dünya Kupası'nda yarı finale çıkan ilk takım oldu.
Aslında tatmin edici futbol hikayeleri sunan bazı satıcılar, bir Arjantin-Portekiz (ve daha da önemlisi bir Lionel Messi-Cristiano Ronaldo) finalini pompalıyorlardı. Bu varsayımsal finaldeki varsayımsal kadro, ticari gereklilik havası yaydı. Elbette, Portekiz'in son şampiyon Fransa'yı yenmek zorunda olduğu gerçeği de dahil olmak üzere, pek çok kişi bu senaryonun gerçekleşmesine pek ihtimal vermedi. Ancak Fas takımını yakından takip etmeseydiniz de oyunun ters yöne gideceğini tahmin edebilirdiniz.
Fas takımının İspanya ve Portekiz'e karşı kazandığı Dünya Kupası zaferleri tüm dünyada kutlandı ve aynı zamanda tarih meraklısı olan futbol taraftarlarının hayal gücünü besledi. Endülüs (şimdiki İspanya ve Portekiz'deki çeşitli ortaçağ İslam devletlerinin her şeyi kapsayan etiketi) tarihe geri çağrıldı ve bazıları kazananın Elhamra'ya hakim olması gerektiğini önerdi. Tarihsel olarak kapsamlı bir tweet bu irtibatı kurdu: "Fas, 732 - Fas, 2022: İber yarımadasını fethettik ve Fransa ile savaşmaya hazırız."
Ancak Fransa-Fas karşılaşmasına özel bir yük ve anlam yükleyen daha yakınlardaki tarihtir. Cezayir'i işgal edip sömürgeleştirmeye başladığı 1830'dan başlayarak, Fransa, 1912'de Fas’ı hakimiyeti altına almak suretiyle bölgede gittikçe daha güçlü bir siyasi rol üstlendi. Fas, 1956'da Fransa'dan bağımsızlığını kazandı. Ancak iki ülke hem bu ortak bir sömürge geçmişi hem de modern göç nedeniyle birbirleriyle olan derin bağlarını sürdürüyor. İki takım arasındaki karşılaşma, son postkolonyal Dünya Kupası derbisi niteliği taşıyor.
İki ülke arasındaki karşılaşmada sahadaki oyuncuların çoğu, hayatları göç hikayeleriyle şekillenen oyunculardan oluşuyor. Geçtiğimiz on yıllar boyunca Faslıların Avrupa'ya, özellikle Belçika, Fransa ve İspanya'ya sürekli ve sistematik bir göç akışı oldu. Fas futbol takımının kadrosu tam olarak bunu yansıtıyor. Bufal, diasporada büyümüş 14 Faslı oyuncudan sadece biri. Defans oyuncusu Roman Sais de Fransa'da doğup büyüdü. Takımdaki diğer dört oyuncu, Belçika'da büyüdü ve bazıları bu turnuvada daha önce mağlup ettikleri oyuncularla birlikte ülkenin ulusal genç takımlarında oynadı. Faslı yıldız kaleci Yasin Bounou (Fas'ta büyümüş olmasına rağmen), Montreal'de doğdu. Hakim Ziyech, Hollanda'da doğdu ve o ülkenin ünlü akademi sisteminden geldi.
Fransa'nın oyuncuları da çoğunlukla göçmen ailelerden. Birçoğu, ebeveynlerinden birinin anavatanı için oynamayı seçebilirdi, ancak bunun yerine Fransa'yı seçti. Çeyrek final galibiyetinde, İngiltere'ye karşı çarpıcı bir vuruş yapan Aurélien Tchouaméni, Kamerunlu bir eczacı ve öğretmenin çocuğu olarak Bordeaux'da büyüdü. Kylian Mbappé'nin annesi Cezayirli, babası Kamerunlu. Theo Hernández (ki turnuvanın ilk maçında sakatlanan kardeşi Lucas'ın yerine geçti) İspanyol kökenli. Fransız takımı, onlarca yıl, çok ırklı bir Fransa'yı temsil ettiği için hem övüldü hem de kötülendi.
Fransa ile Cezayir, Fas ve Tunus arasındaki önceki maçlar bazen gerilimlere neden oldu. 2001'de, sömürge sonrası uzlaşma için bir fırsat olarak müjdelenen Fransa-Cezayir maçı, Cezayir taraftarlarının sahaya inmeleri nedeniyle erken sona erdi. Fransız ekibine, çok sayıda göçmen kökenli oyuncuya sahip olduğu ve ülkeyi temsil etmediği için saldıran aşırı sağcı, göçmen karşıtı politikacı Jean-Marie Le Pen, o maçtaki olaydan yararlandı ve 2002'deki cumhurbaşkanlığı adaylığını maçtan sora stadyumun dışında ilan etti. Saha istilasının birçok göçmenin Fransa'ya saygısızlık ettiğini açıkça gösterdiğini iddia etti.
Bugüne kadar bu maçla karşılaştırılabilir tek Dünya Kupası karşılaşması, 2002'de Senegal'in kazandığı Fransa-Senegal maçıydı. Ancak o, grup aşamasındaki ilk maçtı. Bu kez riskler çok daha yüksek ve taraftarlar arasındaki çatışma potansiyeli daha büyük görünüyor.
Fransa-Fas karşılaşması, kişisel ve ulusal nitelikte pek çok tarih sarmalını bir araya getiriyor. Her iki takımdaki oyuncular, küresel sahnede hangi ülkeyi temsil edecekleri konusunda farklı seçimler yaptılar. Ancak hepsi de sosyal hareketlilik ve diaspora hikayeleri konusunda ortak bir kaderi paylaşıyorlar ve yansıtıyorlar.
Avrupa'nın Akdeniz'de yoğun bir deniz kontrolü rejimi ile Afrika'dan gelen göçü kontrol etmeye ve durdurmaya odaklandığı bir zamanda, sahadaki oyuncuların sınırsız ve neşeli hareketlerinin sunduğu alternatif son derece değerli. Oyun bize sosyal hareketi görmenin farklı bir yolunu sunuyor: Bir tehlike olarak değil, dünyada bir şeyleri güzelleştiren bir olasılık ve özgürlük olarak.
Bu yazı, The Atlantic’te, 14 Aralık 2014 tarihinde, “The Ultimate Postcolonial Derby” başlığıyla yayınlandı. Kısaltılarak çevirilen metinde editoryal düzenleme yapılmıştır.
Virginia Üniversitesi'nde tarih profesörü ve Karsh Demokrasi Enstitüsü'nde akademik direktör. Futbol İmparatorluğu: Dünya Kupası ve Fransa'nın Geleceği; Oyunun Dili: Futbol Nasıl Anlaşılır kitaplarının yazarı.