×
LATİN AMERİKA

ANALİZ

Post-Amerikan Dünyaya Hazırlık: Lula’nın Çin Ziyareti ve Gündemdeki Konular

Brezilya, ABD'ye olan tarihi, diplomatik ve ekonomik bağımlılığını Çin’le geliştirdiği çok yönlü ilişkilerle dengelemek istiyor. Fakat Pekin'in yeni uluslararası düzen vizyonuna boyun eğmek de istemiyor.
BREZİLYA DEVLET BAŞKANI Lula da Silva, Brezilya-Çin ekonomik ilişkileri görüşmek üzere Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ile Pekin'de bir araya geldi. Lula’nın Çin'e merakla beklenen resmi ziyareti, başkanın Mart ayı ortasında zatürre teşhisi konması nedeniyle iki haftalık bir aradan sonra gerçekleşti.

Lula'nın Çin ziyareti, Brezilya basınında, selefi Jair Bolsonaro'nun düşük profilli dış politikasının ardından, “Güney Amerika devinin dünya sahnesine geri dönüşü” olarak ilan edildi. 

Genel olarak Brezilya, ABD-Çin stratejik rekabeti gibi büyük jeopolitik çekişmelerde tarafsız bir pozisyon izlemeye çalıştı. Nitekim Brezilya, Rusya'nın Ukrayna'yı işgalini kınamış olsa da Lula hükümeti, Almanya gibi Batılı aktörlerin Ukrayna’ya silah, asker ve cephane sağlama tekliflerini reddederek çatışmadaki tarafsızlığını ifade etti.

İdeolojik yakınlık yerine ekonomi ve yatırımlar

Çin'in ekonomik gücü arttıkça, Latin Amerika ülkeleriyle ilişkileri, 20 yıl öncesinde bölgedeki solcu hükümetlerle kurulan ideolojik yakınlığa bağlı olmaktan uzaklaşıyor. Bugün, Çin'in Latin Amerika'daki hükümetler ve belediye başkanlarıyla ilişkileri, eyaletler arası ilişkilere derinlik ve esneklik katarken; kökleri ekonomik çıkarlara dayanıyor. Yani bugün Çin'in bölgedeki gücü, ABD ve Batılı finans kurumlarının sunduğu mallarla rekabet edebilen alternatif bir mal tedarikçisi konumuna yani Çin’in ekonomik gücüne dayanıyor.

Yirmi yıldan daha kısa bir süre içinde Çin, ticaret, doğrudan yatırım ve finans kaynakları üzerinden Brezilya ekonomisinin ana ekonomik ortağı haline geldi. Brezilya, Çin'in emtia talebindeki önemli artışın bir sonucu olarak son on yılda ticaret gelirlerinde benzeri görülmemiş bir patlamaya ve ekonomik büyüme oranlarına tanık oldu. Bolsonaro'nun cumhurbaşkanı seçildiği 2018'de Çin, Brezilya'nın 27 eyaletinden 20'sinin birincil ticaret ortağıydı. 20 yıl önce Arjantin ve ABD, Brezilya'nın en önemli ticaret ortaklarıyken bu düşünülemezdi. Bu ekonomik patlama, Brezilyalı ve Çinli iş adamları arasında olduğu kadar Çin Komünist Partisi ile Brezilya'nın başlıca siyasi grupları arasındaki bağları da güçlendirdi.

Başkan Lula’nın Çin ziyaretine bakanlar, senatörler, milletvekilleri ve 100'den fazla tarım ticareti temsilcisi/işadamı dahil olmak üzere 300'e yakın isimden oluşan bir heyet eşlik etti. Brezilya iş dünyası temsilcileri, Pekin'de Çinli ortaklarıyla bir araya geldiklerinde, konuşmaları "enerji geçişi, inovasyon ve sürdürülebilirliğe odaklanarak ticari ilişkileri ve yatırım akışlarını güçlendirme ve çeşitlendirme" üzerineydi. Ayrıca Brezilyalı iş dünyası temsilcileri, “startup”, “inovasyon” ve “dijital ekosistem” konulu sektör panellerine katıldı.

Lula'nın Çin ziyareti, Beyaz Saray'da ABD Başkanı Biden ile görüşmesinden iki ay sonra geldiği için önemli. İşin aslında Lula, aralarındaki gerilime rağmen Brezilya'nın en büyük iki ticaret ortağıyla, iki Süper güçle olan bağlarını dengelemeye çalışıyor (Çin, Brezilya'nın ihracatının %31'ini karşılıyor). Lula’nın Çin ziyaretinde, Brezilya'nın bir numaralı ticaret ortağı ile enerji geçişi, iklim değişikliği, madencilik, sanayi, tarım, finans, bilgi-iletişim teknolojileri, sağlık, altyapı, inşaat, ticaret ve hizmetler sektörlerinde 20'den fazla anlaşma imzalandı.

Lula için bu gezinin odak noktası, Brezilya ekonomisinin yüksek teknolojili geleceğe yönelik stratejik sektörlerinde Çin’le işbirliği olanaklarını aramak; Çin yatırımını, ‘yerel’ para birimi kullanımını, iklim ve sürdürülebilir kalkınmayı ve tarım ticaretini güvence altına almaktı. Nitekim istediklerini de büyük oranda gerçekleştirdi. 

Lula'nın dış politika danışmanı ve Brezilya eski Dışişleri Bakanı Celso Amorim, Reuters'e verdiği röportajda, Brezilya ve Çin hükümetlerinin Çin-Brezilya Yer Kaynakları Uyduları (CBERS) Programı hakkında yeni anlaşmalar hazırladıklarına dikkat çekti. CERBS kapsamındaki ikili bilimsel ve uzay işbirlikleri 1988'e kadar uzanıyor ve uydular, askeri olmayan yerlerde Dünya gözlemi için tasarlandı. 

Çin-Brezilya uzay işbirliği programı çerçevesinde, Çin devlet şirketi China Great Wall Industry Corporation’ın CEBERS-01 ve CBERS-02 uydularının başarıyla fırlatılmasına katıldı. China Great Wall Industry Corporation lansmanın "Çin'in yer kaynakları uyduları ve uydu uygulama ürünleri geliştirme konusundaki yeteneğinin açık bir göstergesi" olduğunu söyledi. Buna ek olarak, BRICS ülkeleri (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika) Dünya'yı uzaktan da takip edebilmek ve birbirlerinin uyduları tarafından elde edilen verileri paylaşmak için bir uydu takımyıldızı oluşturuyor.

Öte yandan ziyarette Brezilya ve Çin, iki ülke şirketlerinin ticaret işlemlerini ABD doları yerine iki ülkenin para birimleri Çin Yuan’ı ve Brezilya Reali ile gerçekleştirme konusunda anlaşmaya vardı. Bu anlaşma, Brezilyalı ve Çinli şirketler arasındaki ticari işlemlerin "maliyetlerini düşürmeye" yardımcı olacak ve kendi para birimlerini üçüncü taraf bir para birimine, yani ABD dolarına dönüştürme ihtiyacını ortadan kaldıracak.

Ticaret ve sosyal yardımlar

Çin, 2009'dan beri Brezilya'nın en büyük ticaret ortağı oldu. Yalnızca 2022'de Brezilya, Çin'e başta soya fasulyesi ve mineral ürünler olmak üzere 91,26 milyar dolar ihraç ederken, Çin'den 61,5 milyar dolar mal ithal etti. 2022'deki toplam ikili ticaret hacmi, Başkan Lula'nın göreve başladığı 2003'ten bu yana 37 kat artarak 152,8 milyar dolara ulaştı. İkili ticaretin yanı sıra, Brezilya ve Çin, son birkaç on yılda diplomatik ilişkilerini artırdı ve Çin, Brezilya'yı 1993'te ilk resmi “stratejik ortak” olarak belirledi. 2012'de Çin, ilişkiyi “küresel bir stratejik ortak” konumuna yükseltti.

Brezilya ile Çin arasındaki bu yakın ilişkinin yanı sıra Çinli işletmeler ve kuruluşlar, bazı sosyal ve medikal yardımlar da sağladı. China Molibden Company, niyobyum madeni satın aldığı Catalão şehrine 1,2 milyon dolar bağışladı. Fosun, China Three Gorges Corporation, State Grid Corporation of China ve Chery gibi Çinli şirketler, covid-19 salgını süresince Brezilya eyaletlerine önemli miktarda tıbbi malzeme ve ekipman bağışı yaptı. Brezilya'daki Çin Büyükelçiliği 800.000 $'lık mali yardım ve malzeme bağışı gerçekleştirdi.

Başkan Lula, Başkan Xi ile görüşmeden önce Başkan Joe Biden ile görüşmüş olsa da Brezilya Cumhurbaşkanının Çin ziyareti Washington'a yaptığı bir günlük geziden farklıydı. Zira Lula, Biden’a bir nezaket ziyareti gerçekleştirirken Xi ile görüşmesinde tarım ticareti, açlığa ve yoksulluğa karşı ittifak, sosyal konularda işbirliği, endüstriyel ve teknolojik yenilik, enerji dağıtımına yönelik yatırımlar, iklim değişikliği gibi çok çeşitli konularda 15 mutabakat zaptı ve 20 anlaşma imzaladı. Hatta uzay alanında işbirliği ve ortak para birimi ile ticaret gibi stratejik işbirliği anlaşmaları gerçekleştirdi.

Dolar hegemonyasına karşı

Öyle ki Lula, ABD dolarının küresel rezerv para birimi olmasıyla ilgili olarak ABD dolarının küresel hakimiyetine meydan okuma çağrısında bulundu. Bu anlamda yakın zamanda imzalanan real-yuan para takası anlaşması, ikili ticaretin mahiyetini değiştirecek ve ABD dolarını tamamen devre dışı kalmasını sağlayacak bir gelişme olarak okunabilir. Ancak gerçekleşmesi ancak uzun vadede mümkün gözüküyor.

Ayrıca Brezilya ve Çin, Brezilya yarı iletken endüstrisinde daha fazla Çin yatırımı sağlamak için bir çalışma grubu kurma konusunda da anlaştı. Anlaşmayla Çin'in Brezilya devletine ait yarı iletken araştırma ve geliştirme (Ar-Ge) merkezi Ceitec'e (Centro de Excelência em Eletrônica Avançada) yatırım yapması ve ülkenin faaliyet gösteren 11 yarı iletken üretim merkeziyle işbirliği yapması bekleniyor. Brezilya'nın yarı iletken endüstrisinin gelişimi, ülkenin hızlı sanayileşme süreci açısından hayati önem taşıyor.
 
Lula'nın Çin'e yaptığı bu ziyaretin bir başka önemli tarafı, Rusya'nın Ukrayna'yı işgaline son verme konusunda müzakere edebilecek "tarafsız" ülkelerden oluşan bir "Barış Kulübü" oluşturma girişimiydi. Lula, Çin Başkanı Xi ile görüşmesinde belirli bir plan ve ülkeler listesi önermedi. Ancak Lula’nın ve Brezilya'nın bu girişimi oldukça ses getirdi ve ülkenin barışçıl imajını güçlendirdi.

Gerilim noktaları

Brezilya'nın Çin ile ilgili en önemli dezavantajı ikili ticaretin dengesiz doğasıdır. Brezilya'nın Çin'e ihracatı, başta soya fasulyesi ve demir cevheri olmak üzere mineral ve tarımsal emtialarda yoğunlaşıyor. Buna karşılık Brezilya, Çin'den ağırlıklı olarak yüksek katma değerli mamul mallar ithal ediyor. Diplomatik ve siyasi alandaki ikili ilişkilerde bazı önemli gerginlikler var. Çin, Brezilya'nın BM Güvenlik Konseyi'nin daimi bir üyesi olma yolundaki tarihsel mücadelesini (galiplerin yanında yer aldığı 2. Dünya Savaşı sonrası günlerinden kaynaklanan bir mücadele) açıkça desteklemedi.

Diğer bir gerilim noktası da Latin Amerika'daki diğer ülkelerin aksine Brezilya'nın Kuşak ve Yol Girişimi (BRI) gibi Çin liderliğindeki projeye katılmakta tereddüt etmesi. BRI'ye katılmak, muhtemelen Brezilya'nın ABD ile ilişkisi için yatırımlardaki potansiyel artışla dengelenemeyecek kadar önemli siyasi maliyetler getiriyor.

Elbette, Brezilya Dışişleri Bakanlığı'nın Pekin ile ilişkilerin ABD ile kadim ortaklığı olumsuz etkilemeyeceğine dair sürekli güvence vermesine rağmen, bu anlaşmalar Washington'da büyük rahatsızlığa neden oluyor.

Brezilya, Çin ile ilişkisini, ülke ekonomisinde ihtiyaç duyulan yatırımı artırmak ve ulusal ekonomiyi sürdürülebilir temellere oturtmak bağlamında değerlendiriyor. Öte yandan Brezilya, gelişmekte olan çok kutuplu bir dünyada küresel yönetişimi şekillendirmede daha aktif bir konum almak için Çin'in Küresel Güney anlatısını kullanıyor. Bununla birlikte, ABD'ye olan tarihi, diplomatik ve ekonomik bağımlılığa karşı Çin ile olan ilişkilerini kullanmak istiyor. Fakat Pekin'in yeni uluslararası düzen vizyonuna tamamen boyun eğmek istemiyor.

Washington'un Lula'nın gezisine duyduğu tüm öfkeye rağmen Brezilya, ABD'nin yarımkürede sahip olduğu en iyi potansiyel ortaklardan birisi. ABD hakkında ne kadar eleştirel yorum yaparsa yapsın Lula, Joe Biden ve ABD'li şirketlerle Brezilya'da yatırım anlaşmaları imzalamaya devam edecektir. ABD'li politika yapıcılar, Çin'in Latin Amerika'daki ekonomik gücünün artık ideolojik yakınlıklara bağlı olmadığını, Brezilya ve Arjantin örneklerinden pekala anlayabilir. Ayrıca gelinen noktada ABD’nin, Latin Amerika ülkeleriyle ilişkilerini geliştirmek için ekonomik çıkarlara odaklanması ve güçlü ticari bağlar oluşturmak için teşvikler sağlaması gerekiyor. Zira ABD, askeri darbeler veya post-modern müdahaleler ile Latin Amerika ülkelerini “arka bahçe” olarak görmeye devam ettiği sürece; Çin’i karşısında değil ensesinden hissedecektir.

Lula, Ukrayna savaşında neden pro-aktif politika izliyor?

Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva ve Dışişleri Bakanı Mauro Vieira, göreve başladıkları 1 Ocak'tan bu yana Rusya-Ukrayna savaşının müzakere yoluyla sona erdirilmesini açıkça savundular. 

Buna rağmen Lula ve Brezilya, Rusya-Ukrayna savaşıyla alakalı orta bir yol izleyerek Batılı liderleri hayal kırıklığına uğrattı. Brezilya, Rusya'nın Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde işgalini kınarken, ABD'nin Moskova'ya yönelik yaptırımlarından kaçındı ve ABD'nin Ukrayna'ya silah gönderme talebini reddetti. Bunun yerine Brezilya, barış için bir grup oluşturulmasını savunuyor.  Lula, barış fikrini destekleyen ülkelerden oluşan bir “barış grubu” fikrini ortaya attı ve Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelensky'ye bu fikri Çin devlet başkanı Xi ile tartışacağını söyledi.

Brezilya hem sağcı Bolsonaro hem solcu Lula başkanlığında, Rusya'nın işgalini dikkatli bir şekilde kaleme alınmış açıklamalarla eleştirdi. Ancak Brezilya’nın, tarım endüstrisi için çok önemli olan gübre ithalatının yaklaşık dörtte birini Rusya’dan alması, ülkenin dış politika tercihlerini ve uluslararası konumunu karmaşık hale getiriyor. Dolayısıyla Brezilya’nın pragmatist bir siyaset izlemesine neden oluyor. Bu yüzden Lula da Silva, Ukrayna Devlet Başkanı Zelensky ve NATO'yu eleştirdi ve ABD’nin Ukrayna’ya silah gönderme çağrısına direndi. 

Özetle Brezilya, Rusya'nın en büyük gübre alıcısı ve 2019'da savaştan önce Rusya'dan yaklaşık 1,9 milyar dolarlık satın alma gerçekleştirdi. Buna rağmen Rusya'nın gübre endüstrisi halen ülkenin petrol ve gaz ihracatının yanında zayıf kalıyor! Avrupa ile olan enerji ticareti Batı yaptırımları altında azalmış olsa da Rusya, Çin ve Hindistan ile yapılan anlaşmalarla bu açıkları telefi etti.

Brezilya Merkez Bankası'nın resmi istatistiklerine göre 2005'te Çin'in Brezilya'daki yatırım stokunun yaklaşık 327 milyon dolar olduğu ve ülkenin toplam yabancı yatırım stokunun yüzde 0,2'sini oluşturduğu görülüyor. 2010 yılına kadar Çin yatırım stoğu 7,9 milyar dolara yükseldi ve yüzde 1,3'e ulaştı. Bununla birlikte, en güçlü büyüme 2010 ile 2019 arasında gerçekleşti ve Çin'in doğrudan yatırım stoku 28,1 milyar dolara ulaştı ve Çin, Brezilya'nın önde gelen yabancı yatırımcıları arasına yükseldi. Amerika Birleşik Devletleri, İspanya ve Fransa gibi Avrupa ülkeleri ve Japonya uzun süredir ülkede baskın güç olmaya devam ederken Çin, son on yılda en hızlı büyüyen yabancı yatırımcı oldu.

Sadece yirmi yıl içinde Çin, Brezilya'nın ana ticaret ortağı haline geldi ve Çinli şirketler, ülkedeki doğrudan operasyonları sayesinde her zamankinden daha görünür hale geldi. Çin’le ticari ilişkilerin Brezilya'nın ekonomik, sosyal ve çevresel gelişimi üzerindeki etkilerine ilişkin tartışmalarda dikkate alınması gereken temel nokta, Brezilya'nın ihracat modellerinin niteliksel boyutları ve Çin yatırımının Brezilya ekonomisinin çeşitlenmesine (özellikle bilgi yoğun sektörlerde) katkısı olacak.

ABD, Çin’in Latin Amerika ülkeleriyle ilişkilerini geliştirmek için ekonomik çıkarlara odaklanmasından ve güçlü ticari bağlar oluşturmak için teşvikler sağlamasından rahatsız olsa da bölgeye yönelik yeni ve alternatif bir ilişki modeli geliştirmediği de görülüyor.

Çin, Brezilya'nın bir numaralı ticaret ortağı olurken ABD’nin elindeki liderliği de almış oldu. Dolayısıyla bu ziyaret de ekonomik bağların önümüzdeki yıllarda daha da derinleşeceğinin açık bir işareti. Asıl gözden kaçırılmaması gereken nokta ise, Lula'nın Çin ziyareti ile iki ay önce Washington'a yaptığı gezi arasındaki gösteriş ve heyet büyüklüğü farkıdır.

Sonuç olarak Brezilya Cumhurbaşkanı Lula da Silva, Çin ziyaretinde, sözleriyle Washington'u kızdırmış olsa da Biden yönetiminin Lula ile uzun vadeli işbirliğini sürdürmek üzere yeni ilişki modelleri geliştirmesi gerekiyor. Öfkenin çözüme faydası yok zira!

HÜSAMETTİN ASLAN

Lisansını Kamu Yönetimi, yüksek lisansını Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler, doktorasını da Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler alanında ihtisas etmektedir. Çalışma alanı Latin Amerika, Ortadoğu ve Kuzey Afrika alanlarıdır. Prof. Dr. Mim Kemal Öke danışmanlığında yazmış olduğu “Brezilya’nın anatomisi ve Lula da Silva ile R.T. Erdoğan hükümetlerinin karşılaştırılması” tezi, Sosyal Bilimler Tez yarışmasında 1. olmuştur. Bir süre Sao Paulo Üniversitesi’nde misafir araştırmacı olarak çalıştı. 2016-2017 yılları arasında Brezilya’da Yunus Emre Enstitüsü Sao Paulo müdürü olarak görev yaptı. Milat, Ortadoğu gazeteleri ve Gerçek Hayat dergisinde yüzlerce makale yayımladı. Halen İndependent Türkçe ve Gazete Damga’da köşe yazıları yayımlanmakta; TV ve Radyo programlarında aktüel siyaset ve dış politika konularında görüş beyan etmektedir.