ANALİZ
Hindistan’da Ordu Yeniden Yapılandırılıyor: Zor ve Sancılı Bir Süreç!
Hindistan'da Modi hükümeti, orduyu yeniden yapılandırıyor. Ancak bu politika, sivil-asker ilişkilerinden askerî harcamalara, milliyetçilik tartışmalarından savunma sanayiine uzanan pek çok noktada pek çok soruna işaret ediyor.
HİNDİSTAN BAŞBAKANI Narendra Modi, Keşmir'deki birlikleri ziyaret ederken sık sık üniforma giyiyor. 25 Kasım'da bir uçuş kıyafeti giyerek ve Tejas savaş uçağıyla Bangalore üzerinde bir sorti yaparak bir adım daha ileri gitti. Hint tasarımı uçak, Modi'nin Hindistan'ın daha fazla kendi silahlarını üretmesi yönündeki çabasını temsil ediyor. Aynı zamanda ülke savunmasında yolunda gitmeyen pek çok şeyi de temsil ediyor. Jet, programın 20 yıl gerisinde, güçsüz ve Hintli pilotlar tarafından küçümseniyor.
Hindistan'ın artan jeopolitik gücü büyük ölçüde Çin'in gücünü dengeleyebileceği umuduna dayanıyor. Bu durum, 1.4 milyon tam zamanlı personeliyle dünyanın en büyük ikinci ordusu olan Hindistan'ın kısmen eskimiş silahlı kuvvetlerinin modernizasyonunu küresel bir ilgi konusu haline getiriyor. Tejasmake gibi çılgınlıklar kötümser olmayı kolaylaştırıyor. Kuvvetler ayrıca Sovyet mirası donanıma da büyük ölçüde bağımlı. Başarılı bir modernizasyonun hayata geçirilmesi muhtemelen onlarca yıl sürecektir. Yine de Hindistan'ın savunma çabalarına yakından bakıldığında, önemli ve yeterince takdir edilmeyen bazı ilerleme alanları ortaya çıkmakta.
Bu, çarpıcı bir değişimle başlıyor. Hintli liderler 25 yıldır Çin'in ana düşman olduğunu söylüyorlardı. Ancak konuşlanmalar farklı bir hikaye anlatıyordu. Hint ordusunun 38 tümeninden sadece 12'si tarihsel olarak Çin'le karşı karşıya geldi. Pakistan'dan kaynaklanan terör saldırıları ve ülke içindeki isyanlar ordunun dikkatinin çoğunu uzun yıllardır meşgul ediyor. Değişimin tetikleyicisi ise Haziran 2020'de, yıllardır yükselen tansiyonun ardından Hint ve Çin birliklerinin doğu Ladakh dağlarındaki Galwan vadisinde sopalar ve palalarla şiddetli bir şekilde çatışması oldu.
Yirmi Hintli ve en az dört Çinli askerin ölümüyle sonuçlanan bu çatışmanın ardından Hindistan, daha önce tek bir piyade tümeninin 800 km'lik cephe hattını koruduğu ve helikopterlerin kuzeydeki üslere gönderildiği bölgeye hızla 68.000 asker ve bir dizi tank sevk etti. Yeni yolların, tünellerin ve köprülerin yapımına hız verildi. Öyle ki son üç yılda inşa edilen sınır yollarının %60'ı Çin sınırındaki eyaletlerde yapılmış durumda.
En önemli değişiklik, bir zamanlar "çift görevli" olan -hem Çin'i hem de Pakistan'ı gözetmekle görevlendirilen- birliklere artık Çin'e odaklanmalarının söylenmesi. Hindistan Ordusu'nun I. Kolordusu Pakistan'a bakan batı komutanlığından alınarak Ladakh'tan sorumlu kuzey komutanlığına bağlandı. Emekli bir general olan RajShukla, "Kariyerimin üçte ikisini Pakistan'a bakarak geçirdim" diyor ve ekliyor: "Bugünkü duruşumuz tehdidi yansıtıyor."
İkinci değişiklik ise ülkenin 1947'deki bağımsızlığından bu yana Hindistan'ın askeri komuta yapısında yapıldı. Modi, Galwan'daki çatışmadan altı ay önce, 2020'de yeni bir askeri kurum oluşturdu: Ordu, donanma ve hava kuvvetleri şeflerinin üzerinde yer alacak ve onları ortak oganizasyona zorlayacak bir Savunma Kurmay Başkanlığı. Önceki hükümetler, çok güçlü bir askeri kurumun, sivil üstünlüğü tehdit edeceğinden korkarak bu hamleden kaçınmışlardı.
Reformlar aynı zamanda Hindistan'ın içine kapanık bürokrasisinde heyecan verici bir yeniliği de içeriyor. Hintli subaylar uzun zamandır Savunma Bakanlığındaki askeri açıdan bilgisiz sivil bürokratlar tarafından yönetildiklerinden yakınıyorlardı; “bir tarım uzmanı bir savaş gemisinin silahlanma boyutunu belirleme yetkisine sahip olabiliyordu”. Başbakan Modi, bakanlık bünyesinde yeni bir Askeri İşler Dairesi kurdu. Bu zararsız başlık, bazı sivillerin üniformalı subayların altında çalışacağı gerçeğini gizliyordu. Bu, sivil-asker ilişkilerinde kayda değer bir değişiklikti.
Üç yıl sonra, reformlar bazı eleştirilerle yüzleşti. General Shukla reformların "kesinlikle ezber bozucu" olduğunu ve "orduya ulusal güvenlikle ilgili karar alma süreçlerinde meşru söz hakkının geri verildiğini" vurguladı. Ancak ilerleme bazılarının beklediğinden daha yavaş gerçekleşti; çünkü karizmatik eski bir ordu şefi olan ilk Savunma Kurmay Başkanı General BipinRawat, görevde iki yıldan az bir süre kaldıktan sonra Aralık 2021'de bir helikopter kazasında hayatını kaybetti. Ardından Modi, daha az otoriter bir figür olan General Anil Chauhan'ı atamadan önce makamı on ay boyunca boş bıraktı.
Büyük ölçüde hava kuvvetlerinin direnişinden kaynaklı olarak bölgesel komutanlıklar konusundaki ilerleme son derece yavaş gerçekleşti. General ve amiraller, düşman topraklarının derinliklerine gerçekleştirilecek stratejik saldırılar yerine ön hatlarda taktik çatışmalara adanmış, küçük uçak filosu görmek istemiyorlar. Bu anlamda önümüzdeki yıl faaliyete geçecek olan ilk bölgesel komutanlıklar, servisler arası uyum konusunda kırılgan deneyler olarak da görülebilir.
Üst kısımda kopukluk var
Üçüncü değişim ise teknolojide. Hindistan'ın devlete ait bir savunma devi olan Savunma Araştırma ve Geliştirme Organizasyonu (DRDO) füze yapımında iyi, ancak diğer her şeyde kötü durumda. DRDO Tejas'ı "muhteşem bir havacılık zaferi" olarak tanımlıyor. Ancak hiçbir Hintli pilot buna tümüyle katılmayacaktır. Hintliler, geleneksel olarak savunma sanayinde yerli üretim yerine yabancı silahları -Rus, Avrupa ve giderek Amerikan- tercih etme eğiliminde.
Bu durum tanklar, jetler ve diğer yüksek fiyatlı ürünler için hâlâ büyük ölçüde geçerli. Hint tasarımı bir tank olan Arjun ilk olarak 1990'ların sonunda ortaya çıktı. Orduya 100'den fazla ilk varyantı teslim edildi. Ancak Tejas ile aynı akıbete uğradı ve müstakbel kullanıcıları olan Hintli zırh subayları tarafından aşırı ağır ve demode olduğu gerekçesiyle reddedildi. Yine de başka alanlarda hâlâ umut ışığı var.
2014 yılında ordunun yedi ana saha komutanının kendi araştırma ve geliştirmeleri ya da teçhizatları için harcayacak neredeyse hiçbir şeyleri yoktu. O dönemde ordunun eğitim ve doktrin komutanlığından sorumlu olan General Shukla'ya 2021 yılında teknolojiye harcaması için 800.000 dolardan biraz fazla kaynak sağlandı. Bir yıl sonra bu rakam 18 milyon dolara yükseldi. Kuşkusuz bu Amerikan ya da Çin standartlarına göre önemsiz ama Hindistan için ileriye doğru önemli bir sıçramaydı. Şu anda sadece kuzey komutanlığının yeni teknoloji satın almak ve bakımını yapmak için yaklaşık 240 milyon doları var.
Orduya tahsis edilen bu kaynaklardan yararlananlar, son yıllarda kurulanların da aralarında bulunduğu küçük özel şirketler oldu. General Shukla, ordunun bir zamanlar "özel sektör ve startup kavramına düşmanca yaklaştığını" söylüyor ve ekliyor: "Bugün ise onları kucaklıyor." Hintli bir çip şirketi olan 3rdiTech'in CEO'su Vrinda Kapoor'a göre, birkaç yıl önce silahlı kuvvetlerle bir toplantı yapmakta zorlanırdı. Gizlilik kuralları zaten yararlı görüşmeleri engelliyordu. Bu durum 2019'da her iki açıdan da değişti: "Şu anda gördüğüm şey, zihniyette hızlı bir değişim." Galwan'dan sonra askeri birimlere, hantal bürokratik imzalar olmadan 36 milyon dolara kadar tek tedarikçili sözleşmeler yapmak için acil durum yetkileri verildi.
Bu yaklaşım yeni bir tank filosu ortaya çıkarmayacak. Bir analist olan Srinath Raghavan, "Özel sektörde hâlâ büyük sistemler üretme ya da entegre etme kabiliyeti olmadığını" vurguluyor. Ancak son teknoloji, ürünün ön saflardaki birimlere hızla gönderilmesini sağlıyor. Bu yıl Bangalore merkezli bir firma olan NewSpace Research & Technologies, Hindistan Ordusu'na her biri 50 adetten oluşan iki set dron tedarik etti. Eski bir savaş pilotu ve şirketin CEO'su olan Sameer Joshi, bunların Kasım ayındaki bir tatbikatta vurucu birliklerden biri tarafından sahada test edildiğini söylüyor.
Eski yöntemler bozuluyor. Kasım ayındaki aynı tatbikatta Bay Joshi'nin kargo drone'ları da test edildi; bu drone'lar, birliklerin bir zamanlar hayvan taşımacılığına bel bağladığı dağlık bölgelerde 50 kg taşıma kapasitesine sahip.
Her reform evrensel olarak memnuniyetle karşılanmıyor. Geçen yıl hükümet, üniformalı olarak dört yıl sabit görev yapacak 46.000 "Agniveer" -yeni bir rütbe sahibi- istihdam etmek üzere "Agnipath" planını açıkladığında büyük bir gürültü koptu. Destekçiler bu planın savunma bütçesinin beşte birinden fazlasını oluşturan emeklilik masraflarını düşüreceğini ve ortalama asker yaşını 32'den 26'ya indireceğini söylüyor. Yine de bu planla Hindistan'ın kurucu babalarının öngördüğünden daha çeşitli ve temsil gücü daha yüksek bir ordu ortaya çıkabilir.
Şüpheciler bunun en iyi ihtimalle bir istihdam programı, en kötü ihtimalle de Modi'nin Hindu-milliyetçi gündemini ilerletmek için tasarlanmış bir sosyal mühendislik biçimi olmasından korkuyor. General Naravan, projeyi Hindistan'ın genç nüfusunun "disipline edilebileceği ve milliyetçi bir coşku ile aşılanabileceği" yararlı bir araç olarak tanımlayarak bu tür korkuları yatıştırmak için çok az şey yapıyor. King's College London'dan Walter Ladwig bunun operasyonel sonuçları olabileceği konusunda uyarıyor: "Eğer ordu öncelikle gençleri askeri disipline tabi tutarak onlara ulusal karakter aşılamak için kullanılıyorsa, bunun potansiyel olarak hazır olma durumu üzerinde zararlı etkileri olacaktır."
Birçok ordu mensubu Agnipath'ın İngilizlerin miras bıraktığı ve bazı alayların belirli kast ve etnik gruplardan asker aldığı alay sistemini yok edeceğinden endişe ediyor. Hükümet amacının bu olduğunu reddediyor. Ancak Bay Modi, İngiliz isimlerini, ritüellerini ve nişanlarını ortadan kaldırarak ve askeri akademilerde eski Hindu metinlerinin incelenmesini sağlayarak silahlı kuvvetleri "sömürgecilikten arındırmaya" kararlı. Modi'nin isteğine göre üst düzey komutanlar da Hindistan'dan giderek daha fazla "Bharat" olarak bahsediyor.
Daha büyük bir endişe ise Çin ile aradaki farkın uçurum olmaya devam etmesi. Modi'nin göreve geldiği 2014 yılında Hindistan'ın savunma bütçesi Çin'inkinin %23'ü kadardı. Şimdi ise bu oran %28. Ancak eksikliğin olduğu pek çok alan da oldukça belirgin. Hindistan'ın hava kuvvetlerinin resmi hedefi 42 filo. Bu sayı mevcutta sadece 31. Bu da 200'den fazla uçaklık bir açık anlamına geliyor; gıcırdayan Mig-21'ler yeni jetlerin gelmesinden daha hızlı bir şekilde kullanımdan kaldırılıyor. Hindistan hava kuvvetleri subayları, hava alanında teknolojik olarak Halk Kurtuluş Ordusu'nun (PLA) en az on yıl gerisinde olduklarını gizlemiyor.
Donanma ayrıca 2035 yılına kadar 175 gemilik bir filoya sahip olma hedefinin de çok gerisinde; Çin'in 370 gemisine karşılık 150 gemi ve denizaltı bulunuyor. Üç taşıyıcılı bir donanmadan bahsetmek hayal gibi görünüyor. Yakında 4.8 milyar dolarlık yerli bir uçak gemisi sipariş edilecek, ancak mevcut iki uçak gemisinden büyüğü emekliye ayrıldıktan sonra gelecek. Yeni gemi planlanandan çok daha küçük ve tonajı Çin'in en yeni uçak gemisinin yaklaşık yarısı kadar olacak. 2021'e kadar donanma şefi olan Amiral Karambir Singh, teşkilatının gidişatından umutlu. Ancak Çin'in en yeni muhriplerinin dikey fırlatma sistemlerinde 112 füze taşıyabildiğini belirtiyor. Hindistan'ınkiler ise sadece 8 ya da 16 füze taşıyabiliyor.
Bu arada ordu ciddi kısıtlamalarla karşı karşıya. Mart ayında Hindistan parlamentosunun savunma komitesine sunulan verilere göre teçhizatının yaklaşık %45'i eskimiş durumda. Savaş stoklarının iki cephede 40 gün sürecek yoğun çatışmalara yetmesi gerekiyor. Devlet denetçisi 2017'de birçok kritik mühimmat türünün on gün sonra tükeneceğini söyledi. Ordu yeni birlikler kurmak yerine büyük ölçüde mevcut birliklerin yerini değiştirdi. Raghavan, Çin sınırında kuvvetlerin yoğun bir şekilde görevlendirilmesinin "her türlü olumsuz sonuca yol açtığını" söylüyor ve kuzeydoğu eyaleti Manipur'da yakın zamanda patlak veren etnik şiddet olaylarına işaret ediyor.
Şu anda Yale'de ders veren eski bir Hint Ordusu subayı olan Sushant Singh, Çin'in Ladakhand'daki tartışmalı topraklarda gezinmesi ve Hint birliklerinin bir zamanlar devriye gezdikleri 65 noktadan 26'sına erişimi engellemesini Hindistan'ın çaresizce izlediğini söylüyor ve "Çin sınırında ümit kırıcı bir durum var" diye ekliyor.
Diğer yandan oldukça iyimser yorumlar da var. "Son dokuz yılda muazzam bir değişim yaşandı" diyen General Shukla, kurumsal reformların yanı sıra Hindistan'ın Şubat 2019'da Pakistan'a düzenlediği hava saldırılarına ve Ağustos 2020'de Ladakh'taki Kailash bölgesine yapılan cesur hava-kara harekâtına işaret ediyor.
General, Hindistan'ın amacının "maliyetleri arttırmadan askeri gücünü arttırmak" olduğunu söylüyor. Hindistan'ın Çin savunma harcamalarına oranının Çin'in Amerika'ya oranıyla hemen hemen aynı olduğunu belirtiyor. "Neden" diye soruyor ve ekliyor: "Çin, Washington'da yer değiştirme kaygısına neden oluyor da biz ‘neden’ Pekin'de benzer bir yer değiştirme kaygısına neden olmuyoruz?" Aslında Hindistan'ın kaydettiği ilerleme Çin'i daha şimdiden duraksatmış olmalı.
Bu yazı, The Economist’te 29 Kasım 2023 tarihinde “Narendra Modi is remaking India’s 1.4m strong military” başlığıyla yayımlanmıştır. Çeviri yapılırken yazının belirli kısımlarında editoryal düzenleme yapılmıştır.