ANALİZ
Brezilya Bolsonaro Hükümeti ‘askeri vesayet' altında
Bolsonaro, büyük umutlarla seçilmesine rağmen Brezilya için ciddi bir ’hayal kırıklığı’ oldu.
Latin Amerika’nın en kalabalık, en güçlü ve en zengin ülkesi Brezilya’da, Cumhurbaşkanı Jair Bolsonaro, Coronavirüs’ün ortaya çıkışından beri aldığı/almadığı kararlarla ülkeyi tarihinin en kötü insani, ekonomik, politik, demokratik ve toplumsal bir krizle karşı karşıya bıraktı.
Brezilya Cumhurbaşkanı, koronavirüs felaketinin ortasında Sağlık Bakanı Luiz Henrique Mandetta'yı kovdu. Yerine Silahlı Kuvvetler’in referansıyla Onkolog Nelson Teich’i getirdi; ancak Teich 2 ay içinde istifa etti. Bolsonaro, sonunda sağlık bilgisi olmayan bir generali, Eduardo Pazuello’yu Sağlık Bakanı olarak atadı.
Bolsonaro, Brezilyalılar’a koronavirüste yaşam ile ölüm arasında bir kumar oynatıyor ve büyük bir dünya ülkesinden beklenmeyecek bir yaklaşımla, koronavirüs tehlikesini ciddiye almıyor. Bolsonaro, koronavirüsü defalarca “küçük bir grip”, “soğuk algınlığı”, “medya hilesi” olarak nitelendirdi. Bu yüzden neredeyse tüm Brezilya’yı karşısına aldı. Nitekim Brezilya eyalet valileri bağımsız kararlar alarak, kısıtlama, karantina ve OHAL kararları aldı.
Ülkedeki yetersiz su temini, sağlıksız şebeke suları, ekonomik ihtiyaçlardan ötürü iş hayatının aktif seyri, hijyenik maddeleri satın alma zorluğu ve kanalizasyon atıklarının açık olması koronavirüsün yayılma nedenlerinden bazıları. Üstelik Rio de Jenerio başta olmak üzere yoksul Brezilyalılar’ın yaşadığı fevalalar da (gecekondu) salgının tam ortasında kaldı.
Aslında Brezilya sağlık sistemi ‘SUS’ (Sistema Unico de Saude), Brezilyalılar’ın emrinde olan, son derece başarılı hizmet eden ve ulusal bir gurur kaynağı olan ücretsiz sağlık hizmeti sunuyor. Ancak yetersiz kaynak ve medikal malzeme eksikliği yüzünden efektif bir sonuç alınamıyor.
Salgının başladığı günlerde Imperial College London Araştırma modellerine göre, Brezilya’da salgını kontrol etmek için bir şey yapılmazsa 1,1 milyon ölümle; sadece yaşlılara tecrit uygulanırsa 500 binden fazla ölümle karşılaşılabileceği tahmin ediliyor. Ocak 2021 itibariyle yaklaşık 250 bin ölüm, 12 milyon vaka yaşandı. Gerçek rakamın çok daha yüksek olduğu tahmin ediliyor. Dolayısıyla Bolsonaro'nun Covid-19'a karşı tutumu sonunun başlangıcı olabilir.
Bolsonaro kabinede kontrolü sağlayamadı
Bunun yanı sıra Başkan Jair Bolsonaro'nun milletvekili oğlu Eduardo, ABD başkanı Trump’ın çizgisinde hareket ederek Çin ile diplomatik bir kriz başlattı. Çin Komünist Partisi’ni suçlayan bir mesajı retweetledi. Ayrıca Çin’in rahatsız olduğu ’Çin virüsü’ söylemini dolaşıma soktu. Buna karşılık Brezilya’daki Çin büyükelçiliği "Bolsonaro ailesi bu ülkenin büyük zehiri" şeklinde bir mesajı retweetledi.
Bolsonaro, yolsuzlukla mücadele eden yargıç Sergio Moro'yu Adalet Bakanı yaptı. Ancak Moro, Bolsonaro'nun federal polis başkanını görevden alıp, yerine Bolsonaro’nun oğullarının yakın bir tanıdığını ataması ve ayrıca Bolsonaro’nun, kendi oğlunun soruşturmasına müdahale girişimleri nedeniyle istifa etti. Kültür Bakanı Regina Duarte, koronavirüs ölümlerini küçümseyen bir TV röportajından sonra görevinden ayrıldı. Daha sonra Eğitim Bakanı Abraham Weintraub istifa etti. Hükümetteki yüksek seslerden biri olan Weintraub, Yargıtay hakimlerinin tutuklanması gerektiğini söyledi.
Weintraub'un ayrıldığı gün Brezilya polisi, Bolsonaro'nun en büyük oğlunun kara kutusu olan eski yardımcısı Fabricio Queiroz’u tutukladı. Bu durum Bolsonaro ile yargı arasındaki savaşı hızlandırdı. Ayrıca bu tutuklama, Bolsonaro'nun başkanlığına gölge düşürdü. Anket şirketi Datafolha'ya göre, Bolsonaro'nun cumhurbaşkanı olarak gösterdiği performans yüzde 30’lara kadar düştü.
İngiliz The Economist dergisi, Bolsonaro'nun üç çocuğu’nun birkaç Protestan evanjelik ve ideolojik fanatik bir grup tarafından çembere alındığına dikkat çekiyor.
Brezilya ekonomisi tarihi daralma yaşadı
Brezilya’da GSYİH’nin yüzde 3 ile yüzde 7 arasında daralacağı tahmin ediliyor. En kötü senaryoya göre GSYİH 2020 yılında yüzde 10,2 küçülmüş olacak. Dünya Bankası, Brezilya’da GSYİH’nin son 120 yılın en büyük düşüşünü yaşayacağını öngörüyor.
OECD (Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü) rakamlarına göre, Brezilya ekonomisinin 2020 yılında yüzde 7,4 daralması ve işsizliğin yüzde 15'in üzerine çıkması bekleniyor. Birçok analist, hem dünyada hem de Brezilya'da ‘V’ şeklinde bir iyileşme bekliyor. Dünya Bankası, Brezilya için biraz daha zayıf bir toparlanma tahmin ediyor. 2021 için beklenen yüzde 2,2'lik büyüme, bir önceki 2015 - 2016 resesyonunu yansıtıyor. Temmuz ayı başında Uluslararası Para Fonu (IMF) Brezilya ekonomisi ile ilgili 2020 beklentisini yüzde 9,1'lik bir küçülme yönünde açıklamıştı. Dünya Bankası da yüzde 8'lik bir küçülme öngörüyor. Ancak Brezilya Merkez Bankası ise ekonomide yüzde 6,4'lük bir daralmaya yaşanacağını tahmin ediyor.
Her halükarda, Brezilya ekonomisinin önemli bir küçülme yaşayacağı tartışmasız bir gerçek olarak karşımızda duruyor. 2019’da yüzde 1,1’lik bir büyüme yaşanırken; 2020'nin başında (yeni koronavirüs salgını Çin'de yayıldığı ve Brezilya'ya ne zaman ve nasıl geleceği belirsizliğini koruduğu dönemde), uzmanlar 2020 Brezilya ekonomisi için 2,3’lük bir büyüme tahmin ediyordu. Bugün Brezilya'nın en yoksul yüzde 40'lık kesimi, Kovid-19 salgınına maruz kalıyor. Brezilya nüfusunun yaklaşık yarısı yoksulluk içinde yaşıyor (günlük 50 TL’den az kazanıyor).
Brezilya para birimi 2020’de ABD doları karşında yüzde 35 değer kaybetti. Sanayi üretimi mart ayında yüzde 9,1 düşerken, Ulusal Sanayi Konfederasyonu'nun iş güven endeksine göre mart ve nisan ayları arasında 25,8 puan düştü. IMF, Brezilya’nın 2020’yi yüzde 9’luk küçülme ile kapayacağını ve 2 bin 500’den fazla büyük şirketin iflas edebileceğini açıkladı. Ancak Brezilya 2020 yılının ilk altı ayını yüzde 8 küçülme ile kapattı. Diğer taraftan IMF, dünyanın ‘büyük buhrandan daha kötü’ bir dönemi yaşadığını açıkladı.
Bütün bunlara bakıldığında Brezilya’nın, Bolsonaro hükümetinin virüse karşı organizasyon yetersizliği ve ekonomideki kötü yönetimin ürettiği olumsuz etkileri, onlarca yıl hissedeceğini söylemek mümkün.
Ordu, Hükümeti de yönetiyor
Brezilya’da Bolsonaro gönüllü bir ‘askeri vesayet’ yaşıyor. Sağ siyaset çevrelerinde bile General Braga Netto'nun Bolsonaro’ya karşı bir Golpe Branco (beyaz darbe) veya bir yumuşak darbe yaptığı değerlendirmesinde bulunuluyor.
Başkan Bolsonaro, Silahlı Kuvvetler Komutanı Walter Braga Netto'yı Genelkurmay Başkanlığına (Başbakanlığa denk gelen makam) getirdi. General Braga Netto’nun en önemli işi, cumhurbaşkanını kendisinden uzak tutmak oldu. Çünkü Cumhurbaşkanı Bolsonaro'nun oğlu Flavio’ya yakın bir mafya / milis üyesinin ölümüne adının karışması, Bolsonaro'nun itibarını zayıflattı. Bolsonaro, oğlu Flavio'yu başka bir skandaldan korumak için kabineyi militaristleştirdi ve orduya teslim etti. Generaller, Bolsonaro ve oğullarının karikatürist söylem, gaf, skandal ve hatalarından yararlanarak iktidar gücünü ele geçirdi.
Brezilya gibi demokratik bir ülke de askerler, TV ve gazetelerde ‘üniformalarıyla’ siyasi mesajlar veriyor. Yargı mensuplarıyla doğrudan polemiğe giriyor. Brezilya Silahlı Kuvvetleri’nin ve Bolsonaro kabinesinde yer alan askerlerin Bolsonaro’dan hoşnut olmadıkları açık bir gerçek. Ancak askerlerin iktidarlarını sürdürebilmeleri, Bolsonaro gibi bir figürü vazgeçilmez kılıyor.
Bolsonaro’nun Başkanlık Sarayı'nda yaşamaya devam edebilmesi ve hatta makamında video oyunları oynayabilmesi için yapması gereken şey komutanlarına, yani generallere boyun eğmek oldu.
Brezilya’yı hukuken olmasa da fiilen yönetenler, Bolsonaro’yu da yöneten askerler. Askerler, Bolsonaro ve onun popülaritesini, politik açıdan son kullanma tarihine kadar kullanacaktır. Askerler şunun farkında: Bolsonaro düşerse hükümet içindeki varlıkları önemsizleşecek. Ancak virüsün yaratacağı hasar, hükümet içindeki askerleri hedefe koyarsa, kendi kendilerine bir darbe yapmaları kaçınılma olabilir.
Bolsonaro yerel seçimlerde büyük bir hezimet yaşadı
Brezilya yerel seçim sonuçları, aşırı milliyetçi Bolsonaro için 2018'de yüzde 55 ile seçilmesine rağmen bir hezimet oldu. Cumhurbaşkanı Bolsonaro’nun desteklediği 13 belediye başkan adayından 11'i başarısız oldu. Dolayısıyla Brezilya Cumhurbaşkanı Bolsonaro, referandum olarak görülen belediye seçimlerinden oldukça zayıf çıktı. 2020 yerel seçimleri, 2013'ten beri Brezilya'da yükselişte olan aşırı muhafazakar evanjeliklerin ve milliyetçi Bolsonaro hükümetinin tükenmişliğini gösteriyor.
Pandemi de "bilimi takip eden" sağcı belediye başkanları göreve geri döndü veya en azından ikinci tura çıktı. Maço kültürün ve aşırı muhafazakar Evanjelist kiliselerin hâlâ büyük bir etkiye sahip olduğu ülkede, ideolojik nedenlerle her yıl yüzlerce insan öldürülüyor. Nefret söylemi ve görüntüleri, YouTube, Facebook, WhatsApp ve Instagram dahil olmak üzere, çeşitli blog ve sosyal medya platformlarından yayılıyor.
Bu durum, toplumda Bolsonaro hükümetine karşı tepkisel duyguların gelişmesine neden oluyor. Bu nedenle, eşit haklar aktivistleri ve savunucuları, seçimlerde daha fazla transseksüel adayın aday olmasından memnuniyet duyuyor. Diğer taraftan siyahların, yerlilerin, quilombolaların ve kadınların aldığı oylar, sandıklarda daha fazla temsiliyete ve ülkenin siyasi manzarasında çeşitliliğin yükselişine işaret ediyor.
Sonuç olarak seçimlerde alınan sonuçlar, aşırı sağ milliyetçi Bolsonaro'nun askeri vesayet altındaki politikalarının toplum tarafından kabul görmediğini ortaya koydu. Cumhurbaşkanı Bolsonaro hem koronavirüs krizini kötü yönetirken hem de büyük umutlarla seçilmesine rağmen ekonomik beklentiler açısından ciddi bir ’hayal kırıklığı’ yarattı. Bolsonaro, koronavirüs meselesini yüzüne gözüne bulaştırdı. Bolsonaro'nun siyasi kaderi büyük ölçüde virüsün yarattığı hasara bağlı olacak. Gelinen noktada Brezilya’da askerler, post-modern bir müdahaleyle iki başlı hükümete egemen olmuş vaziyette. Bu koşullar altında, artan askeri müdahalenin birincil amacı, koronavirüs ile mücadeleye yardımcı olmak değil, kendi iktidarlarını sürdürebilmek için bir sosyal patlamayı önlemek ve gerekirse bastırmaktır.
Lisansını Kamu Yönetimi, yüksek lisansını Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler, doktorasını da Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler alanında ihtisas etmektedir. Çalışma alanı Latin Amerika, Ortadoğu ve Kuzey Afrika alanlarıdır. Prof. Dr. Mim Kemal Öke danışmanlığında yazmış olduğu “Brezilya’nın anatomisi ve Lula da Silva ile R.T. Erdoğan hükümetlerinin karşılaştırılması” tezi, Sosyal Bilimler Tez yarışmasında 1. olmuştur. Bir süre Sao Paulo Üniversitesi’nde misafir araştırmacı olarak çalıştı. 2016-2017 yılları arasında Brezilya’da Yunus Emre Enstitüsü Sao Paulo müdürü olarak görev yaptı. Milat, Ortadoğu gazeteleri ve Gerçek Hayat dergisinde yüzlerce makale yayımladı. Halen İndependent Türkçe ve Gazete Damga’da köşe yazıları yayımlanmakta; TV ve Radyo programlarında aktüel siyaset ve dış politika konularında görüş beyan etmektedir.