×
ALMANYA

ANALİZ

Almanya’da Sivil Toplum ve Siyasete Etkisi: Konrad Adenauer Vakfı Ne Yapıyor?

Almanya’da her köklü siyasi partinin köklü bir vakfı vardır ve ülkede vakıf kültürü hem Alman devletinin hem de söz konusu siyasi partinin hedefleri doğrultusunda biçimlenmektedir.
ALMAN SİYASETİNDE dünya çapında dikkat çekilmesi gereken bir nokta, vakıfların sosyal ve siyasi hayatta etkili oyuncular arasında olmasıdır. Alman vakıflar gerek ülkede gerek dış dünyada hem toplumsal hem de politik-ekonomik-eğitimsel vb. faaliyetler yürütüyor ve devlet tarafından da destekleniyor. Neredeyse her köklü siyasi partinin köklü bir vakfı vardır ve bu vakıf kültürü hem Alman devletinin hem de söz konusu siyasi partinin hedefleri doğrultusunda organize olmaktadır-geliştirilmektedir; böylece Alman siyasasında etkin bir oyuncu olarak yerini almaktadır.

Bu vakıflardan Almanya’da uzun yıllar iktidar olan Hıristiyan Demokratların (CDU) Konrad Adenauer Vakfı, yine uzun yıllar ana muhalefet olan Sosyal Demokratların Friedrich Ebert Vakfı en aktif olanları. Diğerleri Liberallerin Friedrich Naumann Vakfı, Yeşillerin Heinrich Böll Vakfı ve Sol Parti’nin Rosa Luxemburg Vakfı’dır.

Almanya’da partilerin toplumdan kopmalarını önlemek başlıca hedef olarak belirlenmiştir ve ülke bu özelliği ile dünyada karşılaştırmalı kurumlar-sistemler bağlamında incelemeyi hak eden bir yere sahip.

Biz bu yazımızda söz konusu vakıflardan Konrad Adenauer Vakfı’nın hem Almanya’da hem dünyadaki performanslarına bakarak bir irdeleme sunacağız.

KAS, CDU için bir insan kaynağı potasıdır. Vakıf çalışanlarının önemli bir kısmı daha sonra CDU’dan gerek eyalet, gerek ise federal düzeyde müsteşarlık, bakanlık gibi görevlere gelmişlerdir. Ya da daha önce CDU hükümetlerinde farklı görevlerde bulunmuş isimler daha sonra KAS’da görev almışlardır. 

*** 
Vakıf Hakkında Temel Bilgiler

Konrad Adenauer Vakfı (KAS), Almanya Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) ile yapısal, kişisel ve organik bağı bulunan, yasal olarak siyasi bir sivil toplum örgütüdür. Adını hem CDU’nun kurucu Genel Başkanı hem de Federal Alman Cumhuriyeti’nin kurucu Şansölyesi (Başbakan) olan Konrad Adenauer’den (1876-1967) almış bir örgütlenme.

Vakıf 1955’de öncelikli olarak eğitim ile siyasi bilgi yönetimi amaçlı kurulmuştur. 

Kendi beyanatlarında 80’in üzerinde temsilcilik ofisinin mevcut olduğu ve 120’yi aşkın ülkede projelerle demokrasi, hukuk ve sosyal piyasa ekonomisinin teşvik edilmesine katkı sağladığı belirtilmektedir. 

Barışı ve özgürlüğü güvence altına almak için, dış ve iç güvenlik politikalarıyla ilgili kesintisiz diyaloğa, kültürler ve dinler arası bilgi alış verişine destek verdiğini ifade eden KAS, devlet kurumlarıyla, partilerle, sivil toplum örgütleriyle ve seçkin kişilerle işbirliği içerisinde çalıştığını vurgulamakta. 

Türkiye (Ankara’da ve İstanbul’da) de iki temsilciliği bulunan KAS, burada yürütülen projelere danışmanlık yaptığını ve 1983’den itibaren ülkede faaliyetlerde bulunduğunu aktarıyor. Vakıf kendisini aynı zamanda bir düşünce kuruluşu (think tank) olarak da görmektedir. 

Genel merkezi Berlin’de bulunan vakfın 1293 personeli ve 60 yurtdışı temsilciliği bulunuyor. Vakfın şu anki genel başkanı eski CDU federal milletvekili ve 2005 ile 2017 yılları arasında Federal Almanya Meclis Başkanlığı yapmış olan Norbert Lammert. 

Vakfın 2017 yılındaki toplam bütçesinin 167,1 milyon Avro olduğu bildirilmektedir. Bu bütçe Federal Hükümetin, yani devletin bütçesinden ve kamu kaynaklarından karşılanıyor. Almanya’da eğer bir siyasi parti iki dönem arka arkaya parlamentoya seçilmiş ise, ilgili partinin siyasi vakfı Alman hükümeti tarafından yüzde 80 oranında fazla finanse edilmektedir. Hâlihazırda Alman devleti yıllık yaklaşık 700 milyon € ile siyasi vakıfları destekliyor. Bu bütçe partilerin son üç secimde aldıkları oy oranlarına göre partilerin vakıflarına dağıtılıyor.

*** 
Almanya’da Sosyal Bilimci Bülent Güven KAS’ı yakından tanıyor ve bize vakıf hakkında şu bilgileri iletiyor:

“Konrad Adanauer Vakfı’nın dünyada kurduğu geniş ağa bakıldığı zaman adeta bir dışişleri bakanlığı şeklinde organize edilmiş durumdadır. Vakfın faaliyetlerinin nasıl tanımlanabileceği ile ilgili vakfın sorumlularından birine sorduğum bir soruya faaliyetlerini “Think Thank in Action” seklinde tarif etti. Gerçekten de vakfın faaliyetleri yakından gözlemlendiği zaman bu tabirin en uygun kavramlardan birisi olduğunu söylemek mümkün. Doğru kavramlardan bir diğeri “sessiz diplomasi” olabilir. Fazla yankı uyandırmadan sessiz bir şekilde yapılan çalışmalar bu kavramı teyit etmektedir.

KAS diğer Alman vakıflarından farklı olarak bulunduğu ülkelerde farklı STK’ların projelerini finanse etmekten ziyade, kendisi de faaliyet ve proje gerçekleştiriyor. 

KAS, faaliyette bulunduğu ülkelerde, mensup olduğu partinin siyasileri tarafından bu ülkelerin daha iyi tanınması için, partinin milletvekillerini, bakanlarını ve başka yetkililerini ilgili ülkede ağırlayarak belli programlar çerçevesinde ülkenin bu kişiler tarafından birinci elden tanınmasına katkı sunuyor. İlgili ülkede farklı siyasi eğilimlere mensup siyasiler ve STK temsilcileri ile parti yetkililerinin bir araya getirerek diyalog kanallarının oluşmasına katkı sağlıyor.  

Yine, hazırladığı raporlar ve yaptığı yayınlar ile ürettikleri bilgileri hem mensubu olduğu siyasi partiye aktararak politika oluşumuna destek üretiyor hem de medya üzerinden Alman kamuoyuna aktararak ülke hakkında bilgi edinilmesine katkı sunuyor. Bu anlamda vakfın Türkiye temsilciliğinin, Türkiye’deki Z kuşağı ile ilgili yaptığı araştırma örnek gösterilebilir. Oldukça kapsamlı bir şekilde, bilimsel metotlarla ortaya konulmuş araştırma, Türk kamuoyu için de yol gösterici bir metindir, gençliği anlamak için. 

Ayrıca vakfın temsilcileri Almanya’da medyada ilgili ülke ile ilgili bilgiye ihtiyaç olduğu zaman başvurulan bilgi kaynaklarından birisi konumunda.

Kritik bir faaliyet olarak, başarılı üniversite öğrencilerine özellikle Almanya’da master ve doktora bursları vererek geleceğin elitleri ile uzun vadeli bir dostluk ilişkisinin temelini atmış oluyor. Vakfın bu ve benzeri faaliyetleri dikkate alındığı zaman hem mensubu olduğu siyasi parti için hem Almanya için bilgi edinme ve network kurma açısından faydalı ve işlevsel bir rol üstlenmektedir. 

Vakıf, faaliyette bulunduğu ülkelerin Almanya ile ilişkilerinin gelişmesine de dolaylı olarak katkıda bulunuyor. Bu anlamda Türkiye’deki siyasi partilerin benzer faaliyetlerde bulunmalarında fayda var.

Bununla birlikte vakfın ülke içindeki faaliyetleri ülke dışındaki faaliyetleri kadar fazla değildir. Bünyesinde istihdam ettiği elemanların büyük çoğunluğu dış temsilciliklerde çalışıyor. Ülke içinde de farklı konularda araştırma raporları yayınlanıyor iç politika ile ilgili, fakat faaliyetleri daha çok dış politika ekseninde yürüyor. KAS’ın CDU ile ilişkiai organik ve doğrudan bir ilişkidir. KAS’ın Başkanı genel olarak daha önce CDU içinde üst düzey görev almış insanlardan oluşuyor. Örneğin şu anki başkanı daha önce CDU’dan uzun yıllar milletvekilliği ve federal parlamento başkanlığı yapmış Norbert Lammert’dir. Önceki başkanları da aynı profilden kişilerden oluşuyor. KAS ayrıca CDU’nun parti arşivini de tutmaktadır. CDU için yaptığı araştırmalar ve faaliyetler ile CDU için bir bilgi kaynağıdır.”

*** 
Diğer yandan Almanya’da Siyaset Danışmanı ve Gazeteci Yasin Baş Konrad Adenauer Vakfının faaliyetlerine ilişkin bizimle şu fikirleri paylaştı:

“KAS’nın gerek yurtiçinde gerekse yurtdışında medya, siyaset, bilim (akademik çevreler) ve sivil toplum kuruluşları ile işbirliği yaptığı, bunu yaparken de siyasi hareket alanını genişletmeye yönelik çalışmalarda bulunduğu ifade edilebilir. 

Örneğin burs vasıtasıyla vakfın maddi olanaklarından faydalanan ve gelecek vaat eden birçok gazeteci, akademisyen, siyasetçi yine vakfın ve onun bağlı bulunduğu siyasi parti ve devletin çıkarları için önemli çalışmalara imza atmaktadır. 

Bu da vakfa zaman zaman toplum ve siyaset mühendisliği yaptığı veya kamuoyunu yönlendirdiği yönünde iddiaların ortaya atılmasına yol açmaktadır. Bu bağlamda, vakfın belirli ülkelerde özellikle bazı ideolojik, etnik ve dini gruplar ile yakın çalışmalar yaptığı öne sürülmektedir. 

Vakıf, çalışmalarında kadın hakları, insan hakları ve çevre gibi post materyalist konuların yanı sıra evrensel hak ve özgürlükler olan ifade özgürlüğü, fikir özgürlüğü, demokrasi gibi başlıkları sıkça kullanıyor. 

KAS Almanya’nın imajını ve menfaatlerini güden, yurtdışında yasal çerçevede faaliyet gösteren bir yumuşak güç (‘soft power’) aracı olarak da görülebilir.

KAS daha önce Almanya’daki Müslümanlar ile ilgili de projelere imza attı. 2015 yılında Almanya Müslüman Forumu (‘Muslimisches Forum Deutschland’) isminde bir oluşumu hayata geçiren KAS’ın, bu oluşuma dahil ettiği bazı İslam karşıtları ile kayda değer bir başarı elde edemediği söylenebilir.

Türkiye Almanya ilişkilerinin ve Almanya’daki muhafazakâr, mütedeyyin Türk kökenlilerin Alman siyasetine kazandırılması yönünde KAS’a büyük görevler düştüğünü belirtmek mümkün. 

KAS, Türkiye ile Almanya ilişkilerinin asimetrik yönden adil bir göz hizasına gelmesinde etkin rol alabilmelidir. 

Ayrıca, Almanya’da yaşayan ve siyasi veya dini görüşünden dolayı marjinelleştirilen, ana akım siyasette yer bulamayan ve itibar suikastlerine uğrayan Türk kökenlileri topluma kazandırma projelerine ağırlık vermelidir.”  

Baş’ın özellikle Almanya’daki Türk toplumuna yönelik olarak vakfa getirdiği öneriler dikkate şayandır.

*** 
Dünyada Bir Politik Aksiyon Örneği Olarak KAS ve Afrika

Bu kurum Almanya’nın temel hedeflerine ulaşmak için organize olmakta ve dünyanın çeşitli bölgelerinde faaliyet yürütmekte demiştik. Ersin Ramoğlu’na göre Vakıf, 2011 yılında “Yurt dışında görev yapan personeli ile Afrika, Asya, Avrupa, Latin Amerika, Ortadoğu ve Kuzey Amerika'nın yüzden fazla ülkesinde, 200'ün üstünde proje ve programı koordine etmektedir.”

Peki KAS Afrika’da ne yapıyor? Rabia Doğan bu soruyu 2021 yılında şu şekilde cevaplıyor:

“KAS vakfı, devlet kurumları, partiler ve sivil toplum kuruluşları ile beraber çalışmaktadır ve kalkınma politikasında bölgesel siyasi ortaklığı güçlendirmeye hareket etmektedir. Böylelikle ülkelerin bağımsız ve sorumluluk içinde gelişen uluslararası bir düzene sahip olmasına yardımcı olmaktadır. Bu derneğin Afrika’da 18 ofisi bulunmakta ve Afrika’nın bölgelerine göre farklı programlar düzenlemektedir. Bunlar: KAS Sahra Altı Afrika Medya Programı, Sahra Altı Afrika güvenlik politikası diyalogu bölgesel programı, Sahra Altı Afrika hukukun üstünlüğü programı, Sahra altı Afrika’da iklim politikası ve enerji güvenliği için bölgesel program, Batı Afrika siyasi diyalogu programı, Kenya’nın merkezileştirme bölgesel programı, Sahel bölgesel program ve 10 Afrika ülkesinde açlıksız bir dünya programı. Bu programlar ile Afrika’da demokrasi, güvenlik, hukuk, çevre ve sosyal piyasa ekonomisi desteklenmektedir.”

Aslında bu özgün politik-stratejik yöntemiyle KAS ve Almanya, dünyada diğer devletlere de ilham üretiyor.

*** 
Sonuç

Günümüzde dış politikanın önemli alanlarından birisi kamu diplomasisi. Kamu diplomasisi özde hem ilgili ülkeyi anlamak, hem de kendi pozisyonunu ilgili ülkenin kamuoyuna anlatmak anlamına geliyor. Konrad Adanauer Vakfı kamu diplomasisini dünyada en iyi uygulan siyasi vakıflardan biri. Yine, dünyada az örneği bulunan Alman siyasi vakıfları incelediğinde, siyasi faaliyetlerin ve alandan bilgi tedariğinin politika oluşturmadaki rolü kritik ve bu Alman tecrübesi öğretici örneklerle dolu. 

Düşünün! Türkiye’ye uyarlandığında, Afrika politikasında iktidar ve muhalefetin bu tarz kurumları sahada mı? Devrimsel bir yenilik olurdu!

İSMAİL ERMAĞAN

Halen İstanbul Medeniyet Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler bölümünde öğretim üyesi olan Prof. Dr. İsmail Ermağan, lisansını Bilkent Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi’nde, yüksek lisansını Hamburg Üniversitesi Sosyoloji ve Siyaset Bilimi Bölümlerinde yaptı. Ermağan doktora derecesini Erfurt Üniversitesinin Max Weber Yüksek Araştırmalar Merkezi’nde aldı. Başlıca çalışma alanları şunlardır: Avrupa Birliği entegrasyonu, Türkiye-AB ilişkileri, Türkiye-Almanya İlişkileri, Almanya’daki Türkler, Afrika, Latin Amerika ve Asya-Pasifik okumaları, göç ve göç yönetimi. Yurt içinde ve yurt dışında 70 civarında makalesi/kitap bölümü olan yazarın şu kitapları yayımlanmıştır: Almanya Türkleri’nin Uyum ve Ayrılım Eğilimleri; Avrupa Birliği ve Türkiye’nin Üyeliği: Türk Partilerinin ve Avrupa Parlamentosundaki Partilerin Politikaları; Türkiye’nin Yönü Avrupa Birliği’ne mi: Türkiye’de AB Şüpheciliği; Türkiye’deki Sivil Toplum Örgütlerinin AB Üyeliğine İlişkin Davranışları; 21. Yüzyılda Uluslararası İlişkilerde Yeni Trendler: İnsanımız İlk 10 Yolunda mı?; Dünya Siyasetinde Almanya 1-2; Dünya Siyasetinde Latin Amerika 1-2; Dünya Siyasetinde Afrika 1-8; Dünya Siyasetinde Doğu Asya.