×
ABD
27.07.2024

ANALİZ

Kamala Harris Kazanabilir mi?

Harris'in kazanması için partisini bu zor şartlar altında birleştirmesi, seçmenleri ayağa kaldırması, Trump'ın hakaretlerine karşı koyması ve baskı altında kampanya yürütme konusunda şimdiye kadar pek de sergilemediği yeteneklerini ortaya çıkarması gerekecek.
AMERİKA'DA iki büyük siyasi partinin birinden başkan adayı olmanın iki yolu var. İlki, içeriden biri olarak yükselmek, bir aile isminden, Kongre'de uzun süre çalışmış olmaktan ya da nüfuzlu büyüklerin mentorluğundan faydalanarak rakiplerini geride bırakmak. İki Başkan Bush ve Joe Biden bu seçeneğin en iyi örnekleri. Diğer yol ise parti dışından, karizma ve cüretkarlık yoluyla aday olmak. Barack Obama ve Donald Trump bu yolu izledi. Biden'ın 2024 başkanlık yarışından çekilme kararının ardından Demokrat aday olarak öne çıkan Kamala Harris, kesinlikle ilk gruba dahil. Harris'in neler yapabileceğini merak ediyorsanız, bu yazıyı okuyabilirsiniz: Harris bir vizyoner ya da ideolog değil, kurumsal siyasetin bir ürünü.

Harris'i Kaliforniya siyaset atmosferi şekillendirdi: Tuhaf, değişken ve geleceğe odaklı. Harris 1990'larda siyaset sahnesine çıktığında Cumhuriyetçi Parti eyaletin en güçlü partisiydi. Oakland'da yerel bir savcı olarak çalıştığı sırada Harris, Demokratların kilit isimlerinden biri ve kendisinden 30 yaş büyük Willie Brown ile ilişki yaşadı. Bu ilişki Harris'in siyasi kariyerinin başlamasını sağladı. Daha sonra, kendi çabasıyla, adil ceza konularında sağa yaslanarak ve Demokratlara da hitap ederek savcılık seçimlerini kazandı. 2010 yılında eyaletin başsavcısı olarak seçildi. Partisinin dalgalanmalarına ayak uydurabilmek için bazı konularda pozisyon değiştirdi. San Francisco'da bölge savcısıyken idam cezasına karşı çıktı, ancak Kaliforniya başsavcısı olduğunda idam cezasını savundu. Kendisini eleştirenler onun hırslı ve fikri olarak zayıf bir fırsatçı olduğunu söylediler. Harris bu imajı silmekte zorlanıyor.

Yine de Harris'in geçmişinde ve kariyerinde, Amerikalı seçmenlerin politikacılardan beklediği “özgünlük” fazlasıyla mevcut. Kendisi bir göçmen kızı: Müteveffa annesi Hindistan'da doğmuş bir endokrinolog; babası ise Jamaika doğumlu bir ekonomist. Çift 1960'larda Berkeley'de sivil haklar aktivistleriyken tanışmış. Başka bir politikacı olsa, bu kökenlere yaslanarak kendine hafızalara kazınacak bir kimlik inşa edebilirdi ama Harris ulusal arenada kendine bir yer edinmekte zorlandı. Gelecek ay Chicago'da yapılacak Demokrat Parti kurultayında aday gösterilmesi halinde, biyografisinin ve engelleri aşan, başarılı, siyah, Asyalı bir kadın imajının Hollywood tarafından duygusal bir şekilde yeniden sunulmasını bekliyoruz.

Çok geç bir başlangıç yapması ve partisi içinde son zamanlarda yaşanan kaos nedeniyle dezavantajlı durumda olan Harris, Trump'a karşı ne kadar etkili bir kampanya yürütebilir? Tabii ki, 59 yaşında olmasına rağmen dinçliği sayesinde 81 yaşındaki Biden'dan daha başarılı olabilir ama bu düşük bir başarı çıtası. Harris, 2017'de senatör olarak Washington'a geldiğinden bu yana, hazırlıklı olduğu ve avukatlık becerilerini sergilediği tartışma ve oturumlarda daha etkili oldu. Harris'in Senato oturumlarında yönelttiği sorular, Yüksek Mahkeme yargıcı olmak için sorgulandığı sırada Brett Kavanaugh ve eski başsavcı Jeff Sessions gibi deneyimli Cumhuriyetçi tanıkları tedirgin etti.

Yine de 2020'de Demokrat Parti adayı olmak için yürüttüğü kampanya ciddi bir başarısızlığa uğradı. Sonrasında, uzun süredir radyo programcılığı yapan ve sahnede rahat olan Mike Pence'e karşı girdiği başkan yardımcılığı münazarasında çok daha iyi bir performans sergiledi. Harris bağış toplama konusunda yetenekli bir isim. Biden'ın topladığı büyük ganimetleri de o devralacak. Ne var ki siyasi hayatta olmazsa olmaz bir beceri olan doğaçlama konusunda zorlanıyor. Venn diyagramları hakkındaki heyecanlı konuşmaları nedeniyle neden kendisiyle alay edildiğini matematik öğretmenleri bile anlayabilir. Trump'a karşı bir münazarada rakibinin sinirlerini bozabilir, ancak konuyu tamamen saptırması da mümkün.

Politik açıdan ise her ne kadar çip üretimini teşvik etmek ve yeşil enerjiye yatırım yapmak amacıyla önemli yasalar çıkarmış olsa da genel olarak hiç de parlak kabul edilmeyen Biden yönetiminin sicilini Harris devralacak. Trump'ın müttefikleri, Harris'e daha şimdiden “işgal çarlığı” yakıştırması yapıyor; zira Harris, güney sınırında yasadışı göçün yoğun olduğu bir dönemde başkan yardımcılığı rolünü üstlendi. Önümüzdeki ay yapılacak kongrede aday gösterilmesi halinde Trump'ın göçmenlik konusundaki saldırılarına doğrudan cevap vermesi ve önümüzdeki dört yıl için Biden'ın ifade edemediği yeni ve daha iddialı bir iç politika gündemi ortaya koyması gerekecek.

Dış politika konusunda kendisini transatlantik gelenekten gelen bir Demokrat merkezci olarak konumlandıran Harris, Ukrayna'ya sağlam bir yardım yapılmasını açıkça destekliyor. Ulusal güvenlik danışmanı Philip Gordon, Avrupa ve Orta Doğu konusunda saygın bir uzman. En azından kampanya boyunca Biden yönetiminin çizgisini takip etmesi muhtemel görünüyor. Trump ve onun Amerika'ya öncelik veren aday arkadaşı J.D. Vance'e tam bir tezat oluşturacak. Şubat ayında Münih Güvenlik Konferansı'nda şunları söyledi: “Amerika Birleşik Devletleri'nin uzun süredir devam eden küresel liderlik rolünü yerine getirmesinin Amerikan halkının temel çıkarına olduğuna inanıyorum.” Harris son üç çalkantılı yıl boyunca Durum Odası ve Oval Ofis krizlerini yakından gözlemledi, ancak birçok başkan yardımcısı gibi, Harris'in de askeri ya da dış politika alanındaki beklenmedik krizlere ilişkin özgür iradesi henüz yeterince sınanmış değil.

Harris, önümüzdeki ay Chicago'da aday gösterilirse devralacağı kampanyanın nasıl ilerleyeceği bilinmiyor. Şartlar aleyhine görünüyor. Ancak Trump eskiden beri pek de sevilmeyen bir aday ve hüküm giymiş bir suçlu. Harris gibi bir savcı onun yalanlarını ortaya çıkarma ve seçmenlere suçlarını hatırlatma konusunda etkili olabilir. Harris'in kazanması için partisini bu zor şartlar altında birleştirmesi, seçmenleri ayağa kaldırması, Trump'ın hakaretlerine karşı koyması ve baskı altında kampanya yürütme konusunda şimdiye kadar pek de sergilemediği yeteneklerini ortaya çıkarması gerekecek. Birçok açıdan geleneksel bir siyasetçi. Bununla birlikte, hayal kırıklıklarını sineye çeken ve mevcut en iyi adaya razı olan seçmenler, karizma sorunu yaşayan, parti içinde yetişmiş pek çok kişiyi Oval Ofis’e gönderdi. Oval Ofis zaten şu an onlar tarafından kuşatılmış durumda.