×
AVRUPA
9.07.2024

ANALİZ

Avrupa'yı Şekillendirecek Üç Kadın

Eski huzurlu Avrupa, şimdilerde tehlikeli bir dünyaya uyanıyor. Ukrayna’da süren savaş Avrupa güvenliğini tehdit ederken Kıta ekonomisi, korumacılığın neden olduğu şoklara karşı savunmasız. Bölgenin geleceği, üç kadının siyasi başarısına bağlı.
ESKİ, HUZURLU Avrupa, şimdilerde kendini tehlikeli bir dünyada ve endişe verici bir konumda buluyor. Ukrayna'da 1945'ten bu yana kıtanın en kanlı savaşı sürerken, Rusya Baltıklardan siber uzaya kadar bir tehdit oluşturuyor. Trump Beyaz Saray'a dönerse, Avrupa güvenliğinin temeli olan NATO'nun kuyusunu kazabilir. Kıtanın ekonomisi, sanayi politikasına ve başka yerlerdeki korumacılığın neden olduğu şoklara karşı savunmasız. Anketlerde Avrupa’nın birliğinden şüphe duyan popülistler yükselişte.

Avrupa'nın bu tehlikelerle yüzleşebilmesi için en azından AB düzeyinde tutarlı bir lidere ihtiyacı var. Ayrıca aşırılık yanlılarını iktidardan uzak tutması gerekiyor. Bunu gerçekleştirebilmesi ise, kısmen üç kadının siyasi başarısına bağlı: Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni ve Fransa'nın önde gelen popülisti Marine Le Pen.

2019'dan bu yana, AB'nin yürütme organını yöneten ve ikinci dönem için aday olan Von der Leyen ile başlayalım. Görevi hak ediyor. İyi bir iş çıkardı: Vladimir Putin'in saldırganlığına karşı AB'nin güçlü kolektif tepkisini yönetti ve örneğin ortak borç ihraç etmek için çığır açan bir programı uygulamaya koyarak kritik bir zamanda Avrupa entegrasyonunun derinleşmesine yardımcı oldu. Soğukkanlı bir Alman muhafazakâr olarak, Fransız-Alman ilişkilerinin gergin olduğu zamanlarda da Avrupa Komisyonu'nu karar alma sürecinin merkezine yerleştirdi. Tehditler göz önüne alındığında, güçlü ve birleşik bir liderliğe duyulan ihtiyaç hiç bu kadar büyük olmamıştı.

İkinci bir dönem kazanmak için öncelikle AB'deki 27 ulusal liderinin desteğine ihtiyacı var. Teoride siyaset kurumunu oluşturan muhafazakâr, liberal ve sosyalist grupların desteğini alması muhtemel. Ancak siyaset çok parçalı bir hale geldiği için bu üç grubun toplamda çok az sandalye kazanacağı tahmin ediliyor ve bazı milletvekilleri saf değiştirebilir. Von der Leyen 2019'daki ilk oylamasını zar zor atlatmıştı. Bu kez zafer garanti değil.

Bu da bizi 2022'den bu yana İtalya'nın başbakanı olan ve isyancı bir güç olmaktan çıkıp ülkeyi yönetmeye başlayan aşırı sağcı İtalya'nın Kardeşleri partisinin lideri Meloni'ye getiriyor. AB seçimlerinde başarılı oldu. Partinin desteğiyle Von der Leyen, AB'deki en üst düzey görevinde ikinci bir dönem için parlamento çoğunluğunu kazanabilir. Kendisi, bugüne dek İtalyanlara kur yapmakla meşguldü. Von der Leyen 23 Mayıs'ta yaptığı açıklamada "Giorgia Meloni ile çok iyi çalışıyorum" dedi.

Bu sözler ve İtalya’nın Kardeşleri’ni içeren herhangi bir anlaşma fikri, liberalleri ve düzen yanlılarını öfkelendirdi. Buna Almanya'da iktidardaki Sosyal Demokrat Parti ve Fransa'da Emmanuel Macron'un partisindeki bazı isimler de dahil. Onlara göre Meloni tehlikeli alanlarda dolaşıyor. Macaristan'ın güçlü adamı Viktor Orban ve diğer sakıncalı tiplerle arkadaşlık ediyor. "Büyük değişim" gibi ırkçı komplo teorilerine itibar ediyor. AB'yi Sovyetler Birliği'ne döndürüyor. Kısacası, tam da karar alma mekanizmalarından dışlanması gereken türden bir aşırı sağcı figür.

Meloni'nin kesinlikle pek çok sakıncalı politikası ve niteliği var. Bununla birlikte, prensip olarak onunla çalışmayı göz ardı etmek körlük olur. Geçmişi siyasi bir kundakçının siciline benzemiyor. Yasadışı göç gibi konularda Von der Leyen ile ortak hareket etti. Bu iki kadın Kuzey Afrika ülkelerine ortak ziyaretler gerçekleştirerek oralardaki yönetimlerle bu akını durdurmak üzere anlaşmalar yaptı. Popülist sağdaki bazı hemcinslerinin aksine, Ukrayna'nın sadık destekçisi oldu. Partisi, ülke içinde kültür savaşları veriyor ama güvenlik ve ekonomi konularında İtalya'yı bir pragmatist olarak yönetiyor. Meloni siyasi ana akımın dışında bırakılmamalı.

Dahası, Meloni’yle anlaşma yapmanın bir avantajı daha olabilir: Popülist sağı daha ılımlı ve aşırı unsurları arasında bölmek. İşte Le Pen burada devreye giriyor. Partisi Ulusal Birlik’in Avrupa seçimlerinde de başarılı oldu. Le Pen, kendisini ana akım bir figür olarak yeniden markalaştırmaya çalıştı ama buna aldanmayın. Kendisi, köklü bir yabancı düşmanlığı ve Rusya'ya yaranma geçmişine sahip bir muhalif. Avrupa'yı sert bir şekilde sağa çekebilecek bir mega milliyetçiler grubu yaratmak niyetinde. Bunu yapmak için de Meloni ile iş birliği yapmak istiyor.

Bunun yerine Meloni'yi merkeze çekmek çok daha iyi olur. Bu Le Pen'in planını sekteye uğratacak ve aşırı sağı parçalayacaktır. Almanya için Alternatif Partisi, Avrupa'daki baş adayının Nazi suçlarını hafife almasının ardından kısmen çökmüş durumda. Le Pen'in güçsüzleştirilmesi, partisinin 2027'deki ulusal seçimler öncesinde anketlerde önde gittiği Fransa'daki cazibesini azaltabilir. Le Pen'in Cumhurbaşkanı olması ihtimali sinir bozucu.
Avrupa seçim sonuçlarının ardından pazarlıklar aylarca sürebilir ve Von der Leyen'in becerisini sınayabilir. Riskler yüksek. AB düzeyinde istikrarlı bir liderlik sağlayabilecek ve ılımlıların popülist sağ ile nasıl akıllıca mücadele edebileceğini gösterebilecek tek bir yol var. Artık cevap bulması gereken mesele popülistlerin kontrol altına alınıp alınamayacağı değil, yükselişlerine nasıl karşılık verileceğidir. 

Meloni kartlarını kapalı tutuyor. Ancak gösterişten ziyade iktidarla ilgilendiği aşikâr olan birinin kendisini Avrupa'nın kenar mahallelerine mahkûm etmesi tuhaf olurdu.

Üçlü bela

Alternatif yol felaket olabilir. Avrupa siyaseti o kadar parçalı bir hale geldi ki, Von der Leyen ya da komisyon başkanlığı için başka bir adayın parlamentoda çoğunluğu sağlayamayacağı düşünülebilir. Bu da Ukrayna'nın zor durumda olduğu ve olası bir Trump başkanlığının yaklaştığı en kötü zamanda anayasal bir krize yol açacaktır. Dahası, eğer Meloni merkezle çalışmaktan bir şey kazanamayacağını görürse, Le Pen ile çalışmak isteyebilir. Eğer yanlış bir seçim yaparlarsa, Avrupa'nın merkezcileri AB'nin istikrarını bozabilir ve uzun zamandır korktukları şeyin, yani kıta çapında bir aşırı sağ hareketin, oluşmasına yol açabilirler. Bundan kaçınmak için ise Meloni ile anlaşmak faydalı olacaktır.


Bu yazı, The Economist’te “The three women who will shape Europe” başlığıyla yayımlanmıştır. Çeviri yapılırken yazının belirli kısımlarında editoryal düzenleme yapılmıştır.