ANALİZ
Avrupa, Trump'ın Teknoloji Devlerini Düzenleyebilir mi?
Amerikan teknoloji devleri, Trump’la kurdukları siyasi ittifakla birlikte Amerikan devlet çıkarlarını kendi şirket çıkarlarıyla eşitlemiş oldular. Şimdi bu siyasi gücü kullanarak içeride ve dışarıda kendilerine yönelik mali ve idari sınırlandırmalardan kurtulmaya çalışacaklar.
TEKNOLOJİ DEVLERİNİN trilyonlarca dolar değerinde olduğu bir çağda, son 50 yılda sıfırdan kurulan hiçbir Avrupa firması yüz milyar dolardan fazla değere sahip değil (İsveç merkezli bir müzik yayını hizmeti olan Spotify bu rakamın etrafında dolaşıyor). Girişimci canlılığının yokluğu, şimdilerde ekonomik canlılık ve vergi geliri arayan Avrupalı politikacılar için sürekli bir hayal kırıklığı kaynağı. İş yaratmaları için zorlayacakları yerel kurumsal teknoloji devleri bulunmuyor. Bu nedenle Alman şansölyeleri, Fransız cumhurbaşkanları ve diğer Avrupalı liderler, bir teknoloji araştırma tesisi, yapay zeka ( AI ) merkezi veya gigafabrika kurma planlarıyla birbiri ardına Avrupa’yı ziyaret eden Amerikalı girişimcilere hoş görünmeye çalışırken dişlerini sıkmak zorunda kalıyor. Her iki taraf da zorunlu selfie için poz verirken, kimin üstünlüğe sahip olduğunu söylemek zor olabilir: Seçilmiş liderler mi, yoksa net servetleri çoğu Avrupa ülkesinin bütçelerinden çok daha büyük olan, dünyaca ünlü plütokratlar mı? En azından politikacılar kendilerine şunu söyleyebilirlerdi: Dünyanın en güçlü Amazonları veya Facebook'ları bile orada iş yapmanın bir koşulu olarak Avrupa yasalarına uymak zorunda kalacakla.
Görünen o ki bu yasalar, Amerikalı teknoloji devleri için fazla rahatsız edici olabilir. Patronları, Donald Trump'ın 20 Ocak'taki yemin töreninde siyasi güçlerini göstermeden önce bile, Big Tech’in Avrupa Birliği'nin düzenlemelerinden rahatsız olduğu sıklıkla duyuluyordu. Dijital piyasaların tekellere dönüşmemesi, sosyal ağlarda zararlı içeriklerin yayılmaması ve bireysel özgürlüklere karşı yapay zekanın düzenlenmesi için tasarlanan yeni AB kuralları, bugünlerde, Trump'ın “Amerika'yı tekrar büyük yapma” (MAGA) planlarının önünde duran bir Avrupa oyunu olarak resmediliyor. Ukrayna'da savaş sürerken, Avrupa’nın Amerika'dan aldığı onlarca yıllık güvenlik garantisinin geleceğinden bahsetmeye bile gerek yok. Avrupa şimdiden, uzun yıllar açık ara en büyük ticari ortağıyla bir ticaret savaşı olasılığından korkuyor. Trump, teknoloji milyarderlerini memnun etmek için Avrupa'ya Amerikan teknoloji şirketlerine karşı daha az düzenleme isterse, taleplerine karşı konulabilir mi?
Teknoloji devlerinin AB düzenlemeleri hakkında üç şikayeti var. Birincisi, uzun zamandır Amerika'nınkinden daha katı olan antitröst kurallarının uygulanmasıyla ilgili. Bu, Apple, Alphabet ve benzerlerine bir dizi para cezasıyla sonuçlandı; satın alma girişimlerini kısıtladı; hatta bazı şirketlerin parçalanabileceği ihtimalini gündeme getirdi. Bir diğer şikayet, Avrupa'nın normalde yasadışı olan bir içeriğin, sosyal ağda yayınlandığında da yasadışı sayması ve bazı kullanıcıların gönderilerini diğerlerinin üzerine çekerek kamu söylemini etkileyen algoritmaların şeffaflık kurallarına tabi olmasını talep etmesi. Son olarak, AB’nin düşük vergili yargı bölgelerine kâr aktaran haksız vergi düzenlemelerine karşı sert önlemler alması.
Teknoloji şirketleri uzun zamandır Brüksel'in aşırı düzenlemelerinin sadece kendileri için değil, Avrupa için de kötü olduğunu, kıtanın ekonomisinin duraklamasının sebebinin bu düzenlemeler olduğunu mırıldanıyor. Sanki Avrupa'yı uyarmak istercesine, Apple ve Meta, AB pazarında ürün lansmanını geciktirenler arasında. Şimdi de Trump'ı kendi adlarına hareket etmeye teşvik ediyorlar. Meta'nın kurucusu Mark Zuckerberg, AB’nin büyük teknoloji şirketlerine uyguladığı para cezalarını gümrük vergilerine benzetti. Bu benzetmeyle aslında Trump'ı Avrupa’ya karşı misilleme yapmaya yönlendirmeye çalışıyor. Bu ayın başlarında AB kurallarını "sansürün kurumsallaştırılması" olarak tanımladı. Sanki Avrupalı yöneticilerin, tecavüz videolarının sosyal medya platformlarından kaldırılması yönündeki talepleri kötü bir şeymiş gibi. Trump, Ekim ayında AB tarafından "sömürülen" Amerikan şirketlerinden söz etti. Başkan yardımcısı olan JD Vance, şu anda Trump'ın danışmanı olan Elon Musk'ın sahibi olduğu sosyal medya ağı X'in Avrupa tarafından düzenlenmesi durumunda Amerika'nın Avrupa'yı (NATO aracılığıyla) savunmaya devam edip etmemesi gerektiğini sorguladı.
Trump, içeride büyük teknoloji şirketlerinin karşı çıktığı küresel vergi kurallarının bazılarını çoktan iptal etti. AB'nin geri çekilmesini sağlamak daha zor olacak. Oluşturduğu düzenlemelerin çoğu, büyük işletmelere karşı atalarından kalma temkinliliğini yansıtıyor. Büyük şirketlerin pazar güçlerinden haksız kazanç elde etmelerine engel olmak, Avrupa için geçici bir heves değil: AB'yi yöneten, ayakta tutan anlaşmaların bir parçası. Dolayısıyla bir toplum sözleşmesi meselesi. Teknoloji devlerinin kullanıcılar üzerindeki etkisini sınırlamak, kritik bir insan hakları meselesi. AB düzenlemelerinin bazı kısımlarının gerçekten çok hantal olduğu konusunda bir fikir birliği var; bazılarını geri almaya yönelik adımlar atılıyor. Ancak çoğu Avro bürokratı, söz konusu kuralların genel olarak amaçlandığı gibi çalıştığına inanıyor.
Azgın Teknoloji Devlerine Karşı Sağduyulu Avrupa mı?
AB'nin bu mali ve sosyal düzenlemeler konusunda geri çekilmesini sağlamak büyük teknoloji şirketleri için bir kazanç olurdu. Avrupa pazarı, zengin kullanıcılar söz konusu olduğunda Amerika'dan sonra ikinci sırada yer almakla kalmıyor, aynı zamanda AB tarafından hazırlanan düzenlemeler sıklıkla Avrupa sınırlarının çok ötesinde bulunan yargı bölgeleri tarafından da kopyalanıyor. Bu "Brüksel etkisi" Avrupalılar için bir gurur kaynağı. Terimi ortaya atan Columbia Hukuk Fakültesi'nde teknoloji uzmanı olan Anu Bradford, AB'nin sağlam duracağını beklediğini söylüyor. "Bu hafta Avrupa'da kimse büyük teknoloji şirketlerine bakıp 'Keşke daha güçlü olsalardı' diye düşünmeyecek." Musk'ın X'i Avrupa'daki aşırı sağ partileri desteklemek için kullanması, oradaki politikacıları daha da tedirgin ediyor.
AB yetkilileri her şeyin her zamanki gibi olduğunu ve büyük teknoloji şirketlerine yönelik birçok soruşturmanın (para cezaları dahil) yakında tamamlanarak kamuoyuna açıklanacağını konusunda ısrar ediyor. Ancak Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Trump'ın göreve başlamasından bir gün sonra Davos'ta düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu'nda, Avrupa'nın yeni yönetimle başa çıkarken "pragmatik" olması gerektiğini söyledi. Teknoloji devlerini cezalandırmanın son aşaması kısmen siyasi bir karardır. Komisyonun bunun nasıl yapılabileceğini "yeniden değerlendirdiğine" dair raporlar var; ancak bunun pratikte nasıl gerçekleşeceğine dair net bir fikir yok. Avrupa'nın Amerikalı teknoloji devlerine karşı geri adım atması çok zor olacak, ancak kararlı durmanın bedelini beğenmeyebilir.
Bu yazı The Economist’te 23 Ocak 2025 tarihinde “Europe faces a new age of gunboat digital diplomacy” başlığıyla yayınlandı. Çeviride editoryal düzenleme yapılmıştır.