×
KÜRESEL
3.01.2025

ANALİZ

2025'te Jeopolitikten Ne Beklenmeli?

Donald Trump, teknolojik dönüşüm ve radikal belirsizlikler 2025 yılında jeopolitiği şekillendiren temel dinamikler olacak.
DÜNYANIN EN BÜYÜK ekonomisi keskin bir şekilde korumacılığa dönüş yaptığında ne olur? Küresel süper güç, işlemsel bir dış politikanın ittifaklardan daha faydalı olduğuna karar verdiğinde? Peki ya savaşlar şiddetlenirken, tehditkar rakipler güçlerini birleştirdiğinde ve yapay zeka, sağlık hizmetlerinden savaşa kadar her şeyi değiştirdiğinde? Dünya bunu öğrenmek üzere.

2025’te jeopolitik ve dünyanın şekillenmesinde etkili olacak ilk güç Donald Trump olacak. ABD’nin yeni başkanı Trump, kampanya döneminde büyük bir değişim vaat etti. Bu mümkün, ancak kampanya konuşmalarının retoriği ile yönetimin gerçekliği oldukça farklı şeyler. Trump'ın ekibi için seçtiği isimler ve odaklandıkları öncelikler, ne kadarını başarabileceğini belirleyecek. İlk atamaları sadakat, şahinlik ve bozgunculuğa vurgu yaptığını gösteriyor.

Dış politika sınavları hızlı gelecek. Trump, Ukrayna'daki savaşı tek bir günde bitireceğini ve hızlı bir şekilde bir anlaşmaya varmak için baskı göstereceğini defalarca söyledi. Hep vurguladığı o kaslı diplomasisinin ilk örneği olarak, sonuç tüm dünyada yankılanacak. Trump, Ukrayna'ya toprak kayıplarını kabul etmesi için baskı yapar ve karşılığında Ukrayna’ya Vladimir Putin'i kalıcı olarak caydıracak bir güvenlik garantisi sunarsa, Amerika'nın (ve Trump'ın) güvenilirliği artacak. Ancak Ukrayna'yı Rusya'ya karşı savunmasız bırakan dengesiz bir barış anlaşmasına zorlarsa, bu durumda Putin kazanmış olacak.  Sonrasında Ukrayna'nın hayatta kalması Avrupalıların onu savunup savunamayacağına bağlı olacak; bu da muhtemelen başarısız olacakları bir sınav. Çin ve diğer olası rakipler bunu not edecek: Trump ve Amerikan vaatleri boş.

Orta Doğu farklı bir tür erken teste tabi tutulacak. Trump, İsrail ve Hamas'ın Gazze'de ateşkes konusunda anlaşmasını sağlayabilir; Binyamin Netanyahu ona hızlı bir zafer kazandırmak isteyecektir. Ancak Trump'ın İsrail'i tek uzun vadeli çözüme, yani Filistin devletine giden yola yönlendirmesi pek olası değil. İran'a karşı sert olmak isteyecektir, en azından onu çökertmeyi planlamış olabileceği için. Ancak yönetiminin ilk dönemindeki yaptırım politikası olan "maksimum baskı" artık daha az etkili olacak. İran, petrolünü, özellikle Çin'e satmak için farklı bir ağ kurdu.

En önemli jeopolitik gündem ABD’nin Çin ile nasıl başa çıkılacağı olacak. Ekonomisi şu anda zayıf olsa da Çin, Trump'ın 2017'de ilk kez başkan olduğu zamandan beri hem daha saldırgan hem de daha zorlu bir rakip. Güney Çin Denizi'nde hızla bir krizle karşı karşıya kalabilir. Filipinler'e yardım edip etmeyeceği veya onu terk edip etmeyeceği önemli bir test olacak.

Çin ayrıca Trump'ın gümrük vergileri konusunda ne kadar aşırı olduğunu da ortaya koyacak. Trupmp, Çin'den yapılan ithalatlara %60 vergi (ve diğer tüm ülkelere %10-20) sözü verdi. Bu bir pazarlık blöfü mü yoksa Amerika ekonomisini Çin ekonomisinden ayırmaya yönelik gerçek bir istek mi? Bu 2025'te netleşecek, çünkü gümrük vergileri uygulamak Trump'ın diğer öncelikleriyle rekabet edecek.

Bu listenin başında yasadışı göç olacak. Toplu sınır dışı etmelerde gösterişli bir çaba beklenebilir. Vergi kesintileri de gündemin başında olacak çünkü Trump'ın ilk dönem vergi paketi 2025'in sonunda sona eriyor. Kampanya sırasında yaklaşık 10 trilyon dolarlık yeni vergi indirimi vaatlerinde bulundu. Ancak Cumhuriyetçiler Kongre'nin her iki kanadını da elinde tutsa da kanun koyucular bu ölçekte bütçe ihlali konusunda endişeli.

Teknoloji, 2025 için ikinci belirleyici güç olacak. Şanslıysak, Trump'ın iç gündeminin en önemli kısmı başka bir yerde olacak: Uyuşturucu düzenlemesinden askeri tedarike kadar, hükümet mekanizmasını düzenlemelerden arındırma, sadeleştirme ve yeniden icat etme programında. Hükümet mekanizmasını yeniden icat etmek, Trump'ın gündeminin en önemli parçası olabilir.  Bu reformlar, Amerika'nın biyoteknoloji ve yapay zeka gibi son teknolojiyi ne kadar çabuk benimseyip yaygınlaştıracağını belirleyecek. Elon Musk bu sürecin baş sorumlusu olacak. Federal bütçeyi 2 trilyon dolar azaltma vaadi hayli sorunlu. Ancak Amerika'nın radikal yeni teknolojilerdeki liderliğini sürdürebilmesi için hükümet reformuna ihtiyaç duyulduğu fikri kesinlikle doğru.

Trump gerçekten Amerika'yı harika yapmak istiyorsa, yönetiminin odaklanmak zorunda olduğu yer burası. Gümrük vergilerini seven bir adamın, sonunda birçok Amerikan sektörünü yeniden şekillendirebilecek veya değiştirebilecek teknolojileri hızlandırma yolunda öncü olması ironik olurdu. Ancak Amerika'nın yapay zekadaki liderliğini ileri taşımak, MAGA gündeminin diğer herhangi bir parçasından çok daha fazlasını yaparak ülkenin gelecekteki refahını ve askeri güvenliğini sağlayacak. Bu da şimdilik büyük bir muamma!

**

2024'ün başında, Project Syndicate (PS) yazarları küresel demokrasi için seçimler, tırmanan çatışmalar ve potansiyel olarak yıkıcı teknolojilerin ortaya çıkmasıyla şekillenen çalkantılı ve önemli bir yıl öngördüler. 2025'e girerken, PS yazarları çok taraflılık, yapay zeka ve aşırıcı hareketler için kritik bir yıl öngörüyorlar. Ayrıca yeniden ABD Başkanı olarak seçilen Donald Trump'ın ikinci dönemi küresel istikrar üzerinde uzun bir gölge bırakıyor.

RABAH AREZKI
Donald Trump'ın ABD Başkanı olarak yeniden seçilmesiyle, "ekonomik egemenlik" kavramı, bir ana akım olarak siyaset alanındaki merkezi konumunu sağlamlaştırmaya hazırlanıyor. Genel olarak bir ülkenin bağımsız ekonomik kararlar alma kapasitesi olarak tanımlanan bu kavram, son yıllarda serbest ve açık piyasalara karşı küresel bir tepkinin ortasında ivme kazandı - sıklıkla göçmenlerin ve azınlıkların günah keçisi ilan edilmesiyle birlikte. Tepki yoğunlaştıkça, ekonomik egemenliğe doğru kaymanın hız kazanacağını ve bunun uluslararası ticaret, sermaye akışları ve göç kalıpları için derin sonuçlar doğuracağı öngörülebilir.

SHLOMO BEN-AMI
Dünyanın en önemli iki krizi olan Ukrayna'daki savaş ve İsrail-Filistin çatışması 2025'in iki önemli gündemi olacak gibi görünüyor. İsrail ve Hizbullah güney Lübnan'da kırılgan bir ateşkese ulaşmış olsa da Filistin sorununu çözmek çok daha zor. Yine de İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun aşırı sağcı koalisyonu Filistin için uzun vadeli bir çözümün önünde engel olmaya devam ediyor. Trump göreve geldiği ilk yılda İsrail-Suudi Arabistan ilişkilerini normalleştirmeye ve İsrail ile İran arasında tam kapsamlı bir savaşı önlemeye odaklanabilir. Zayıflamış bir İran'ın nükleer bombaya doğru dörtnala koşması riski açıkça ortada.

Bu arada, Avrupa'nın savaş yorgunluğu ve Trump'ın yeniden seçilmesinin ardından değişen jeopolitik manzara, Ukrayna'da bir uzlaşmanın yolunu açabilir. Böyle bir anlaşma, Ukrayna'nın Avrupa Birliği'ne katılımı ve NATO'nun güvenlik garantileri karşılığında Rusya'nın toprak kazanımlarının tanınmasını içerebilir. Asya'da, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping'in Trump'ın ABD-Çin ilişkilerini yeniden ayarlama isteğini ölçmeden Tayvan'ı işgal etmesi pek olası değil. Çin'in mevcut iç zorlukları göz önüne alındığında, Xi daha geniş yayılmacı hırslarını askıya almak zorunda kalabilir.

ANTARA HALDAR
İkinci Dünya Savaşı'nın ardından liberal demokrasi ve neoklasik ekonominin ikiz sütunları üzerine kurulan küresel düzen, dünyaya barış ve ortak refah getirmeyi vaat etti. Ancak yaklaşık 80 yıl sonra, bu sistem çöküşün eşiğinde görünüyor. Trump'ın göreve gelmesi, çok taraflı düzenin serbest ticareti desteklemek ve iklim değişikliği gibi ortak tehditlere karşı kolektif eylemi kolaylaştırmak gibi temel amaçlarının çoğunu baltalayabilir. 

Trump'ın ikinci döneminin küresel bir liderlik boşluğu yaratarak jeopolitik düzensizliği körükleyeceği neredeyse kesin. Washington Mutabakatı'nın zayıflaması ve gelişmiş - gelişmekte olan ekonomilerin savaş sonrası düzenden uzaklaşmanın ortasında, soru şu: Uluslararası toplum, sıradan insanlara hizmet etmek ve küresel olarak popülizmin yükselişini körükleyen yaygın hoşnutsuzluğu gidermek için ekonomik ve politik kurumlarını yeniden şekillendirebilir mi?

JAMES LIVINGSTON
Trump'ın ikinci başkanlığı, Trump’ın ABD Anayasası'nın Senato'nun başkanlık atamalarını onaylama yetkisini belirleyen maddelerini atlayarak başlayan bir son koşu yarışıyla kalıcı bir anayasal krize dönüşebilir. Trump, (Pete Hegseth'i Savunma Bakanı ve Kash Patel'i FBI Direktörü olarak atamasında görüldüğü gibi) kilit kabine pozisyonlarına sorunlu kültür savaşçılarını yerleştirmek için Senato'yu atlatmaya çalışabilir. Bu, Trump'ın Senato’daki yasa engelleyicileri (filubuster) ortadan kaldırmasını veya başkanlık yetkisini, üst ve alt düzey memurlar arasındaki anayasal ayrımı yeniden yorumlayarak genişletmek için Yüksek Mahkeme'ye güvenmesini gerektirecektir. Sonuç, siyasi ve kurumsal kaos olacaktır.

CARLOS LOPES
2025'te, kuantum hesaplama ve sentetik biyoloji gibi alanlara büyük dil modellerinin entegrasyonuyla desteklenen yapay zekadaki (AI) ilerlemeler, tamamen yeni değer yaratma düzeyine geçecek. Bu teknolojiler, geleneksel fikri mülkiyet çerçevelerinin ötesine geçerek benzeri görülmemiş düzeyde işbirlikçi inovasyon ve sorun çözme olanağı sağlayacak. Afrika ülkeleri için bu tür atılımlar, kurumsal ve ekonomik reformlara yönelik geleneksel engelleri aşarak eğitim, sağlık hizmeti ve sürdürülebilirlik için özel çözümler geliştirme fırsatı yaratıyor. Ortaya çıkan dönüşüm, yaratıcılığı artıracak, mülkiyeti yeniden tanımlayacak ve küresel bilgi alışverişinde devrim niteliğinde bir değişime yol açacak.

ROBERTO PATIÑO
2025'te küresel gündemi domine edecek başlıklardan biri göç. Zengin ekonomiler, yabancı işçilere olan bağımlılıklarını göçmenlere karşı büyüyen tepkiyle uzlaştırmaya çalışacak. Diğer yandan iklim felaketleri, savaşlar ve siyasi istikrarsızlık dünya çapında yerinden edilmeleri körükleyecek. ABD'deki işgücü kıtlığı, göreve gelen Trump yönetiminin kısıtlayıcı göçmen politikalarıyla çatışacak, Avrupa liderleri ise Orta Doğu'daki yenilenen çatışmaların yeni göç dalgalarını tetikleyebileceğinden korkuyor.

Venezuela, 2025’te de potansiyel bir çatışma noktası olmaya devam edecek. Başkan Nicolás Maduro iktidardan uzaklaştırılırsa, milyonlarca göçmen sonunda evlerine dönebilir. Ancak Maduro iktidara şiddetle tutunursa, milyonlarca çaresiz Venezuelalının katkıda bulunduğu küresel göç krizi yoğunlaşacaktır.

STEPHEN S. ROACH
Trump'ın Elon Musk'a olan hayranlığı, hayatının sonlarındaki dostluklara olan eğilimini vurguluyor. Trump'ın göreve başlama törenine davet ettiği bildirilen Xi, bir sonraki diplomatik odak noktası olabilir ve bu da onu Çin'e yönelik gümrük vergilerini azaltmaya ve Rusya'ya baskı yapmak için yenilenen bir eğilime katılmaya yönlendirebilir. Ancak köşeye sıkışmış bir Vladimir Putin, Doğu Avrupa'yı istikrarsızlaştırabilir ve bu, Batı Avrupa'nın zaten kırılgan olan ekonomisi için potansiyel olarak ciddi sonuçlar doğurabilir. Bu senaryo, küresel ekonomi için yumuşak bir inişin, konsensüs tahminlerinin altında yatan kırılgan iyimserlik için ciddi riskler oluşturuyor.

VERA SONGWE
Merkez Bankaları, enflasyonu yönetmek ve ekonomileri sürdürülebilir bir büyüme yoluna yönlendirmek için çalışırken 2025'te zorlu bir yılla karşı karşıya olacak. Yıllarca süren para değer kayıpları ve toplumsal huzursuzluktan sonra, bir durgunluktan kaçınmak en önemli küresel öncelik olmaya devam ediyor. Özellikle Afrika'daki gelişmekte olan ülkeler, en kötüsünün geride kaldığını umarak yakından izleyecekler.

Kripto para patlaması, büyük varlık yöneticilerinin pazara girmesiyle varlık değerlemelerine yeni bir boyut getiriyor. Afrika ülkeleri de kripto alanında giderek daha aktif hale geliyor. 2025, bu pazarları düzenlemek için küresel olarak koordineli bir çabanın başlangıcı olabilir mi? Politika yapıcılar ve düzenleyiciler bu gelişen manzarada gezinirken, aynı zamanda ileriye dönük iklim riski modelleri geliştirmeye, acil ekonomik zorlukları uzun vadeli sürdürülebilirlik hedefleriyle dengelemeye odaklanmalıdır.

PAOLA SUBACCHI
2025, çok taraflılık için ya hep ya hiç yılı olacak. G20 başkanı olarak Güney Afrika, ABD ile Çin arasındaki ve daha genel olarak Küresel Güney ile gelişmiş ekonomiler arasındaki sürekli artan gerginliklerin ortasında diyaloğu sürdürmek gibi bir zorlukla karşı karşıya. ABD'nin 2026'da liderliği üstlenmesine hazırlanılırken iddialı bir gündem sunmak, grubun uluslararası iş birliği için bir platform olarak güvenilirliğini sürdürmek adına çok önemli olacak.

Bir diğer kritik olay ise, kökleşmiş bölünmeleri aşması ve uzun süredir devam eden iklim finansmanı taahhütlerini karşılamak için finansal kaynakları harekete geçirmesi gereken BM Dördüncü Uluslararası Kalkınma Finansmanı Konferansı. Bu arada, Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası, en büyük hissedarları olan ABD'nin ilgisizliği veya açıkça muhalefeti karşısında yapısal reformları yeniden düşünmeli. Çok taraflı düzen, ekonomik parçalanma ve siyasi kutuplaşma nedeniyle giderek daha fazla zorlanırken, bu çabalar önümüzdeki yıllarda küresel iş birliğinin gidişatını şekillendirecektir.

ISABELLA M. WEBER
Birçok açıdan, 2025 aşırı sağın yeniden canlanması için bir dönüm noktası olacak. Trump'ın yönetimi dünya çapında aşırı sağ partileri cesaretlendirecek. Ayrıca onun "ticaret savaşı 2.0"ı dünya genelinde küreselleşme şokunu tetikleme tehlikesi taşıyor. Seçmenleri geri kazanabilecek ve milliyetçiliğe, yabancı düşmanlığına ve iklim değişikliği şüpheciliğine gerçek bir alternatif sunabilecek anti-faşist bir ekonomi politikası stratejisi geliştirmek tüm demokratlar için acil bir görev olacak.

ANGELA HUYUE ZHANG
Trump 05 Ocak’ta Beyaz Saray'a dönmeye hazırlanırken, aynı zamanda bir kez daha manşetlere hakim olmaya da hazırlanıyor. Önceki yönetimi bir rehber olacaksa eğer, pervasız, hatta saçma fikirleri benimseyecek ve yalnızca piyasalar geri adım attığında geri çekilecek. Ancak bu sefer, riskler daha da yüksek. Daha az kurumsal denetim ve Kongre ile Yüksek Mahkeme'den daha güçlü destekle Trump her zamankinden daha fazla güç kullanacak.

Bu, rahatsız edici bir soruyu gündeme getiriyor: Trump piyasa tepkilerinin ötesinde bir şeyden korkuyor mu? Her durumda, öngörülemezliği ve yerleşik normlara aldırmayışı, önümüzde büyük bir ekonomik türbülansa işaret ediyor. İlk dönemi kaotik geçti, ikinci dönemi daha kaotik bir dünya vaat ediyor.

Bu analiz, The Economist’te Zanny Minton Beddoes tarafından kaleme alınan “The three forces that will shape 2025” başlıklı yazı ile Project Syndicate’te 27 Aralık 2024 tarihinde bir grup yazar tarafından kaleme alınan “PS Commentators’ Predictions for 2025” başlıklı yazıdan hareketle hazırlanmıştır. Çeviride kısaltma ve editoryal düzenleme yapılmıştır.