ANALİZ
Trump ve Putin Küresel Düzeni Parçalıyor: Avrupa Nasıl Yanıt Verebilir?
Avrupa, neredeyse hiç büyümeyen ve kendini savunamayan, borçlu, yaşlanan bir kıta. Ticaret, sınırlar, savunma ve teknolojiyle ilgili küresel kurallar parçalanıyor. Buna karşılık kıta, çok taraflı antlaşmalara ve ortak değerlere dayalı bir dünya görüşüne hapsolmuş durumda.
ŞUBAT’IN ikinci haftası, Demir Perde'nin yıkılmasından bu yana Avrupa'nın en kasvetli haftasıydı. Ukrayna gözden çıkarılıyor, Rusya rehabilite ediliyor ve Donald Trump yönetiminde Amerika'nın artık savaş zamanında Avrupa'nın yardımına gelmesi beklenmiyor. Avrupa'nın güvenliği için etkileri ciddi, ancak kıtanın liderleri ve insanları henüz bunu kavrayabilmiş değil. Eski dünya, kanunsuz bir çağda sert gücün nasıl kullanılacağına dair kısa bir kursa ihtiyaç duyuyor, aksi takdirde yeni dünya düzensizliğinin kurbanı olacak.
Şubat’ın ortasında, Münih'te konuşan ABD başkan yardımcısı JD Vance, Avrupa'yı yozlaşmış ve demokrasiden uzaklaşmış olduğunu öne sürerek alaya aldığında, klasik mimarinin ve sosyal yardım çeklerinin yurdu olan bölgenin nasıl bir aşağılanmayla karşı karşıya olduğuna dair bir fikir veriyordu. Avrupalı liderler, 18 Şubat'ta Riyad'da resmen başlayan Beyaz Saray ve Kremlin arasındaki barış görüşmelerinden dışlandı. Ancak, ortaya çıkan kriz, hakaretlerin ve diplomatik nezaketlerin çok ötesine geçiyor.
Trump, savaştan haksız yere sorumlu tuttuğu Ukrayna'dan uzaklaşmaya hazır görünüyor. Ukrayna Başkan Volodimir Zelenski'yi "diktatör" olarak nitelendiren Trump, ona "hızlı hareket etmesi gerektiğini yoksa bir ülkesinin kalmayacağını" söyledi. Amerika, Ukrayna'ya yalnızca yeniden silahlanma hakkını sınırlayan zayıf güvenlik garantileriyle istikrarsız bir ateşkes dayatmaya çalışabilir.
Bu yeterince kötü, ancak Avrupa'nın en kötü kabusu Ukrayna'dan daha büyük. Trump, uzun süredir devam eden izolasyon politikasını terk ederek Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'i rehabilite etmeyi amaçlıyor. Amerika için belirgin bir jeopolitik fayda sağlamadan, diplomatik ilişkileri yeniden kurmayı amaçlıyor. Süreç, yakında gösterişli bir zirveyle kutlanabilir. Riyad'da tavizler sunan ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, iş birliği ve "tarihi ekonomik, yatırım fırsatları" hakkında Rusya’ya övgüler yağdırdı.
Trump'ın Avrupa'yı sarsması ve Rusya'ya yakınlaşmaya çalışması, Amerika'nın NATO'yu ne olursa olsun savunma taahhüdüne şüphe düşürüyor. Bir korku da Amerikan güçlerinin azaltılması veya geri çekilerek Doğu Avrupa'nın savunmasız kalması. Sorun, Sam Amca'nın önceliklerinin Asya'da olması değil. Sorun, Avrupa Rus saldırısına uğrarsa ve Amerikan yardımını isterse, Trump'ın ilk ve en derin içgüdüsünün bundan ne çıkarı olduğunu sormak olacak olması. Trump'ın her şeyi takas etmeye hazır olması önemli bir sorun. NATO'nun caydırıcılığı, bir üyeye saldırıldığında geri kalanının onun yardımına geleceği kesinliğine dayanıyor. Şüphe aşındırıcıdır ve Avrupa'yı tehlikeli bir şekilde savunmasız bırakır.
Avrupa'nın karşı karşıya olduğu gerçekliği açıklayalım. Avrupa, neredeyse hiç büyümeyen ve kendini savunamayan, sert güç gösteremeyen borçlu, yaşlanan bir kıta. Ticaret, sınırlar, savunma ve teknolojiyle ilgili küresel kurallar parçalanıyor. Rusya Baltık ülkelerinden birini işgal ederse veya Doğu Avrupa'yı istikrarsızlaştırmak için dezenformasyon ve sabotaj kullanırsa, Avrupa tam olarak ne yapabilir?
Şimdiye kadarki yanıt savunmacı bir duruşa geri çekilmek oldu. MAGA darbesinden sonra, bir grup Avrupa lideri 17 Şubat'ta Paris'te acilen bir araya geldi, ancak yalnızca anlaşmazlıklarını dile getirebildiler. Rus işgalinden üç yıl sonra, Avrupa hala askeri harcamalarını artırabilmiş değil. Çok taraflı antlaşmalara ve ortak değerlere dayalı modası geçmiş bir dünya görüşüne hapsolmuş durumda.
Avrupa'nın en acil görevi, güç edinmeyi ve kullanmayı yeniden öğrenmek olacak. Düşmanlarıyla, ama bazen de Trump'tan sonra da orada olacak olan Amerika da dahil olmak üzere dostlarıyla yüzleşmeye hazır olmalı. Avrupa geri çekilmek yerine tehdidi gerçekçi bir şekilde değerlendirmek zorunda. Rusya, devasa bir nükleer cephaneliğe sahip bir savaş makinesi, ama aynı zamanda zayıflayan orta ölçekli bir ekonomi. Avrupa’nın, kendi güçlü yönlerini gerçekçi bir şekilde değerlendirmesi gerekiyor: Yavaş büyümesine rağmen Avrupa, muazzam yetenek ve bilgi rezervlerine sahip bir ekonomik ve ticaret devi olmaya devam etmektedir. Bu kaynakları büyümeyi desteklemek, yeniden silahlanmak ve etkisini güçlendirmek için kullanmalıdır.
Bu somut olarak ne anlama geliyor? Kısa vadede Avrupa'nın Ukrayna, Rusya ve Amerika ile müzakere edecek tek bir elçiye ihtiyacı var. Amerika onları hafifletse bile Rusya'ya karşı yaptırımları sıkılaştırmak zorunda. Avrupa, Avrupa bankalarında dondurulmuş olan 210 milyar avroluk Rus varlıklarını tek taraflı olarak kullanmalı. Bu, Ukrayna'nın savaşmaya devam etmesine veya Amerikan mali desteğinin azalmasıyla yeniden silahlanmasına olanak tanıyacaktır.
Orta vadede, büyük bir savunma seferberliği gerekli. Avrupa Amerika'ya güvenemezse, kendi ağır nakliye uçağına, lojistiğine, gözetleme sistemine - ihtiyaç duyduğu her şeye - sahip olmak zorunda. İngiltere ve Fransa'nın kıtayı korumak için nükleer silahlarını nasıl kullanabilecekleri konusunda görüşmelere başlanmaları gerekiyor. Tüm bunlar muazzam miktarda para gerektirecektir. Askeri harcamalar, Soğuk Savaş döneminde norm olan GSYİH'nın %4-5'ine çıkarılmalıdır. Özellikle bir kısmı Amerikan silahlarına harcanıyorsa, daha yüksek askeri bütçeler Trump'ı NATO'da kalmaya ikna edebilir, ancak şu anki temel varsayım Amerikan desteğinin garantili olmadığı.
Bu yeniden silahlanmanın finansmanı mali bir devrim gerektirecek. Yeni hedef yılda 300 milyar avronun üzerinde ek harcama gerektirecek. Bu finansmanın bir kısmı hem kolektif hem de bireysel artan borçlanmadan gelmeli. Bunu sürdürmek için Avrupa'nın sosyal harcamaları kesmesi gerekecek: Büyümeyi teşvik etmek için Avrupa, sermaye piyasalarını birleştirmekten düzenlemeden arındırmaya kadar durmadan ertelediği reformları uygulamalı.
Eski Kıta için yeni bir rüya
Putin ve şimdi Trump tarafından yaratılan kabus, Avrupa'yı kendini örgütleme biçimini değiştirmeye zorlayabilir. Avro bölgesi, AB ve diğer birçokları da dahil olmak üzere süreçler ve gruplara olan bürokratik saplantısı, karar alma sürecini yavaşlatıyor, İngiltere gibi kilit oyuncuları dışlıyor. Ayrıca Avrupa savunmasını sabote etmek isteyen Macaristan veya yeniden silahlanma konusunda tereddütlü olan İspanya gibi ülkelere ağırlık veriyor.
Bütün bunlar gerçekçi gelmiyor. NATO dünyadaki en başarılı ittifaktı - ortadan kaybolmasını hayal etmek zor. Ancak eski düzen ortadan kalkıyor ve yenisi ortaya çıkıyor. Avrupa bunu çok geç olmadan anlamalı.
Bu yazı The Economist’te “How Europe must respond as Trump and Putin smash the post-war order” başlığıyla yayınlandı. Çeviride editoryal düzenleme yapılmıştır.