ANALİZ
Trump, Adalet Bakanlığı ve FBI'yı Kontrol Etmek İstiyor!
Planın iki boyutu var: Birincisi, Adalet Bakanlığı'nı Beyaz Saray'dan gelen emirlere “hayır” deme ihtimali olmayan sadık isimlerle doldurmak. İkincisi, FBI’ı yeniden yapılandırarak kilit yetkilerin kariyer bürokratları yerine yönetime sadık kişilerde toplanmasını sağlamak.
İDDİA BÜYÜK! Donald Trump ve kadrosu, Adalet Bakanlığı'nın bağımsızlığını kısıtlamak ve ülkenin en üst düzey güvenlik birimini FBI’ı muhafazakâr amaçlar için kontrol etmek ve kullanmak istiyor.
Adalet Bakanlığı'nın demokratik kurumları koruma ve hukukun üstünlüğünü destekleme rolü göz önüne alındığında, bu revizyon ikinci bir Trump başkanlığının en önemli eylemlerinden biri olmaya aday.
Adalet Bakanlığı'nın misyon bildirgesinde yer alan “bağımsızlık ve tarafsızlık” ilkelerinden de dramatik bir sapma söz konusu olacak.
Adalet Bakanlığı tarafından düzinelerce suçlamayla itham edilen Trump, 5 Kasım'da yapılacak başkanlık seçimlerini kazanması halinde kurumu elden geçireceğine dair seçim kampanyası sırasında söz vermiş ve Demokrat Başkan Joe Biden da dahil olmak üzere kendi rakiplerinin peşine düşmek için kurumu kullanma vaadinde bulunmuştu.
Reuters'in görüştüğü ve bazıları kurum içi müzakereleri anlattıkları için isimlerinin açıklanmasını istemeyen dokuz kişiye göre bu plan esasen iki yönlü: Birincisi, Adalet Bakanlığı'nı Beyaz Saray'dan gelen tartışmalı emirlere “hayır” deme ihtimali olmayan sadık muhafazakarlarla doldurmak. İkincisi de departmanı yeniden yapılandırarak kilit kararların kariyer bürokratları yerine yönetime sadık kişilerin elinde toplanmasını sağlamak.
İddiaya göre Cumhuriyetçilerin kendilerine karşı önyargılı olduğunu düşündükleri FBI'nın yetkileri kısıtlanacak ve sorumluluklarının çoğu diğer kolluk kuvvetlerine devredilecek.
Adalet Bakanlığı tarafından yargılanan ve Kongre'ye saygısızlıktan hüküm giyen Trump'ın önde gelen müttefiklerinden Steve Bannon, “Trump, Adalet Bakanlığı'nın kurumsal sorunları olduğunu düşünüyor” dedi. “Mesele sadece personelle ilgili değil: Adalet Bakanlığı'nı tasfiye etmek bir yana, reform yapmak da gerekiyor.”
Adalet Bakanlığı'nın revize edilmesi, Trump yönetiminin muhafazakâr politika girişimlerini sürdürmesine olanak sağlayacak. Bu girişimler arasında, işyerinde çeşitliliği artırmayı amaçlayan işe alım programlarının iptal edilmesi ve ırkçı uygulamalarla suçlanan polis departmanlarının federasyon tarafından denetlenmesini durdurmak da var.
Reuters'in sorularına cevaben Trump’ın seçim kampanyası eş yöneticileri Susie Wiles ve Chris LaCivita'nın aralık ayında yaptıkları bir açıklamaya işaret ettiler.
“Bir mesaj doğrudan Başkan Trump'tan ya da kampanya ekibinin yetkili bir üyesinden gelmediği sürece, gelecekteki başkanlık personeli ya da politika duyurularının hiçbiri resmi olarak kabul edilmemelidir” dediler.
Kampanyanın çok az sayıda tam zamanlı politika sorumlusu bulunuyor. Trump ve ekibi, dış gruplarla sürekli temas halinde, tıpkı Adalet Bakanlığı ile ilgili önerileri formüle edenler gibi.
Trump, kasım seçimlerinde belirleyici olması muhtemel çoğu eyalette önde gidiyor. Eski başkanın danışmanları, söz konusu fikirlerini hayata geçirme şansına sahip olabilirler.
Trump'ın Adalet Bakanlığı'nı yeniden şekillendirme vaatleri belgelenmiş olsa da müttefiklerinin ve danışmanlarının savunduğu spesifik tedbirler üzerinde daha az duruldu.
Trump'ın önde gelen iki müttefiki Reuters'a konuşarak, FBI'nın genel danışmanlığının kaldırılmasını desteklediklerini söyledi. Trump'ın 2016 yılındaki kampanyası sırasında Rus yetkililerle olan temaslarının soruşturulmasını onayladığı için bu ofis, 2017-2021 döneminde Cumhuriyetçileri öfkelendirmişti.
FBI çalışanları devam eden soruşturmalar ve diğer konularda baş hukuk müşavirliğinden hukuki danışmanlık hizmeti alıyorlar. Trump'ın destekçileri ve bakanlığın işleyişi hakkında bilgi sahibi olan hukukçulara göre, bu birimin kapatılması, büroyu Trump'ın başsavcısına daha yakın kişilerden hukuki rehberlik almaya zorlayacak ve FBI'nın yakın siyasi gözetim olmaksızın soruşturma yürütme kabiliyetini sınırlayacak.
Biden'ın kampanya sözcüsü Ammar Mousa yaptığı açıklamada, Trump ve müttefiklerinin “kendi intikam ve öç alma duygularını Amerika'nın hayrına olan şeylerin önüne koyduklarını” söyledi. FBI henüz konuyla ilgili yorum yapmadı.
'Normal sı̇yasete aykırı'
Trump'ın çevresindeki isimler, yürütme organının başı olarak başkanın Adalet Bakanlığı'nı uygun gördüğü şekilde yönetmek ve denetlemek için geniş yetkilere sahip olması gerektiğini savunuyor.
Demokratların çoğu ve hatta bazı Cumhuriyetçiler bu görüşü reddediyor. Onlara göre Adalet Bakanlığı, adaleti partizan olmayan bir şekilde yönetmekle sorumlu olduğu için olağanüstü bir bağımsızlığa sahip olmalı. Bu görev bazen başkanın yakın siyasi müttefiklerinin soruşturulmasını da içerebilir.
“Uygulama konusunda illaki ihtilaf çıkar ... Normal siyaset budur,” diyor eski bir federal savcı ve şu anda kâr amacı gütmeyen bir hukuk platformu olan Protect Democracy çalışanı Kristy Parker.
“Normal siyasete aykırı olan, birilerinin gelip Adalet Bakanlığı ile başkanın kişisel siyasi gündemi arasında bir ayrım olması gerektiği fikrinden vazgeçeceğimizi söylemesi.”
Bu teklifleri getiren Trump’ın ekibinin çoğu, ikinci bir Trump başkanlığı için detaylı planlar yapan ve “Project 2025” olarak bilinen muhafazakâr düşünce kuruluşlarından oluşan bir konsorsiyuma bağlı. Project 2025, Reuters'a yaptığı açıklamada, Trump’ın kampanyası adına konuşamayacağını söyledi.
Müzakereler hakkında bilgi sahibi iki kişiye göre, Trump’ın ekibindeki isimler, aynı zamanda olası bir Trump döneminin başlaması halinde Adalet Bakanlığı'na sadık olan muhafazakarları getirmenin yeni yollarını bulmak amacıyla federal mevzuatı tarıyorlar.
Bu detaylı hazırlıklar, Trump'ın 2016'daki nispeten az politika planlaması içeren kaotik dönemiyle tezat oluşturuyor.
Eski başkan, ilk yönetiminin başlangıç aylarını başsavcısı ve FBI direktörü ile çatışarak geçirmişti; çünkü her ikisi de 2016 kampanyasına yönelik soruşturmaları durdurmayarak başkanı kızdırmışlardı.
Trump'la konuşan birkaç kişiye göre bu, tekrar yaşamama konusunda kararlı olduğu bir tecrübe. Trump şu anda dört ceza davasında, toplam 88 suçlamayla karşı karşıya. Bunlardan ikisi Adalet Bakanlığı tarafından açılmış durumda. 2020 seçimlerini etkileme çabaları, görevden ayrıldıktan sonra gizli belgeleri elinde tutma ve bir porno yıldızına sus payı olarak ödenen parayı örtbas etme iddiaları nedeniyle yargılanıyor.
77 yaşındaki Başkan tüm davalarda görevi kötüye kullandığını reddediyor ve suçlamaları Adalet Bakanlığı'nın kendisine karşı önyargılı olduğunun ispatı olarak gösteriyor. Bakanlık ise bunu reddediyor ve tüm soruşturmalarını tarafsız bir şekilde yürüttüğünü söylüyor.
Adalet Bakanı Merrick Garland yaptığı açıklamada “Adalet Bakanlığı'na yönelik eşi benzeri görülmemiş ve açıkçası temelsiz bir dizi saldırıdan” üzüntü duyduğunu ifade etti.
Partizan olmayan bir adalet sistemi kurma sözü veren Trump, siyasi rakiplerinin birçoğunun tutuklanması çağrısında bulundu. Geçtiğimiz haziran ayında Truth Social'da yaptığı bir paylaşımda 81 yaşındaki Biden'ın “özel bir savcı” tarafından soruşturulacağı sözünü vermişti.
FBI üzerı̇nde kontrol
Bazı müttefikler Trump'ın intikam söylemini benimsemekten kaçınıyor. Ancak Trump'ın Adalet Bakanlığı ve FBI üzerinde daha fazla kontrol sahibi olması gerektiği konusunda hemfikirler.
Trump'ın Ulaştırma Bakanı olarak kısa bir süre görev yapan eski bir Adalet yetkilisi Steve Bradbury, “Ellerinde muazzam kaynaklar, zorlayıcı güç ve soruşturma araçları olan ve başkanın emir komuta zincirinden bağımsız oldukları iddia edilen güç merkezlerine sahip olursanız, gücün kötüye kullanılması için zemin hazırlamış olursunuz” dedi.
Reuters'a verdikleri röportajlarda Trump döneminde üst düzey bir Adalet Bakanlığı yetkilisi olan Gene Hamilton ile Steve Bradbury, FBI'nın genel danışmanının görevden alınması konusundaki öneriyi desteklediler.
Trump adına konuşmadıklarını ancak her ikisi de Project 2025'e fikirleriyle katkıda bulunduklarını söylediler. Hamilton, Trump'ın en yakın politika danışmanlarından biri olan Stephen Miller'ın güvenilir bir yardımcısı. Miller konuyla ilgili açıklama yapmadı.
Ayrıca, hem Bradbury hem de Hamilton, Adalet Bakanlığı'nın emir komuta zincirinin değiştirilerek FBI direktörünün siyasi olarak atanmış bir çift başsavcı yardımcısına bağlı hale getirilmesini destekliyor.
Bradbury, direktörün halihazırda başsavcı yardımcısına bağlı olduğunu, başsavcı yardımcısının ise çok meşgul ve portföyü fazlasıyla dolu olduğu için FBI soruşturmalarını denetleyemediğini, onları yönlendiremediğini söyledi.
Bradbury ve diğer hukuk uzmanları bu değişikliğin kongre izni olmadan da yapılabileceğini söyledi. Büronun uygulama önceliklerinin Beyaz Saray'ın politika tercihleriyle uyumlu olmasını sağlamak için bu adımların gerekli olduğunu söyledi. Muhalifler ise bu önlemlerin Adalet Bakanlığı ve FBI'nın bağımsızlığına zarar vereceğini söylüyor.
Trump'ın bazı müttefikleri ve danışmanları da FBI'nın soruşturabileceği suç türlerini önemli ölçüde daraltmak istiyor. Başkan için çalışanların faaliyet gösterdikleri alanın, etkili bir şekilde kontrol edemeyecekleri kadar geniş olduğunu savunuyorlar.
Bradbury, geçtiğimiz temmuz ayında yayınlanan ancak çok az ilgi gören kamuya açık bir politika notunda, kendi yetki alanları büro ile çakıştığında, Uyuşturucu ile Mücadele İdaresi gibi diğer emniyet teşkilatlarının liderliği üstlenebileceğini söyledi.
Bradbury'ye göre bu durumda büro sadece federal bir müdahale gerektiren “büyük ölçekli suçlara ve ulusal güvenliğe yönelik tehditlere” odaklanabilir.
Personel, polı̇tı̇ka demek!
Trump'ın ekibindeki isimlere göre, bakanlığı Trump'ın taleplerini ağırdan alma ihtimali olmayan müttefiklerle doldurmak, en az bakanlığın yeniden yapılandırılması kadar önemli.
Trump, kendisine binlerce devlet memurunu muhafazakâr müttefikleriyle değiştirme yetkisi verecek olan ve “F Programı” olarak bilinen potansiyel bir kararnameyi kamuoyu önünde destekledi.
Bu da Trump yönetiminin, sayıları yüzlerle ifade edilen siyasi atamaların kapsamını genişletmesine olanak tanıyacaktır; ancak müttefikler tam olarak kaç pozisyon yaratılabileceği konusunda uzlaşmış değil.
Bu konuda bilgi sahibi olan birkaç kişi, Trump'ın Project 2025'teki bazı müttefiklerinin, bakanlığa kâr amacı gütmeyen kuruluşların yardımıyla, dışarıdan uzmanlar getirilmesine imkan tanıyan belirsiz bir yasa olan Hükümetlerarası Personel Yasası'nın kullanımını da genişletmek istediklerini söyledi.
Bazı Adalet Bakanlığı çalışanlarını temsil eden AFSCME Local 2830 sendikası Reuters'a yaptığı açıklamada “Trump yönetiminin federal yasa ve yönetmelikleri tarafsız bir şekilde uygulamak ve Anayasayı korumak yerine partizan gündemleri için pozisyonları dolduracağından endişe duyduklarını” söyledi.
Trump'ın destekçileri, doğru yapı ve personel sayesinde Trump'ın muhafazakâr politika hedeflerini gerçekleştirmeye hazır hale geleceğini söylüyor. Müttefikleri düzinelerce fikir ortaya atıyor olsa da bunların çoğu federal hükümetin sivil hakları nasıl yönettiğiyle ilgili.
Buna örnek olarak Hamilton'ın iddası gösterilebilir. Hamilton, şirketlerde beyaz olmayan çalışanların sayısını artırmaya yönelik programlar uygulayarak beyazlara karşı ayrımcılık yapılıp yapılmadığının Adalet Bakanlığı tarafınca incelemesi gerektiğini savunuyor.
Bakanlığın buna dair yetkiyi, 1964 Medeni Haklar Yasası'ndan alabileceğini söyledi. Yasa “ırk” ya da “cinsiyet” temelinde işe alma ya da ücretlendirme yapılmasını men ediliyor.
Bununla birlikte Hamilton, Adalet Bakanlığı ile yerel polis departmanları arasında “rıza kararnameleri” olarak bilinen ve beyaz olmayanlara, engellilere ve akıl hastalarına yönelik sivil hak ihlallerini engellemeye yardımcı olmak için kullanılan mahkeme denetimli anlaşmaların radikal bir şekilde kısıtlanması çağrısında bulundu.
Muhafazakârlar bu anlaşmaları, suçla mücadele etmeye çalışan yerel kurumlara müdahale eden ağır federal eylemler olarak tasvir ediyor. Hak savunucuları ise bu tür argümanların yüzyıllardır süregelen ve belgelerle kanıtlanmış eşitsizlikleri görmezden geldiğini söylüyor.
Daha önce Adalet Bakanlığı Sivil Haklar Bölümü yetkilisi olarak görev yapmış olan Georgetown profesörü Christy Lopez, Trump'ın ilk döneminde polisin hesap verme sorumluluğuna ilişkin çalışmaların azaltıldığını söyledi.
Lopez, “Trump yönetiminin bunu iki katına çıkarmayacağını düşünmek için hiçbir neden yok” dedi.
Bu yazı, Reuters’te 29 Mayıs 2024 tarihinde “Donald Trump wants to control the Justice Department and FBI. His allies have a plan” başlığıyla yayımlanmıştır. Çeviri yapılırken yazının belirli kısımlarında editoryal düzenleme yapılmıştır.