×
ARAP DÜNYASI

ANALİZ

Libya: Akdeniz ve Afrika'da Rusya'nın Yeni Stratejik Merkezi

Son dönemde Rusya, Libya üzerinden Akdeniz ve Afrika’da üç önemli stratejik hedefe odaklanıyor: Bölgesel nüfuzunu artırmak, NATO'yu dengelemek ve küresel ölçekte jeoekonomik rolünü güçlendirmek.
RUSYA BİR SÜREDİR Libya’daki varlığını hem derinleştiriyor hem de dönüştürüyor. 22 Ağustos 2023’te Rusya Savunma Bakanı Yardımcısı Yunus-Bek Yevkurov'un üst düzey bir askeri heyet ile birlikte Doğu Libya’nın Bingazi kentine gerçekleştirdiği ziyaretini yenileri takip etti. Bu ziyaret sembolik bir önem de taşıyordu. Rusya Savunma Bakanlığı’nın yaptığı resmî açıklamaya göre, Yevkurov ve kendisine eşlik eden askeri heyetin Bingazi çıkarması, uzun yıllar sonra Rusya’nın Libya’ya gerçekleştirdiği ilk resmi askeri ziyaretti. Dahası, bu ziyaret Rus özel askeri şirketi Wagner’in patronu Yevgeni Prigojin'in hayatını kaybettiği tartışmalı uçak kazasından bir gün önce gerçekleşmişti. 

Bu ziyaretin amaçlarından biri, Rusya’nın Libya’daki politikasını koruyacağına ve Libya’daki Wagner paralı askerlerinin görevlerine devam edeceklerine dair güvence vermekti. Öte yandan bu ziyaret, yoğunlaşan Rus askeri diplomasisinin de başlangıcı oldu. Rusya'nın Afrika'daki askeri operasyonlarını devralan Rusya Savunma Bakan Yardımcısı Yunus-Bek Yevkurov, Ağustos 2023 ile Ocak 2024 arasında Hafter ile dört kez görüştü. Bu ziyaretler, Rusya'nın Libya'daki askeri operasyonlarını Wagner’in halefi olarak yeni kurulan Afrika Kolordusu'na entegre etmeye yönelik daha geniş bir girişimin parçası. Rusya, ayrıca 2024 başından itibaren Libya’daki asker sayısını da arttırdı. Buna büyük bir çoğunluğu Suriye Tarsus Limanından Libya Tobruk Limanına olmak üzere yoğun bir askeri sevkiyat eşlik etti. Peki Rusya’nın Libya’da yoğunlaşan diplomasisi, Wagner’in yeni bir isim ve yapı ile değiştirilmesi ve artan askeri sevkiyatlar ne anlama geliyor?

Rusya Libya’daki Angajmanını Dönüştürüyor

Libya, Rusya’nın Akdeniz ve Afrika stratejilerinin hem kesişim noktası hem de kilit bir ülkesi haline geldi. Bir diğer deyişle, Rusya'nın Libya'da dönüşen varlığı ve stratejik hedefleri, Akdeniz ve Afrika'daki daha geniş hedefleriyle derinden bağlantılı. Öncelikle Rusya, ülkenin doğusu başta olmak üzere Libya’da askeri üsleri ve stratejik noktaları kontrol etmeye, ülkenin enerji kaynakları başta olmak üzere ekonomisi içinde derinleşmeye ve hem Libya içinde hem de bölge genelinde stratejik ittifaklar kurmaya öncelik veriyor. Böylece üç önemli stratejik hedefe odaklanıyor: Bölgesel nüfuzunu artırmak, NATO'yu dengelemek ve küresel ölçekte jeoekonomik rolünü güçlendirmek. 

Bu çok yönlü strateji, yalnızca Akdeniz ve Afrika'nın jeopolitik dinamiklerini etkilemekle kalmıyor, aynı zamanda küresel güç yapıları ve uluslararası ilişkiler üzerinde de önemli sonuçlar doğuruyor. Öncelikle Rusya’nın artan resmi ziyaretleri ve bu ziyaretlerin içerikleri, şimdiye kadar Wagner üzerinden yürütülen dolaylı angajmanın, giderek Rusya’nın doğrudan müdahil olduğu ikili ve açık bir işbirliğine doğru evrilme potansiyeline işaret ediyor. Örneğin, en son olarak Haziran ayında Varyag füze kruvazörü ve Mareşal Shaposhnikov fırkateyninden oluşan bir Rus savaş gemisi birliği, Tobruk deniz üssüne 3 günlük bir ziyaret gerçekleştirdi. Bu ziyaret sırasında, Libya Ulusal Ordusundan gelen açıklamaya göre, Rusya’ya eğitim amacıyla askeri personel gönderilmesi hususunda taraflar anlaştılar. 2024 Ocak ve Şubat ortasında, Libya Ulusal Ordusu’nun, MiG-29 ve Su-24 jetleri konusunda eğitim için toplam altı ila sekiz pilottan oluşan iki grubu Rusya'ya gönderdiği de basına yansımıştı. 7 Mayıs’ta ise Rusya'nın MENA ve Afrika Özel Temsilcisi Dışişleri Bakan Yardımcısı Mikhail Bogdanov, Libya Ulusal Ordusu Güvenlik Birimleri Başkanı (ve Halife Hafter'in oğlu) Halid Hafter'i Moskova'da kabul etti. Halid Hafter'in Moskova ziyaretinin asıl amacı, Halid'in kendi Güvenlik Birimleri başta olmak üzere Libya Ulusal Ordusu’nun kara kuvvetlerine yönelik eğitim desteğini görüşmekti. 

Bu görüşmeler sadece eğitim desteği ile sınırlı değil. Bir süredir Rusya’nın ikili güvenlik anlaşmaları ile Libya’daki askeri üslere doğrudan erişim hakkı elde etmenin yollarını aradığı dile getiriliyor. 2008 yılında Libya’nın devrik lideri Muammer Kaddafi, Sovyetler Birliği'nin dağılmasını sonrası Rusya’ya ilk resmi ziyaretini gerçekleştirmiş ve ziyareti sırasında bölgede ABD'yi dengelemek için Libya’nın Bingazi limanında bir Rus deniz üssü açılmasını görüştüğü iddia edilmişti. Libya Ulusal Ordusu Lideri Halife Hafter’in de Kaddafi’nin izinden giderek Rusya ile benzer bir anlaşmaya varmak istediği çok defalar basına yansımıştı. Bunlardan en sonuncusu, Hafter’in Eylül ayında Moskova'yı ziyaret etmesi sırasında Rusya ile bir savunma anlaşmasını müzakere ettiğine yönelik basına yansıyan bir iddiaydı. Bu haberlere göre, Hafter, Türkiye’nin güvenlik şemsiyesi sağladığı ve desteklediği Trablus'taki rakiplerine karşı askeri üstünlük elde etmek için Rusya’dan hava savunma sistemleri ve Libya Ulusal Ordusu’na bağlı hava kuvvetleriyle özel kuvvetleri için eğitim desteği talep ediyor. Bunların karşılığında ise Hafter’in, bir kısmı Wagner Grubu tarafından kontrol edilmekte olan Libya’nın doğusundaki askeri üslerine, Rusya hava kuvvetlerinin konuşlanmasına izin vereceği yönünde. Buna ek olarak, yine basına yansıyan iddialara göre bu müzakereler, Rus donanmasının bir Libya limanına, büyük olasılıkla Tobruk'a kalıcı yanaşma haklarını da içeriyor. Bu yeni strateji, Rusya'nın hem Akdeniz hem de Afrika'daki daha geniş jeopolitik gündeminde Libya'nın stratejik öneminin arttığını da gösteriyor.

Wagner’den Afrika Kolordusuna

Rusya’nın Libya’da dönüşen angajmanının önemli bir diğer unsuru ise Wagner’in ismi ve liderliği ile birlikte yapısının da değiştirilmesi. Rusya, Wagner Grubu'nun şefi Yevgeni Prigojin'in Ağustos 2023'te bir uçak kazasında gizemli ölümünden bu yana, dış operasyonlarını yürüten bu paramiliter örgütü köklü olarak dönüştürmeye başladı. Rus gazetesi Vedomosti’nin 2024 başında duyurduğuna göre, Rusya, Afrika'daki Wagner Grubu'nun yerine, Rusya Savunma Bakanlığı'nın finanse edeceği ve üzerinde sıkı kontrol uygulayacağı Afrika Kolordusu (Afrikansky Korpus) adlı yeni, daha az bağımsız bir paramiliter birime dönüştürmeye karar verdi. Rusya Savunma Bakanı Yardımcısı Yevkurov, Rus askeri istihbaratıyla güçlü bağları olan Andrey Averyanov ile birlikte Wagner Grubunun özel bir askeri şirketten bu yeni birime dönüşümünü yönetiyor. Böylece bölge genelindeki paralı askerlerin operasyonlarının, Rus devletinin hedeflerine daha yakın bir uyum sağlaması ve grubun bölgedeki operasyonlarının Kremlin tarafından daha yakından ve sıkı bir biçimde kontrol edilmesi kolaylaşacak. 

Wagner grubunda liderlik değişimine yeniden markalaşma da eşlik ediyor. Bu markalaşmanın en önemli yönü, bölgede faaliyet gösteren diğer Rus paralı askeri şirketlerin Afrika Kolordusu adıyla tek çatı altında toplanmasına yönelik stratejik bir değişim. Rusya’nın bu stratejik değişimi, bir yandan Wagner grubunun göreceli otonomisini törpüleme, diğer yandan ise grubun özellikle Afrika’daki başarısızlıklarının ardından yeniden markalaşarak askeri angajmanını dönüştürme amacını taşıyor. Bu yeni askeri paramiliter grup, esas olarak Burkina Faso, Nijer, Mali ve Orta Afrika Cumhuriyeti dahil olmak üzere Sahra Altı Afrika'da faaliyet gösterecek ve genel merkezi de Libya'da olacak. 

Libya: Afrika’dan Akdeniz’e Bölgesel Lojistik Merkez

Rusya'nın Afrika Kolordusu üzerinden geliştirdiği bu yeni stratejisinde, Akdeniz ve Afrika çapında nüfuzunu genişletmek için Libya'yı bir lojistik merkez olarak kullanmak yer alıyor. Özellikle 2024 başından itibaren Rusya, Libya'daki limanlara ve hava üslerine önemli sayıda asker konuşlandırdı. Yeni konuşlandırmalarla 2023 yılında 800 civarında olan Rus askeri varlığının tahmini olarak iki katından fazla arttığı düşünülüyor. Buna ek olarak Rusya son bir yılda başta Suriye üzerinden olmak üzere yüklü miktarda askeri ekipmanın Libya’ya sevketti. Rusya bir süredir Suriye Tartus Deniz Üssünden Libya Tobruk Limanına uzanan bir askeri ikmal rotası oluşturmuş durumda. Bu son askeri sevkiyatların bir kısmının Libya üzerinden bu ülkelere ulaştırıldığı biliniyor. Örneğin, Rusya’nın son dönemde Sudan’ın Hızlı Destek Kuvvetlerine taşınabilir karadan havaya füzeler, mühimmat, yakıt ve diğer kargoları Libya üzerinden ulaştırmaya başladığı iddialar arasında. Benzer şekilde Rusya’nın askeri işbirliği anlaşması imzaladığı ve doğal kaynaklara erişime sahip olduğu Orta Afrika Cumhuriyeti'ne (CAR) sağladığı mühimmat desteğini Libya üzerinden gerçekleştirmeye başladığı basına yansıdı. Dahası, Libya hava üslerinin halihazırda Rusya'nın Burkina Faso ve Mali gibi Sahel ülkelerine giden hava ikmal rotasının bir parçası olduğu tahmin ediliyor.

Kısacası, Rusya, Doğu Libya’daki Cufra ve Kadim Hava Üsleri gibi önemli askeri tesisleri ve Tobruk Limanını lojistik ve askeri operasyonlar için kullanarak Rusya'nın bölgedeki stratejik derinliğini geliştirmekte. Rusya’nın bu üslere erişimi, özellikle Afrika genelinde lojistik ve askeri operasyonları kolaylaştırarak Rusya'nın kıta üzerinde güç ve nüfuz yaratma yeteneğini artırıyor. Rusya bu üsleri daha geniş bir hava ve deniz tedarik rotasına entegre ederek Sahel ve Orta Afrika Cumhuriyeti gibi bölgelerdeki operasyonlarını destekliyor. Böylece Rusya, Libya’yı daha geniş Afrika operasyonları için önemli bir lojistik merkezi haline getirmekte. 

Jeopolitik Etkiler

Rusya’nın Libya’daki askeri varlığını hem arttırması hem de dönüştürmesi, General Halife Hafter'in konumunu önemli ölçüde güçlendirmekle birlikte, Rus askeri teçhizatının ve birliklerinin konuşlandırılması, Libya'da askeri gerilim riskini de beraberinde getiriyor. Libya Ulusal Ordusu’nun Rusya’dan edinmeye çalıştığı hava savunma sistemlerinden eğitim desteğine geniş bir yelpazede yeni askeri kabiliyetleri, sahada oldukça kırılgan bir denge üzerinde devam eden çatışmasızlığı sona erdirme ve sahadaki askeri dengeyi değiştirme ihtimalini giderek güçlendiriyor.  

Dahası, Rusya'nın Libya'da son dönemde dönüştürdüğü askeri varlığı ve stratejileri, Akdeniz ve Afrika'daki jeopolitik denklem üzerinde de dönüştürücü bir potansiyele sahip. Rusya’nın Libya’yı lojistik merkez olarak kullanması, önümüzdeki dönemde Rusya’nın Sahel ülkeleriyle sınırlı işbirliğinin de ötesine geçerek Afrika’da nüfuz alanını genişletebilmesini daha da mümkün hale getirmekte. Bu aynı zamanda Rusya’ya jeoekonomik bir derinlik de sağlamakta. Afrika Kolordusu başkanı Orgeneral Andrei Averyanov, 2023 yılında Hafter'le görüşmesinin ardından Burkina Faso, Orta Afrika Cumhuriyeti, Mali ve Nijer'i ziyaret etmişti ve bu ziyareti sırasında Rusya’nın güvenlik desteği karşılığında bölgenin zengin doğal kaynaklarına erişim elde ettiği biliniyor. Rusya, son iki yılda Afrika'dan 2,5 milyar dolar değerinde altın çıkardı. Afrika’dan elde edilen bu gelir ve Afrika üzerinden kurulan ekonomik ağ Rusya’ya, kendisine uygulanan ambargoların etkisini hafifletme yolları sağlıyor. 

Önümüzdeki dönemde Rus savaş gemilerinin Doğu Libya’daki limanlara yanaşma haklarına erişmesi ihtimali Rusya'nın Akdeniz'deki deniz yeteneklerini önemli ölçüde artırmasına ve denizde stratejik bir dayanak noktası edinmesine olanak sağlayacak. Bu, bölgedeki Rus deniz operasyonları için kritik bir lojistik ve destek merkezi olarak hizmet veren Suriye'nin Tartus Deniz Üssündekine benzer bir senaryonun Libya’da tekerrür etmesi demek. Tartus Üssü, Hmeymim Hava Üssü'yle birlikte Rusya'nın Doğu Akdeniz'de önemli bir askeri varlığını sürdürmesine olanak tanıyor. Rusya’nın Suriye ve Libya’da üsleri entegre kullanması Rusya’nın lojistik yeteneklerini daha da arttıracak bir etken.

Rusya’nın Libya’da dönüşen ve derinleşen askeri varlığı, özellikle Rusya'nın Tobruk ve Bingazi gibi Libya limanlarına erişiminin artması, potansiyel olarak Akdeniz'deki deniz yeteneklerini de artırıyor. Öncelikle bu önümüzdeki dönemde NATO ve AB’nin Akdeniz’de yakından takip etmesi gereken yeni bir bölgesel zorluk. Rusya’nın Suriye’den sonra Libya'da bir Akdeniz üssüne erişimi olması, Avrupa'yı ve NATO'nun güney kanadını tehdit edebilir. 

İlaveten, 2022'de Ukrayna'yı işgalinin başlangıcından bu yana Türkiye'nin İstanbul Boğazı ve Çanakkale Boğazı'nı kapatması nedeniyle, Rusya’nın Akdeniz’deki varlığı ile Karadeniz donanması arasında lojistik kopukluktan doğan stratejik zorlukları da telafi etmesi oldukça muhtemel. Rusya'nın Karadeniz'de çok sınırlı sayıda savaş gemisi bulunuyor ve Montrö Sözleşmesi'nin Türkiye tarafından uygulanması nedeniyle Moskova, Karadeniz filosunu Baltık veya Kuzey filolarından gelen savaş gemileriyle güçlendiremiyor. Benzer şekilde, Rusya'nın Karadeniz Filosunun Akdeniz ve Suriye'deki Rus faaliyetlerini desteklemesini oldukça zorlaştırdı. Savaşta büyük hasar alan Karadeniz filosunu korumak için geri çeken Rusya’nın Karadeniz'deki aşınan caydırıcılığını, Akdeniz'in coğrafi konumu üzerinden telafi etmeye çalışması da olasılıklar arasında.

NEBAHAT TANRIVERDİ YAŞAR

Tunus, Libya ve Mısır başta olmak üzere Kuzey Afrika ülkeleriyle ve Türkiye'nin Afrika ile ilişkileri üzerine çalışmalar yapan Nebahat Tanrıverdi Yaşar, Berlin ve Ankara merkezli serbest bir araştırmacıdır. 2015 yılından itibaren bağımsız araştırmacı olarak çalışmalarına devam eden Tanrıverdi Yaşar, Ortadoğu Araştırmaları Merkezi’nde (ORSAM) araştırmacı (2010-2015), Berlin'deki Alman düşünce kuruluşu SWP’nin Uygulamalı Türkiye Araştırmaları Çalışmaları (CATS) Programında IPC-Stiftung Mercator misafir araştırmacı (2020-2021) ve CATS konuk araştırmacısı (2022-2023) olarak çok sayıda çalışmalar gerçekleştirmiştir.