Tunus, Libya ve Mısır başta olmak üzere Kuzey Afrika ülkeleriyle ve Türkiye'nin Afrika ile ilişkileri üzerine çalışmalar yapan Nebahat Tanrıverdi Yaşar, Berlin ve Ankara merkezli serbest bir araştırmacıdır. 2015 yılından itibaren bağımsız araştırmacı olarak çalışmalarına devam eden Tanrıverdi Yaşar, Ortadoğu Araştırmaları Merkezi’nde (ORSAM) araştırmacı (2010-2015), Berlin'deki Alman düşünce kuruluşu SWP’nin Uygulamalı Türkiye Araştırmaları Çalışmaları (CATS) Programında IPC-Stiftung Mercator misafir araştırmacı (2020-2021) ve CATS konuk araştırmacısı (2022-2023) olarak çok sayıda çalışmalar gerçekleştirmiştir.
Mısır'ın Afrika Boynuzundaki müdahalesi derinleştikçe bölgedeki güç dengelerinin değişmesi muhtemel ve bu durum bölgesel güvenlik ve istikrarın geleceği konusunda yeni soruları gündeme getirecek.
Libya’da siyasi tansiyon yeniden yükseliyor. Rakip siyasi aktörlerin petrol ve petrol gelirlerini kontrol etme mücadelesi, 2020’den bu yana hassas dengeler üzerine kurulu ateşkesin sona erme riskini artırıyor.
Son dönemde Rusya, Libya üzerinden Akdeniz ve Afrika’da üç önemli stratejik hedefe odaklanıyor: Bölgesel nüfuzunu artırmak, NATO'yu dengelemek ve küresel ölçekte jeoekonomik rolünü güçlendirmek.
2013 itibariyle Mısır ordusu, edindiği mali imtiyazlarla ekonomik yapılanmanın lokomotifi olarak konumlandırılmış durumda. Bu askeri devlet kapitalizmi, şimdilerde hem Körfez ve Avrupalı yatırımcıları çekmek hem de bunları dengeleyebilmek arasında bir yol arayışında.
Cezayir, son yıllarda cesur adımlar atarak dış politikasını daha proaktif bir karaktere dönüştürmeye çalışıyor. Ancak uzun yıllardır tarafsızlık ilkesi üzerinden şekillendirdiği ilişkilerini dönüştürmesinin önünde yapısal engeller var.
Kuzey Afrika uzun yıllar boyunca Avrupa’nın ve Ortadoğu’nun çeperinde yer alan, ikincil bir alt bölge olarak kabul gördü. Bugünse Afrika, Ortadoğu ve Akdeniz jeopolitiği için daha merkezi konuma sahip bir bölge haline geldi.
BRICS’in Kuzey Afrika ve Ortadoğu’ya genişlemesi, bloğun ekonomik ve jeopolitik etki alanını genişletmeyi hedefliyor. Yeni üye ülkelerse BRICS’in parçası olmayı, temelde küresel ve bölgesel konumlarını güçlendirmek için önemli bir adım olarak görüyor.
Mısır’da 2013 sonrası inşa edilen otoriter rejimin en temel açmazlarından biri, siyasetin reddi ve siyasi alan daralmasının kurumsallaştırılmasına yaslanıyor olması. Mısır’da rejim genel olarak kendini destekleyen sivil güç merkezlerini bile ortadan kaldırmaya devam ediyor.
Mısır’da lider değişiklikleri daha derinde sistemi dönüştüren yapısal değişimleri ifade ediyor. Esas olarak rejim bu dönüşümü, bir "açılma ve kapanma döngüsü" içinde kontrollü biçimde gerçekleştirerek hayatta kalabiliyor.