×
ÇİN
24.04.2025

ANALİZ

Çin'in Tarife Siyaseti: ABD Dış Politikası ve Şirketleri Üzerinde Baskı!

Çin’in Trump’ın tarife savaşına misillemede bulunmasıyla Apple, Boeing, Nike ve Starbucks gibi teknoloji şirketleri, moda firmaları ve gıda işletmeleri ağır bir baskı altında. Çin ayrıca Trump’ın tarife politikasını, jeopolitik bir fırsata dönüştürme arayışında.
AMERİKALI SİYASETÇİLER uzun yıllar Amerikan bankalarını, uçaklarını ve fast-food zincirlerini Çin’e götürmek için uğraştılar. Amerikan uçak üreticisi Boeing, 1972’de Başkan Richard Nixon’ın Çin ziyaretinden hemen sonra bu ülkeden sipariş almaya başladı. Ama şimdi Çin’deki birçok Amerikalı şirket yöneticisi bu çabaların, kendi hükümetleri tarafından mahvedilişine tanık oluyor.

Donald Trump'ın uluslararası ticari ilişkilerde tarifeleri ağır bir silaha dönüştürmesi, tedarik zincirlerini sürdürülemez hale getiriyor. Çin hükümetinin misillemesi, Amerika adına yıllardır süren ticari başarının ağır bir yıkıma uğratması için derin bir tehdit oluşturuyor. Bloomberg haber ajansına göre, Çin'in havacılıkla ilgili yetkili otoritesi 15 Nisan'da havayollarına Boeing'den uçak teslimatlarını durdurmalarını talep etti. 

Çin'deki Amerikan firmaları hala geleceğin nasıl şekilleneceğini kavramaya çalışıyor. Amerika’nın Çin ürünlerine uyguladığı vergi tarifesi %145 seviyesinde. Beyaz Saray 11 Nisan'da Apple gibi şirketler için bir rahatlama sağlamak üzere, cep telefonu ve bilgisayarların yeni tarifelerden muaf tutulduğunu açıkladı. Ancak o zamandan beri Trump bu muafiyetin geçici olduğunu; muafiyetin, yarı iletkenler, elektronik ve ilaçlarla ilgili yürütülen resmi araştırma sonuçlanana kadar geçerli olduğunu söyledi. 16 Nisan'da Amerika, Nvidia'nın Çin'e yapay zeka çipleri satışını kısıtladı.

Çin, ABD’nin yeni tarife oranına (%148), %125 düzeyinde bir vergi oranıyla karşılık verdi. Ardından, yeni tarifelere artık yanıt vermeyeceğini çünkü son tarife oranlarıyla son derece yükselen fiyatlar nedeniyle Amerikan ithalat pazarının çoktan ortadan kalktığını açıkladı. Diğer taraftan, söz konusu yüksek tarife savaşının ardından Çin siyasi otoriteleri, ticari incelemeler başlattı ve Amerikan şirketlerin Çin’deki ticari operasyonlarını dezavantajlı hale getirecek adımlar attı. Boeing gibi şirketler hızla düşen siparişler veya iptaller bekleyebilir. Amerikalı bir şirket yöneticisi ticaret savaşını tek bir kelimeyle anlatıyor: "Yıkım".

Trump, yüksek tarifelerin gerekçelerinden biri olarak, 2024 itibariyle Çin ve ABD arasında oluşan yaklaşık 300 milyar dolarlık ticaret açığını gösteriyor. Çin'deki Amerikalı şirket patronları olaylara farklı yaklaşıyor. Amerikan halka açık şirketlerinin 2024’teki Çin gelirleri hemen hemen aynı miktardaydı. Apple, Nike ve Starbucks her yerde mevcut; elektrikli araç üreticisi Tesla, bu yılın ilk üç ayında otomobillerinin yaklaşık beşte ikisini Çin'de sattı. Yerel operasyonlarında on binlerce, çoğunlukla yüksek vasıflı işçi çalışıyor. Buna karşılık, Amerika'daki Çin firmaları çok daha az başarılı oldu ve geçen yıl sadece 50 milyar dolar gelir elde ettiler. Bir Amerikan şehrinin sokaklarında bir Çin tüketici markasıyla karşılaşmak ender görülen bir durum.

Amerikalı yöneticiler için Çin'de faaliyet göstermek çok daha zorlu hale geldi. Son birkaç yıldır birçoğu, dostça olmayan politikalar ve düşük faiz oranları nedeniyle yatırımlarını azaltıyor. Ancak şimdilerde yatırımları engelleyen Amerikan politikaları olacak.





Karmaşık tedarik zincirlerine sahip çoğu Amerikan firması hala salgının etkilerini yaşıyor. Bu süreçte birçoğu bölgedeki diğer ülkelere yerleşerek Çin'deki üretime olan bağımlılıklarını bütünüyle sonlandırmaya çalıştı. Bu kısmi çeşitlendirme, ticaret savaşı başladığında Amerikan firmalarının aleyhine işleyebilir. Örneğin, Vietnam, Trump'ın tarifeleri düşürmesi karşılığında Çin mallarının yeniden yönlendirilmesini durdurmayı önerdi. Bu, iki ülke arasında faaliyet gösteren Amerikan firmalarının daha da yüksek tarifelerle karşı karşıya kalabileceği anlamına geliyor.

Amerikalı şirket yöneticileri ayrıca Çin devletinin gazabıyla da uğraşmak zorunda kalacaklar. 2019'dan beri Çin’li düzenleyiciler, şirketlere ve ülkelere karşı misilleme yapmak için karmaşık bir yasal çerçeve geliştirdiler. Bunlar arasında diğer ülkelerin yaptırımlarına uymaya yönelik yaptırımlar, ihracat kısıtlamaları ve bir şirket listeye eklendiğinde personelinin ülkeye girişini durdurabilen ve Çin ile ticaret yapmasını engelleyebilen “güvenilmez kuruluşlar listesi” (UEL) yer alıyor. Georgetown Üniversitesi'nden Evan S. Medeiros ve danışmanlık firması Trivium'dan Andrew Polk'un bir makalesine göre, bu üçlü mekanizma 2023'te 15 kez kullanılırken, geçen yıl 115 kez kullanıldı. Sadece 2025'in ilk iki buçuk ayında “güvenilmez kuruluşlar listesine” ve “ihracat kısıtlama listesine” yaklaşık 60 kez ekleme yapıldı.

Yeni misilleme biçimleri daha da belirginleşiyor. 8 Nisan'da altı maddelik bir önlemden oluşan gayr-ı resmi bir liste Çin sosyal medyasında dolaşmaya başladı. Bazıları nispeten basit ve Amerikan kümes hayvanları ve soya fasulyesi ithalatının yasaklanmasını ve fentanil ticaretinin denetimine ilişkin tüm görüşmelerin askıya alınmasını öneriyor. Bir diğer madde, Amerikan filmlerinin ithalatının durdurulmasını öneriyor. Listede ayrıca Amerika’ya ait fikri mülkiyet (IP) ürünleri ve (hukuk firmaları gibi) profesyonel hizmetlere yönelik bir baskı da yer alıyor. Liste, iyi bağlantıları olan iki blog yazarı tarafından hazırlandı. İki gün sonra Çin film düzenleyicisi, ülkeye giren Amerikan filmlerinin sayısını azaltacağını duyurdu.

Diğer taraftan 4 Nisan'da Çin, Amerikan kimya grubu DuPont'a yönelik bir soruşturma başlatıldığını duyurdu. DuPont, uzun yıllardır fikri mülkiyet konularında Çin ile çatışan bir şirket. Soruşturmada şirkete yönelik olarak tekelci uygulamalarda bulunma iddiasında bulunuluyor. Soruşturma bu haliyle Çin yönetiminin ülke içindeki fikri mülkiyet haklarını kısıtlanması olarak görülüyor. Çokuluslu şirketler daha önce Çin'e yatırım yapmak için bir ön koşul olarak fikri mülkiyet güvencesi talep etmişti. Şimdi Çin yönetiminin, Trump’ın tarife savaşına dayanarak bu fikri mülkiyet güvencesini kaldırması, yalnızca Amerikan şirketler değil, diğer tüm yabancı şirketler için de yıkıcı olur.

Bu arada Amerikalı hizmet firmalarına yönelik bir saldırı henüz tam olarak gerçekleşmedi. Bu tür önlemler diğer Amerikan şirketlerinin faaliyet gösterme yeteneğine zarar verebilir. Hukuk şirketleri, bankalar, danışmanlık şirketleri ve muhasebeciler ticaretin omurgasıdır. Çin, bu hizmetlerin bazılarının işlevini yerine getirmesini zaten zorlaştırdı. Örneğin, Çinli düzenleyiciler, ulusal güvenlik ve ifşa edilebilecek bilgi türleriyle ilgili kuralları sıkılaştırdıkça kurumsal soruşturmalar daha riskli hale geldi. Birçok hukuk şirketi zaten küçüldü veya ofislerini kapattı. Pekin'deki bir avukat, bu baskı artarsa Çinli şirketlerle iş yapma yeteneğinin engelleneceğini söylüyor.

Geçmişte Amerikan hukuk firmaları bu tür zorluklarla karşılaştıklarında hükümetleri tarafından destekleniyordu. Ancak Trump, geçmişte kendisine yönelik soruşturmalar yürüten Amerika'daki hukuk firmalarına karşı siyasi bir baskı başlatmış durumda. Bu şirketlerin Çin'deki sorunlarını çözmeye sempati duyması pek olası değil.

Çin hükümeti Amerikan şirketlerine ceza verirken dikkatli davranmak zorunda kalacak. Apple veya Tesla'ya zarar vermek kaçınılmaz olarak yerel üretim kapasitesini vuracak ve işten çıkarmalara yol açacak. Diğer yabancı firmalar Amerikan meslektaşlarına yönelik soruşturmalardan korkabilir. Bu durum ayrıca Komünist Parti'nin yabancı yatırım çekme ve özel sektörü kendi saflarında tutma çabalarına da zarar verebilir. Ancak Çinli firmalar için de açık faydalar var. Şimdilerde bazı Amerikalı şirket yöneticileri, Çin hükümeti ya da sıradan tüketiciler tarafından kendi şirket ürünlerine karşı bir tepki oluşmasından korkuyor. Yerel bir teknoloji devi olan Huawei, Apple'ın pahasına kazanç sağlayabilir.

Bu anlamda Trump’ın başlattığı ticaret savaşı, Çin liderlerine bir hediye olabilir. Yerel tüketiciler Amerikan kültürüne ve Amerikan mallarına bayılıyor; birçoğu Çin yönetiminin yerel markaları tanıtma girişimlerini görmezden geldi. Trump'ın Çin'e yönelttiği öfke, Komünist Parti'nin ülkeyi Amerikan marka ve şirketlerinden arındırma işine yağ sürebilir. 

**
Trump-Çin tarife savaşı: Hangi ABD şirketleri daha fazla etkilenebilir?

Trump, küresel ticareti alt üst eden korumacı politikasını, ABD endüstrisini canlandırmak için zorunlu bir politika olarak sundu. Ancak, birçok ABD firması Çin'den ucuz ithalata alıştı. Birçoğu için fiyatlar yükselecek ve karlar düşecek.

Pekin de Trump'ın hamlelerine kendi misilleme tarifeleriyle karşılık verdi. ABD'nin Çin'e ihracatı ve özellikle tarım ürünleri, Çin'in genel vergilendirmesinden çok fazla etkilenecek.

ABD-Çin ticaretinin durumu

ABD ile Çin arasındaki gerginlik artmasına rağmen Washington ve Pekin önemli ticaret ortakları olmaya devam ediyor.

ABD Ticaret Temsilciliği Ofisi'nin verilerine göre, ABD ile Çin arasındaki toplam mal ticareti 2024 yılında 582,4 milyar dolara ulaştı. Kanada ve Meksika'dan sonra Çin, Amerika'nın üçüncü büyük ticaret ortağı konumunda.

ABD'nin Çin'den ithalatı toplam 438,9 milyar dolar iken, Çin’e ihracatı 143,5 milyar dolar. Sonuç olarak, ABD'nin Çin ile olan ticaret açığı geçen yıl 295,4 milyar dolar oldu ve bu diğer tüm ülkelerden daha büyük.

Çin Ticaret Bakanlığı, Trump’ın yüksek tarife duyurusunun ardından yaptığı açıklamada, ABD mallarına uygulanan gümrük vergilerini yüzde 84'ten yüzde 125'e çıkardığını belirterek, Washington'ın Çin ithalatına uygulanan ABD gümrük vergilerini yüzde 145'e çıkarmasının ardından Pekin'in "sonuna kadar mücadele edeceğini" yineledi.

Aynı günün ilerleyen saatlerinde Trump yönetimi, çoğunluğu Çin'de üretilen akıllı telefonlar, güneş panelleri ve yarı iletken çipler gibi diğer elektronik ürünler için Trump'ın "karşılıklılık" esasına dayalı tarifelerinden geçici muafiyetler duyurdu. Trump, bu tarifelerin, ABD mallarına vergi uygulayan ve ABD ile ticaret fazlası veren ticaret ortaklarıyla rekabet koşullarını eşitlemeyi amaçladığını söyledi.

Bu arada şirketler, kar marjlarını korumak için Trump'ın tarifelerinin en azından bir kısmını tüketicilere yansıtmak zorunda kalacak. Bu da daha yüksek enflasyon ve daha düşük işletme çıktısıyla sonuçlanacak.

Yale Bütçe Laboratuvarı'nın analizine göre, tarifeler 2025 yılı sonuna kadar ABD genelinde 740.000 kişinin işini kaybetmesine neden olabilir. Peki bu ticaret kesintilerine en çok hangi sektörler maruz kalacak?

Tekstil ve giyim

Küresel giyim sektörünün temelini oluşturan Asya fabrika merkezlerini zayıflatan gümrük vergileri nedeniyle Nike spor ayakkabılarının, Levi kot pantolonlarının ve Gap tişörtlerinin ABD'deki fiyatlarının artacağı neredeyse kesin.

2024'te Çin, Vietnam ve Endonezya'daki fabrikalar tüm Nike ayakkabılarının yüzde 95'ini üretti. Trump Çin'e halihazırda yüzde 145 oranında gümrük vergisi getirdi, Vietnam ve Endonezya ise şu anda yüzde 10 oranında gümrük vergisiyle karşı karşıya. Eğer Washington ile o zamana kadar bir ticaret anlaşması yapmayı başaramazlarsa bu oran Temmuz ayında artabilir.

Özellikle Vietnam hem Çin mallarını Vietnam limanları üzerinden yeniden yönlendirerek hem de ABD'ye yaptığı ihracatta Çin parçalarını kullanarak Çin ithalatının önemli ve dolaylı kaynağı olarak görülüyor.

Gap ayrıca Vietnam'daki üretim süreçlerine de oldukça bağımlı. Trump'ın 2 Nisan'daki "karşılıklı" tarife duyurusundan bu yana Gap hisseleri %14 düştü. Nike için bu oran %14,7. Levi's'in hisse senedi fiyatı ise yüzde 10,6 düştü.

Akıllı telefonlar ve yarı iletkenler

ABD Gümrük ve Sınır Koruma (CBP) deparmanı, Cuma gecesi, bazı teknoloji ürünlerinin Çin mallarına uygulanan tarifelerden muaf tutulduğunu bildiren bir bildiri yayınladı.

CBP, bilgisayarlar, akıllı telefonlar ve otomatik veri işlemcileri de dahil olmak üzere 20 ürün kategorisi listeledi. Ayrıca yarı iletken ekipman, bellek yongaları ve düz panel ekranlar da dahildi.

Muafiyetler, Çin üretimine büyük ölçüde bağımlı olan Apple da dahil olmak üzere büyük teknoloji şirketleri için hoş bir rahatlamaydı. Ancak 2 Nisan'dan sonraki tüm tarifeler şimdilik kaldırılmış olsa bile, bu elektronik ürünler hala Trump'ın 2 Nisan'dan önce uyguladığı yüzde 20'lik tarifelerle karşı karşıya.

Genel olarak tedarik zincirlerini taşımak zordur. Elektronik ürünler için, bunları değiştirmek özellikle zordur - endüstriyel süreçleri farklı konumlara yerleştirmek zaman ve yatırım gerektirir.

Capital Economics'te Kuzey Amerika analisti olan Bradley Saunders, Al Jazeera'ya teknoloji ürünlerinin montaj süreçlerinin "yıllar boyunca oluşturulduğunu" söyledi. ... Piyasalar, bulabilecekleri en verimli tedarik zincirlerini buldu.

Apple, şimdilik montaj operasyonlarının çoğunu Çin'e taşeron olarak veriyor. Akıllı telefon şirketleri yalnız değil. Sony, Microsoft ve Nintendo tarafından ABD'de satılan oyun konsollarının neredeyse yüzde 90'ı Çin'den gönderiliyor.

Ayrıca, Nvidia Çin'den gelen bileşenlere büyük ölçüde güveniyor. Teknoloji devi, son teknoloji grafik kartlarını ve AI çiplerini üretmek için Taiwan Semiconductor Manufacturing Company'ye güveniyor.

Apple ve Nvidia, Trump'ın son muafiyetlerini duyurmasının ardından ABD borsalarında geniş bir yükselişe öncülük etti. Saunders'a göre, herhangi bir yeni tarife ABD teknoloji sektörlerini "sert" bir şekilde vurabilir.

ABD tarım ihracatçıları

Trump'ın 2018'den 2019'a kadar Çin ile girdiği ilk ticaret savaşı, Amerikan çiftçileri için milyarlarca dolarlık gelir kaybına yol açtı. Saunders, "Tarım endüstrisi ticaret savaşlarında her zaman kaybetme eğilimindedir" dedi.

ABD, 2024’te tarım ihracatının "yaklaşık yüzde 15'inin" Çin'e gittiğini belirtti. Özellikle soya fasulyesi sektörü, Çin'in en büyük ihracat pazarı olması nedeniyle zarara uğrayacak gibi görünüyor.

Trump ilk başkanlık döneminde Çin mallarına gümrük vergileri koyduğunda, Pekin, Brezilya gibi diğer ülkelerden soya fasulyesi satın alarak misilleme yaptı. Ayrıca kendi misilleme gümrük vergilerini de koydu. Bu sefer, bu vergiler beş kat daha yüksek.

Amerikan Soya Fasulyesi Birliği, Trump'ın Çin'e uyguladığı gümrük vergilerine açıkça karşı çıkarken, soya fasulyesi çiftçileri, ticaret savaşı devam ederse sektördeki birçok şirketin iflas edebileceği konusunda uyarıda bulundu.

ABD Tarım Bakanlığı'nın verilerine göre ABD'de 500.000'den fazla soya fasulyesi üreticisi bulunuyor. Ulusal Yağ Tohumu İşleyicileri Derneği ve Birleşik Soya Fasulyesi Kurulu'nun 2023 raporuna göre buna soya fasulyesi endüstrisi tarafından desteklenen en az 223.000 tam zamanlı iş dahildir.

Sektörün ABD'deki değeri 124 milyar dolar. Bu, Kenya veya Bulgaristan'ın tüm ekonomisinden daha fazla.

Mısır ve domuz çiftçileri de Trump yönetimini gümrük anlaşmazlığından geri adım atmaya çağırıyor. Cargill, Archer Daniels Midland ve Tyson Foods, Çin'den elde edilen ihracat gelirlerini kaybetmesi muhtemel birkaç büyük ABD gıda şirketinden üçü.

**
Çin eski Çin değil: Trump'ın düşündüğünden çok daha fazla karta sahip

Birçok ülke Trump'ın karşılıklı tarife artışlarına misilleme yapmamayı, bunun yerine müzakere ve diyaloğu tercih ederken, Pekin farklı bir yol izledi. Hızlı ve kesin karşı önlemler dizisiyle karşılık verdi. 11 Nisan'da Çin, Trump'ın hareketlerini bir "şaka " olarak nitelendirdi ve ABD'ye karşı kendi tarifesini %125'e çıkardı.

İki ekonomi artık tam kapsamlı, yüksek yoğunluklu bir ticaret çıkmazında. Ve Çin geri adım atmaya niyetli görünmüyor.

Trump'ın ilk dönemindeki ilk ABD-Çin ticaret savaşının aksine (o zamanlar Pekin, ABD ile hevesli bir şekilde müzakere etmeye çabalıyordu) Çin artık çok daha fazla nüfuza sahip.

Çin’in değişen jeopolitik hesapları

Yüksek gümrük vergilerinin Çin'in ihracata yönelik imalatçıları için, özellikle de Amerikan tüketicileri için mobilya, giyim, oyuncak ve ev aletleri üreten kıyı bölgelerindeki imalatçılar için ağır sonuçlar doğurması kaçınılmaz.

Ancak Trump'ın 2018 yılında Çin'e karşı ilk gümrük vergisini artırmasından bu yana, bir dizi temel ekonomik faktör Pekin'in hesaplamalarını önemli ölçüde değiştirdi.

En önemlisi, ABD pazarının Çin'in ihracat odaklı ekonomisi için önemi büyük ölçüde azaldı. 2018'de, ilk ticaret savaşının başlangıcında, ABD'ye giden ihracat Çin'in toplam ihracatının %19,8'ini oluşturuyordu. 2023'te bu rakam %12,8'e düştü. Dolayısıyla Trump’ın yeni tarifeleri, Çin'i " iç talep genişlemesi " stratejisini hızlandırmaya, tüketicilerinin harcama gücünü serbest bırakmaya ve iç ekonomisini güçlendirmeye daha fazla teşvik edebilir.

Çin 2018 ticaret savaşına güçlü bir ekonomik büyüme aşamasında girmiş olsa da şimdiki durum oldukça farklı. Durgun gayrimenkul piyasaları, sermaye kaçışı ve Batı'nın "kopması " Çin ekonomisini kalıcı bir yavaşlama dönemine itti.

Belki de sezgiye aykırı olarak, bu uzun süreli gerileme Çin ekonomisini şoklara karşı daha dirençli hale getirmiş olabilir. İşletmeleri ve politika yapıcıları, Trump'ın tarifelerinin etkilerinden çok önce, mevcut sert ekonomik gerçekleri hesaba katmaya sevk etti.

Trump'ın Çin'e karşı uyguladığı gümrük vergisi politikası, Pekin'e dışarıda bir günah keçisi fırsatı vererek, kamuoyunun duygularını harekete geçirip ekonomik yavaşlamanın suçunu ABD'nin saldırganlığına yüklemesine olanak tanıyor.

Çin ayrıca ABD'nin Çin mallarına olan bağımlılığını, özellikle tedarik zincirleri aracılığıyla kolayca değiştiremeyeceğinin farkında. ABD’nin Çin’den doğrudan ithalatı giderek azalırken, üçüncü ülkelerden ithal edilen birçok mal hala Çin yapımı bileşenlere veya ham maddelere dayanıyor.

2022 yılına gelindiğinde ABD, 532 temel ürün kategorisinde Çin'e bağımlı hale geldi. Bu rakam, 2000 yılındaki seviyenin neredeyse dört katına çıktı. Aynı dönemde Çin'in ABD ürünlerine olan bağımlılığı ise yarı yarıya azaldı.

İlgili bir kamuoyu hesaplaması var: Artan tarifelerin fiyatları yükseltmesi bekleniyor, bu da özellikle mavi yakalı seçmenler olmak üzere Amerikalı tüketiciler arasında hoşnutsuzluk yaratabilir. Gerçekten de Pekin, Trump'ın tarifelerinin daha önce güçlü olan ABD ekonomisini resesyona itme riski taşıdığına inanıyor.

Karşı saldırı için etkili araçlar

Değişen ekonomik ortamın yanı sıra Çin, ABD'ye karşı misilleme yapmak için bir dizi stratejik araca da sahip.

Bazı tahminlere göre, Çin, askeri ve yüksek teknoloji endüstrileri için kritik olan küresel nadir toprak tedarik zincirine hakim. Bu doğrultuda Çin, ABD'nin nadir toprak ithalatının yaklaşık %72'sini tedarik etmekte. Çin, 4 Mart'ta 15 Amerikan firmasını ihracat kontrol listesine aldı ve ardından 9 Nisan'da 12 firmayı daha bu listeye ekledi. Bu firmaların birçoğu, nadir toprak elementlerine bağımlı olan ABD savunma yüklenicileri veya yüksek teknoloji firmaları.

Çin ayrıca kümes hayvanları ve soya fasulyesi gibi önemli ABD tarım ihracat sektörlerini hedefleme yeteneğini de elinde tutuyor. Bu sektörler Çin talebine büyük ölçüde bağımlı ve Cumhuriyetçi eğilimli eyaletlerde yoğunlaşmış durumda. Çin, ABD soya fasulyesi ihracatının yaklaşık yarısını ve Amerikan kümes hayvanları ihracatının neredeyse %10'unu gerçekleştiriyor. Pekin, 4 Mart'ta üç büyük ABD soya fasulyesi ihracatçısının ithalat onaylarını iptal etti.

Teknoloji tarafında ise Apple ve Tesla gibi birçok ABD şirketi Çin üretimine derinden bağlı kalmaya devam ediyor. Tarifeler kar marjlarını önemli ölçüde daraltma tehdidinde bulunuyor ve Pekin bunun Trump yönetimine karşı bir kaldıraç kaynağı olarak kullanılabileceğine inanıyor. Pekin'in yeni süreçte, Çin'de faaliyet gösteren ABD şirketlerine düzenleyici baskı yoluyla karşılık vermeyi planladığı bildiriliyor.

Öte yandan, ABD ticaret danışmanı Peter Navarro ile gümrük tarifelerine karşı çatışan Trump'ın üst düzey isimlerinden Elon Musk'ın Çin'de önemli ticari çıkarlarının olması, Pekin'in Trump yönetimini bölmek için kullanabileceği güçlü bir silah.

Çin için stratejik bir açılım mı?

Pekin, Trump'ın kapsamlı gümrük vergilerine ikili bazda karşı koyabileceğini düşünürken, aynı zamanda ABD'nin kendi ticaret ortaklarına yönelik saldırısının, Amerikan hegemonyasını yerinden edecek stratejik bir fırsat yarattığına inanıyor.

Bu değişim Doğu Asya'nın jeopolitik manzarasını önemli ölçüde yeniden şekillendirebilir. Trump'ın Pekin'e ilk kez gümrük vergilerini yükseltmesinden sonra, 30 Mart'ta Çin, Japonya ve Güney Kore beş yıl aradan sonra ilk ekonomik diyaloglarına ev sahipliği yaptı ve üçlü bir serbest ticaret anlaşması konusunda mutabakata vardı. Bu gelişme, ABD'nin Biden yönetimi sırasında Çin'in bölgesel etkisine karşı koyma stratejisinin bir parçası olarak Japon ve Güney Koreli müttefikleriyle ilişkilerini geliştirmek üzere sergilediği ısrarlı tutum göz önüne alındığında özellikle dikkat çekici. Pekin'e göre, Trump'ın son eylemleri ABD'nin Hint-Pasifik'teki nüfuzunu doğrudan aşındırma fırsatı sunuyor.

Benzer şekilde, Biden yönetiminin stratejik bölgesel öncelik verdiği Güneydoğu Asya ülkelerine Trump’ın yeni dönemde uyguladığı sert tarifeler, bu ülkeleri Çin'e daha da yaklaştırabilir. Çin devlet medyası 11 Nisan'da, Başkan Şi Cinping'in komşu ülkelerle "her yönlü iş birliğini" derinleştirmeyi hedefleyerek 14-18 Nisan tarihleri arasında Vietnam, Malezya ve Kamboçya'ya resmi ziyaretlerde bulunacağını duyurdu. Bu üç Güneydoğu Asya ülkesi de Trump yönetimi tarafından karşılıklı tarifelerle hedef alınmıştı: Kamboçya mallarına %49, Vietnam ihracatına %46 ve Malezya'dan gelen ürünlere %24.

Çin'den çok daha uzakta, daha da umut verici bir stratejik fırsat yatıyor. Trump'ın gümrük vergisi stratejisi, Çin ve Avrupa Birliği yetkililerini, daha önce gergin olan ticaret bağlarını güçlendirmeyi düşünmeye sevk etti. Bu, transatlantik ittifakı zayıflatabilir.

8 Nisan'da Avrupa Komisyonu başkanı Çin başbakanıyla bir telefon görüşmesi yaptı ve bu görüşmede her iki taraf da ABD'nin ticaret korumacılığını birlikte kınadı ve serbest ticareti savundu. Tesadüfen, Çin'in ABD mallarına uyguladığı tarifeleri %84'e çıkardığı gün olan 9 Nisan'da AB de ilk misilleme önlemleri dalgasını duyurdu: AB, 20 milyar avronun üzerinde değere sahip seçili ABD ithalatına %25 tarife uygulayacağını açıkladı. Ancak Trump'ın 90 günlük ara vermesinin ardından uygulama ertelendi.

Şimdi AB ve Çin yetkilileri mevcut ticaret engelleri konusunda görüşmeler yürütüyor ve Temmuz ayında Çin'de kapsamlı bir zirve düzenlemeyi düşünüyor.

Son olarak Çin, Trump'ın tarife politikasında ABD dolarının uluslararası konumunun potansiyel olarak zayıflamasını görüyor. Birden fazla ülkeye uygulanan yaygın tarifeler, yatırımcıların ABD ekonomisine olan güvenini sarstı ve doların değerinin düşmesine katkıda bulundu.

Geleneksel olarak dolar ve ABD Hazine tahvilleri güvenli liman varlıkları olarak görülürdü. Ancak son piyasa çalkantıları bu statüye gölge düşürdü. Aynı zamanda, yüksek tarifeler ABD ekonomisinin sağlığı ve borcunun sürdürülebilirliği konusunda endişelere yol açarak hem dolara hem de ABD Hazine tahvillerine olan güveni zayıflattı.

Trump'ın tarifeleri kaçınılmaz olarak Çin ekonomisinin bazı bölgelerine zarar verecek olsa da, Pekin'in bu sefer oynayacak çok daha fazla kartı var gibi görünüyor. ABD çıkarlarına anlamlı bir zarar verecek araçlara sahip - ve belki de daha önemlisi, Trump'ın topyekün tarife savaşı Çin'e nadir ve benzeri görülmemiş bir stratejik fırsat sağlıyor.



Bu yazı, The Economist’te 15 Nisan 2025 tarihinde, “Pity American firms in China. Xi Jinping is hitting back” başlıklı yazıdan; Al-Jazeera’da, 15 Nisan 2025 tarihinde, Alex Kozul-Wright tarafından kaleme alınan “Trump-China trade war: Which US companies could be worst hit?” başlıklı yazıdan; The Conversation’da 11 Nisan 2025’te Linggong Kong tarafından kaleme alınan “In trade war with the US, China holds a lot more cards than Trump may think − in fact, it might have a winning hand” başlıklı yazıdan kısaltılarak hazırlanmıştır.