×
LATİN AMERİKA

ANALİZ

Brezilya ve Bolsonaro: Sağ Siyasetin Agresif ve Kırılgan İktidarı

Brezilya’da Bolsonaro’nun temsil ettiği aşırı sağ, ordunun 1985'te kontrolü bırakmasından bu yana ülkenin kötüye gittiğine inanıyor. Yeniden canlanmış bir “komünizm”in tasfiye edilmesi ve mümkün olan her şekilde geri püskürtülmesi gerektiğine inanıyor.
LATİN AMERİKA'NIN en kalabalık, en zengin ve en güçlü ülkesi Brezilya 2022'deki cumhurbaşkanlığı seçimlerine doğru giderken; ülke tarihinin en büyük kutuplaşmalarından birini yaşıyor.

Cumhurbaşkanı Jair Bolsonaro, Covid-19 sürecini kötü yönetmesi ve anti-demokratik söz ve uygulamaları nedeniyle anketlerde düşüşe geçti. Başkan Bolsonaro açıkça 1985'te sona eren Brezilya askeri diktatörlüğü dönemini savunmaya başladı. Bu bağlamda Brezilya sivil kurum ve kadrolarını 11.000 asker ile doldurdu. Siyasi gücün tadına varan subaylar, Bolsonaro iktidarını bırakmak istemiyor; ancak Bolsonaro’nun yaptıklarına karşı çaresizce sessiz kalıyor.

Brezilya’da, 1 Eylül itibariyle 583.000’den fazla insanın ölümüne neden olan Koranavirüs salgınını kötü yönetmesinden ötürü iktidara yönelik ciddi eleştiriler yaşanıyor. Özellikle Bolsonaro’nun son yılda 4 Sağlık Bakanını değiştirmesi, ekonomik krizin artması, sivil bürokraside askerlerin sayısının artması ülkeyi eko-politik açıdan enkaza çevirmiş durumda.

Ancak Brezilya Silahlı Kuvvetleri, ana akım siyaseti belirleyici ve etkileyici durumda olduğu için Başkan Bolsonaro’yu destekliyor. Kimi yüksek rütbeli subaylar Başkan Bolsonaro’nun görevinden alınması gerektiğine inanıyor. Bazıları onun yeniden seçilebileceğine ve çıkarlarının en iyi koruyucusu olduğuna inansa da bazıları da “Ordunun Bolsonaro'nun gemisiyle batmak istemediğini” söylüyor.

Nitekim Bolsonaro 2018 yılında %55 ile seçilmesine rağmen, 3 yıl içinde anketlere göre %28’e kadar düşmüş durumda. Nitekim 2020 yılında da belediye seçimlerinde büyük hüsran yaşamış, desteklemiş olduğu adaylar seçimi kaybetmişti.

Dolayısıyla asker kökenli olan Bolsonaro’nun Brezilya akademi, medya, sivil toplum ve sermaye çevrelerinde desteğini kaybettiği halde koltuğunu koruyor olması, askeri geçmişinin hem seçilmesine yardımcı olduğunu hem de ordu sayesinde iktidarını koruyabildiğini gösteriyor. 

Tanklar, başkentte demokrasiyi çiğnedi

Brezilya Devlet Başkanı Jair Bolsonaro, Brezilya Donanmasına ait tanklarla Başkent Brasilia’da 10 Ağustos 2021’de düzenlenen askeri bir geçit töreni yaptı. Başkan bu sıra da Planalto başkanlık sarayının önünden tankların geçişini seyretti. Bolsonaro’nun bu talebi Brezilya Yüksek Mahkemesi ve Kongre’de aleyhine açılan davalara karşı bir gövde gösterisiydi. Başkan Bolsonaro’nun bu töreni hangi manaya geleceğini bilerek yapması tüm dünyada tepkiyle karşılandı.

Öte yandan Başkan Jair Bolsonaro, seçim sisteminde bir değişiklik isteyerek elektronik oy uygulamasının kaldırılmasını istedi. Bu sistemin güvenli olmadığını iddia etti. Ancak bu iddiayı kanıtlayamadı. Bolsonaro, Brezilya'nın elektronik oylama sisteminin hileye meyilli olduğuna dair ısrar etti. Ancak Kongre’de istediği çoğunluğu sağlayamadı. Bolsonaro, bu oylama öncesi tankları kongrenin önünden geçirdi.

Bolsonaro'nun destekçileri, 2022 seçim sonuçları hakkında şüpheler oluşturmaya çalışıyor ve ABD Başkanı Donald Trump'ın ABD'deki iddialarına benzer bir potansiyel çatışmaya zemin hazırlanıyor. Bolsonaro ayrıca, Brezilya seçim mahkemesi başkanı Yüksek Mahkeme yargıcı Luis Roberto Barroso'yu, gelecek yıl yapılacak seçimler için anketlerde önde gelen eski solcu Cumhurbaşkanı Luiz Inacio Lula da Silva'ya fayda sağlamaya çalışmakla suçlayarak defalarca kez hakaret ve küfür etti. 

Bolsonaro iktidarı her açıdan kırılgan hale geliyor. Anketlerde dibi görmeye devam ediyor (%28-Eylül 2021) COVID-19 salgını ile ilgili Senato’da hakkında soruşturma yürütülüyor ve Bolsonaro'nun yeniden seçilmeme ihtimali artıyor. Bolsonaro, 2022 seçimlerinde aday olur veya olmaz; ama anti-demokratik tavrı ve yönetimi onu yenilgiye açık hale getirmiş oldu.

Başkan Jair Bolsonaro'ya karşı protestolar da bir yandan yükseliyor. Yüksek Mahkeme yargıcının aşı anlaşmasıyla ilgili olarak Bolsonaro hakkında ceza soruşturması başlatmasından sonra gösteriler tüm Brezilya'ya yayıldı. Neredeyse tüm eyaletlerde Bolsonaro karşıtı miting yapıldı. Göstericiler, Bolsonaro'nun görevden alınmasını istiyor. Savcılar, Bolsonaro'nun bir kamu görevlisi olarak ve görevinin bir parçası olarak kişisel çıkar nedeniyle aşıları geciktirme ve eylemden kaçınmayı gerektiren "yalancılık" suçunu işleyip işlemediğini soruşturuyor. Nitekim resmi rakamlara göre yarım milyondan fazla Brezilyalı öldü. Bu sayının kırsal ve gayri-resmi rakamların eklenmesiyle 1 milyona yakın olduğu tahmin ediliyor.

Yüksek Mahkeme Yargıcı Rosa Weber, soruşturmanın hükümetin COVID-19 salgınıyla nasıl başa çıktığını araştıran Senato Komitesi’ndeki son ifadeyle desteklendiğini söyledi. Soruşturma, Sağlık Bakanlığı'nın ithalat bölümü şefi Luis Ricardo Miranda'nın, Hintli ilaç Bharat Biotech'ten 20 milyon aşı dozunun ithalatını imzalamak için aşırı baskıyla karşı karşıya kaldığını söylemesinin ardından geldi. Özellikle Singapur merkezli bir şirkete yapılan 45 milyon dolarlık ön ödeme olmak üzere faturalarda usulsüzlükler olduğunu söyledi.

Buna rağmen Bolsonaro destekçileri de başkana destek vermeye devam ediyor. Yeniden seçilme umutları azalan Bolsonaro'nun destekçileri, ABD’de Capitol ayaklanmasına yol açan Trump yanlısı mitingin Brezilya versiyonuna hazırlanıyorlar. Brezilya'nın aşırı sağcı Devlet Başkanı Jair Bolsonaro'nun destekçileri 7 Eylül’de sokaklara çıkmak ve ülkenin demokratik kurumlarını devirmeye başlamak için sosyal medya da örgütlendi. Bolsonaro yanlısı çevrimiçi mesajlaşma gruplarında paylaşılan videolarda “Şimdi ya hep ya hiç” dedi. "7 Eylül'de sokaklara çıkın yoksa köle olacağız." Başka bir videoda "vatanseverleri" para bağışlamaya ve “Brezilya'da genel bir temizlik sürecine başlamaya” katılmaya çağırdı.

Brezilya'nın ABD destekli askeri diktatörlüğü döneminde ilk kararnamesinin “Temizlik Operasyonu” olarak adlandırılması tesadüf değil. 1964'te generaller, iktidara geldiğinde yayınlanan diktalarda, solcuları ve diğer siyasi muhalifleri iktidar konumlarından uzaklaştırmak için bir cadı avı başlattı. Sansür, toplu tutuklamalar, işkence, tecavüz ve suikastları içeren 20 yıllık siyasi baskı yaşandı.

Brezilya'nın aşırı sağı, demokrasi pahasına düzenlerini yeniden kurmak için göz kırpmadan bu tarihe geri dönüyor. Aşırı sağ, ordunun 1985'te kontrolü bırakmasından bu yana Brezilya'nın kötüye gittiğine inanıyor. Yeniden canlanmış bir “komünizm”in yeniden tasfiye edilmesi ve mümkün olan her şekilde geri püskürtülmesi gerektiğine inanıyor.

Sonuç olarak 7 Eylül mitinginde Bolsonaro yanlılarının ortaya çıkması, Washington DC'deki 6 Ocak Capitol isyanında zirveye çıkan ve Başkan Donald Trump'ın seçim yenilgisini kitlesel seçim sahtekarlığı gerekçesiyle iptal etmeyi amaçlayan siyasal gerilimden farklı değil. Popülaritesi azalan bir başkan, yenilgiyi imkansız gören ateşli, silah düşkünü bir azınlık ve bir çaresizlik var.

Bolsonaro'nun Brezilya demokrasisini devirmeyi ve kendini iktidarda tutmayı başarıp başaramayacağı henüz belli değil, ancak 7 Eylül, şimdiden bu yönde cesur bir adım olmaya aday. Bolsonaro ve destekçileri, Brezilya demokrasisini devirmeyi ve iktidarı kontrol etmeyi başarabilecek mi göreceğiz.

Brezilya'da ülke çapında büyük protestolar ve darbe yanlısı mesajlar pek yeni olmasa da, Bolsonaro'nun azalan siyasi beklentileri ve Yüksek Mahkeme'ye yönelik artan saldırıları, ülkenin bağımsızlık günü olan 7 Eylül'ün Brezilya'nın 35 yıllık demokrasisine daha ciddi bir tehdit oluşturabileceğini gösteriyor.

HÜSAMETTİN ASLAN

Lisansını Kamu Yönetimi, yüksek lisansını Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler, doktorasını da Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler alanında ihtisas etmektedir. Çalışma alanı Latin Amerika, Ortadoğu ve Kuzey Afrika alanlarıdır. Prof. Dr. Mim Kemal Öke danışmanlığında yazmış olduğu “Brezilya’nın anatomisi ve Lula da Silva ile R.T. Erdoğan hükümetlerinin karşılaştırılması” tezi, Sosyal Bilimler Tez yarışmasında 1. olmuştur. Bir süre Sao Paulo Üniversitesi’nde misafir araştırmacı olarak çalıştı. 2016-2017 yılları arasında Brezilya’da Yunus Emre Enstitüsü Sao Paulo müdürü olarak görev yaptı. Milat, Ortadoğu gazeteleri ve Gerçek Hayat dergisinde yüzlerce makale yayımladı. Halen İndependent Türkçe ve Gazete Damga’da köşe yazıları yayımlanmakta; TV ve Radyo programlarında aktüel siyaset ve dış politika konularında görüş beyan etmektedir.