TRUMP YÖNETİMİNİN bu kadar ileri gitmesini kimse beklemiyordu. Amerikan ekonomi politikasında şaşırtıcı bir değişimle Donald Trump, hemen tüm ülkelere karşı gümrük vergilerini artırdı. 2 Nisan'da Beyaz Saray'ın Gül Bahçesi'nde yaptığı konuşmada, “ticari olarak Amerika'ya adil davranmayan ülkeleri cezalandırmak ve intikam almak için tüm ithalata en az %10 vergi uygulayacağını ilan etti. Ayrıca bazı ülkelere “karşılıklılık” ilkesine dayalı daha yüksek oranlarda vergi tarifeleri (bazı durumlarda çok daha yüksek oranlar) açıkladı. Trump, Beyaz Saray'a dönüşünden bu yana duyurulan diğer gümrük vergileriyle birlikte, on hafta içinde Amerikan ekonomisinin etrafına 1800'lerin sonlarındakine benzer bir koruma duvarı ördü.
Trump’a göre bu yeni vergi rejimi, yıllardır süren küreselleşme ve genişleyen serbest küresel ticaret düzenini kesin bir şekilde sona erdirme girişimini temsil ediyor. Bu küresel serbest ticaret düzeni, Trump’ın iddiasına göre, diğer ülkelerin Amerika'yı "soymasına" izin verdi. "Yıllarca, çalışkan Amerikan vatandaşları, diğer uluslar zenginleşip güçlenirken bir kenarda oturmak zorunda bırakıldı... şimdi refaha kavuşma sırası bizde," dedi konuşmasında. Trump, yeni gümrük vergilerinin (-ki bu vergiler şimdiye kadar uyguladığı en geniş tarifeler) Amerika’nın "ekonomik bağımsızlık bildirgesinden" başka bir şey olmadığını duyurdu.
Trump tarafından göz ardı edilen iki gerçek var: Küreselleşme Amerika’ya uluslararası ticaretin temellerini oluşturan kuralları belirleme ayrıcalığı tanıdı ve Amerika'ya benzeri görülmemiş bir refah sağladı. Bu serbest ticaret düzenin ana mimarı ABD’ydi. Şimdi, eğer Trump istediğini elde ederse, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra yavaş ve istikrarlı bir şekilde inşa edilen bu ekonomik düzen ölecek ve toprağa gömülecek. Trump, 19. yüzyılın sonlarındaki Amerika'nın refahını övüyor. Hem de ülke o zamanlar bugün olduğundan çok daha fakirken.
İşletmeler, yatırımcılar ve diplomatlar hâlâ Trump'ın yeni tarifelerinin ayrıntılarını anlamaya çalışıyor. Ancak bir bütün olarak bakıldığında, bu yeni tarifeler, ticaret politikaları için birkaç gün önce öngörülen en kötü durum senaryolarından daha kasvetli görünüyor. Bir araştırma şirketi olan Evercore ISI'ye göre, Amerika'ya yapılan ithalat artık %24'lük bir ortalama vergi oranıyla karşı karşıya kalacak. Bu oran, geçen yılki %2’lik orana göre dramatik bir artışa işaret ediyor.
Hem Amerikalılar hem de dünyanın geri kalanı için bu yeni vergi rejimine uyum sağlamak için zaman yok. Tüm ülkelere uygulanan %10'luk evrensel tarife, 5 Nisan'da yürürlüğe girecek; Amerika ile ikili ticaret ilişkilerinde büyük fazla veren ülkeleri hedef alan karşılıklı tarifeler 9 Nisan'da başlayacak. Beyaz Saray, vergi oranlarını hesaplamak için ülkelerin ABD’ye uyguladığı vergilere, döviz manipülasyonuna ve ticaret engelleri gibi unsurlara göre hesaplandığını öne sürdü. Trump'ın da belirttiği gibi, bu büyük bir nezaket örneği! Ancak veriler, Trump yönetiminin vergi oranlarını hesaplamak için her ülkeyle yapılan ticari ilişkide Amerika'nın ikili açığına bakmış olabileceğini gösteriyor. Bu da oldukça kaba bir metodoloji.
Bu yaklaşımın bir sonucu olarak, şimdi Avrupa Birliği %20, Hindistan %27 ve Vietnam %46 oranında gümrük vergileriyle karşı karşıya kalacak. Çin ise karşılıklılık oranı mevcut vergilerin üzerine ekleneceğinden, toplamda %65 oranında gümrük vergileri görecek. Trump ayrıca, e-ticaret sektöründe büyük bir yıkıma yol açabilecek bir hamleyle, çoğunlukla Çinli olan yabancı üreticilerin, değeri 800 dolardan az olan ürünleri Amerika'ya gümrük vergisi ödemeden göndermelerine izin veren bir boşluğu kapatmaya odaklandı.
Amerika'nın en büyük iki ticaret ortağı olan Meksika ve Kanada'dan gelen mallar da, Trump'ın ilk görev döneminde yeniden müzakere ettiği bir Kuzey Amerika ticaret anlaşması olan USMCA'ya uymaları koşuluyla yeni gümrük vergilerinden muaf tutulacak. Uymayanlar ise yine %25'lik bir tarifeyle karşı karşıya kalacak. Trump, "Gümrük vergisi oranınızın sıfır olmasını istiyorsanız, ürününüzü tam burada, Amerika'da üretirsiniz" dedi.
Modern tarihin en büyük hatası!
Yakın zamana kadar birçok gözlemci Trump'ın davranışına dair iki umutlu yoruma tutunmuştu. Birincisi, Trump’ın gümrük vergilerini diğer ülkelerden tavizler koparmak için esas olarak bir müzakere gücü elde etmek için kullanmak istemesiydi. İkincisi, Trump’ın (çok da önemsemediği) borsa tarafından disiplin altına alınacağı ve dolayısıyla yatırımcıların tepkileri karşısında, vergi tarifeleri ve diğer ticaret engellerinden vaz geçeceğiydi.
Ocak ayında göreve geldiğinden beri Trump'ın tarife bombardımanı tarafından sürekli zayıflatılan bu yorumlar, 2 Nisan'daki yeni vergi tarifelerinden sonra daha da zayıf görünüyor. Trump, yaklaşık 40 yıl önce verdiği televizyon röportajlarında da öne sürdüğü gibi, diğer ülkelerin Amerika'yı sömürdüğüne inanıyor ve serbest ticarete sürekli şüpheyle yaklaşıyor. Yabancı liderleri eylemlerinden dolayı suçlamıyor, akıllıca davrandıklarını öne sürüyor. Bu durumun tek suçlusu olarak Beyaz Saray'daki seleflerini hedef tahtasına yerleştiriyor. Diğer taraftan Trump, borsayı ve oradaki göstergeleri çok fazla umursamıyor. Zira izlediği ekonomi politikasının başarısına ilişkin gerçek kanıtın Amerika'nın fabrikalarının yeniden canlandırılmasından geleceğinde ısrar etmiştir.
Doğal olarak, bu durum önümüzdeki günlerde ve aylarda piyasalarda ve nihayetinde reel ekonomide işlerin ne kadar berbatlaşacağı sorusunu gündeme getiriyor. Büyük Amerikan firmalarının S&P 500 endeksi, Şubat ayının sonlarında rekor seviyeye ulaşmasından bu yana yaklaşık %10 düştü. Yeni tarife duyurusuna kadar geçen günlerde piyasa istikrara kavuşmuştu. Ancak Trump konuşurken—işlemlerin kapanmasından kısa bir süre sonra—vadeli işlemler satıldı ve 3 Nisan'da keskin bir düşüşe sevk etti.
Böyle bir türbülans, insanları ve şirketleri bekleyen acının küçük bir ön gösterimi olabilir. Bangladeş'ten Vietnam'a kadar Amerika'ya temel mallar tedarik eden Asya ülkeleri de dahil olmak üzere, pek çok ülkede, vergi tarifelerinin boyutu ve genişliği nedeniyle, tüketici fiyatlarının tırmanması kesin. Yıllık %2 oranına doğru yavaş yavaş geri dönen enflasyon, bir araştırma şirketi olan Capital Economics'e göre yıl sonundan önce %4'ü aşabilir.
Bu arada, Amerika’nın ekonomik büyümesine verilen zararın daha önce düşünülenden çok daha şiddetli olması muhtemel. Trump modern tarihin en büyük hatasını yapıyor olabilir. Yeni tarifeler duyurulmadan önce, tüketici güven endeksi çok zayıflamıştı ve ayrıca iş hayatındaki belirsizlik de artmıştı. Şimdi çoğu ekonomist, temeldeki momentumun güçlü olması nedeniyle yeni vergi tarifelerinin ekonomi için bir yavaşlamaya yol açacağına inanıyor. Kredi derecelendirme kuruluşu Moody's'den Mark Zandi, duyurulan ticaret politikaları tam olarak uygulanırsa bir durgunluğun kaçınılmaz olduğuna inanıyor.
Kısa vadeli acı, Trump'ın vizyonunu gerçekleştirmek için ödemeye istekli göründüğü bir bedel. Amerika'nın üretim becerisini geri kazandırmanın yanı sıra, vergilerin hükümet için "trilyonlarca dolar" gelir yaratacağını, ülke içindeki vergileri düşürüp ulusal borç ödemesini kolaylaştıracağını savunuyor. Bu tür tahminler çok uçuk: Rekabetçi olmayan şirketleri koruyan büyük, kalıcı gümrük vergilerinin getirdiği yük, olası tüm faydaları gölgede bırakacak. Ancak Trump, parlak zekasıyla küresel ticaretin bütünüyle bir sahtekarlık abidesi olduğuna ikna olmuş durumda: “Artık ülkemize sahip çıkmaya başlamalıyız" diye konuştu. Trump'ın gerçekliğinde, dünyanın en zengin ve en güçlü ülkesi olan Amerika aslında bir kurban ve artık mücadele etme zamanı.
Bu yazı The Economist’te 03 Nisan 2025 tarihinde “Trump takes America’s trade policies back to the 19th century” başlığıyla yayınlandı. Çeviride editoryal düzenleme yapılmıştır.