×
ÇİN

ANALİZ

Çin Siyaset Düzeninde Kızıl Aristokratlar: Xi İktidarı ve Büyük Ailelerin Tasfiyesi!

Geçmişte, önde gelen kızıl aileler arasında dile getirilmeyen bir güç paylaşımı vardı. Bu durum bazılarının vilayetler üzerinde, bazılarının büyük sanayiler üzerinde ve bazılarınınsa her ikisi üzerinde güçlü siyasi nüfuza sahip olmasını sağlıyordu.
Komünist Çin siyasetindeki “kızıl aristokratların”, Batı dünyasının orta çağdaki “mavi kanlı” aristokratlarına benzer tarafları var. Bu elit grup, kalıtsal kan bağları ile diğerlerinden ayrılır: Mao Zedong'un yanında savaşan devrimcilerin torunlarını ve 1949'da Komünistlerin iktidarı ele geçirmesinden sonra Çin'i yönetenlerin çocuklarını bünyesinde barındırır. Yüksek sosyal konumları nedeniyle bu kızıl aristokratlar -bazen "prensler" diye anılırlar- Çin toplumunun her alanında ayrıcalıklı erişim ve etkiye sahiptirler. Statülerinin farkında olmaları kimi zaman onlara bir asilzadelik duygusu aşılıyor olabilir.

Söz konusu kimseler son derece ayrıcalıklı bir gruptur ve arketipi Çin Komünist Partisi (ÇKP) genel sekreteri ve ülkenin başkanı Xi Jinping'dir. Mao'nun yönetici kadrosunun bir üyesi olan Xi Zhongxun'un oğlu olan Xi, doğduğu andan itibaren toplumdan ayrı tutuldu: Büyük olasılıkla Pekin'deki bir hastanenin ÇKP aristokratları için ayrılmış özel koğuşunda doğdu; partinin üst düzey isimleri için ayrılmış bir sitede büyüdü. 

Xi, siyasi kariyerine Merkezi Askeri Komisyon'da bir liderin sekreteri olarak başladı ki bu, Çin siyaseti için oldukça seçkin bir pozisyondu. Daha sonra yine kan bağı nedeniyle Merkez Parti Organizasyon Departmanı tarafından yetiştirildi ve ÇKP'nin kademelerinde istikrarlı bir şekilde yükseldi. Eski bir başbakan yardımcısı olan Chen Yun, 1989'daki Tiananmen katliamından sonra Deng Xiaoping'e “İktidar çocuklarımıza devredilmelidir; aksi takdirde yakında mezarlarımız kazılacak” demişti. Xi, bürokratik kariyer yolunda hızlı adımlarla ilerledi ve 30 yıl boyunca iki-üç yıllık aralıklarla terfiler aldı. Normal bir yoldaş için her beş yılda bir terfi etmek bir şans sayılırdı.

Xi'nin ÇKP'nin liderlik rolüne yükselişi sırasında, kızıl-aristokrat çevre onun en güçlü destek tabanıydı. Ancak 2012'de iktidara geldikten sonra ve daha sonrasında kontrolünü sağlamlaştırma çabalarıyla bu ilişki karmaşık bir hal aldı.

Geçmişte, önde gelen kızıl aileler arasında dile getirilmeyen bir güç paylaşımı vardı. Bu durum bazılarının vilayetler üzerinde, bazılarının büyük sanayiler üzerinde ve bazılarınınsa her ikisi üzerinde güçlü siyasi nüfuza sahip olmasını sağlıyordu. Örneğin Çin toplumunun belli kesimlerinde Ye Jianying ailesinin, Guangdong eyaletinin "sahibi" olduğu, Wang Zhen ailesinin Sincan'ı "kontrol ettiği" ve Li Peng ailesinin elektrik enerjisi endüstrisine hâkim olduğu iyi biliniyordu. Bu oligopolistik düzenleme bazı aileler için astronomik mali kârlar sağlıyordu.

Başkan Xi, diğer önde gelen aileleri kendi yönetimine karşı potansiyel tehditler olarak görüyor. Kuşkusuz, sadece Kızıl Klan'ın kaynakları ve kan bağı ile onu devirecek kadar güçlü bir mücadele verebileceğini iddia edebilirsiniz.

Buna karşılık Başkan Xi, kendisine muhalefet eden ya da eleştirilerini dile getiren klan üyelerine sert bir şekilde davrandı. Bunlardan birisi siyasi hırsı hapse girmesine neden olan eski Politbüro üyesi ve Chongqing'deki parti sekreteri Bo Xilai ide. Bir diğeri Xi'yi "kıyafetsiz bir palyaço" olarak nitelendirerek kamuoyu önünde eleştiren ve 18 yıl hapis cezasına çarptırılan devlete ait bir emlak şirketinin eski başkanı Ren Zhiqiang idi. Başkan Xi ayrıca diğer kızıl aristokratları da Halk Kurtuluş Ordusu'ndaki üst düzey liderlik rollerinden emekli olmaya "teşvik etti".

Çin'in, imparatorların köylü bürokratları kalıtsal aristokrasiye karşı kullandığı uzun bir tarihi geçmişi var. Bu konuda Xi de farklı davranmadı. Kendi siyasi iktidarını daha fazla güçlendirmek ve kızıl aristokrasinin siyasi güç üzerindeki uzun soluklu hakimiyetini zayıflatabilmek için, kızıl soydan gelmeyen bürokratları sürekli olarak ÇKP'nin merkezi güç fonksiyonlarına taşıdı. Partinin en üst düzey liderlik organı olan yedi üyeli Politbüro Daimi Komitesi'nin yapısına bakın, mevcut üyelerden hiçbiri kızıl aristokrat soydan gelmiyor. Böyle bir durum daha önce hiç yaşanmamıştı.

Kızıl aristokratlar, siyasi ayrıcalıklarını kaybetmenin yanı sıra Xi döneminde önemli ekonomik kayıplar da yaşadı. Çin'in en büyük servet sahipleri olan kızıl aristokratlar, son yıllarda Çin hisse senetlerinin uğradığı ağır kayıplardan orantısız bir pay aldılar.

Kızıl ailelerin son on yıllarda hem karada hem de denizde biriktirdiği servet, güçlerinin önemli bir parçası. Yabancı ülkelerde işletilen servet aynı zamanda Çin'de işler yolunda gitmezse onların sigorta poliçesi. Bu nedenle, Xi'nin bu zenginliklerle nasıl başa çıkmayı seçtiği ve klanı uyumlu tutmak için onlara ne ölçüde el koymaya hazır olduğu, kızıl aristokratlar için büyük önem taşıyor.

Siyasi olarak güçlü ya da mali açıdan nüfuzlu kişileri alaşağı etmenin bir yolu olarak servete el koyma, 1949'da iktidara geldiğinden beri ÇKP dahil olmak üzere, Çin tarihi boyunca kullanılmıştır. Xi de halihazırda birkaç kızıl milyarderi hedef almış durumda. Anbang Insurance Group'un kurucusu ve Deng Xiaoping'in torununun oğlu olan Wu Xiaohui'nin düşüşü yakın tarihli bir örnektir. Wu Xiaohui 2018 yılında 18 yıl hapis cezasına çarptırıldı ve kurucusu olduğu şirketteki tüm hisseleri elinden alındı.

Ayrıca, kızıl aristokratların yeni servet yaratmalarına da kısıtlamalar getirildi. Örneğin Alibaba'nın Ant Group'unun 2020'deki ilk halka arzının son anda iptal edilmesi, çok sayıda kızıl ailenin şirketteki hisselerinden para kazanmasını engelledi. Söylentilere göre halka arzın iptal edilmesi emri en üst düzeyden gelmişti.

Kızıl aristokratların bürokrasi, silahlı kuvvetler ve iş dünyasına uzanan nüfuz ağı, ÇKP’nin Çin'in yönetimini  ele geçirmesinden bu yana geçen yetmiş yıl boyunca örüldü. Bu aristokratlar, siyasi temalı toplantılara katılma hakkı da dahil olmak üzere özel ayrıcalıklardan yararlanmaya devam ediyorlar. Bununla birlikte, uyumlu ve etkili bir grup olmayı sürdürüyorlar. Ancak hakimiyetleri içlerinden biri tarafından zayıflatıldı. On yıl boyunca Xi'nin "yolsuzlukla mücadele" hareketiyle yoğunlaşan gücünün ardından, artık klanlar ona karşı ciddi bir siyasi tehdit oluşturacak kadar güçlü değiller. Altın çağları sona erdi.


Bu yazı, The Economist'te “Desmond Shum on how Xi Jinping beat down China’s red aristocrats” başlığıyla yayımlanmıştır. Çeviri yapılırken yazının belirli kısımlarında editoryal düzenleme yapılmıştır.