×
AVRUPA
11.01.2024

ANALİZ

İspanya'da Kurumlar Siyasi Partilerin Baskısı Altında!

İspanya’da sol, sağ ve ayrılıkçı partiler, kuvvetler ayrılığı ve kurumsal özerklik konusunda sistemin direnç noktalarını aşındırırken, toplumun kurumlara duyduğu güveni zedeliyor.
BAŞARILI BİR yönetimde, istatistik kurumunu ya da mahkemeleri kimin yönettiği partiler arasında büyük bir mesele değildir. Oysa İspanya'da devletin temel işlevleri ve özellikle de yargıya duyulan güven siyaset tarafından aşındırılıyor. Durum, Polonya'nın görevden yeni çekilen popülist hükümetindeki kadar vahim değil ama yine de gidişat kötü.

Pedro Sánchez'in Sosyalist Partisi Temmuz ayındaki seçimlerde ikinci oldu, ancak kendisinin yeniden başbakan olmasını destekleyen farklı partileri de bir araya getirdi. Katalan bölgesinde 2017'de düzenlenen yasadışı bağımsızlık referandumunun destekçilerine af çıkarılması da vaat edilenler arasındaydı. Af tasarısı kabul edildiğinde Anayasa Mahkemesi'ne taşınacak. Ancak bu süreçte Başbakan Sánchez, Anayasa Mahkemesine sol eğilimli iki yargıcın atanmasını sağladı. Mahkeme başkanı da bir önceki Sosyalist hükümetin eski başsavcılarından biri.

Siyasetçi ve uzmanların çoğu, üye kompozisyonu değişen mahkemenin affı onaylamasını bekliyor (ancak bazı bölümleri reddedilebilir). Eleştirmenlere göre bundan daha kötüsü de var: Parlamento bünyesinde bir "Hukuk Savaşı" komisyonunun (cezai kovuşturmanın siyasi amaçlarla kullanılmasını soruşturacak bir parlamento komisyonunun) kurulması için Sosyalistler ve ayrılıkçı partilerden biri olan Junts per Catalunya arasında bir anlaşma yapılmış olması. Zira Junts'a göre, bu tür soruşturma tacizlerinin hedefinde ayrılıkçı politikacılar var.

Yasama organının yargıçları sınırlandırması ve hoşlarına gitmeyen kovuşturmaları iptal etmesi, pek çok kişi için kuvvetler ayrılığı ilkesinin çiğnenmesi anlamına geliyor. Sánchez 5 Aralık'ta yabancı muhabirlere yaptığı açıklamada, Hukuk Savaşı komisyonunun bulgularının "elbette bağlayıcı olmayacağını" söyleyerek bu eleştiriyi elinin tersiyle itti. Sánchez ayrıca hukuk savaşının en önemli örneğinin, birçok üst düzey hakimi atayan Yargı Genel Konseyi'nin merkez sağ muhalefetteki Halk Partisi (PP) tarafından "ele geçirilmesi" olduğunu savundu. 2018'de Sánchez iktidara geldikten sonra, Halk Partisi, fırsatçı bir şekilde hakimlerin atanma biçiminde değişiklik yapılması çağrısında bulunmuş ve Konsey üyelerinin sona eren görev süresini yenilemeyi reddetmişti.

Bununla birlikte Sánchez muhaliflerine misliyle karşılık verdi. Üstelik sadece Anayasa Mahkemesi Başkanı değil, ülkenin en üst düzey savcısı da onun müttefiki. Sánchez, diğer görevlerinin yanı sıra kamuoyu yoklamaları da yapan Sosyolojik Araştırmalar Merkezi'nde, Ulusal İstatistik Kurumu'nda ve devlet haber ajansı EFE'de siyaset dışı görevlere kendi partisine sadık isimleri getirdi. Bakanlardan biri olan ve Sánchez'in bir nevi iş bitiricisi olan Félix Bolaños, Adalet Bakanlığının yanı sıra başbakanlıktan sorumlu bakan (başbakanın sağ kolu) ve parlamento ile ilişkilerden sorumlu bakan olarak atandı. Bu da kuvvetler ayrılığının aşınmasının adeta tek kişilik bir sembolü.

Göteborg Üniversitesi'nde siyaset bilimci ve El País gazetesinde köşe yazarı olan Victor Lapuente, Sánchez'in yasal olsa da pek çok seçmeni çileden çıkaran ve sisteme olan güveni sarsan hareketlerden uzak durması gerektiğini söylüyor. Rakipleri ise kışkırtıcı bir dil kullanarak kendi iddialarını zayıflatıyor. Halk Partisi'nin sağında yer alan Vox Partisi’nin Genel Başkanı geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, halkın Sánchez'i 1945'te idam edilen Benito Mussolini'ye benzer bir şekilde "sallandırmak isteyeceğini" söyledi.

Affı ve Sánchez'in kuvvetler ayrılığını zayıflatmasını eleştiren ve Brüksel merkezli düşünce kuruluşu Avrupa Reform Merkezi (Centre for European Reform) çalışanı Camino Mortera-Martínez, "Halk Partisi ya da Vox'tan gelen söylemlerin hiçbiri işe yaramıyor" diyor. Hukukun üstünlüğü konusunda uzman olan Mortera-Martínez, İspanya'nın "hiçbir şekilde" AB'ye meydan okuyan Polonya gibi bir parya olmadığını söylüyor. Yine de Sánchez'in attığı bazı adımların ona Polonya'nın gerileyişinin ilk günlerini hatırlattığını belirtiyor. Her iki taraf da kutuplaşmanın etkisiyle her fırsatta avantaj elde etmeye çalışıyor. Ancak onlar bunu yaptıkça da İspanyolların kendi demokrasilerine olan güveni zedeleniyor.


Bu yazı, The Economist’de 14 Aralık 2023 tarihinde “Spain’s institutions are groaning under partisan pressure” başlığıyla yayımlanmıştır. Çeviri yapılırken yazının belirli kısımlarında editoryal düzenleme yapılmıştır.