×
ALMANYA

ANALİZ

Almanya ve Avrupa’da Güvenlik Kaygıları: Paralı Askerlerle Güvenlik Sorunu Çözülebilir mi?

II. Dünya Savaşı'ndan sonra pasifist bir kültür geliştiren Almanya'nın artık Rusya tehdidi karşısında mental olarak savaşa hazır olması gerektiği yönünde toplumda bir mutabakat oluşmuş durumda.
HEP SÖYLÜYORUM, Avrupa – büyük bir bilinç kayması ile – belleklerine kazıdıkları “takunyalı” Türkleri bekliyordu; Putin önderliğindeki Ruslar arka kapıyı çaldılar; bu saatten sonra Almanya korkunç bir güvenlik mimarisi endişesi ile karşı karşıya.

Bugünlerde Yeşiller Partisinin Eski Dışişleri Bakanı Joschka Fischer, Almanya'nın Avrupa çatısı altında atom bombası üretmesi konusunda kamuoyu oluşturmaya çalışıyor.

Bu konjonktürde Almanya (ve Avrupa) neler yapıyor; ne tür güvenlik önlemleri alıyor, ordu nasıl geliştirilecek?

Bu yazıda bu konuları ele alacağız.

***
Savaş Devam Ediyor, Ruslar Nerde Dur(durul)acak Henüz Belli Değil!

Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinden sonra başlayan Rusya-Ukrayna Savaşı üçüncü yılına girmişken savaşın gidişatı hakkında endişeler artarak devam ediyor. 

Rusya Ukrayna topraklarının artık neredeyse beşte birini kontrol ediyor. 

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg "Savaş alanındaki durum zor ve bu Ukrayna'ya verilen desteği sürdürmeyi ve artırmayı daha da önemli kılıyor çünkü (Rusya Devlet Başkanı) Vladimir Putin'in kazanmasına izin veremeyiz. Ukrayna'ya ne kadar çok askeri destek sağlarsak kabul edilebilir bir müzakere sonucu elde etme olasılığının o kadar arttığını söyleyebiliriz." açıklamalarında bulundu. Rusya'nın savunma bütçesi 2021'den bu yana üç katına çıktı ve 2024 yılında kamu harcamalarının %30'unu oluşturacağı belirtildi. Stoltenberg, Rusya'nın savunma bütçesinin artmasının "NATO'ya ve tüm Avrupa'ya bir tehdit" olduğunu ifade etti. Avrupa ve NATO, Rusya-Ukrayna Savaşı ile birlikte artan güvenlik endişeleri için adımlar atmaya devam ediyor. NATO müttefikleri, savunma harcamalarını GSYİH'larının % 2'sine çıkarmayı taahhüt etti ve Avrupa Savunma Fonu’nun 2021-2027 döneminde 8 milyar avroya ulaşmasını hedeflediğini belirtti. 

Avrupa ve Batı’nın devam eden desteğine rağmen savaşın sonlanmamış olması Avrupa ve Batı’nın yorgunluğunu arttırıyor. 

Avrupa ve Almanya, çözüm yolu olarak savunma kapasitesini geliştirmeye çalışıyor. 

Yabancı asker alımı da Avrupa Birliği'nin savunma kapasitesini ve uzmanlığını geliştirmenin bir yolu olarak görülüyor. 

Avrupa genelinde sağ partiler yükselişine devam ederken ve göçmen karşıtı söylemler artmışken yabancı asker alımı kararı tartışmalı olsa da güvenlik endişesi nedeni ile faaliyete geçmeye başladı. Fransız Savunma Bakanlığı, 2023 yılı bütçesinde Fransız Lejyonu'na 3.000 yabancı asker alımının öngörüldüğünü açıkladı ve bu alım kararı Fransız Lejyonu'nun resmi web sitesinde yayınlandı. 

Alman Şansölyesi Olaf Scholz, 2022 Şubat ayında yaptığı bir konuşmada, Bundeswehr'in (Alman ordusu) personel sayısını 200.000'e yükselteceğini açıklamıştı. Alman Savunma Bakanlığı, devam eden nitelikli askeri personel açığını gidermek için 2023 yılında Alman ordusuna 2.000 yabancı asker almayı, 2025'e kadar 21 bin ilave personel istihdam etmeyi, 2031'e kadar 203 bin askeri personele ulaşmayı planladığını ifade etti. 

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Almanya'nın planını "çok önemli bir adım" olarak, Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ise "Avrupa güvenliği için önemli bir katkı" olarak nitelendirdi.

Türkler Askere Mi?

Almanya, yabancı asker alımı planının Rusya'ya caydırıcılık mesajı vereceğine ve Avrupa'nın savunma kapasitesini güçlendireceğine inanıyor. 

Alman Savunma Bakanlığı bu hedefe ulaşmak için çeşitli teşvikler ve reklam kampanyaları düzenlenmeye başladı. Ancak Lejyoner askerlerin sahip olacağı haklar, başvuru şartları ve askerlik koşulları hakkında Alman makamları kamuoyunu bilgilendirici açıklamaları artırması gerekiyor. 

Askeri personel sayısını arttırma hedefine ulaşmak için hazırlanan afişlerde Almancanın dışında Türkçe olarak, “Donanmamızın Bir Parçası Ol” ifadesinin yer alması dikkat çekiyor. 

Almanya’da paralı askerlik başvuruları özellikle Türklerin yoğun olarak yaşadığı bölgelerde yoğun ilgi görüyor. 

Bu bağlamda ülkede çifte vatandaşlık uygulaması tekrar devreye alındı: Federal Meclis tarafından 19 Ocak'ta kabul edilen "Vatandaşlık Yasası'nın Modernizasyonu Yasası" Federal Eyalet Temsilciler Meclisi'nde 2 Şubat 2024’te onaylandı. 

Kanımızca, Almanlar ile Türklerin daha önce özellikle I. Dünya Savaşında beraber savaşmış olmaları ve Almanların Türklerin askerliği hakkında bilgi sahibi olmaları Almanların Türkleri orduya katma tercihinde etkili bir faktör. 

Çifte vatandaşlık uygulamasının tekrar devreye alınması, paralı askerlere ödenecek maaş miktarı ve Alman ordusunun düzenlediği reklam kampanyaları göz önüne alındığında Türkiye’den Almanya’da paralı asker olmaya yönelik başvuruların yapılacağı öngörülebilir. 

Türkiye, bu konuda başvuru yapan yurttaşlarının durumlarını takip etmelidir.

Diğer yandan, yabancı paralı askerlerin Almanya’nın ve Avrupa’nın güvenlik endişesini gidermek için yeterli bir çözüm yolu olacağına söylemek zordur. 

*** 
Almanya’dan Siyaset Bilimci Bülent Güven yeni dönemde Almanya’da güvenlik alanındaki gelişmeleri şu şekilde değerlendirdi:

“Almanya Soğuk Savaş’ın bitmesinden sonra güvenliğini NATO şemsiyesi altında fiilen ABD'ye havale ederek asker sayısını 400 binlerden 180 binlere ve askeri mühimmat alanındaki envanterini de benzer şekilde aşağıya çekti. Bugün 85 milyonluk Almanya'nın envanterinde sadece savaşacak durumda 300 tank bulunmaktadır. Benzer şekilde deniz ve hava kuvvetleri açısından Almanya'nın envanteri hem düşük bir seviyede hem de halihazırda savaş durumunda devreye girebilecek durumda değil. Gerekli bakımlar zamanında yapılmadığı için Alman deniz kuvvetlerinin savaşamayacak durumda olduğunu bizzat Deniz Kuvvetleri Komutanı açıkladı.

Almanya'nın Soğuk Savaş sonrası askeri gücünü ihmal etmesinin iki nedeni var: Bir tanesi, hakikaten Sovyet tehdidi kalktıktan sonra, AB'nin ve NATO'nun Doğu Avrupa'ya genişlemesinden sonra Almanya'yı sınırına yakın bir alanda doğrudan tehdit edecek bir güç kalmadı. Diğer neden ise, iki Almanya birleştikten sonra, ekonomik ve nüfus olarak Avrupa'yı zaten domine eden bir Almanya'nın Avrupa'da başta İngiltere, Fransa ve Polonya gibi ülkeleri tarihi nedenlerden dolayı tedirgin edeceği düşüncesinden dolayı askeri harcamalarında ciddi anlamda kısıtlamaya gidildi. 2009 NATO Zirvesinde varılan mutabakata göre NATO ülkeleri GSYİH'nin yüzde 2’sini askeri harcamalara ayıracakları yönünde taahhütte bulunmasına rağmen, Almanya tüm eleştirilere rağmen bu oranı Ukrayna'nın Rusya'ya müdahalesine kadar yüzde 1,2'lerde tuttu.

Ukrayna-Rusya Savaşı ile birlikte Almanya askeri anlamdaki bu çekimser tutumundan 180 derecelik bir dönüş yaparak, Başbakan Olaf Scholz'un dönüm noktası (Zeitenwende) dediği bir politika değişikliğine gitti. Buna göre Almanya bir defaya mahsus 100 milyar Euro'luk özel bir bütçe ayırarak, askeri mühimmat ve personel alandaki açığını kapatmaya yönelik adım attı. Nitekim bu 100 milyarın tamamına yakını bu yılın sonuna kadar harcanmış olacak. Uçak, tank, fırkateyn siparişleri verilecek. Bunun dışında Almanya yıllık askeri harcamalarını da GSYİH'nin yüzde 2’sine çıkarmış (70 milyar €) bulunuyor. Bu oran Rusya'dan gelen tehdide göre 100 milyara çıkabilecek, yani GSYİH'nin yüzde 3,4'üne kadar. Ukrayna savaşı ile Almanya artık kendisini doğrudan Rusya'nın tehdidi altında hissediyor. Kaldı ki Putin Avrupa ülkelerini sürekli atom bombası atmak ile tehdit ediyor. Nitekim geçen yıl Rusya’nın başta Almanya olmak üzere Avrupa ülkelerine karşı taktiksel atom roketlerini kullanma hazırlığı içinde olduğunu, ABD medyası istihbarat kaynaklarına dayanarak yazdı.

Bundan dolayı Scholz Hükümeti, Ukrayna'ya ABD'nin dışında en fazla silah yardımı yapan ülke olmasına rağmen üslubu ve davranışı ile mümkün mertebe Rusya'yı provoke edebilecek davranışlardan kaçınıyor. Alman istihbarat kaynaklarının ve Genelkurmay Başkanı'nın belirttiğine göre, Rusya, ülke ekonomisini “uzun vadeli savaş” varsayımı üzerine yeniden yapılandırıyor ve silah üretim kapasitesini düzenli olarak artırıyor. Bu sürecin Rusya açısından 5 ile 8 yıl süreceğini ve Almanya'nın da bu süreçte savaşa hazırlıklı olması gerektiğine vurgu yapıyorlar.”

Sonuç 

II. Dünya Savaşı'ndan sonra pasifist bir kültür geliştiren Almanya'nın artık Rusya tehdidi karşısında mental olarak savaşa hazır olması gerektiği yönünde toplumda bir mutabakat oluşmuş durumda. Yeşiller gibi pasifist bir hareketten gelen bir parti dahi hem Ukrayna'ya daha fazla askeri yardım yapılması konusunda hem de Almanya'nın silahlanması konusunda epeyce militarist görüşlere sahip bulunuyor. Halkın da güvenlik konusunda hassasiyetini geliştirmek için başta Almanya'nın Genelkurmay Başkanı olmak üzere, Alman ordusunun yöneticileri okullara giderek, medya aracılığıyla bu konuda kamuoyunda bir hassasiyet oluşturmaya çalışıyorlar.

Avrupa ve başlıca önderlerinden biri olan Almanya “kara kış”a hazırlanıyor, hatta kış çoktan başladı bile.

İSMAİL ERMAĞAN

Halen İstanbul Medeniyet Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler bölümünde öğretim üyesi olan Prof. Dr. İsmail Ermağan, lisansını Bilkent Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi’nde, yüksek lisansını Hamburg Üniversitesi Sosyoloji ve Siyaset Bilimi Bölümlerinde yaptı. Ermağan doktora derecesini Erfurt Üniversitesinin Max Weber Yüksek Araştırmalar Merkezi’nde aldı. Başlıca çalışma alanları şunlardır: Avrupa Birliği entegrasyonu, Türkiye-AB ilişkileri, Türkiye-Almanya İlişkileri, Almanya’daki Türkler, Afrika, Latin Amerika ve Asya-Pasifik okumaları, göç ve göç yönetimi. Yurt içinde ve yurt dışında 70 civarında makalesi/kitap bölümü olan yazarın şu kitapları yayımlanmıştır: Almanya Türkleri’nin Uyum ve Ayrılım Eğilimleri; Avrupa Birliği ve Türkiye’nin Üyeliği: Türk Partilerinin ve Avrupa Parlamentosundaki Partilerin Politikaları; Türkiye’nin Yönü Avrupa Birliği’ne mi: Türkiye’de AB Şüpheciliği; Türkiye’deki Sivil Toplum Örgütlerinin AB Üyeliğine İlişkin Davranışları; 21. Yüzyılda Uluslararası İlişkilerde Yeni Trendler: İnsanımız İlk 10 Yolunda mı?; Dünya Siyasetinde Almanya 1-2; Dünya Siyasetinde Latin Amerika 1-2; Dünya Siyasetinde Afrika 1-8; Dünya Siyasetinde Doğu Asya.