×
ÇİN
14.02.2024

ANALİZ

Çin’de Yargı-Siyaset İlişkisi: Hükümet, Mahkeme Kararlarını Neden Gizliyor?

10 yıl önce Çin mahkemelerine, hassas kararlar dışındaki tüm kararları, China Judgments Online adı verilen ve herkese açık olan bir veri tabanına yüklemeleri emredildi. Şimdilerde, sistemin mahremiyet ve güvenlik endişelerini artırdığı gerekçesiyle bu şeffaflık dönemi sona eriyor.
GEÇTİĞİMİZ OTUZ YIL boyunca Çin'in hukuk sistemi zayıf bir zeminde olmasına rağmen adım adım gelişti. Komünist Parti hala sisteme hakim durumda: Çin'in lideri Xi Jinping yargı bağımsızlığını tehlikeli bir fikir olarak görüyor. Mahkemeye çıkarılan şüpheliler, %99 oranında suçlu bulunuyor. Uzmanlara göreyse hukuk ve ticaret alanındaki yargıçların kalitesi arttı ve yolsuzluklar azaldı. Dünya Bankası'nın mülkiyet hakları ve yargı bağımsızlığı gibi göstergeleri kullanarak hazırladığı bir hukukun üstünlüğü ölçütü var. 2006 yılında Çin, bu ölçüte göre en alttaki üç ülkeden biriydi. 2022 yılına gelindiğinde ise ortanın üstünde yer aldı.

Yargıçlara daha iyi ödeme yapılması ve görevi suistimal edenlere ağır cezalar verilmesi bu duruma yardımcı oldu. En kritik gelişme ise daha fazla şeffaflığın sağlanmasıydı. 10 yıl önce Çin mahkemelerine, en hassas kararlar dışındaki tüm kararları, China Judgments Online adı verilen ve herkese açık olan bir veri tabanına yüklemeleri emredildi. Platform 140 milyondan fazla kararı bünyesinde barındırır hale geldi. Sisteme açılan bu eşi benzeri görülmemiş pencere, sivil toplum grupları için bir nimetti; örneğin çevreyi korumak ya da kadın haklarını savunmak için yürüttükleri kampanyalarda davalara atıfta bulunabiliyorlardı. 

Ancak şeffaflık dönemi sona eriyor gibi görünüyor. Aralık ayında yüksek mahkeme, kararların China Judgments Online'a yüklenme hızının düştüğünü kabul etti. Bazı hakimlere artık davaları yüklemelerine gerek olmadığının söylendiği bildirildi. Mahkeme, "yargıda şeffaflık, tüm yargı bilgilerini internette yayınlamamız gerektiği anlamına gelmiyor" dedi. China Judgments Online'ın mahremiyet ve güvenlik endişelerini artırdığını öne süren mahkeme, alternatif bir veri tabanının bu yıl hizmete gireceğini, ancak bu veri tabanına sadece mahkeme yetkilileri ve polisin erişebileceğini belirtti.

Şeffaflık yargı sisteminde adaleti garanti etmez. 1980 yılında Çin, 1960'lar ve 1970'lerdeki Kültür Devrimi sırasında binlerce kişiye zulmetmekle suçlanan Mao Zedong'un dul eşi Jiang Qing'in duruşmasını televizyonda yayınladı. Savcılar kanıtları topladı ve tanıkları çağırdı. Yargıçlardan birinin ifadesiyle, halk “hukukun üstünlüğünün ne anlama geldiğini kendi gözleriyle görebildi”. Ne var ki karardan şüphe duymak mümkün değildi. Komünist Parti'nin Mao dönemindeki kaos için bir günah keçisine ihtiyacı vardı. Jiang ölüm cezasına çarptırıldı, daha sonra bu ceza ömür boyu hapse çevrildi.

Son zamanlarda, Çin'in mahkeme sisteminin görünürlüğünün artması adaletin niteliğini artırdı. Ancak aynı zamanda utanç da yarattı. Aynı suçlara farklı kararlar verilebiliyor. Hükümetin daha sorumluluk sahibi olduğu bir ülkede bu tür sorunlar olduğu kabul edilebilir ve çözüm için söz verilebilir. Ancak Çin hükümeti, başarısızlıklarını sergileyerek aktivistlere yem sunmaktan yorulmuşa benziyor. 

Bu şeffaflık deneyinin sona ermesi pek de şaşırtıcı değil. Çin başka şekillerde de şeffaflıktan uzaklaşıyor. Geçtiğimiz yıl yabancılar Çin Ulusal Bilgi Altyapısı (CNKI) adı verilen ve Çince akademik makalelerin yaklaşık %95'ini ve bir dizi başka belgeyi içeren veri tabanının bazı bölümlerine erişimlerini kaybetti. Veri tabanını işleten firma, siber güvenlik kurallarını gerekçe gösterdi. Ağustos ayında hükümet, 16-24 yaş arası şehir sakinleri için işsizlik oranının %21,3'e yükselmesinin ardından bu oranı açıklamayı durdurdu. Ocak ayında yetkililer bu oranı farklı bir şekilde hesaplayarak daha düşük bir rakam elde etti ve tekrar yayınlamaya başladı. Bankalardaki analiz uzmanları, ekonominin gidişatına ilişkin olumsuz görüş bildirmemeleri konusunda uyarıldı.

China Judgments Online'ın içinin boşaltılması da en az bu hamleler kadar büyük bir etki yaratacak. Avukatlar bu veri tabanını argümanlarını güçlendirecek emsal kararlar bulmak için kullanıyordu. Vatandaşların devlete dava açmasına yardımcı olma konusunda uzmanlaşanlar -ki bu en iyi zamanlarda bile zor bir görevdir- bu tür davaların neredeyse tamamının veri tabanından kaybolduğundan şikayetçi. Mahkeme yetkilileri ikna edilebilirse buna dair emsal kararları temin edebilirler. Tabi bu da rüşvet karşılığı olabilir. Artık kamuya açık olmayan kararlar için sosyal medyada gayrı resmi bir pazar oluştuğu bildiriliyor. Avukatlar, kararların düşük ve zayıf bir kamu denetimine tabi tutulmasının daha fazla yolsuzluğa yol açabileceği konusunda uyarıyor.

Değişikliklerden en çok etkilenecek olanlar ise yurtiçi ve yurtdışındaki aktivistler olabilir. Aktivistler veri tabanı sayesinde, iktidarın muhalefeti kriminalize etmek amacıyla kullandığı "kavga çıkarmak ve huzursuzluk yaratmak" gibi muğlak suçları ifşa ettiler. İlgili pek çok dava silindi. Ölüm cezasıyla sonuçlananlar da dahil, parti vahşetini ifşa eden başka davalar da benzer şekilde yayından kaldırıldı (Çin devleti, kaç kişiyi idam ettiğini açıklamıyor). İfade özgürlüğü gibi hassas terimler barındıran davalar da ortadan kayboldu.
 
Hükümetin skandalları engelleme yönündeki girişimleri veri tabanını da etkiliyor. 2022 yılında bir kadın Jiangsu eyaletinde buz gibi bir müştemilatta boynundan zincirlenmiş halde bulunmuş ve kamuoyunda infiale yol açmıştı. Yetkililer bir dizi çelişkili açıklama yaptıktan sonra kadının satılarak evlendirildiğini kabul etti. Utanç içindeki hükümet, kadının köyüne erişimi kısıtladı ve sansürcüler kadının durumu hakkındaki haberleri sildi. İnsan kaçakçılığı ile ilgili pek çok dava da China Judgments Online'dan kaldırılmış görünüyor.
 
Yaban hayatına yönelik ticaretle ilgili davalar da veri tabanından kayboldu. Birçok kişi Covid-19 virüsünün Wuhan'daki bir pazarda hayvanlardan insanlara geçtiğine inandığı için bu pek de şaşırtıcı bir gelişme sayılmaz. Silinen diğer verilerin konularıysa daha kafa karıştırıcı. "Ceset çalmak ya da cesede zarar vermek" ile ilgili vakalar artık bulunamıyor. Araştırmacılar hükümetin utanç verici nitelikteki her şeyi sildiğine inanıyor.
 
Şeffaflığın azalması daha fazla yolsuzluğa yol açarsa, parti bununla açıktan mücadele etmeyecek. Yolsuzlukla mücadele için Disiplin Teftiş Merkezi Komisyonu (CCDI) tarafından yönetilen paralel bir sistem var. Başkan Xi, 2012'de iktidara geldiğinden beri CCDI'nin kaynaklarını ve yetkilerini artırdı. Sadece 2023 yılında 400.000'den fazla yetkili cezalandırıldı. Bu tür vakaların ise sadece küçük bir kısmı kamuoyuna açıklanıyor.
 
Xi'nin en sevdiği sloganlardan biri "yifa zhiguo" yani "ülkeyi hukuka göre yönetmek". Burada Batılı anlamda hukukun üstünlüğünden bahsetmiyor. Daha ziyade parti iktidarının daha profesyonel ve öngörülebilir olmasını istiyor. Bunun da partiye daha fazla meşruiyet kazandıracağını umuyor.
 
Ancak avukatlar, şeffaflığın azalmasının tam tersi bir etki yaratacağına inanıyor. Eleştirilere cevap olarak yüksek mahkeme daha açık olma sözü verdi. Buna inanan çok az kişi var. Sichuan Üniversitesi'nden Han Xu gibi bazı hukukçular, halkın davalara erişimini azaltmakla mahkemelerin aldıkları kararları açıklamasını zorunlu kılan yasaları bizzat yüksek mahkemenin çiğnediğini savunuyor ve mahkeme halka bu kadar kötü örnek olurken, "insanların hukukun üstünlüğüne olan inancını biz nasıl artırabiliriz ki?" diye soruyor.


Bu yazı, The Economist’te 15 Ocak 2024 tarihinde “Why China’s government is hushing up court rulings” başlığıyla yayımlanmıştır. Çeviri yapılırken yazının belirli kısımlarında editoryal düzenleme yapılmıştır.