×
AFRİKA

ANALİZ

Senegal’de Tırmanan Demokrasi Krizi

Senegal’deki demokrasi krizinin ulusal ve bölgesel düzeyde kritik sonuçları olabilir. Kriz, son dönemde Senegal ve Batı Afrika genelinde yükselen siyasi istikrarsızlık, ekonomik açmazlar ve güvenlik sorunlarını daha da derinleştirme tehlikesi taşıyor.
SENEGAL'DE 25 Şubat’ta başkanlık seçimlerinin gerçekleşmesi beklenirken, 3 Şubat’ta Devlet Başkanı Macky Sall ulusa sesleniş konuşmasında seçim kampanyası kararnamesini yürürlükten kaldırdığını duyurdu. Sall’un bu açıklamasıyla seçimlerin 9 ay ertelenmesi Batı Afrika’nın demokrasi timsali olarak görülen Senagal’de büyük bir siyasi krize neden oldu.

Krizin panoraması

Macky Sall’un ulusa sesleniş konuşmasının ardından muhalefet liderlerinin öncülüğünde Senegalliler başkent Dakar’da büyük protestolar düzenledi. Güvenlik güçlerinin sert önlemlerle müdahale ettiği protestolarda eski Başbakan ve cumhurbaşkanı adayı Aminata Toure ile Anta Babacar’ın da aralarında bulunduğu 151 aktivist tutuklandı. Protestolardaki yoğun şiddet ortamında 3 Senegalli yaşamını yitirirken, 4 Şubat’ta Senegal İletişim Telekomünikasyon ve Dijital Bakanlığı ülkede internet ve mobil verilerin geçici bir süreyle askıya alındığını duyurdu. Ayrıca İletişim Bakanlığı da protestolarda şiddeti teşvik ettiği gerekçesiyle “Walf TV” adlı bir medya grubunun lisansını iptal etti.

5 Şubat’ta Dakar’da gerilim zirveye ulaştı. Parlamento binasında parlamento üyeleri başkanlık seçiminin ertelenmesine yönelik görüşmeleri sürdürürken bazı milletvekilleri arasında arbede yaşandı ve görüşmelere ara verildi. Ayrıca bazı muhalif vekiller güvenlik güçleri tarafından binadan zorla uzaklaştırıldı. Bina dışında ise seçimlerin ertelenmesine karşı gösteri yapan birçok gösterici Senegal polisi ve ordu mensuplarının sert önlemleriyle karşılaştı. Bu kaos ortamında yapılan ve birçok muhalif vekilin mevcut bulunmadığı oylamada seçimleri Aralık ayına erteleyecek yasa tasarısı 105 lehte ve yalnızca bir aleyhte oyla kabul edildi. Bu oylama ile sadece seçimler Aralık ayına ertelenmedi; aynı zamanda Macky Sall’un halefi göreve gelene kadar görevde kalmasını sağlayacak bir tedbir kararı da kabul edildi.

Birçok kişi tarafından anayasal bir darbe olarak nitelendirilen bu gelişmelerde, Macky Sall’un Anayasa Konseyi ve Parlamento arasındaki anlaşmazlıktan yararlanmaya çalıştığı oldukça açık.  Ocak ayında Anayasa Konseyi, başkanlık seçimlerine katılacak 93 aday adayının dosyasını incelemeye başladı. Yapılan incelemeler sonunda seçimlere katılacak 21 adayın listesi açıklandı. Bu süreçte eski Cumhurbaşkanı Abdoulaye Wade’nin oğlu ve Senegal Demokratik Partisi (PDS)’nin adayı Karim Wade’nin adaylık başvurusu, Senegal ve Fransa çifte vatandaşlığı nedeniyle onaylanmadı. Sonrasında ise PDS meclis grubu üyeleri ve iktidar koalisyonundaki milletvekilleri, doğrulama süreciyle ilgili bir soruşturma komisyonu kurdu. Senegal yasalarına göre Parlamentonun bu tür komisyonları kurma yetkisi var, ancak adayların geçerliliğini belirleme yetkisi sadece Anayasa Konseyi’ne verilmiştir. Bu gelişmeler devam ederken Karim Wade, Anayasa Konseyi’nin yedi üyesinden ikisinin yolsuzluğa bulaştığını iddia etti. Ancak Wade’nin bu iddiaları Konsey tarafından resmi olarak soruşturulmayarak reddedildi. 

Seçim hazırlıkları öncesinde Senegal’deki demokrasi çatlakları bununla da sınırlı değil. İktidar, başkanlık seçimlerinde güçlü muhalif isimleri bertaraf edecek stratejiler geliştirmeye çalıştı. Öyle ki pek çok siyasi çevrede 2024 başkanlık seçimlerini kazanacağı düşünülen Ousmane Sonko’nun siyasi gücü iktidar tarafından kırılmaya çalışıldı. 28 Temmuz’da Sonko evinin önünde cep telefonuyla kendisinin videosunu çeken jandarmadan görüntülerini silmesini istedi. Jandarmanın görüntüleri silmemesi üzerine Sonko telefonu eve götürdü. Kısa süre sonra Senegal güvenlik güçleri Sonko’nun evine bir baskın düzenleyerek muhalif lideri göz altına aldı. Gözaltına alınmadan önce sosyal medyada halkı eyleme davet eden Sonko hakkında “ayaklanma çağrısı yapma”, “devlet güvenliğini tehlikeye atma” ve “hırsızlık” gibi suçlamalarda bulunuldu. Daha sonra Sonko salıverilse de 25 Şubat’ta yapılması planlanan seçimlerde kendisinin yerine Bassirou Diomaye Faye’nin aday olacağı açıklandı. 

Senegal’de seçimlerden güçlü muhalif adayların men edilmesi çabaları 2019 seçimlerinde de görülmüştü. Dakar’ın eski belediye başkanı Khalifa Sall ve Karim Wade 2019 seçim kampanyası sürecinde çeşitli suçlamalarla itibarsızlaştırılmaya çalışılmış ve sonuçta bu iki aday seçimlere katılamamıştı. 

Senegal’de muhalif liderlerin itirazları sonrasında 15 Şubat’ta Anayasa Konseyi seçimleri erteleme kanunun anayasaya aykırı olduğuna karar veri. Konsey iktidarın yeni seçim takvimini “mümkün olan en kısa sürede” açıklaması gerektiğini belirtti. Bu sürenin ne kadar olacağının net olarak belirtilmemesi Senegal siyasi ortamını büyük bir belirsizliğe sürükledi. Ülkede bir sivil toplum örgütü seçimlerin 10 Mart’ta yapılmasını talep eden bir açıklama yaptı. Ancak bu da seçim kanununda belirtilen minimum 20 günlük seçim kampanya süresi için yeterince ileri bir tarih değil. Diğer yandan bazı adaylar seçimlerin Macky Sall’un görev süresinin sona erdiği 2 Nisan’a kadar yapılması gerektiğini vurgularken iktidar partisi seçim sürecinin bu süre dahilinde gerçekleştirilmesinin zor olduğunu öne sürmekte.

Macky Sall seçimlerle ilgili görüşmeler yapmak ve ülke siyasetindeki kriz ortamını sonlandırmak için muhalefet liderleri ve adaylara görüşme çağrısında bulundu. Ancak 16 adaydan oluşan ve kendilerini “25 Şubat Cumhurbaşkanlığı Adayları Cephesi” (Fc25) olarak adlandıran bir grup, Sall’un bu davetine icabet etmedi. Grup, Sall’u net bir seçim tarihi açıklamamak ve oyalayıcı bir siyaset izlemekle suçladı. Başkan Sall, bu gergin ortamı yumuşatmak için başka hamlelerde de bulunmakta. Örneğin ülkede sayıları 1000’den fazla olan siyasi mahkumun 300’den fazlası serbest bırakıldı, seçimlerin iptalinden iki hafta sonra ilk kez protesto yürüyüşlerine izin verildi. Ancak Sall’un bu hamleleri henüz başarıyla sonuçlanmış değil. Ülke hala derin bir belirsizlik kuyusunda, muhalif liderler ve kaygılı halk ise iktidarın antidemokratik tutumlarına karşı büyük bir öfke içinde. 

Krizin Senegal ve Batı Afrika için muhtemel sonuçları

Senegal’deki demokrasi krizinin ulusal ve bölgesel seviyelerde ve siyasi, ekonomik ve askeri alanlarda önemli etkileri olabilir. Öncelikle geçmişte Batı Afrika’nın demokrasi koruyucusu olan Senegal artık son yıllarda giderek aşınan demokratik değerleriyle Batı Afrika siyasi atmosferindeki olumsuz tabloyu derinleştirebilir. Hatırlanacağı üzere 2017’de komşu ülke Gambiya’da seçimleri kaybettiğini kabul etmeyen Yahya Jameh’i görevden almak için ülkeye giren Batı Afrika misyonuna Senegalli birlikler liderlik etmişti. Ancak günümüzde Senegal’deki iktidar, bölgede demokrasiyi desteklemek bir yana, kendi içerisinde demokratik değerlerle bağdaşmayacak uygulamalara gitmekte. Bu da son yıllarda bölgede art arda gerçekleştirdikleri darbelerle iktidara gelen cunta rejimleri, otokratik liderler ile terör ve suç örgütlerinin ilgisini Senegal’e doğru kaydırmakta. 

Senegal’deki bu kriz ortamı siyaset kadar ekonomiyi de derinden sarsıyor. Ülke ekonomisinin Macky Sall iktidarında enerji sektöründen elde edilen gelirlerle büyümesine karşın kalabalık genç kitlelerin işsizliği ve yoksulluk sorunlarına bir türlü çare bulunabilmiş değil. Bu genç ve kalabalık kitlenin demokrasi ve ülke yönetimine karşı inancının aşınması, siyasi iktidarsızlık ve bazı güvenlik problemlerini de beraberinde getirecektir. Bölgede son yıllarda gerçekleşen darbelerde de görüldüğü üzere demokrasi ve iktidardaki hükümetlerden talep ve beklentilerinden umduğunu bulamayan halk kitleleri uygun ortamlar sağlandığında askeri darbeleri destekleyebilmekte. Nitekim Nijer’de gerçekleşen darbenin ardından kalabalık halk kitleleri sokağa çıkarak darbecileri desteklemişti. Senegal’de de demokrasi aşınmaya devam ederse halkın talep ve beklentilerine cevap veremeyen iktidarı böyle bir son bekleyebilir. Nitekim LSI Africa’nın (Le Site d'Information Africaine) bir haberine göre Senegal genelkurmayı Mali, Nijer ve Burkina Faso’dan bazı askerlerin Senegal’deki bazı askeri isimlere ulaşarak onları “sorumluluk almaya” çağırdıklarına yönelik bir istihbarat aldı. Bu istihbarat kapsamında, Dakar’daki askeri yetkililerin söz konusu cunta rejimlerinden gelecek olası kışkırtıcı ve istikrarsızlaştırıcı unsurları tespit etmek için bir soruşturma başlattığına yönelik bilgiler gündemde.

Senegal’deki demokrasi krizi ve siyasi istikrarsızlık, suç ve terör örgütlerinin lehine bir ortam da yaratabilir. Senegal’in doğusunda, Ensar Dine, MAcina Kurtuluş Cephesi, El Murabitun ve El Kaide’nin İslami Magrib’teki Sahra kolunun birleşmesiyle oluşan “Jama'a Nusrat ul-Islam wa al-Muslimin” (JNIM) olarak bilinen bir terör örgütü oldukça aktif olarak faaliyet göstermekte. 2022 yılında The Economist bu örgütü dünyada en hızlı büyüyen terör örgütü olarak belirlemişti. Senegal ordusu ülke sınırlarına yakın bölgelerde bu örgüte karşı başarılı operasyonlar gerçekleştirse de ülke içinde işsizlik ve yolsuzluk sorunlarıyla baş edemeyen bazı gençlerin 2012 yılından beri bu örgütlere katılmak için Senegal’in doğusuna gittiği bilinmekte. Bu istikrarsız ortamda etki alanını genişletmek isteyen JNIM, Senegal’de de bu militanlar vasıtasıyla bir yapılanmaya gidebilir. 

Senagal’de oldukça vahim bu kriz ortamı devam ederken son aylarda etkisi sorgulanmaya başlanan ECOWAS’a yeni eleştiriler yönlendirilmekte. ECOWAS, Senegal Hükümetini normal seçim takvimine uymaya çağırmasına rağmen siyasi liderler üzerinde bir etki uyandıramadı. Bölgede son darbelere eklenen Senegal krizinin ardından ECOWAS’ın siyasi ve askeri meselelerdeki yetersizliği tekrar gündeme getiriliyor. 

Netice itibarıyla Afrobarometer’in anket çalışmalarıyla da görüldüğü üzere, son yıllarda Senegal’de demokrasinin giderek artan bir şekilde zayıflaması sadece Senegalliler için değil tüm Batı Afrika bölgesinde büyük tehditler yaratabilir. Macky Sall’un kararnamesini yürürlükten kaldıran Anayasa Konseyinin kararı olumlu bir gelişme olarak değerlendirilebilse de ülkede seçimlere yönelik net bir tablo oluşturulabilmiş değil. Dahası Sall iktidarı kendi çıkarları için geçmişteki uygulamalarında da olduğu gibi demokrasi ve hukukun üstünlüğü ilkelerini kolayca göz ardı edebilme potansiyeline sahip. Önümüzdeki aylarda Senegal’de halkın liderini seçmesi, demokratik değerlerin onarılması ve ülkenin geçmişteki gibi bölgesel demokrasinin bir timsali ve koruyucusu olarak anılabilmesi için muhalefet, iktidar ve diğer sivil toplum örgütlerinin uzlaşarak büyük bir çaba sarf etmesi gerekiyor.

HURİYE YILDIRIM ÇİNAR

Lisans ve Yüksek Lisansını Uluslararası İlişkiler alanında Akdeniz Üniversitesinde tamamlayan Yıldırım Çinar, Yüksek Lisans tez aşamasında Fransa’da Institut D’etudes Politique de Rennes’de bulundu. Doktora derecesini ise Kocaeli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümünden aldı. Doktora tezinin başlığı “Sahraaltı Afrika’da Devlet İnşası ile Terörizm İlişkisi: Nijerya ve Boko Haram Örneği”dir. Yazar şu anda TASAM Afrika Enstitüsü’nde Eş Direktör olarak görev yapmaktadır.
 
İyi derecede İngilizce ve Fransızca bilen yazarın başlıca çalışma alanları Bölgesel Çalışmalar, Türkiye-Afrika İlişkileri, Afrika Çalışmaları, Afrika’da Güvenlik Meseleleri, Güvenlik Çalışmaları, Radikalizm ve Terörizmdir. Yıldırım Çinar, çok sayıda makale/kitap bölümü yanında Afrika Politikası: 21. Yüzyılda Güvenlik, Refah ve Demokrasi Arayışı ve Küresel Aktörler ve Büyük Güç Rekabeti başlıklı iki kitabın editörleri arasında yer almaktadır. Bunların dışında yazar, Afrika meselelerine yönelik olarak ulusal ve uluslararası basında yer almaya ve çeşitli projeler üzerinde çalışmaya devam etmekte.