×
ABD

ANALİZ

Cumhuriyetçi Kanatta Neler Oluyor?

Cumhuriyetçiler seçimlere Amerikan değerleri, vatanseverlik ve ebeveyn hakkı üçgeninde hazırlanıyor. GOP mensuplarının 2024 seçimlerine girerken adaylık tercihlerini bu konularda en güçlü tutumu sergileyenden yana kullanmaları şaşırtıcı olmaz.
2024 Başkanlık Seçimleri için hazırlanan ABD’de adaylar belli olmaya başladı. Eski başkan D. Trump kaybettiği seçimin hemen ardından hazırlanmaya başlarken Florida Valisi R. DeSantis 24 Mayıs’ta, eski başkan yardımcısı M. Pence ise 7 Haziran’da önlerindeki seçim için aday olduklarını ilan ettiler.

Adayların öncelikli sınavları olan ön seçimler kısa bir süre sonra başlayacak. Bu süreçte Cumhuriyetçiler için başat figür halen eski başkan D. Trump ve karşılaştığı suçlamalar olacak gibi görünüyor. Son olarak ulusal güvenlik kayıtlarını yasadışı olarak saklamak ve hükümet tarafından geri alınmasını engellemek suçlamasıyla hazırlanan iddianameyle D. Trump yeniden hakim karşısına çıkacak. Eski başkanın bu gelişmeyi kendisine yönelik siyasi bir kumpas olarak sunması ise GOP içerisinde karşılık bulmuş gibi görünüyor. Öyle ki NBC tarafından 25 Haziran’da paylaşılan son anketlerde halen Cumhuriyetçilerin en güçlü adayı D. Trump’ken aldığı destek Nisan ayından Haziran’a yükseliş göstermiş durumda. Suçlamalar ve iddialar ötesinde eski başkana yönelik desteğin yükseldiğini gösteren bir diğer veri ise yakın zamanda kamuoyuyla paylaşılan bağış miktarı. Yılın ikinci çeyreğinde 35 milyon dolar bağış toplayan D. Trump, elde ettiği geliri ilk çeyreğe göre iki kat artırdı. Bu durumu eski başkana yönelik atılan adımların güçlendirici bir etkiye sahip olduğu şeklinde yorumlamak zor olmayacaktır. Aynı zamanda tarafgir seçmen için D. Trump’a yöneltilen suçların siyasi bir girişimi ifade ettiği anlaşılabilir. Henüz seçimlere kırılmalar ve davaların sonuçlanması noktasında uzunca bir süre olsa da bugün itibariyle D. Trump 2024 seçimleri için yabana atılamayacak bir aktör.

Cumhuriyetçi kanadın başkanlık yarışındaki bir diğer önemli ismi R. DeSantis ise eğitim konusundaki çıkışıyla gündemde. ABD’nin kuruluş ilkelerini içeren “yurttaşlık bilgisi” üzerine eğitim verilmesi gerektiğini vurgulayan R. DeSantis, başkan seçilmesi halinde bu eğitimin teşvik edileceğini ifade etti. Bahsi geçen dersin ABD değerlerini, devlet yapısını, vatandaşlık haklarını ve demokrasiyi önceleyen bir yapısı olacağı öngörülse de öte yandan ideolojik bir yükleme ya da propaganda içerebilir. ABD’de eğitim sisteminin ülkenin yapısına uygun olarak adem-i merkeziyetçi olduğunu söylemek mümkün. Yerel idarelerin ve okul yönetimlerinin müfredatı belirlediği bir düzlemde başkan tarafından eğitime müdahale edilmesi ABD için ideolojik bir kamplaşmanın küçük bir sahnesi olabilir. Bu sahnede halihazırda ciddi bir mücadele verildiği de ayrıca görülüyor. Detaylı bakıldığında ABD’de bir süredir devam eden okul yönetim kurulu (school board) seçimlerine dikkat etmek gerekir. Okul yönetimlerinin müfredatın belirlenmesi, idari prosedürler ve eğitim politikası gibi kritik yetkilere sahip olması seçimlerin ehemmiyetini yükseltiyor. Kamu yönetimi açısından bir yönetişim örneği olarak değerlendirilebilecek olan okul yönetim kurulu, toplumun, federal eğitim bakanlığı ve eyalet yönetimiyle yetki paylaşımını mümkün kılıyor. Eğitimin şeffaf ve hesap verebilirlik açısından toplum önünde işlemesine yardımcı olan okul yönetim kurullarının belirlenmesini sağlayacak olan seçimleri bu günlerde önemli kılan konu ise yönetimlerin ve müfredatın siyasallaşması. Diğer bir ifadeyle eyaletlerdeki okul yönetimleri üzerine yapılan seçimler başkanlık seçimleriyle ilişkili bir hal almaya başladı.

Esasında partiler üstü bir konu olan okul yönetim kurulları, eğitim dışındaki siyasi konulara odaklanmaya başladı. Bu odaklanma sırasında demokratlar ve cumhuriyetçiler farklı gruplarda örgütlenerek seçimlere dahil oldular ve oluyorlar. Önemli siyasi tartışmalardan birisinin çocukları içerecek şekilde cereyan etmesi okul yönetimlerini başkanlık seçimleriyle ilişkili bir hale getirdi. Başkan adaylarının 2024 yarışında tartışacağı meseleler, toplumsal hareketler ve gruplar sebebiyle okulların da birer konusu haline geldi. Bu noktada R. DeSantis’in valisi olduğu Florida’da 2022 yılında geçen “Eğitimde Ebeveyn Hakları (HB 1557)” (Parental Rights in Education) yasasıyla eğitim hususunda tartışmalı olan ve seçimleri kızıştıran cinsel yönelim ve cinsel kimlik konusu ön planda. Ebeveyn hakları, velayet ve aile sorumluluğuyla ilişkili bir konu olarak sunuluyor. Ebeveyn haklarının aşınmasıyla devletin ve LGBT gruplarının çocuk gelişimine etki etmesinden endişeleniliyor. Yasaya göre okul personelinin, öğrencilerin fiziksel, duygusal veya zihinsel sağlığını ilgilendiren konularda karar alırken ebeveynleri dışlaması ve sınıflarda cinsel yönelime dair tartışmaların yapılması yasaklandı. Bu yasayı bir eyaletteki eğitim konusundaki basit bir düzenleme olarak değerlendirmek mümkün değil; çünkü dar alandan federal hükümete uzanan bu konuda geniş tabanlı bir tartışma mevcut. Ailelerin çocukları üzerindeki sorumluluğunu birtakım gruplara devretmesine karşı duruşu ifade eden ebeveyn hakları, cumhuriyetçiler için diğer hassas konular olan eleştirel ırk teorisi ile ilişkilendiriliyor. Kurulan bu ilişki ve konular göreceğimiz üzere 2024 yılının müstakbel adayları tarafından sıklıkla tartışılacak. 

Cumhuriyetçi kanatta sivil hareket olarak, okul yönetimlerinden hükümete uzanan geniş açılı seçim perspektifinde Moms for Liberty (MfL) grubu göze çarpıyor. Bu grup özellikle bahsedilen okul yönetim seçimlerinde etkin olma gayretindeyken aynı zamanda ebeveyn haklarına odaklanıyor. 45 eyalette örgütlenebilmiş olan MfL ilk olarak COVID-19 kısıtlamalarına karşı bir hareket olarak doğdu ve bu dönemle birlikte siyasi bir çizgi oluşturdu. Yükselen popülaritesiyle birlikte Cumhuriyetçi adayların övgüsünü kazanan grup için eski başkan D. Trump, “neşeli savaşçılar ve azimli vatanseverler” ifadesini kullanırken R. DeSantis MfL’i 2024’ün kilit siyasi gücü olarak tanımladı. Sol gruplar tarafından “aşırılık yanlısı” olarak işaret edilen grubun aynı zamanda eleştirel ırk teorisine karşı da tavır aldığı ve buna yönelik olarak okulları odağına alan politikalar yürüttüğü görülüyor. MfL, ABD seçimleri için çocukları/öğrencileri merkezine alarak sol tandanslı düşüncenin karşısında konumlanıyor.

Genel itibariyle 2024 seçimlerine ısınmaya başlayan ABD’de Cumhuriyetçilerin tutkulu bir biçimde siyasi sürece katılacağını gözlemlemek mümkün. Eski başkanın üzerine yoğunlaşan dava konularının ve iddianamelerin siyasal amaçlı hukuki bir sopa olduğu argümanı karşılık bulmuş gibi görünüyor. Cumhuriyetçiler, iddialara rağmen henüz D. Trump’ı yüzde yüz hatalı görmüş ve dolayısıyla ona sırt çevirmiş değil. D. Trump’ın başkan olduğu dönemde de değindiği göç ve LGBT gibi konular popülaritesini yitirmedi. Diğer Cumhuriyetçi adaylarla birlikte bu konular önemli bir yer tutacak. Özellikle LGBT yürüyüşlerinde “çocuklarınız için geliyoruz” (we’re coming for your children) sloganı ve karşısında ebeveyn haklarını savunanlar için cinsel yönelim ve kimlik hususlarının başat toplumsal çatışma alanı olacağını işaret ediyor. Dahası seçim sürecinde de kamplaşma tamamlanmış ve Cumhuriyetçiler karşıt olarak pozisyon almış durumda. Avrupa’da olduğu gibi siyasi tartışmaların ve seçimlerin parçası haline gelen bu mesele, ABD 2024 seçimlerinde de sıklıkla tartışılacak. Cumhuriyetçiler seçimlere toplumsal konularda Amerikan değerleri, vatanseverlik ve ebeveyn hakkı üçgeninde hazırlanıyor. GOP mensuplarının 2024 seçimlerine girerken adaylık tercihlerini bu konularda en güçlü tutumu sergileyenden yana kullanmaları şaşırtıcı olmaz. Öte yandan ABD toplum yapısının daha fazla sertleşen siyasete ne derece direneceği tartışma konusu. 6 Ocak 2021’de seçim sonuçlarını kabullenmeme üzerine Kongre Binası’na yapılan baskın, tepede parıldayan şehrin toplumsal açıdan pek de sıhhatli olmadığını ve artan kamplaşmayla rekabet içindeki gruplar arasında hoşgörünün azaldığını gösteriyor. 

MEHMET ÇAĞATAY ABUŞOĞLU

Doktora derecesini Anadolu Üniversitesi'nde Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler üzerine alan Abuşoğlu'nun başlıca çalışma alanları Grand Strateji, ABD Dış Politikası, Ortadoğu ve Orta Asya'dır.