×
ABD

ANALİZ

ABD Adım Adım Kapanmaya

Amerikan siyasal sistemine göre, bütçenin yasalaşması iki kanadın onayına dayanıyor. Siyasi kutuplaşma ortamı, Kongre’nin iki kanadı arasındaki koordinasyona zarar verirken, işleyişin parçası olan görüşmeleri bir hesaplaşma sahasına dönüştürebiliyor.
MODERN DÜNYANIN ilk cumhuriyetlerinden ve en köklü rejimlerden birine sahip olan ABD, tarihinde ara ara deneyimlediği federal kapanmaya (shutdown) oldukça yakın. Kapanma kavramı siyasetle ve devletle ilişkilendirildiğinde pek anlaşılır gelmese de mutlaka uzlaşıyı arayan yapısıyla ABD sistemi buna yabancı değil. Mali yılın 1 Ekim’de başlaması ve 30 Eylül’de sona ermesi sebebiyle bütçenin iki kamaralı Kongre’den onay almaması durumunda kapanma durumu oluşuyor. Bahsedildiği gibi ABD için bu ne bir ilk ne de son. 1976’dan bu yana 21 kez gerçekleşen kapanmalar kısa sürede sona erdi. Ancak 35 günle rekor kapanma aykırı retoriğiyle tahmin edilebilir şekilde D. Trump döneminde gerçekleşti.

Federal kapanma ne anlama geliyor?

Kapanmanın oluşturacağı başlıca sorunlar ise federal hükümetin yürüttüğü faaliyetlerin aksaması. Ancak hayati alanlar bu kapanmadan muaf tutuluyor. Ordu, istihbarat, tıp doktorları ve diğer sağlık çalışanları ile hapishane güvenliğindeki çalışanlar görevlerini sürdürürken kapanma boyunca diğer federal çalışanlar izne çıkarılıyor. 4 milyonun üzerinde insanın olası kapanmadan doğrudan etkilenmesi bekleniyor. Vahim olansa maaşların ancak kapanma sona erdiğinde temin edilebilecek olması. Faaliyetler açısından bakıldığında ise pasaport işlemleri, park ve müze bakımları ve sosyal yardımlar etkilenmeye müsait. Federal hizmetlerin yerine getirilememesi sebebiyle örneğin turizmde günlük 140 milyon dolarlık bir kaybın oluşacağı tahmini yapılıyor. İktisadi açıdan ülke ekonomisine derin bir yara açması beklenmese de kapanma için Moody’s doğrudan bir değerlendirmede bulundu ve kredi notunun aşağı çekilebileceğine değindi. Kredi notunu düşürme yönünde daha önce de Fitch bir adım attı. Asıl konu ise kapanmanın ne kadar süreceğiyle ilgili. Süreyi önemli kılan başlıca sebep, yılın son çeyreği öncesinde verilerin temininde sorun yaşanacak olması. FED tarafından sağlanması beklenen istihdam, hisse senedi, tahvil ve enflasyon verilerinin açıklanmaması, iş dünyası için kısmi bir körlük yaratma ihtimali taşıyor. Öngörülebilirliğin ve tahminlerin zarar görmesi, iktisadi açıdan bir bunalım ifadesi olmakla birlikte yılın son çeyreğini saracak kapanmanın bu çeyrekteki büyümeyi %1.2 oranında aşağı çekeceği ve yıllık büyümenin de %0.2 oranında zarar göreceği senaryolarını gündeme getiriyor.

ABD siyaset sistemi ve kapanma sorunu

İktisadi yapı dahilinde ve federal faaliyetler noktasındaki etkilerine bakıldığında kapanma son derece zararlı bir gelişme olarak karşımıza çıkıyor. Peki ABD bunu neden yaşıyor? Bu kapanma sürecinde en etkili faktörlerden birisi siyaset ve kutuplaşma/cepheleşme diyebiliriz. Öyle ki Kongre’nin Senato kanadında Demokratlar, Temsilciler Meclisi’nde ise Cumhuriyetçiler etken konumda. Amerikan siyasal sistemine göre, bütçenin yasalaşması iki kanadın onayına dayanıyor. Siyasi kutuplaşma ortamı, Kongre’nin iki kanadı arasındaki koordinasyona zarar verirken, işleyişin parçası olan görüşmeleri bir hesaplaşma sahasına dönüştürebilmekte. Cumhuriyetçiler bütçede daha fazla kesinti talep ederken ayrıca Ukrayna yapılacak yardımın sona ermesi ve Meksika sınırında devam eden kaçak geçişlerin sert politikalarla engellenmesi yönünde ısrarcı. Bu ısrar, hatırlanacağı üzere eski Başkan D. Trump’ın önde gelen politikalarındandı. Kesinti konusunda Demokratlar ihtiyari harcama için 1.59 trilyon dolarlık bir tespitte bulunurken Cumhuriyetçiler 120 milyar dolar daha aşağısı için şanslarını deniyor. Buna karşılık Cumhuriyetçilerin uzlaşmaz olarak nitelendirilmesinde D. Trump’a yönelik adımların intikam girişimi olduğu vurgusu öne çıkıyor. 

Kapanma konusuna dönülecek olursa Temsilciler Meclisi Başkanı K. McCarthy’nin yapıcı yönde adım attığını ve demeç verdiğini gözlemlemek mümkün ancak Cumhuriyetçiler tarafından görevden indirilmeyle tehdit edilmesi söz konusu. Takınılan bu tavra uyumlu olarak K. McCarthy göreve gelirken 12 ayrı bütçe kaleminin torba tasarı (omnibus) olarak değil tek tek ele alınacağını belirtmişti. Diğer bir ifadeyle tek oylamada genel olarak sona eren bütçe kabulü ve yasalaşma süreci bu yıl her paketin ayrıca ele alınmasıyla uzun ve meşakkatli bir yola girdi. Öte yandan Temsilciler Meclisi şimdiye kadar çalışmalarını sürdürdü ve 4 bütçe tasarısını geçirdi. Ancak yapılan kesintilerin ulaştığı boyut sebebiyle Senato tarafından kabulü mümkün görünmüyor. Senato’da ise 17 Kasım geçerli olacak şekilde geçici bütçeye yönelik adım atıldı. İki parti senatörlerinin de katılımıyla tasarının görüşülmesi yönünde 22’ye karşı 76 kabul oyuyla önü açılan geçici bütçenin Ukrayna’ya 6.2 milyar dolarlık desteği içermesi sebebiyle Temsilciler Meclisi’nde kabulü oldukça zor. Özetlenecek olursa Temsilciler Meclisi’nde Cumhuriyetçiler, Senato’da Demokratlar birbirlerinin kabul etmeyeceği tasarıları sunarak kapanmayı kaçınılmaz kılıyorlar.

Geçici çözüm adına kısa vadeli bir finans adımı Cumhuriyetçilerden geldi. 1.47 trilyon dolarlık ihtiyari harcama seviyesiyle 31 Ekim’e kadar sürecek olan bu çözüm, kapanmayı engelleyebilir ancak Cumhuriyetçilerin bütün olarak geçici tasarıya sıcak bakmadıkları biliniyor. Cumhuriyetçiler nezdinde Ukrayna’ya yardım olacaksa dahi Meksika sınırına yönelik güvenlik politikaları elzem.

Yaklaşan seçimler, kapanma ve siyasi hesaplaşmalar

Temsilciler Meclisi için kapanma kadar bir diğer önemli konu ise Başkan J. Biden’ın azil süreci. Oğlu Hunter Biden’ın iş ilişkilerinde imtiyazlı, haksız kâr elde eden ve yolsuzluk yaptığına dair gelişen süreçte Cumhuriyetçilerin kayda değer veri sunamaması hamlenin salt siyasi olduğu izlenimini doğurdu. Demokratlar, azil davasını gerektirecek hiçbir kanıt bulunmadığını öne sürerken aynı zamanda Cumhuriyetçilerin yaptığını, bir tür yetkiyi kötüye kullanma olarak değerlendiriyor. J. Biden’ın azli konusu, daha önceleri D. Trump tarafından seçimi kaybetmesinden hemen sonra yaşlılık gerekçesiyle dile getirilmişti.

Hem kapanma hem azil süreci birlikte ele alındığında D. Trump’ın karşılaştığı güçlüklerin de bunlar olduğunu anımsamak gerekir. Bu yönüyle ve D. Trump’ın hırslı siyaset inşasıyla ilişkili olarak Temsilciler Meclisi’nde güç kazanan Cumhuriyetçiler, Demokrat Başkan’dan intikam alma yoluna gitmiş gibi görünüyor. Temsilciler Meclisi’nde oluşan direniş ve Senato’daki arayış, ülkede siyasi kutuplaşmanın zirvede yer aldığını gösteriyor. 6 Ocak’taki Kongre Baskını’nda da D. Trump destekçilerinin atabileceği adımları tüm dünya izlemişti. Bu politik tavrın 2024 seçimlerine ateşli bir biçimde taşınması ve Temsilciler Meclisi’nde etken olmanın verdiği gücünün sonuna kadar kullanılması, ABD siyasi sistemi için ciddi bir sınav olacak gibi görünüyor. Öte yandan, yaşanan bu süreci yine de seçim hedefinden bağımsız düşünmemek gerekir. Toplum nezdinde kapanmaya yol açanın Demokratlar mı yoksa Cumhuriyetçiler mi olduğu tespit edildiğinde zor durumda kalan tarafın geri adım atması muhtemel. 

MEHMET ÇAĞATAY ABUŞOĞLU

Doktora derecesini Anadolu Üniversitesi'nde Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler üzerine alan Abuşoğlu'nun başlıca çalışma alanları Grand Strateji, ABD Dış Politikası, Ortadoğu ve Orta Asya'dır.