×
RUSYA

ANALİZ

Rusya’da Protestolar: Yakutistan ve Başkurdistan’da Yabancı Karşıtlığı

Rusya’nın iki önemli özerk Cumhuriyeti olan Başkurdistan ve Yakutistan’da hem yabancı karşıtlığı hem de sağ ulusalcı siyaset yükseliyor. Her iki bölge de göçmenlerin ortaya çıkardığı sorunlar ve etnik çatışmalarla karşı karşıya.
21 OCAK'TA Rusya’ya bağlı Saha Cumhuriyeti, nam-ı diğer Yakutistan’da yaşanan etnik tartışma üç kişinin bıçaklanması ve 26 yaşındaki bir Yakutun hastanede hayatını kaybetmesiyle sonuçlandı. Bu olay bölgede büyük tepkilere yol açtı. Cinayetin ertesi günü 18 yaşındaki Tacik kökenli bir şüpheli, güvenlik güçleri tarafından gözaltına alınmış olsa da sosyal ağlar aracılığıyla mitinglere çağrılar yayılmaya başladı. Göz altına alınan genç adamın Rusya vatandaşı olması olayları yatıştırmadı. Olayların giderek büyümesi sebebiyle Yakutistan’daki Tacikistan Birliği Başkanı Hodi Oev açıklama yapmak zorunda kaldı. Oev, “Geçtiğimiz günlerde yaşanan olaylardan dolayı tüm camiamız derin bir şok yaşadı. Suçlu, hukuken en ağır cezayı alacak. Gençlerimizin başına bu durumun gelmemesi için her türlü çabayı göstereceğiz. Sizden tüm ulusu tek bir kişiye ve onun eylemlerine göre yargılamamanızı rica ediyoruz,” ifadelerini kullandı. 
 
Olayların büyümesinin önüne geçmeye çalışan Yakutistan Başkanı Aisen Nikolaev, “Yurtdışındakiler de dahil olmak üzere, provokatörlerin amacı çatışmayı alevlendirmek, düşmanlık tohumları ekmek, bizi bölmek ve küstürmektir. Dikkatli olun, artık çok fazla yanlış bilgi yayılıyor. Gerçek düşmanlar yurttaşlarımızı öldürürken artık her zamankinden daha fazla birlik olmalıyız!” açıklamasında bulunarak “göçmenlerin kontrolü dahil olmak üzere kamu güvenliğinin güçlendirilmesi” talimatını verdi.  Nikolaev, “Şüphelinin Rus vatandaşlığı almasıyla ilgili tüm süreçleri öğreneceğiz. Böyle insanların toplumumuzda yeri yoktur.” ifadesini kullandı. 
 
Bu açıklamalara rağmen, 24 Ocak sabahı onlarca, bazı kaynaklara göre yüzlerce (500 kişi) kişi Yakutistan'nın başkentindeki adliye ve diğer birkaç merkezde toplandı. Buna karşı güvenlik güçleri, şoförlerin ve yoldan geçenlerin evraklarını kontrol ederken, kentte internet ve telefon bağlantıları kesildi. Bir süre sonra Kamu Düzeninden Sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı Oleg Lebed, başkentte toplanan göstericilerle görüştü. 
 
Lebed, "Katil gözaltına alındı. O da sizin gibi bir Rus vatandaşı. Onu yakaladık, soruşturma yapılacak. Arkadaşlar, (öyleyse) neden toplandınız?”  diyerek toplananları sakinleştirmeye çalıştı. Protestocular ise Yakutya'daki göçmenleri kastederek “Biz onlara dokunmadık. Neden bu şekilde davranıyorlar? Bu durumu böyle bırakmayacağız” şeklinde tepki gösterdiler. Ardından da Yakutistan'ın milliyetçi/sağ kanadını temsil eden, Yakut halkının çıkarlarını, dilini, kültürünü ve geleneklerini korumayı amaçlayan siyasi parti Urui Aikhal Partyba'nın sloganı olan “Uruy! Aikhal! ("Yaşasın") sloganları attılar. 
 
Protestocuları dağıtmaya çalışan polis, daha sonra toplananları gözaltına alıp otobüslere bindirmeye başladı. Hükümet yanlısı medya, halkın tepkisini daha fazla çekmemek için toplananlara barışçıl bir şekilde davranıldığını ve onların da itaatkâr bir şekilde çeltik vagonlarına bindiğini; olayın protesto olarak adlandırılamayacağını iddia etse de farklı kaynaklardan en az 15 kişinin gözaltına alındığı haberleri yayıldı. 
 
Olayların ardından birkaç gün Yakutsk'ta birçok mağaza ve toptan satış noktası kapalı kaldı. Yerel halktan bazıları, bu durumu işe gitmekten çekinen göçmenlerle ilişkilendirirken bazıları da iletişimde yaşanan sorunlar nedeniyle mağazaların kapalı olduğunu öne sürdü.  
 
Yakutya’da uzun yıllardan beri farklı nedenlerle göçmenlere karşı protestolar düzenleniyor. Bugüne kadar yapılmış en büyük göçmen karşıtı gösteri 2019’daydı. Yakut bir kadının, bir Kırgızistan vatandaşı tarafından tecavüze uğradığı iddiası üzerine halk meydanlara çıkmıştı. Yakutistan başkanı Aisen Nikolaev de protestoların temel güdüsünü şu şekilde açıkladı: “Sürekli sayıları artan, eskiye nazaran daha fazla göçmen var ve hem Yakutistan’daki hem de genel olarak ülkedeki ekonomik durum belirsiz. Bu koşullar altında, pek çok kişinin inandığı gibi, göçmenler iş almaya ve yasaları en küstahça çiğnemeye başlıyor.
 
Yakutsk Belediye Başkanı Sardana Avksentyeva ise “Bir kadın olarak bu durumun çok ciddi olduğunu düşünüyorum. Görünen o ki sabrettik ve yine sabrettik ama artık sabrımızın tükendiğini düşünüyorum. Hepimizin bir araya gelip düzeni yeniden sağlaması gerekiyor. Biz vatanımızdayız, şehrimizdeyiz ve bunu yansıtmamız, bu toprakların sahibinin kim olduğunu göstermemiz gerekiyor.” şeklinde konuşmuştu.  
 
2019 yılında Yakutsitan’da etnik gruplar arası çatışmaların alevlenmesinin ardından Yakutistan Başkanı Nikolaev, göç akışlarını kontrol etmeye yönelik çalışmaların güçlendirilmesi talimatını verdi. Ardından da (birçoğunun geçimini sağladıkları meslekler olan satıcılık, araba tamirciliği, otobüs ve taksi şoförlüğü dahil olmak üzere) göçmenlerin çeşitli alanlarda çalışmalarını yasaklayan bir kararname imzaladı. 
 
Yakutistan’daki ekonomik durum, göçmen karşıtı olayların arkasındaki en önemli nedenlerden biri olarak görülüyor. Rusya’nın coğrafi olarak en geniş arazisine sahip olan Yakutistan, en önemli elmas ve altın kaynaklarını elinde bulunduruyor. İklim koşullarının çok soğuk olduğu Yakutistan’da resmi rakamlara göre nüfusun %20'si yoksulluk sınırının altında. Bu da bir milyon civarındaki nüfusun 190 binine tekabül ediyor. İşsizlik oranı da Rusya ortalamasının üzerinde. Yakutistan, federal bütçeden sağlanan sübvansiyon miktarı açısından Dağıstan'dan sonra ikinci sırada yer alıyor. Bazı verilere göre bir milyonluk nüfusun 70 bini göçmenlerden oluşuyor ve bunların 40 binden fazlası -328 bin nüfuslu- başkent Yakutsk’ta bulunuyor. Bu da şehir nüfusunun %10’una karşılık geliyor. 
 
Yakutsk Belediye Başkanı Sardana Avksentyeva’ya göre, başkentte faturalar çok yüksek geliyor ve erken emekli olan yerel halk, emeklilik yaşındaki artıştan dolayı olumsuz etkilenmekte. Rusya'nın geneline göre acil konuta en çok ihtiyaç duyulan kent Yakutsk’ta, hâlâ yaklaşık bin kadar ahşap baraka var ve bütünüyle dayanıksız, kalitesiz evlerden oluşan siteler bulunuyor. Çoğunun su ve kanalizasyon gibi alt yapı şebekeleri dahi bulunmuyor. 
 
Bazı yorumculara göre Yakutistan’da yaşananların asıl nedeni, Rusya’daki yaklaşan seçimlerde ülkeyi istikrarsızlaştırmak isteyen dış güçler. Dağıstan ve Başkurdistan’daki son olaylarda olduğu gibi etnik gruplar arası çatışmalar, göç meselesinin gündeme getirilmesi ve Ukrayna savaşına gönderilenlerin bundan rahatsız olan eşleri ve aileleriyle ilgili ciddi çalışmaların yapılması buna örnek olarak gösteriliyor. 
 
Başkurdistan’daki Olaylar 
 
Diğer taraftan 15 Ocak'ta, Başkurdistan’ın Baymak şehrinde yerel aktivist Fail Alsinov'un tutuklanması protesto edildi. Başkurt milliyetçilerinin en ünlü liderlerinden biri olan 37 yaşındaki Alsinov "etnik nefreti kışkırtmakla" suçlandı ve aşırılık suçlamasıyla 4 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Kararın verildiği sırada yüzlerce (bazı rakamlara göre 5 il 10 bin arasında) kişi mahkeme önünde toplanarak Alsinov’un serbest bırakılmasını istedi. Bazıları ise Başkurdistan başkanı Radiy Habirov'un istifasını talep etti. Güvenlik güçleri, cop ve göz yaşartıcı gaz ile zor kullanarak protestocuları dağıtmaya çalıştı.   
 
Ceza davası Alsinov’un yaptığı konuşmasının ardından açılmıştı. Alsinov önderliğindeki eylem, köyün yakınlarında altın madenciliği başlatılması planlandığı için düzenlendi. Mitingde konuşan Fail Alsinov, “altın madenciliğinin göç akınına neden olacağını” söyledi. Soruşturmaya göre aktivist, Başkurt dilinde Kafkasya ve Orta Asya sakinlerini “olumsuz değerlendiren” ifadeler içeren bir konuşma yaptı. Bu da onun tutuklanmasına neden oldu. Nitekim Alsinov’un bu faaliyetleri yeni değil. 
 
Liderliğini Alsinov’un yaptığı “Başkurt” hareketi, uzun yıllardan beri sağcı bir ulusal politikayı ve solcu (liberal olmayan, eşitlikçi) bir ekonomiyi savunuyor. Kremlin'den cumhuriyete daha fazla bağımsızlık vermesini istiyor. Başkurt dilini korumak ve yaygınlaştırmak için alınan önlemlerin güçlendirilmesini talep ediyor. Hükümette Başkurtlara ulusal kotaların verilmesini, ulusal cumhuriyetin kurulmasını (böylece kilit pozisyonlarda Başkurtlar bulunabilecek) ve ulusal kaynak ve işletmelerin millileştirilmesini istiyor. 
 
Alsinov, Başkurtların artık kendilerine ait toprakları, dilleri, cumhurbaşkanları ve seçimleri olmadığını söylüyor. Ülkede yaşananların sorumlusunun, “topraklarını ellerinden alan” “yabancılar”, yani Ermeniler, Ruslar, Tatarlar ve “Kara Halk” (Orta Asya ve Kafkasya göçmenleri) olduğunu iddia ediyor. 
 
Başkurdistan’daki olaylarla ilgili farklı yorumlar da dillendiriliyor. Kremlin’e yakın görüşlere sahip siyaset bilimci Sergei Markov, Ufa ve Baymak sakinlerinin gerçekleştirdikleri protestoları Başkurtistan Başkanı Habirov'un seleflerinden biri olan Murtaza Rahimov'un faaliyetleriyle ilişkilendiriyor. Uzmana göre, Başkurtistan’ın eski başkanı uzun yıllar boyunca “yerel milliyetçilik tehdidiyle Kremlin’e şantajda bulundu... Bunu başarmak için Başkurt nüfusunun çoğunlukta olduğu bölgelere daha fazla fon sağladı. Başkurtların nüfus oranlarının %70-80 olduğu yerlere kaynak sağlanıyordu. Radiy Habirov bu ayrımcı düzene son verdi ve finansmanın eşit şekilde dağıtılmasını sağladı. Ayrıcalıklarının ellerinden alınması sebebiyle, Habirov'dan memnun olmayan birkaç bölge oluştu.
 
Baymak'taki eylemlerin ardından “Başkurdistan'ın olgunluk sınavını artık geçtiğini” söyleyen Başkurdistan Başkanı Radiy Habirov da Batı'yı ülkeyi istikrarsızlaştırmaya çalışmakla suçladı. Bir kısmı yurt dışında olan bazı kişilerin “esasen Rusya'ya ihanet ettiklerini ve Başkurtistan'ın Rusya'dan ayrılması çağrısında bulunduklarını” belirtti. Daha sonra Habirov bizzat bölgelerdeki yetkililere seslenerek “Ofislerinizden çıkın ve insanlarla tanışmaya başlayın… Sorunlar var ve bunların çözülmesi gerekiyor. Çünkü insanlarla aranızda bir boşluk oluştuğunda o boşluğu bu tür insanlar dolduruyor” ifadelerini kullandı. Bazı yorumculara göre, Başkurdistan’da “olgunluk sınavı daha geçilmemiştir” ve belki de Habirov bir daha seçilemeyebilir. Ancak bu olaylar ve benzerleri tekerrür edebilir. 
 
Rusya’nın, Başkurdistan ve Yakutistan gibi iki önemli bölgesinde/özerk cumhuriyetinde çeşitli nedenlerle yabancı düşmanlığı artıyor ve yahut sağın yükseldiği görülüyor.  Her iki bölge de benzer göçmen sorunuyla ve onun ortaya çıkardığı sorunlarla karşı karşıya.
 
Başkurdistan ve Yakutistan’da halkın tepkileri farklı şekillerde tezahür ediyor. Başkurdistan’da halk, ideoloji temelli ve iktidara karşı örgütlenerek tepki gösterirken, Yakutistan’da tepkiler iktidarla uyumlu, onu suçlamayan, örgütsüz bir şekilde ortaya çıkıyor. 2018’den beri Yakutistan başkanlığı görevini yürüten Nikolayev’nın Başkurdistan başkanı Habirov’den farkı, Nikolayev’in Yakut toplumunun tepkisine katılarak ve onların yanında durarak cevap veriyor olması. Yakutistan’da iktidar, halkın milli/kültürel değerlerini paylaşırken ve bu tutumu sayesinde halkın kendisine yönelik tepkisini azaltırken, Başkurdistan’daki iktidar, bölgenin etnik yapısı itibariyle milliyetçi çıkışları tehdit olarak algılıyor ve onu baskılayarak bertaraf etmenin yollarını arıyor. İlerleyen zamanda her iki bölgede nasıl siyasî gelişmeler olacağını şüphesiz zaman gösterecek ancak uzun yıllardır birikmiş olan sorunların kendisini etnik temelli veya yabancı düşmanlığı biçiminde göstereceği beklenebilir.

SABİR ASKEROĞLU

Lisans öğrenimini Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler bölümünde tamamladı. Aynı üniversitenin Uluslararası İlişkiler bölümünde yüksek lisans yaptı. İstanbul Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümünden doktora derecesini aldı. Çeşitli düşünce kuruluşlarında görev yaptı. Askeroğlu’nun araştırma alanları, Rus dış politikası, Avrasya ve Ortadoğu'dur. Askeroğlu, Rusya'nın Büyük Güç Olma Stratejisi kitabının yazarıdır.