×
AFRİKA
26.10.2021
Çeviri: Hasan YALVAÇ

ANALİZ

Bir Başarısızlık Daha: Afrika’da Darbeler Geri mi Dönüyor?

Bu darbe akımı, Kıta’da özellikle de Batı Afrika'da, darbelerin bolca olduğu eski kötü günlere geri dönme korkusunu artırıyor.
5 EYLÜL SABAHI Gine'nin başkenti Konakri sokaklarında patlayan silahlar, darbenin ilk işareti oldu. Kısa bir süre sonra, Cumhurbaşkanı Alpha Conde'nin maskeli askerlerle çevrili, şaşkın ve üstü başı dağınık olduğu görülen, teyit edilmemiş videolar sosyal medyaya düşmeye başladı. Videoda, 83 yaşındaki Cumhurbaşkanı’na bir askerin: "Saçının bir teline dokunduk mu?" diye soru sorduğu görülüyordu. Gine bayraklarını kuşanmış askerler daha gün bitmeden televizyonda göründü. Gine Özel Kuvvetler Komutanı ve darbenin lideri Albay Mamady Doumbouya, hükümeti feshedip Anayasa’yı askıya aldığını ilan etti. Albay Doumbouya: “Siyasetin kişiselleştirilme dönemi bitti. Bundan sonra hiçbir şekilde siyaseti tek adama emanet etmeyeceğiz, emanetin adresi halk olacak. Hastanelerimizin, yollarımızın durumuna bakın, artık uyanma zamanı geldi,” ifadelerini kullandı.

Conde'nin devrilmesi, bir zamanlar çok şey vadeden ama uzun zamandır hayal kırıklığına uğratan bir başkanlık için üzücü bir finali işaret ediyor. Bu, acı çeken 13 milyonluk bir ülke için tehlikeli bir an. Bu darbe, aynı zamanda Afrika'nın büyük bir kısmında giderek azalan demokrasinin en son sarsıntısı. Bu darbe akımı, Kıta’da özellikle de Batı Afrika'da, darbelerin bolca olduğu eski kötü günlere geri dönme korkusunu artırıyor.

Deneyimli bir muhalefet lideri olan Conde, 2010 yılında göreve geldiğinde Gine'nin demokratik yollarla seçilmiş ilk cumhurbaşkanı oldu. “Gine’nin Mandelası” olmak için elinden geleni yapacağını ilan etmişti. Yine de demokrasiye olan bağlılığı gelgitliydi. Geçen yıl mart ayında, görevde geçirdiği iki altı yıllık dönem sonrasında, iki dönem daha aday olmasına izin veren yeni bir anayasa değişikliğini kabul ettirdi. Bu değişiklik sonrası kızgın Gineliler sokaklara döküldü. Ancak protestolar güvenlik güçleri tarafından bastırılırken onlarca gösterici öldürüldü. Ekim 2020 seçiminde seçim kurulu, Conde’nin yeni zaferini ilan etti.

Seçimin sonucu, muhalif lider Cellou Dalein Diallo tarafından şiddetle reddedilirken yabancılar tarafındansa kuşkuyla karşılandı. Conde bu duruma, muhalif lider Diallo'nun evine asker gönderip Diallo’yu günlerce kuşatma altında tutarak aynı zamanda da yüzlerce muhalif üye ve aktivisti hapse atarak karşılık vermişti.

Eylül ayındaki darbeyi birçok Gineli sokaklara çıkarak kutladı. Gineliler için Conde'nin otoriter yöntemi moral bozan tek şey değildi. Alüminyum yapımında kullanılan dünyanın en büyük boksit rezervlerine sahip olan ülkede son beş yıldır ekonomik büyüme yılda %5'in üzerine çıktı. Ancak buna rağmen nüfusun %70'inden fazlası günde 3.20 dolardan daha az bir parayla geçimini sağlamaya çalışıyor.



Gineliler, anketlerde yolsuzluğun giderek kötüleştiğini söylüyor. Hükümet, son haftalarda vergilere büyük artışlar getirmişti. Akaryakıta %20'nin üzerinde zam yapıldı. Askeri darbe, silahların gölgesinde gerçekleşen bir süreç olmasına rağmen kutlama yapanlar için umudu ifade ediyor. Muhalif lider Diallo, “'Ferahlamış hissetmekten kendimizi alamıyoruz,” diyor. Darbe liderleri, “kapsayıcı ve barışçıl geçiş” ve “ulusal bir mutabakat hükümeti" için söz verirken yaklaşık 80 siyasi tutukluyu da serbest bıraktı.

Yine de gidişat kolayca kötüleşebilir. Muhalefet lideri Diallo, cuntayı destekleyen bir bildiri yayınlamasına rağmen, seçimlerin ne zaman olacağı veya sivillerin geçiş hükümetine dahil edilip edilmeyeceği konusunda kesin bir güvence verilmediğini itiraf ediyor. Daha önce Fransız Yabancı Lejyonunda görev yapan darbe lideri Albay Doumbouya, ülkedeki her bölgenin başına şimdiden ordudaki subayları atadı bile.



Askerler, bölgesel ve Batılı güçleri savuşturmak için belirsiz demokrasi vaatlerinde bulunuyor. Ancak bu vaatleri gerçekleştirmek için hiçbir şey yapmıyorlar ve bu durum hafızalara korkunç derecede tanıdık geliyor. Sınır komşusu Mali'de son zamanlarda askerler tarafından iki darbe yapıldı. Başka bir askeri darbe ise nisan ayında Çad’da gerçekleşti. Bu darbelere karşı uluslararası güçlerin cılız tepkisi Gine Özel Kuvvetlerini cesaretlendirmiş olabilir. Gine'de askerler darbe yaptığı sırada, 15 üye ülkeden oluşan bölgesel güç Batı Afrika Ülkeleri Ekonomik Topluluğu (ECOWAS)’tan bir heyet Mali'deydi. Buradaki cuntayı şubat ayında seçim yapma sözünü tutması için ikna etmeye çalışıyordu. Heyet, Mali'deki durumun “endişe verici” olduğunu ifade ederek herkesi seçimlere hazırlanmak için “birlikte çalışılmaya” davet etmişti. Mali'nin darbeci liderini bizzat tanıdığı göz önünde bulundurulduğunda, Albay Doumbouya, bu süreci bir kenara kaydetmiş olabilir.

Demokratik kurumların inşası zor, ancak yıkılması çok kolay ve bu kurumlar bölgenin büyük bir kısmında tahrip edilmeye devam ediyor. Karamsar hava bu yılki darbelerden önce başladı. Conde'nin anayasal değişiklikleri çok sınırlı düzeyde bir uluslararası veya bölgesel direnişle karşılaştı. Fildişi Sahili'nde Başkan Alassane Ouattara, aynı hileyi tekrarladığında komşuları derin bir sessizliğe gömüldü. Çad'da, Fransa ve Amerika, bölgesel güvenlik adına, uzun zamandır, hileli seçimlere ve muhalefetin karşı karşıya kaldığı şiddete göz yumdu. Benin'de, Başkan Patrice Talon'un muhalefet üyelerini engellediği, sürgün ettiği veya tutuklattığını çok az kişi fark etti. Bir ülkenin lideri, demokratik kurumların kurallara bağlı kalmasını önemsemiyor; dışarıdakiler kurumların sürekli olarak altının oyulmasına göz yumuyorsa silahlı adamların bu kurumları tamamen yıkmakta tereddüt etmemesi şaşırtıcı değil.

ECOWAS, şu an için Gine'nin üyeliğini askıya aldı ve yaptırım tehdidinde bulunuyor. Ancak daha etkili adımlar atmak için mücadele edebilir. Mali ve diğer birçok komşusunun ortak para birimi kullanmasının aksine, Gine'nin kendi parası var. ECOWAS, Mali'deki darbeden sonra, kendi bölgesel merkez bankasının bu ülkedeki tüm operasyonlarını durdurdu. Ancak bu durum zamanla yumuşadı. Gine'de bu bile mümkün olmayacak. Baskı uygulamanın bir başka yaygın yolu olan kara sınırlarının kapatılması ise bir kıyı ülkesi olan Gine'yi hiç etkilemeyecek. Batılı hükümetler darbeyi kınayarak Conde'nin serbest bırakılması çağrısında bulundu. Ancak bu baskı sınırlı kaldı. 

Rusya’nın Gine'ye bu yıl ilk Covid-19 aşısını tedarik etmesi dikkat çekiciydi. Çin de güçlü bir nüfuza sahip. Aynı zamanda ithal boksitin yarısından fazlası Gine'den geliyor. Her iki ülkede darbeyi kınadı. Ancak özellikle Albay Doumbouya, madenciliğin normal şekilde devam edebileceğine vurgulamasından sonra bu ülkelerden daha fazlasını beklemek pek mümkün değil. 

Gine'nin yakın tarihi güven verici değil. 2008'deki darbenin lideri, sonraki seçimlerde yer almama sözünü tutmadı. Konakri'deki bir stadyumda on binlerce kişi protesto için toplandığında, askerin ateş açması sonucu en az 150 kişi öldürülmüştü. Stadyumdaki onlarca kadınsa tecavüze uğramıştı. Albay Doumbouya, bugün işlerin farklı olduğu konusunda ısrarcı: “Artık Gine'ye tecavüz etmemize gerek yok. Sadece ona sevgi göstermemiz gerekiyor,” diyor.


Economist dergisinin 11 Eylül 2021 tarihli sayısında “Another one bites the dust” başlığıyla yayımlanan yazıyı Hasan Yalvaç’ın çevirisiyle sunuyoruz.