×
RUSYA

ANALİZ

Yönetim Enstrümanı Olarak Ekonomi

Rusya’da siyasi sistem, son yıllarda aşırı derecede abartılan devlet bütçesi merkezli pozisyonunun ve devlet müdahalesine dayalı ekonomi politikalarının rehinesi haline gelebilir.
KORONAVİRÜS SALGINI vurduğunda, bir grup önde gelen Rus ekonomist, Kremlin'e Batılı hükümetlerin uygulamak için acele ettiği türden bir ekonomik teşvik ve sosyal refah önlemlerini benimsemesini önerdi. Rus ekonomisinin can damarı olan petrol fiyatları birkaç yılın en düşük seviyelerine inmesine rağmen Putin bu tür fikirlerden açık bir şekilde uzak durdu. 

Bunun yerine, Rus seçkinlerine parlak bir servet biriktirme imkanı sağlayan doğal kaynaklara yönelik denizaşırı talebi yeniden canlandırabilecek olası bir ekonomik toparlanmaya inanç duydu. Oyunun içeriği şuydu: (Göreceli) mali kemer sıkma politikası izlemek, ülkenin geniş döviz rezervlerini ve kara gün fonlarını sıkı bir şekilde stoklamak ve kendilerini toparlamak için desteğe ihtiyaç duyan, geniş network sahibi seçkinlere yardım sunmak. Bir kez daha kemerlerini sıkmak zorunda kalanlar, devlete bağlı şirketleri yönetenler değil, son yedi yılda reel gelirleri sürekli düşen ortalama Ruslardı. 

Küresel enerji ve emtia piyasalarında günlük hayatı alt üst eden ve başta Avrupa’dakiler olmak üzere dünyanın diğer bölgelerindeki işletmeleri zor durumda bırakan dalgalanma, Rus yöneticileri gelecekteki ekonomik durgunluğa karşı büyük politik hamleler yapmaları gerektiğine ikna etmenin ne kadar zor olduğunun açık bir göstergesiydi. Rus yöneticiler, ülkenin ekonomik modelinde uzun vadede sürdürülemeyecek pek bir şey olmadığı konusunda eminler. Ayrıca, görünen ufukta, Putin'in yönetim anlayışının yarattığı ekonomik sisteme, sistemik tehdit oluşturacak herhangi bir unsur olmadığı görüşündeler.

Rus yönetici sınıfının bu yaklaşımına rağmen, birçok ekonomist ve uzman, Rus siyasi sisteminin, olası büyük tehlikeleri beklenenden daha erken bir zamanda (ülkedeki karar vericiler siyaset sahnesini terk etmeden) üretebilecek siyasi, sosyal, ekonomik, hatta psikolojik birçok risk ve zorlukla karşı karşıya olduğunu öne sürüyor. Bu risklerin bir kataloğunu çıkarmak önemli. Bu konuda hazırlanan bir çalışmada Rusya’da önde gelen yirmi üç ekonomist ve iş dünyası lideri, Rusya'nın karşı karşıya olduğu zorlukların ciddiyetine rağmen, yakın gelecekte “rejimin çöküşünü ya da demokratikleşmesini” beklemiyor. Söz konusu ekonomist ve iş dünyası liderleri, ayrıca Rus müesses nizamının ülkenin mevcut kalkınma vektörünü, siyasi yapısını veya ekonomik modelini esaslı bir şekilde değiştirmek için herhangi bir çaba göstermeyeceği konusunda hemfikir.

Bu da geçecek

“Üzülmeye gerek yok, kendini hasta edeceksin. Bizden sonrası tufan.” Fransa Kralı XV.Louis'in metresi Madame de Pompadour'a atfedilen bu cümle, bugün Rus müesses nizamının hakim ruh halini yansıtacak türden. Bu alıntıyı akla getiren şey, yakın zamana kadar Rus siyasi ve ekonomik elitlerinin ülkenin orta ve uzun vadeli zorlukları dışındaki konularla ilgilenme biçimleri.

Örneğin, Rus seçkinleri son zamanlarda iklim değişikliğini isteksizce tartışmaya başladılar ve sonunda durumun ciddiyetini anladılar. Daha önce küresel enerji geçişi sorununu reddeden ülkenin en ileri görüşlü ekonomi politika yapıcıları artık ara sıra buna atıfta bulunmaya başlıyorlar. Maliye Bakanı Anton Siluanov, Başbakan Birinci Yardımcısı Andrei Belousov ve Putin'in yeni sürdürülebilir kalkınma özel elçisi Anatoly Chubais bu isimler arasında. [Yukarıda bahsedilen araştırma], şu hipotezi doğruluyor: Rus egemen sınıfının sloganı, “Nasılsa hayatımız boyunca yetecek kadar [kaynak] var."

Kısacası, Rus siyasi seçkinleri, iktidarda oldukları sürece, ülkede federal bütçe için gerekli gelirleri artırmaya veya seçmenlerin sadakatini satın almaya yetecek kadar petrol ve gaz olacağından eminler. Aynı şekilde Rus devletinin, sivil toplum ve medyayı kontrol etmesine; yine nüfusun devlete bağımlı kesimleri üzerinde kontrol kurmasına imkan verecek resmi propaganda kanallarını aktif tutma kapasitesine sahip olacağından da kuşkuları yok. Ve sonrası - belki de 2036'dan sonra, teoride Putin'in Rus anayasası kapsamında süresi dolduğunda - tufan.

Bu değerlendirmenin birkaç dayanağı var. Birincisi, Rus seçkinler, ülkenin mevcut yönetim modelinden memnun ve bu model içinde faaliyet göstermeye alışkın. İkincisi, Rus karar vericiler, yalnızca devlet tarafından tablolaştırılmış ekonomik verilerde rahatlatıcı, hızlı iyileştirmeler sunabilecek kısa vadeli politika önlemlerini (çocuklu ailelere yardım gibi) seçici bir şekilde tercih etmeye hazır. Sonuçta, Rus yöneticiler için ülkenin karşı karşıya olduğu sorunlara ve bunların nasıl ele alınabileceğine dair uzun soluklu ve makul değerlendirmeler yapmak yerine güven verici veriler ve tahminler sunmak daha önemli. Bu da birçok uzmanın “yönetim krizi” olarak adlandırdığı durumun bir tezahürü.

Bu durum, Sovyet rejiminin perestroykadan önceki son yıllarını hatırlatıyor. O dönemde, ekonomist Andrey Movchan'ın dile getirdiği gibi, "eylemsizlik konusunda bir fikir birliği" vardı. Yazar önceki çalışmalarından birinde, bu fenomene “kötü denge” adını vermişti. Yani seçkin klanların üyeleri harekete geçmekten ve hatta sorunlar hakkında açıkça konuşmaktan korkarlar çünkü bunu yapmak klan içerisindeki konumlarına mal olabilir.

Rusya'nın otoriter modernleşme günleri sona erdi. Ülkenin mevcut sistemi, ihlal edilemez iki kurucu ilkeye sahip: Siyasi otoriterizm ve devlet kapitalizmi. Bu koşullar altında düşünülebilecek tek değişiklik, kısa vadeli ufuklar ve hızlı siyasi etkilerle içeriden sağlanan teknokratik gelişmelerdir. Başka hiçbir politika veya strateji tavsiyesi kabul edilemez. Altta yatan temel mantık, böyle otorite merkezli bir siyasi sistemin meşruiyetini kaybedebileceği, ancak kitlelerin sadakatini veya “yasallık” görüntüsünü kaybetmemesi gerektiğidir.

[Bu doğrultuda ilerleyen on, on beş yılda] rejim, son yıllarda aşırı derecede abartılan devlet bütçesi merkezli pozisyonunun ve devlet müdahalesine dayalı ekonomi politikalarının rehinesi haline gelebilir. Bu durum, cumhurbaşkanı da dahil olmak üzere (Putin 2030'da yetmiş sekiz yaşına girecek) Rus kurumlarının yaşlanmasıyla daha da ağırlaşacak ve siyasette yeni yüzlerin ortaya çıkması konusu daha da karmaşık bir hal alacaktır.

Sonuç bir tür kısır döngü olabilir. Rejim muhtemelen ülkenin ekonomik kalkınmasını ilerletmek üzere rant dışında bir kaynak yaratmakta zorlanacak. Bu gelir akışlarının giderek azalması ve ulusal servetin devlet kanalları aracılığıyla yeniden dağıtımıyla ilgili fırsatların azalması, ayrıca devletin küçük-orta ölçekli işletmeler ve sivil toplum üzerindeki hakimiyeti, Rusya’da gelecek nesiller için çok ciddi sorunlar vadediyor.


Bu yazı Carnegie Moscow Center’da 24 Kasım 2021 tarihinde “The Coming Deluge: Russia’s Looming Lost Decade of Unpaid Bills and Economic Stagnation” başlığıyla yayınlandı. Yazının belli bölümleri çevrilmiş ve belirli kısımlarda editoryal düzenleme yapılmıştır.