×
ÇİN
20.02.2023
Çeviri: HASAN YALVAÇ

ANALİZ

Xi İktidarı ve Çin’de Sivil Muhalefetin Boyutları -II

Xi'nin sosyalizmi bir bayrak olarak kullanması ve kendisini Çin'in ulusal çıkarlarının koruyucusu, ülkeye yeni güçlü boyutlar kazandırmak isteyen güçlü bir lider olarak tasvir etmesi, hala solcu ve devletçi entelektüelleri cezbetme gücüne sahip.
ÇİN'DE ESKİ REFORMLAR, Batı medeniyetinden ve evrensel değerlerden beslenen entelektüellerin ortaya çıkmasına olanak sağlamıştı. Çin'in ünlü aydınları kamusal alanda oldukça etkiliydi, Jiang ve Hu dönemlerinin karmaşık günlerinde harekete geçerek hükümeti eleştirmeyi görev sayıyorlardı. Onlara karşı resmi tutum uzun süre şaşkın bir çaresizlik içindeydi: Yetkililer kamuoyunun tepkisinden korktukları için ne çok sert davranabiliyorlar ne de hassas bir yaklaşım sergileyebiliyorlardı. Bu durumla ilgili Xi'nin ilk döneminin ikinci üçüncü yılına kadar köklü bir değişim yaşanmadı.

Ancak Xi daha sonra seleflerinin pasifliğini ve savunmasızlığını terk ederek otoriter araçlar kullanmaya başladı. Sivil topluma karşı resmi güç gösterisi ve evrensel değerleri savunan toplumsal aydınlara yönelik sert baskılar, aydınlar için bir bozgunla sonuçlandı. Xi'nin iktidarında, toplumsal aydınlar, birkaç cesur ruh dışında liderlerin ya sessizliğe bürünmesi ya da yurtdışına kaçmasıyla aşağı yukarı yok edildi. Yetkililer "toplumsal aydın" terimini o kadar etkili bir şekilde aşağıladı ki, bugün bu kavram Çin efkarında bir hakaret olarak kullanılıyor.

Xi'nin sivil muhalifleri arasında yer alan hak savunucuları, kolektif örgütlenme ve eylem kapasiteleri itibariyle iktidarı en çok endişelendiren grubu oluşturuyor. Bu kişiler çoğunlukla çıkarları resmi makamlar ya da şirketler tarafından engellendikten sonra haklarını savunmak için harekete geçen insanlardan oluşuyor ve bu yüzden özellikle kararlı ve genellikle örgütlüler. Yetkililer, örgütlü muhalefete diğer söylem veya eleştirilere kıyasla daha büyük bir baskı uygulamaktadır. Örneğin, Temmuz 2015'te avukatlara yönelik yapılan 709 operasyonunda olduğu gibi, örgütçü veya lider olduğuna inanılan kişilere özellikle sert cezalar verilmiştir.

Buna karşın, özel teşebbüs genellikle siyasetten uzak duruyor; ancak Xi'ye karşı bir muhalefet hala mevcut. Çıkarları bir şekilde yetkililerle örtüşmeyen bir girişimciye denk gelmek çok mümkün değil. Hatta bazıları parti aristokrasisiyle evlenip onların destekçisi gibi hareket edebiliyor. Bu konuda örnek olarak, Anbang Sigorta Grubu’ndan Wu Xiaohui (Deng ailesiyle evlilik yoluyla ortaklık kuran), Tomorrow Grubu'ndan Xiao Jianhua (önde gelen devlet ve parti görevlilerinin aracı parçası) ve HNA Grubu’ndan Chen Feng’den (Başkan Yardımcısı Wang Qishan'ın eski yardımcısı) bahsedilebilir. Resmi yolsuzluk vakaları, girişimciler için her zaman geri teper; bu sebeple Xi'yi düşman olarak görmelerine şaşırmamak gerek. 

Ancak sorunlar gittikçe daha da derinleşiyor. Özel mülkiyetin korunması meselesi Çin'in anayasasında yer alıyor olsa da uygulamada girişimcilerin mal varlıkları sıklıkla hükümetin veya yetkililerin insafına kalmakta. Yetkililerin isteklerine ters düşen yatırımlar ya da hükümeti alternatif bir güç merkezinden korkutacak kadar büyük özel servetler -hatta girişimcilerin yetkililerle yakınlaşmayı başaramadığı durumlar- ağır müdahalelere neden olabilir.

Örneğin, Hebei'de milyarder Sun Dawu, şirketi ile devlete ait bir çiftlik arasındaki arazi anlaşmazlığı nedeniyle ağır hapis cezasına çarptırıldı ve yetkililer Dawu Tarım ve Hayvancılık Grubu'nun varlıklarına el koydu. Yetkililerin Jack Ma'nın Alibaba'sına ve iştiraklerine, araç çağırma hizmeti Didi gibi platformlara ve Yu Minhong'un New Oriental'i gibi eğitim işletmelerine yönelik baskıları ve bu işletmeleri yeniden yapılandırmaları, aslında hükümetin özel sermayeye ve girişimcilere muhalif güçler olarak davranmasının ve ayrıca sermayenin potansiyel gücüne karşı rejimin güvenliğini sağlamaya çalışmasının örnekleridir. Girişimciler Xi'ye karşı çıkabilir, ancak istisnalar dışında bu, yetkililerle doğrudan çatışmayı göze almayan gizli ve sessiz bir muhalefettir.

Başkan Xi'ye yönelik herhangi bir sivil muhalefet tartışması, siyasi konumları göründüğü kadar şaşırtıcı olmayan aşırı solcu Maoistlerden bahsetmeden tamamlanmış sayılmaz. Xi rejimi, Marksizm-Leninizm ve Mao Zedong Düşüncesi’nin bayraklarını dalgalandırmasına rağmen, bunu sadece partinin üst kademelerinin çıkarlarını gizlemek için bir örtü olarak kullandığı söylenebilir. Aşırı solcu Maoistler, Marksist eşitliğe olan inançlarını, yetkililerin alt sınıf insanlara ve işçilerin çıkarlarına karşı kayıtsızlığını eleştirmek ve buna karşı hareket etmek için kullanırlar. (13 Ekim'de Pekin'de bir otoyolda atılan Xi karşıtı sloganlar hem öğrencileri hem de işçileri greve çağıran bu grubun etkisini göstermektedir.)

Sonuç olarak yetkililer, aşırı solcu Maoistleri, özellikle de Mao'nun yazılarını iyi bilen ve onun işçilerle örgütlenme üzerine tavsiyelerini takip eden genç Maocuları tutuklamak için çok sert önlemler alıyor. Aşırı sola uygulanan muamele, Çin'in liberallerine yapılan muameleden daha yumuşak değil ve bu durum onları Xi muhaliflerinin saflarına doğru itmiş durumda.

Kiliseleri kısmen yeraltına sürülen ve rahiplerinin tutuklanmasına tanıklık eden Çin'deki 100 milyon kadar Hıristiyan, Falun Gong ya da 1989'daki Tiananmen Meydanı protestolarından sonra yaratılmış olan sürgün nesli gibi büyük ölçüde denizaşırı gruplar dahil olmak üzere parti dışındaki diğer gruplar da Xi'ye karşı hiçbir sevgi beslemiyor.

Çin dışındaki muhalefete gelince, bu daha çok sosyal medya üzerinden yürütülüyor. 20. Parti Kongresi, özellikle "Xi düşüyor, Li (Keqiang) yükseliyor" söylentisi ve siyasi darbe iddiaları da dahil olmak üzere, parti içi iktidar mücadeleleri hakkında söylentilere sebep oldu. Genel olarak bu söylentiler, parti içinde ve halk arasında kafa karışıklığı çıkarmayı uman Xi karşıtı güçler tarafından Xi'nin bir dönem daha görev yapmasını engellemek amacıyla bilinçli olarak tasarlanmakta ve yurtdışından yayılmaktadır.

Xi gibi güce yaslanan bir liderin, insanlık tarihinde nadir görünen bir şekilde, ülkesinin neredeyse tüm seçkinlerini öfkelendirmeyi başardığı ve elit kesim bu konuda etkili her hangi bir şey yapamadığı söylenebilir. Bu durum, Xi'nin devlet aygıtını ve modern dijital gözetim teknolojilerini kullanarak siyasi muhalefeti daha etkin bir şekilde izlemesi ve muhalefetin koordinasyon/toparlanma kabiliyetini azaltması gibi karmaşık faktörlerin etkileşiminden kaynaklanmaktadır. Dahası, reformcular, İkinci Kuşak Kızıllar ve parti ileri gelenleri gibi parti içi güçlerin birçoğu Başkan Xi'ye karşı olsalar da partiyi koruma istekleri onların elini kolunu bağlıyor.

Ancak, Xi'nin hiç müttefikinin olmadığı ya da desteğinin zayıf olduğunu varsaymak hata olur. Bürokrasiden tabana, orta sınıftan entelektüellere ve orduya kadar her düzeyde müttefiki ve destekçisi var. Pekin'de toplanan 2,300 parti delegesini düşünün: Çoğunluk için Xi'nin teveccühünü kazanmak, ilerlemeye devam etmelerinin tek yolu olacaktır. Buna ek olarak, Xi'nin yolsuzlukla mücadele kampanyaları tüm sektör ve alanlarda yüzlerce üst düzey pozisyonun boş kalmasına neden oldu ve yerlerine atanmak isteyenlerin çıkarları Xi ile aynı doğrultuda olacaktır.

Başkan Xi'ye en güçlü destek özellikle Fujian grubu ve Xi'nin Zhejiang parti sekreteri olduğu dönemdeki ortaklarından oluşan "Yeni Zhijiang Ordusu" gibi, parti içinde yükselen güçlerden geliyor. Xi yaklaşık 20 yılını Fujian'da, beş yılını da Zhejiang'da geçirdi ve eski ortaklarını önemli iktidar pozisyonlarına terfi ettirip yeniden göreve atarken bu iki bölgeyi destek ve insan kaynağı açısından kilit üsler haline getirdi.

Destek grupları arasında Fujian ve Zhejiang'dan yetkililerin yanı sıra, yeni parti içi soylular, Şangay'dan az sayıda yetkili ve nadir de olsa okul arkadaşları da yer alıyor. Sonuçta Xi'ye bağlılıklarını açıklayan yetkililer, parti siyasetini denetleyerek Xi'nin gücünü koruyor. Mevcut Politbüro içerisinde Xi ile açık şekilde yakın ilişkisi olan 12 kişinin bulunduğu söylenebilir. Bu da bir bütün olarak Politbüro'nun yarısını oluşturuyor. Bir sonraki Politbüro'da Xi'ye bağlı isimlerin oranının yüzde 60'a veya daha yukarıya yükseleceği tahmin edilebilir. 

Xi'nin yolsuzlukla mücadele kampanyaları ve yoksulluğu azaltmayı hedefleyen çabaları ona alt sınıflar arasında destek kazandırdı. Yolsuzlukla mücadele kampanyaları siyasi hasımlarla hesaplaşmaya hizmet etmiş olsa da yolsuzluğun ulaştığı boyut, iktidarın yolsuzlukla mücadelesinde kamuoyu desteği anlamına da geliyordu. Bu arada, yoksulluğu azaltma çabalarıyla, yoksulluk içinde yaşayanlara yiyecek ve barınma sağlama konusunda bir miktar yol alındı.

Xi'nin iktidardaki on yılı aynı zamanda Çin halkının başarılı bir milliyetçi seferberliğine tanıklık etti ve çoğunluğun ulusal güçlenme ve refaha dair beyhude bir anlatıya duyduğu ihtiyacı karşıladı. Milliyetçi halk geniş anlamda Xi için bir destek tabanı oluşturuyor: Yabancı gözlemciler, ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi'nin Tayvan ziyaretine yönelik halkın yaygın muhalefetinin yanı sıra Çin'in Tayvan çevresindeki askeri tatbikatlarına verilen desteğe bakarak milliyetçi duyguların gücünü ölçebilirler. Alt sınıf ile milliyetçiler arasında büyük ölçüde örtüşme olsa da alt sınıf aynı zamanda orta sınıfın bir bölümünü ve bazı elitleri de içeriyor. Yaklaşık üç yıl süren sıfır-COVID politikaları bu grupların Xi'ye karşı iyi niyetlerinin azalmasına yol açmış olabilir, ancak genel destek hala yüksek görünüyor.

Entelektüeller genel olarak Xi'ye karşı olsa da Xi birçok solcu entelektüel ve akademisyenin yanı sıra devletçi eğilime sahip olanların da desteğini koruyor. Hakkında başka ne söylenirse söylensin, Xi'nin sosyalizmi bir bayrak olarak kullanması ve kendisini Çin'in ulusal çıkarlarının koruyucusu, ülkeye yeni güçlü boyutlar kazandırmak isteyen güçlü bir lider olarak tasvir etmesi, hala solcu ve devletçi entelektüelleri cezbetme gücüne sahip. Hala memnuniyetsizlik duydukları noktalar olabilir, ancak evet ya da hayır şeklinde doğrudan bir seçenek sunulsa, çoğunluk yine de Xi'ye evet diyecektir.

Ordu, Mao'nun tabiriyle “siyasi gücün nihai kaynağı olan silah namlusu” olarak Xi'nin destekçileri arasında özel bir konuma sahip. Xi, Merkez Askeri Komisyon’un başkanı, ancak bu tek başına kişisel sadakati garanti altına almıyor. Fakat şu da var ki, ordu içindeki yolsuzlukla mücadele kampanyalarını kullanarak güvenilir kişileri üst düzey mevkilere yerleştirdi ve pozisyonun gücünü genişletti. Eğitimleri artırma, savaşa hazırlıklı olma durumunu iyileştirme, ordudaki çürük elmaları ayıklama ve yolsuzluk içindeki Halk Kurtuluş Ordusu'na (PLA) yeniden bir amaç duygusu kazandırma konusundaki reformları ve çabaları, özellikle orta ve düşük rütbeli subaylara, ilerleme için umut ve fırsat verdi. PLA, bir dereceye kadar, zaten Xi'nin kişisel ordusu haline geldi.

Xi'ye arka çıkan kaynakları, gücüne meydan okunmuş olsa da herhangi bir yıpranma yaşamadığı anlamına geliyor. Kendine yönelik sağlam bir halk desteği tabanı var. Muhalefet, özellikle Çin'in seçkinleri arasında, ne kadar çeşitli ve büyük olursa olsun, bir o kadar da bölünmüş, ürkek, organize olamamış bir durumda. Aynı zamanda herhangi bir alternatif ya da değişim yolu konusunda ortak bir vizyondan da yoksun. Başkan Xi'nin düşmanı çok ama silahları da öyle!


Foreign Policy'de 15 Ekim 2022 tarihinde “Who Are Xi’s Enemies?” başlığıyla yayınlanan yazının ikinci ve son kısmını Hasan Yalvaç’ın çevirisiyle sunuyoruz. Yazı bölümler halinde çevrilmiş ve belirli kısımlarda editoryal düzenleme yapılmıştır.