×
KÜLTÜR

ANALİZ

Uluslararası İlişkiler ve Teknoloji İlişkisi

Uluslararası ilişkilerde teknolojinin önemi giderek artıyor ve yeni bir dönemin kapısı aralanıyor. Artık ulusal güç, konvansiyonel ya da siber savaşlarda ülkelerin rakiplerine üstünlük kazanmalarını sağlayan güç unsurlarının toplamını ifade ediyor.
 
TEKNOLOJİK GELİŞMELER son iki yüzyıldır ve özellikle ikinci milenyumun sonlarından itibaren uluslararası ilişkileri derinden etkiliyor ve hatta dönüştürüyor. Teknolojik gelişmenin bir fotoğrafını ortaya çıkarmak gerekirse, at yerine buharlı trenin veya otomobilin, günümüzde sürücüsüz araçların veya uzay mekiklerinin keşfinin resmedilmesi gerekir. 

Mart 2022’de Nobel Yayınları’ndan literatüre kazandırılan Doç. Dr. İsmail Ermağan’un yeni kitabı, uluslararası ilişkiler alanında mevcut birikime katkı açısından büyük bir yenilik yaratacak nitelik taşımaktadır.

Üretimde, insan iradesine gerek olmaksızın makineleşme olmakta, kimi meslekler ortadan kalkmakta, fabrikalarda çalışan robotlar ile insan gücüne ne kadar gereksinme duyulacağı tartışma konusu olmaktadır.

Teknolojik ilerlemenin en üst düzeyinde uzay çalışmalarının bambaşka bir boyut kazandığını gözlemliyoruz. Nitekim 1991 Körfez savaşında ABD’nin uzayın sunduğu olanaklardan yararlanması bu alandaki teknolojik gelişmelerin stratejik önemini vurguluyor.   

Teknolojik gelişmelerin, dünya-insan-toplum üçgeninde sunduğu avantajlara karşın büyük tehlikeler ve riskler ortaya çıkardığı da aşikâr. Bunlarla mücadele gereği de zorunlu. Gerçekten de ülkelere yapılan siber saldırılar, devletlerin iç siyasetini, toplum yapısını ve insanların ekonomik durumlarını etkileyebilmektedir.

Teknoloji sayesinde bireylerin telefon ve internete sahip olmaları toplumsal olayların protestoların dünyaya daha kolay duyurulmasına imkân veriyor. Sosyal ağlar insanların karar alma süreçlerini hızlandırıyor. Demokrasinin yaygınlaşmasına ilişkin yeni etkileşim alanları belirmekte. Arap Baharına ilişkin gelişmeler bu konuda örnek verilebilir.  

2016 yılında Rusya’nın sosyal medyayı kullanarak propaganda amaçlı haberler aracılığı ile Amerikalı seçmenleri etkileme çabaları örneğinde olduğu gibi bugün teknoloji yoluyla ülkelerin iç siyasetini etkileme olanağından söz ediyoruz artık. 

Teknolojik gelişmeler insan psikolojisi üzerinde de etkili olabilmektedir. İnsanların birbiriyle iletişim halinde olabilmelerinin psikolojik açıdan olumlu etkilerine karşın, sahte haberler ve linçler, psikolojik açıdan ciddi ölçüde yıpratıcı öğeler olarak ortaya çıkıyor. 

 Akıllı telefonlardan, mutfak araç ve gereçlerine, otomobillerden tıp alanında kullanılan yöntemlere kadar, teknolojik gelişme, yaşamın çoğu alanında izdüşümlerini hissettiriyor. 

Teknolojik açıdan gelişmiş, patent ve icat sayısı yüksek devletler katma değeri yüksek ürünlerini diğer devletlere sattıkları için ekonomik açıdan daha fazla kalkınma olanağına sahip olmaktadır. 

Teknoloji yatırımları yapan ve kendisini çağın gereklilikleri ile donatabilen devletlerin, dünya siyasetinde daha etkin bir rol alma potansiyelini daha ileri noktalara taşıdıklarını söylemek mümkün.  

Gelişmekte olan ülkeler için teknolojik hazırlık ve gelişim stratejik bir önem taşımakta. Aksi takdirde bu ülkeler periferide kalmaya devam edecekler. Bu bağlamda Türkiye, teknolojik kalkınma hedefine yönelik girişimiyle büyük projeler geliştirmeye ciddi bir öncelik veriyor. Diğer yandan yeni uzay programını da açıklayan Türkiye’nin tarım, enerji, robotik alanda bir yol haritasını ve siyasi planını ülke gündemi olarak sahiplenmesi gerekiyor. 

Hâsılı 21. yüzyılda teknolojinin küresel siyasetteki etkisinin büyük ölçüde arttığı söylenebilir. Uluslararası ilişkilerde teknolojinin önemi artmakta yeni bir dönemin kapısı aralanmaktadır. Artık ulusal güç, konvansiyonel ya da siber savaşlarda ülkelerin rakiplerine üstünlük kazanmalarını sağlayan güç unsurlarının toplamını ifade ediyor.

Sonuçta uluslararası ilişkilerde yeni bir dünyanın ortaya çıktığını söyleyebiliriz. Bu bağlamda ABD, Rusya ve Çin’in siber alanlara egemen oldukları, teknolojik ve askeri alanda yaptıkları yatırımlarla ön plana çıktıkları gözlemleniyor.

Siber alanda karşılaşılan sorunları ele almak için küresel işbirliği zorunlu görünmektedir. Dünyanın en büyük şirketleri bile sistemlerindeki açıklar dolayısıyla sorunlar yaşadıklarından dolayı bu alanda önlem olarak artık büyük bütçeler ayırmak durumundalar.

Ermağan’ın hazırladığı kitabın temel konularından biri olan uzay, insanın kendini ve evreni anlamlandırmaya çalışmasının en önemli bilinmezlerinden birini oluşturmakta. Uzay çalışmaları Soğuk Savaş sonrasından bugüne daha da stratejik ve küresel bir boyut kazanmış durumda. Yaşadığımız dönem içerisinde uzay teknolojisi ve onun verdiği olanaklar devletler ve milletler için yaşamsal önem taşımaktadır. Uyduların gözlem, navigasyon, araştırma, casusluk, hava durumu, savaş ve keşif alanlarında kritik katkıları mevcut. 

Sonuç olarak bu çalışmanın bulgularını aşağıdaki şekilde toparlayabiliriz:

*Teknoloji uluslararası konjonktürün özünü değiştirmektedir.

*Teknoloji yeni buluşlarla yaşamı kolaylaştırmakta, sağlık yönetimi alanında katkılarda bulunarak çocuk ölümlerini azaltmakta, yaşamı uzatmaktadır.

*Teknoloji, devletleri zenginleştirmektedir.

*Teknoloji, toplumları, örgütlenme biçimlerini, bilinçlenme-etkileşim kapsamını dünya çapında etkilemektedir.

*Teknoloji iç politikayı etkilemektedir.

* Dijital teknolojiler hukuki açıdan kritik kayıtdışılık hallerine yol açabilmektedir.

*Teknoloji, haber sızdırma veya bilgi çalma gibi işlemlerle hem siyasi aktörleri ciddi biçimde sarsmakta hem de siyaseti yeniden “dizayn” etmek gücüne hükmetmektedir.

*Endüstri dönemi “akıllı” insanı azaltan, robotları sisteme dahil eden bir üretim modelini hedef almakta. Bu gelişme yeni dönemin geleceğine ilişkin yeni tartışmalara yol açmaktadır.

*Teknoloji, siber uzay alanında olduğu gibi, illegal kişilere ve saldırganlara, tarihte hiç olmadığı kadar bir alan açmıştır.

*Uzay günümüzün coğrafi keşifleridir ve uluslararası ilişkileri derinden etkileme girişimleri niteliğini taşımaktadır. 

*Geçmişten günümüze teknoloji, uluslararası ilişkiler disiplininin teori ve pratik çalışmalarında merkezi bir konumda değil dış faktör veya çevresel bir faktör olarak kalmıştır. Radikal teknolojik gelişmeler ve bunların uluslararası konjonktürle derinden etkileşimi sonucu, değerli akademisyen Ermağan bu eseri ile teknolojinin disiplinlerarası bir yaklaşımla uluslararası ilişkilerde bir alt dal olarak ilan edilmesini önermektedir. 

Sonuç olarak, Ermağan’ın bu çalışması uluslararası ilişkiler literatürüne ciddi bir katkı ve yeni bir bakış sunuyor. Eserin sahadaki uzman ve akademisyenler tarafından dikkate alınmak suretiyle konunun değişik açılardan incelenmesi için önemli bir kapı açtığı söylenebilir. 

Belirtilen tüm bu değerlendirmeler etrafında, Ermağan’ı, bu önemli ve faydalı eseri dolayısıyla, kutlamak gerekiyor. Sahada önemli bir konuya dikkat çektiği ve konuya ilişkin ustalıklı bir katkıda bulunduğu için.


NUMAN HAZAR

Emekli Büyükelçi