×
İNGİLTERE

ANALİZ

“Sıradaki Başbakan!”: İngiltere'nin Muhafazakar Yıkımı

Son 200 yılın büyük bölümünde İngiltere’yi yöneten Muhafazakarlar sağduyu, finansal ciddiyet ve ihtiyatlı pragmatizmle bilinirdi. Bugünse kaos ve kronik kriz ortamıyla anılıyor.
ÇOK YAKIN zamana kadar İngiliz Muhafazakar Partisi, büyük bir güvenilirlikle Batı dünyasının en başarılı siyasi partisi olduğunu iddia ediyordu.

Benjamin Disraeli, Winston Churchill ve Margaret Thatcher'ın partisi, son 200 yılın büyük bölümünde İngiltere’yi yönetti. Bu zamanın büyük bölümünde Muhafazakarlar sağduyu, finansal ciddiyet ve ihtiyatlı pragmatizm ile eş anlamlıydı. İlerlemeci seçkinler tarafından hor görülen, ideolojiye alerjisi olan, metropolden ziyade taşralı olan Muhafazakar Parti, sıkıcı orta yolun katı partisi olmaktan memnundu.

Ama artık öyle değil. Bugün Muhafazakarlar kaosla eş değer.

Muhafazakarların en son başbakanı Liz Truss, bu suç ortaklarından biri olarak tarihteki yerini aldı. İngiliz siyaset tarihinin en kısa süreli başbakanı olarak 44 gün sonra istifaya zorlanmasının sağlam nedenleri var. En kıdemli Hazine yetkilisini görevden alabileceğini, ekonomik yönetim yasalarını yeniden icat edebileceğini ve finansal piyasaların ortak bilgeliğine meydan okuyabileceğini varsaymak aptalca bir fikirdi. Bunun tek bir sonucu olabilirdi.

Ancak asıl gerçek şu ki: Başbakan Truss, İngiltere’nin kronik yönetim krizinin nedeninden ziyade bir semptomunu oluşturuyor. Muhafazakar Parti, açıkçası işe uygun olmasa da onu başbakan olarak seçti. Başarısız olacağını bilmek için Nostradamus'un öngörüsüne ihtiyaç yoktu. Başbakanlığının fiyaskosu ve ülkenin feci durumu için Muhafazakar Parti toplu olarak sorumlu.

Oscar Wilde bir keresinde, bir ebeveyni kaybetmenin talihsizlik olarak kabul edilebileceğini, ancak ikisini birden kaybetmenin dikkatsizlik gibi göründüğünü yazmıştı. Muhafazakarların üç ay içinde iki başbakan kaybetmeleri, dikkatsizlikten öte, kontrolden çıktıklarını gösteriyor. Hükümet bu yıl dördüncü maliye bakanını gördü. Onlardan biri olan Kwasi Kwarteng, poundu çökertti ve partinin mali yönetim konusundaki itibarını mahvetti.

ABD’deki Cumhuriyetçiler gibi, İngiltere’de Muhafazakarlar da gerçeklikten kopuk. Bir nesilde saplantılı isimlerin, beceriksizlerin ve ideologların partisi haline geldiler. Bir yarışta çok koşan bir safkan gibi, otlamaya ihtiyaçları var. Parti, vahşi doğada geçecek bir ya da iki yıldan sonra, belki iyileşebilir. 

Truss'un istifasının ardından parti, üç ay içinde ikinci kez yeni bir liderlik seçimiyle karşı karşıya. Seçim süreci, Muhafazakar milletvekilleri ve parti üyeleri etrafında şekilleniyor. Ancak yeni liderin muhafazakarların geleceğini kurtarması zor. Zira parti, iç çekişmeler, kişisel nefret ve ideolojik anlaşmazlıklarla son derece parçalanmış durumda ve yönetilemez halde.

Bu tehlikeli bir durum. İngiltere, İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana siyasi tarihindeki belki de en büyük ekonomik, siyasi ve hatta anayasal krizle karşı karşıya. Son on yılda ülkeye bu kadar çok zarar veren Muhafazakar Parti'nin şimdi ülkeyi yeniden mantıklı bir şekilde yönetmeye başlayacağını ummak saflık olur. Bir sonraki genel seçime kadar iki yıl geçebilir.
 
Kuşkusuz, İşçi Partisi muhalefetinin lideri Keir Starmer karizmadan yoksun. Parlak olmaktan uzak olsa da ABD'de Joe Biden ve Avustralya'da Anthony Albanese gibi son dönemdeki güven veren küresel liderler kalıbına uyuyor.

Aslına bakılırsa genel seçim ülkenin çıkarına görünüyor. Neredeyse kesin bir yenilgiye uğrama ihtimali bulunan Muhafazakar Parti'nin seçim çağrısı yapmasını beklemek aptalca görünebilir. Ancak geleneksel Muhafazakar Parti'nin görkemli özelliklerinden biri, ülkeyi partinin önüne koymaya hazır olmasıydı.

Bu doktrin, Winston Churchill tarafından 1955'te başbakanlıktan ayrılmadan önceki son zamanlarında ortaya konmuştu. Woodford'daki seçim bölgesinde bir dinleyiciye “Bir Parlamento üyesinin ilk görevi,” dedi Churchill, “inandığı şeyi yapmasıdır. Çıkarsız bir yaklaşım, Büyük Britanya'nın onuru ve güvenliği için doğru ve gereklidir."

Bu retorik çok tumturaklı olabilir, ancak savunduğu argüman reddedilemez. 70 yıl önce İngiltere’yi böylesine bir bilgelikle yöneten vatansever ve adil görüşlü Muhafazakar Parti bunu çok iyi anlayabilirdi. Bugünün Muhafazakarları ise aksine, sırt iktidarda kalmak için iktidara tutunuyorlar. Kendi partilerinin uzun vadeli itibarına daha fazla zarar vermenin yanı sıra, inatları İngiltere'nin mahvolmasına yol açıyor.


Bu yazı New York Times’da 21 Ekim 2022 tarihinde “The Ruination of Britain” başlığıyla yayınlandı. Çeviride editoryal düzenleme yapılmıştır.