×
RUSYA

ANALİZ

Savaşın Gölgesinde: Ukrayna Müdahalesinin Rusya’ya Etkileri

Savaş dördüncü ayında. Batı’dan gelen yaptırımlar, ülkeden çekilen yabancı şirketler ve savaşın uzaması, Rusya toplumu ve ekonomisi için büyük maliyetler çıkarıyor. Ülkede bir savaş toplumu ve bir savaş ekonomisinden söz etmek mümkün.
24 ŞUBAT 2022’DE Rusya Ukrayna’ya yönelik işgal sürecini başlattı. Kısa bir zaman içinde “özel operasyonla” Ukrayna’da Rusya yanlısı yeni bir iktidarı işbaşına getirmeyi ve böylelikle savaşı sona erdirmeyi planlayan Rusya bu hedefine ulaşamadı. Bunun yanında Rusya’nın Ukrayna’ya müdahalesinden sonra ABD, sağladığı istihbarat ve lojistik destekle Ukrayna’nın savaşma kabiliyetini artırma ve Rusya’yı zayıflatma stratejisini izlemeye başladı. Gelinen noktada hem Batı’nın yaptırımları hem de Ukrayna’da savaşın uzamasının Rusya için maliyeti büyük oldu. Ülkedeki birçok ekonomi sektöründe kayda değer değişimlere yol açtı.

Savaşa olan destek 

Buna rağmen Rusya toplumu Moskova’nın askeri müdahale kararını haklı bularak destek veriyor. Rusya Kamuoyu Araştırmaları Merkez’i tarafından yapılan araştırmaya göre, Ukrayna'ya karşı askeri müdahalenin üzerinden bir ay geçtikten sonra, yani 28 Mart tarihinde, müdahale kararını doğru bulan Rusların oranı neredeyse %8 artarak %64,7'den %73'e yükseldi. Savaş kararına katılmayanların oranı Şubat sonunda %25’ken Nisan başında doğru %17'ye geriledi. Araştırmalarda, Rusya’nın Ukrayna’daki hedefleri sorulduğunda, çoğunluk (%71) Rusya'nın güvenliğini sağlamak, Ukrayna'yı silahsızlandırmak ve kendi topraklarında NATO üslerinin konuşlandırılmasını engellemek olduğu söyleniyor. İkinci en popüler cevapta (%52) ise Ukrayna’ya saldırının nedeninin Donbass bölgesinin nüfusunu korumak olduğu belirtiliyor. Katılımcıların beşte biri (%21) bunun Ukrayna'nın siyasi gidişatını değiştirmekle ilgili olduğunu söyleniyor. Sadece her on kişiden biri (%10’u) Ukrayna'nın Rusya'ya katılma olasılığından bahsediyor.

Yaptırımlar ve savaş ekonomisi

Askeri operasyonun siyasiler üzerine de etkisi oldu. Özellikle yaptırımlar konusu savaşın ilk ayında tartışma konusu oldu. Rusya Federal Konseyi Başkanı Valentina Matvienko, Rusya’nın dünyada önde gelen metal üreticilerden biri olmasına rağmen çivi bile üretemiyor olmasının, çiviyi ithal ediyor olmasının kendisi için şaşırtıcı olduğunu açıkladı. 

Kaliningrad vilayet Valisi Anton Alihanov, Ukrayna savaşının, lojistik zincirlerinin kopması ve tedarik sorunlarının artmasına yol açarak bölgedeki inşaat sektörünün daralmasına neden olduğunu kaydetti.  Fakat Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Alihanov’un bu açıklamasına müdahale ederek sektördeki daralmada Ukrayna müdahalesinin bir etkisinin olmadığını, 2020-2021 yıllarında Kaliningrad vilayetinde zaten %4 daralma yaşandığını açıkladı.

Diğer yandan ülkede petrol üretiminde de daralma yaşandı. Nisan ayının ilk on gününde Mart ayına göre üretimdeki düşüş %6 iken, ay sonunda neredeyse %9’a ulaştı. Rusya Maliye Bakanı Anton Siluanov, yaptırımlar nedeniyle Rusya'nın 2022'de petrol üretiminin %17'sini kaybedebileceğini söyledi.

Yaptırımlar ürün fiyatlarına/enflasyona ve ulusal para birimine de etki etti. Savaşın başlamasından iki hafta sonra 11 Mart'ta 1 dolar, 80 rubleden 120 rubleye yükselmişti. Dolar, Nisan’da 73-75, Mayıs’ta ise 64 rubleye kadar gerileyerek değer kazandı. Fakat ürünlere yapılan yaptırımlar ithalatı sınırladığı için fiyatlarda artışlar devam ediyor. Rusya Merkez Bankası’na göre, 2022'de enflasyon tahminleri %18-23 aralığında olacak. Banka’nın öngörüsüne göre 2023'te ise enflasyon %5-7'ye düşecek.  Ekonomik ilişkilerden sorumlu Başkan yardımcısı Maksim Oreşkin, 19 Mayıs’ta yaptığı açıklamada Rusya'da cari yılın sonuçlarına göre enflasyon %15'i geçmeyeceğini belirtti.

Öbür taraftan Rusya Bilimler Akademisi Ekonomik Tahmin Enstitüsü (IPN) Başkan Yardımcısı Anton Moiseev, yaptırımların, Rusya'da yaşam standartlarında yaklaşık %20'lik bir düşüşe yol açacağını, yeni fiyat seviyesi için bu oranın artarak devam edeceğini (2022'de %20 ve önümüzdeki iki yıl içinde %35 enflasyon) açıkladı. Moiseev ayrıca, Rusya’ya karşı uygulanan yaptırımların, finans piyasalarında birden çok döviz kurunun ortaya çıkmasına ve sabit döviz kurunun değer kaybetmesine yol açacağını vurguladı. 
 
Sayıştay Başkanı ve eski Maliye Bakanı Aleksey Kudrin 23 Mayıs 2022 tarihinde yaptığı açıklamada, önümüzdeki iki yılın “yaptırım rejimi altındaki ekonominin yeniden yapılandırılmasına harcanacağını” söyledi. Kudrin’e göre GSYİH'deki düşüş %10'dan fazla olacak.  Büyüme ise 2024 yılından sonra başlayabilecek.

İthal ürünler ve yeni politika arayışları

Rusya Dışişleri Bakanlığı Bağımsız Devletler Topluluğu ülkelerinin Birinci Dairesi Müdürü Mikhail Evdokimov, 14 Nisan’da yaptığı açıklamada Rusya’nın ana tarımsal emtia gruplarında kendi kendine yeterliliğe ulaşmayı başararak yaptırımlara uyum sağladığını söyledi. Evdokimov, “Rusya birkaç yıldır yaptırımlar altında ve bunlara uyum sağlamayı başardı. İthal ikamesi zaten kuruldu, kilit tarımsal emtia grupları için neredeyse tamamen kendi kendine yeterliliğe ulaştık” açıklamasında bulundu. Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov, 30 Nisan’da yaptığı açıklamada Rusya’nın, rakiplerinin yaptırımlarına yanıt olarak, çabalarını dolardan uzaklaşmaya, ithal ikamesine ve teknolojik bağımsızlığı güçlendirmeye odaklamayı planladığını söyledi. Fakat 19 Mayıs’ta Rusya Federasyonu Anayasal Mevzuat ve Devlet İnşası Federasyon Konseyi Komitesi Başkanı Andrey Klishas, Rusya'da ithal ikamesi programının başarısız olduğunu, şube departmanlarının bravura raporlarından başka bir şey olmadığını, insanların bunu tüketim mallarında ve diğer birçok alanda gördüğünü ifade etti.

26 Mayıs’ta yapılan bir kamuoyu araştırmasına göre Rusya vatandaşları, ülkede en fazla ihtiyaç duyulan ve ikamesi/üretilmesi gereken ürünlerin başında (%20 ile), elektronik, (%18 ile) ilaç ve (%12 ile) gıdanın geldiğini düşünüyor. Bunun yanı sıra endüstriyel ekipman ve arabalarda yerel üretimine en fazla ihtiyaç doyulan ürünler arasında. Aynı zamanda, katılımcıların %11'i Rusya'da daha önce yurtdışından satın alınan her şeyin artık ülke içinde üretilmesinin gerekli olduğuna inanıyor. Diğer %8'lik bir kısım da ülkede kendi yazılımlarını geliştirme ihtiyacını, %6'sı ev aletlerinin üretimi, %5'i giyim ve ayakkabı imalatını, %4'ü ise demiryolu, su ve hava taşımacılığında yerli süreçlerin önemine işaret ediyor.

Yabancı şirketlerin çekilmesi

Öbür taraftan Maliye Bakanı Anton Siluanov, yabancı şirketlerin Rusya'dan çekilmesinin “kimsenin menfaatine olmadığını” açıkladı. Rusya’nın Ukrayna’ya müdahalesinden sonra 300 civarında ulus üstü ve yabancı şirket, Rusya’daki faaliyetlerini durdurduğunu veya durduracağını açıkladı. Bunun sonucunda yaklaşık 200 bin kişinin işsiz kalacağı belirtiliyor.

Rusya’dan çekilen yabancı şirketlerin başında McDonald's, Starbucks, Siemens, Coty, Calvin Klein, Hugo Boss, Gucci, Max Factor, Intel, Nike, Johnson & Johnson, Nestle, LG Electronics, Bosch, ASUS, Rolex, Sony, General Electric Co, Apple, Coca-Cola vb. gelmektedir. Ayrıca Volkswagen, Volvo, Mitsubishi, Hyundai, MAN, Nissan ve Toyota gibi dünya otomobil firmaları da üretimini durdurduğunu duyurdu.

Buna karşı Moskova, Rusya'dan ayrılmaya hazırlanan veya ayrılan yabancı şirketleri “geçici yönetim” altına alacağına dair bir yasayı kabul etti. Bu yasaya göre Rusya ülkeden ayrılan şirketleri kendisi kontrol altına alacak ve yönetecek. 

Sonuç itibariyle Ukrayna savaşının Rusya için ekonomik maliyeti hayli büyük. Rusya’da bu sorunu çözmek için ciddi tartışmalar yapılıyor. Önerilerden biri, ülkeden çekilen şirketleri devlet kontrol altına almak ve öz üretimini yaparak ortaya çıkan boşluğu doldurmak yönünde. Fakat bu durum devletin, ülke içi üretimde tekel kurma riskini gündeme getiriyor. Rekabet ve kalitenin azalması ve fiyatların ise artması ihtimali söz konusu. Ayrıca teknolojik yatırımların sınırlanması ve teknolojik geri kalmışlığın ortaya çıkması gibi sorunların gelişmesinden söz ediliyor.
 
İkinci bir yol ise, Batı dışı ülkelerle işbirliği yaparak çekilen şirketlerin yerini üçüncü ülkeler üzerinden doldurmak. Fakat bu durumda Batılı şirketlerin sahip oldukları, kalite ve teknolojinin telafisi olanaksız görülüyor. Ayrıca yaptırımlar nedeniyle üçüncü ülkelerin buna ne derece istekli olacağı belirsiz. 

Rusya ciddi bir ekonomik baskıyla karşı karşıya. Putin yönetiminin, var olan sorunların bir kısmını çözmesi halkın tepkisini bir nebze azaltabilir. Buna rağmen Rusya’nın Ukrayna savaşı nedeniyle karşılaştığı sorunların ülke ekonomisi üzerindeki olumsuz etkisi, ağır bir gerçek. 

SABİR ASKEROĞLU

Lisans öğrenimini Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler bölümünde tamamladı. Aynı üniversitenin Uluslararası İlişkiler bölümünde yüksek lisans yaptı. İstanbul Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümünden doktora derecesini aldı. Çeşitli düşünce kuruluşlarında görev yaptı. Askeroğlu’nun araştırma alanları, Rus dış politikası, Avrasya ve Ortadoğu'dur. Askeroğlu, Rusya'nın Büyük Güç Olma Stratejisi kitabının yazarıdır.