×
İNGİLTERE

ANALİZ

Rishi Sunak: Yeni Başbakan Muhafazakar Çözülmeyi Önleyebilir mi?

Geniş bir siyasal fikir birliği, son dönemde Muhafazakarların kaybettiği bir şey. Avrupa'daki diğer merkez sağ partilerde görülen son eğilimler, Muhafazakarların ayrışma konusunda yalnız olmadıklarını gösteriyor.
İNGİLTERE'DE ÇOĞUNLUĞU nasıl kazanırsınız? "Basitleştirin ve mümkün olduğunca çok insana hitap edin." Bu, Brexit'çilerin gerçek bir siyasi başarı ile kanıtladıkları bir yöntem.

Brexit döneminde “kontrolü geri al” sloganı geniş tabanlı bir çekiciliğe sahipti. Ama bu slogan, göçü azaltmak için sınırlar üzerinde egemenliği yeniden kazanmak anlamına mı geliyordu? Ekonomiyi kuralsızlaştırmak üzere, egemenliği Avrupalı bürokratlardan geri almak anlamına mı geliyordu? Yoksa ulusal kimlik duygusunu yeniden kazanmak anlamına mı geliyordu? Cevap bütünüyle, sloganı duyan insanların zihinsel tercihlerine bağlıydı. Aynı şey eski Başbakan Boris Johnson'ın 2019’daki “Brexit'i tamamla” temalı seçim zaferi için de geçerli. Her iki durumda da ayrıntıya ilişkin tartışmalar, “başka bir güne” ya da belirsiz bir zamana bırakıldı.  

Ancak gelinen noktada, muğlak sloganlar artık kontrolden çıktı ve yerini derin bölünmelere bıraktı. Eski Başbakan Liz Truss'un yakın tarihli ama kısa başbakanlığı sırasında savunduğu bazı politik argümanlar ile yeni İçişleri Bakanı Suella Braverman arasında göç konusunda şekillenen çatışma, bütünüyle bu tür bir bölünmeye işaret ediyor. Truss, büyümeyi teşvik etmek için göçü artırmak istiyordu; Braverman ise seçmen talepleri doğrultusunda azaltmak istiyor. Ve bu, bir lider değişikliğinden bağımsız olarak, Muhafazakarların kendi aralarındaki uzlaştırması zor bölünme hatlarından birini oluşturuyor.

Muhafazakarlar için tehlike, ezici bir genel seçim yenilgisinden daha büyük. Geniş bir siyasi fikir birliği, kaybettikleri bir şey ve Avrupa'daki diğer merkez sağ partilerdeki son eğilimler, bu konuda yalnız olmadıklarını gösteriyor.

2008 küresel krizinin etkilerinin ardından, Avrupa siyasetindeki geleneksel sol-sağ siyasi yelpazesinde belirgin bir bozulma yaşandı. Bu bozulma, seçmenlerin küreselleşmenin etkilerine (göç, düşük ücret, dış kaynak kullanımı, uluslarüstü kuruluşlara) yönelik hoşnutsuzluklarına dayanan başka bir bölünmeyle çapraz kesildi. Batı Avrupa'daki birçok geleneksel merkez sağ parti, yaşanan bu değişiklikler dolayısıyla geriledi.   

Örneğin Fransa'da, uzun süredir siyasete yön veren merkez sağ parti Cumhuriyetçiler, 2012'den bu yana, Başkan Emmanuel Macron'un ekonomik olarak liberal, AB yanlısı koalisyonunun ortaya çıkması ve muhalefet lideri Marine Le Pen'in AB ve göçmenlik karşıtı Ulusal Yürüyüş Partisi’nin güçlenmesiyle parlamentodaki sandalyelerinin yaklaşık yüzde 60'ını kaybetti. 

Benzer şekilde İspanya'da merkez sağ Halk Partisi'nin 2011'deki yüzde 44,6'lık oy oranı, sert milliyetçi Vox Partisi'nin ve ekonomik olarak liberal Yurttaşlar Partisi'nin ortaya çıkışının ardından, sonraki dört genel seçimde yüzde 24,8'e düştü.

Her iki ülkede de geleneksel merkez sağ partiler oylarını yeni, ekonomik olarak liberal partilere ve göçmenlik karşıtı milliyetçi partilere kaptırdı. Şu anda İngiltere’de Muhafazakar Parti içinde de benzer mücadeleler yaşanıyor.

Truss’ın başbakanlığı tarafından temsil edilen tam gelişmiş, özgürlükçü, serbest piyasa politikaları, parti içindeki rakiplerinin göçü azaltmaya ve ülkenin daha fakir bölgelerini iyileştirmeye odaklanan [yerlici] vizyonuyla çatışıyor. Bu arada, geleneksel merkez sağı temsil eden, pragmatizm ve mali sorumluluk eğilimine sahip “tek ulus” Muhafazakarları, parti içindeki ateşkes ve statükonun sunduğu rahatlığa geri dönüş konusunda umutsuz.   

Bu durum, şu soruyu gündeme getiriyor: Muhafazakar Parti, geç de olsa Avrupa'daki merkez sağ muadillerini taklit etmeye mi hazırlanıyor?  

İngiltere'nin “kazanan hepsini alır” kuralına dayalı dar bölge çoğunluk sistemi, yeni siyasi parti kurmayı oldukça zorlaştırmaya devam ediyor. Son denemeler başarısız oldu: AB yanlısı merkezcilerden oluşan Change UK, 2019'da, kurulduktan sadece 10 ay sonra kapandı. Düşük vergiyi savunan ve göçmenlik karşıtı bir parti olan Reform UK şu anda sadece yüzde 3 civarında oy alıyor. Hasılı, sandalye kazanamayacağını bildiğiniz bir partiye oy vermek için çok az teşvik nedeni var.  

Ancak, bu durumu değiştirebilecek olasılıklar var.

Mesela İşçi Partisi'nin bir sonraki seçimi kazanma ihtimali var. Ancak sadece bir koalisyon veya azınlık hükümeti kurmaya yetecek bir farkla. Olası bir koalisyon ya da azınlık hükümeti sonrasında Liberal Demokratlar, bir sonraki genel seçimden önce sağdaki rekabetin önünü açmak üzere, hükümeti desteklemenin bedeli olarak seçim sisteminde reform talep edebilir. Bu tür bir reform, İşçi Partisi için de eşit derecede yıkıcı olabilir elbette.  

Diğer taraftan, yeni Başbakan Rishi Sunak ile eski Başbakan Boris Johnson arasındaki siyasi gerilimin, parti içindeki bölünmeleri kalıcı olarak güçlendirme olasılığı var. Kuşkusuz, Sunak'ın liderlik zaferi, Johnson'ın (en azından milletvekilleri arasında) göreve geri dönmesinden daha az bölücü. Ancak parti içinde Sunak’a şiddetle karşı çıkan önemli bir milletvekili azınlığı var. Bu milletvekilleri tarafından sergilenecek iç muhalefetin yanı sıra onlara karşı Sunak’ın göstereceği karşı saldırı ihtimalinin de parti içi bir bölünmeyi tetikleyebileceği söylenebilir. Yine de önceki senaryodan daha olası olmasına rağmen, kendini koruma duygusu, muhtemelen çoğu milletvekilinin bir sonraki genel seçimden önce böyle bir adım atmasına engel olacaktır.  

Son ve büyük olasılık, bir sonraki seçimde Muhafazakarların alacağı ağır bir yenilgi, parti içinde ayrılığın tetikleyicisi olabilir. Mevcut kamuoyu yoklamasına yakın sonuçlar bile, kararmış Muhafazakar markasından kaçmaya çalışan ayrılıkçılar için ciddi bir teşvik oluşturabilir ve Reform UK gibi rakip grupları güçlendirebilir.

Muhafazakar milletvekilleri partinin geleceği ile Rus ruleti oynamaya devam ediyor. Muhafazakar saflardaki oynaklık ve düşmanlık, kardeş katlini tetikleyerek her an ilerlemeyi baltalama riski taşıyor.


Bu yazı, POLITICO’da 26 Ekim 2022 tarihinde, “Britain’s Tory Party may be on the road to ruin” başlığıyla yayınlandı. Kısaltılarak çevirilen metinde editoryal düzenleme yapılmıştır.