×
ARAP DÜNYASI
5.12.2022

ANALİZ

İsrail Siyasetinin Değişen Doğası

Netanyahu’nun yolsuzlukla ilgili yargılanma süreci ve kurmaya hazırlandığı koalisyonun ortakları düşünüldüğünde, İsrail’de aşırıcılık ve popülizmin iktidara gelmek üzere olduğu söylenebilir.
İSRAİL'DE HÜKÜMET kurmak her zaman karmaşık bir iştir. Seçimlerde uygulanan aşırı nispi temsil sistemi dolayısıyla, ülkede hiçbir siyasi parti İsrail parlamentosu Knesset'te salt çoğunluğu elde edemez. Seçimin ardından, her zaman müstakbel başbakan ile koalisyona katılmak isteyen taraflar arasında yoğun pazarlıklar gerçekleşir. 27 yıl önce bir Yahudi üstünlükçü tarafından öldürülen İsrail Başbakanı Yitzhak Rabin'in sözleriyle: "Her koalisyon aynı zamanda bir miktar ortak nefret demek." Onun bu sözü bugün tekrar doğrulanıyor.

Kasım ayındaki seçimleri kazanan Binyamin Netanyahu'nun Likud Partisi’yle koalisyon hükümeti kurmayı uman bazı partilerden büyük ölçüde nefret ediliyor. En göze çarpanı, Dini Siyonizm adlı aşırı sağcı bir blok içinde yer alan Yahudi Gücü Partisi’nin lideri Itamar Ben-Gvir. 

Bloğun eş başkanlarından biri olan Bezalel Smotrich, Rabin cinayetini anma töreninde, İsrail güvenlik servisinin suikastı “teşvik ettiğine” dair eski bir komplo teorisini gündeme getirdi. Dini Siyonizm şu anda Knesset'teki en büyük üçüncü grup. İsrail'in en uzun süre görev yapan başbakanı ve 17 ay muhalefette kaldıktan sonra yeniden iktidara gelmeye hazırlanan Netanyahu'nun, çoğunluğu elde etmek için bu bloğa ihtiyacı var.

Liberal İsrailliler, Ben-Gvir'in hükümette olma ihtimali karşısında dehşete düşüyor. Ben-Gvir, önceleri Amerikalı-İsrailli bir haham olan Meir Kahane tarafından kurulan ve Kach olarak bilinen, şiddetle Arap karşıtı bir hareketin gençlik kanadına liderlik etti. 1988’de bu hareketin İsrail seçimlerine katılması yasaklandı. Hareket, 1994 yılında hükümet tarafından terör örgütü olarak ilan edildi ve yasaklandı. Ben-Gvir, söylemini biraz yumuşatarak Kach'ı Yahudi Gücü olarak yeniden örgütledi. Taraftarlarına artık “Araplara ölüm” sloganları atmak yerine “Teröristlere ölüm” sloganları atma talimatı veriliyor. Kudüs'teki Shalom Hartman Enstitüsü'nde Yahudi radikalizmi uzmanı Tomer Persico, “Ben-Gvir hâlâ Kahane'den ilham alıyor ve onun gibi düşünüyor” diyor. "Asıl soru, bu ideolojiyi hayata geçirip geçiremeyeceği."

Ben-Gvir'in hükümete katılma koşullarının başında, İsrail polisinden sorumlu kamu güvenliği bakanı olarak atanması yer alıyor. Netanyahu ona bu görevi verirse, [Filistinli] Araplarla zaten gergin olan ilişkiler daha da kötüleşebilir. Ben-Gvir de dahil olmak üzere bazı Yahudi radikallerin, Yahudilerin Mescid-i Aksa'nın yanında ibadet etmesini yasaklayan kuralları kaldırmak istediği Kudüs'teki Tapınak Tepesi sık sık alevlenen bir nokta. Orada Filistinliler ile İsrail polisi arasındaki çatışmalar, geçmişte İsrail ve Filistin topraklarına yayılan şiddet olaylarına yol açmıştı.

Dini Siyonizm ve Ben-Gvir ayrıca Knesset'in mahkeme kararlarına karşı çıkmasına imkan veren bir "geçersiz kılma" yasasını geçirmeyi umuyor. Bu, Yüksek Mahkeme'nin hükümetin insan haklarını kısıtlayan eylemlerini ve yasalarını engelleme gücünü zayıflatacak. İşin garibi, bu değişiklik, Netanyahu liderliğindeki bir hükümet koalisyonuna katılma teklifinde bulunan ultra Ortodoks partiler tarafından da destekleniyor. Bu Ortodoks partilerin, matematik gibi “seküler” konuları öğretmeyen dini okullar için daha fazla fon ayrılması da dahil olmak üzere kendi ilave talepleri var.

Netanyahu, milliyetçi diline ve mahkemelerdeki keskin nişancılığına rağmen, önceki başbakanlık dönemlerinde hukuk sistemine müdahale etmekten ve onu yeniden şekillendirmekten kaçındı. Tapınak Tepesi’ndeki statükoyu değiştirmeye de çalışmadı. Önceki koalisyonları, sağındaki partilerin taleplerini dengeleme fırsatı sağlayacak şekilde Likud'un soldaki partileri de içeriyordu.

Bu sefer aşırı sağa daha çok bağlı olabilir. Şimdiye kadar Likud’un solundaki partilerin hiçbiri, Netenyahu liderliğindeki bir koalisyona katılmayı kabul etmedi. Merkezdeki partilerin iki lideri, görevi sona eren Başbakan Yair Lapid ve savunma bakanı Benny Gantz, iki yıldır yolsuzluk suçlamalarıyla mücadele eden bir başbakanın emrinde görev yapmayı açıkça reddettiler. Netenyahu geçmişte olduğu gibi içgüdüsel olarak daha pragmatik bir koalisyona yönelebilir, ancak şu an için ona çoğunluğu garanti edecek olanlar aşırı sağcı ve dinci siyonist partiler.

Dahası, yargılandığı rüşvet ve yolsuzluk davasını kapatacak bir yasanın çıkarılmasına pekala yardımcı olabilirler. Kudüs İbrani Üniversitesi'nden Gayil Talshir, "Netanyahu her zaman popülist kampanyalar yürüttü, ancak seçildikten sonra genellikle bir pragmatist olarak yönetti" diyor. Ama şimdi, Netenyahu’nun yolsuzlukla ilgili yargılanma süreci ve oluşturmak üzere olduğu koalisyonun karakteri düşünüldüğünde, gerçekten de popülizmin iktidara gelmek üzere olduğunu söyleyebiliriz.”

İsrailli merkezcilerin Netanyahu ile anlaşmasını zorlaştıran şey, sadece onun adaletten kaçma arzusu değil. Son dönemde Netanyahu’nun partisi de sağa kaydı. Likud her zaman sadık bir milliyetçiydi ama geçmişte İsrail mahkemelerine saygı duydu ve Haham Kahane'nin ırkçılığından kaçındı. Ancak günümüzde, Likud temsilcilerinin çoğu, Yahudi Gücü ile bir ittifakı destekliyor ve mahkemeleri dizginleme konusunda hevesli görünüyor.

Merkezdeki ve soldaki sesler, Lapid ve Gantz'ı, aşırı sağı dışarıda tutmak üzere, bir ehven-i şer olarak Netanyahu hükümetine katılmaya çağırıyor. Lapid ve Gantz şu ana kadar bu çağrıya olumlu yanıt vermedi. Ama bu arada İsrail'de liberal demokrasi de tehdit altında. 


Bu yazı, The Economist’te, 10 Kasım 2022 tarihinde “The changing nature of Israeli politics” başlığıyla yayınlandı. Çeviride editoryal düzenleme yapılmıştır.