×
AFRİKA

ANALİZ

“Sudan İronisi”: Sudan’da Askeri Yönetim Neden Bölündü?

Sudan’da eski cumhurbaşkanı Ömer El Beşir'in 2019’da devrilmesinin ardından yönetimi ele geçiren Ordu ve Hızlı Destek Güçleri (RSF), ülkenin geleceği konusunda yaşadıkları anlaşmazlık nedeniyle silahlı çatışmaya başladı.
SUDAN'DA ESKİ cumhurbaşkanı Ömer El Beşir'in 2019’da devrilmesinin ardından yönetimi ele geçiren Ordu ve Hızlı Destek Güçleri (RSF), ülkenin geleceği konusunda yaşadıkları anlaşmazlık nedeniyle silahlı çatışmaya başladı. El Beşir, 2018'de ekmek fiyatları nedeniyle başlayan ve giderek güçlenen halk protestolarının ardından devrildi. Ve gelinen noktada Hızlı Destek Güçleri, 30 yılı aşkın bir süredir yürürlükte olan rejime meydan okudu.

Paramiliter bir güç olan Hızlı Destek Güçleri, Ordu ile birlikte, El Beşir'in devrilmesinde kilit rol oynadı. Geçici hükümet olarak sivil ve askeri gruplardan oluşan bir Egemen Konsey kuruldu. Ağustos 2019'da Abdalla Hamdok Başbakan olarak belirlendi.

Ancak Ekim 2021'de Abdalla Hamdok, Genelkurmay Başkanı Abdülfettah el-Burhan, Hızlı Destek Güçleri komutanı General Mohamed Hamdan Dakalu (“Hemedti”) ve diğer güvenlik görevlileri tarafından yönetilen ortak bir darbeyle görevden alındı. Bu darbeyi, ağır ekonomik koşullar ve protestolar arasında Konsey’in sivil ve askeri unsurları arasında aylarca süren gerilim izledi.

Ülkede iktidarın tekrar sivil yönetime devredilmesi için aylarca süren protestoların ardından Konsey, geçiş süreci için nihai bir siyasi çerçeve anlaşmasını masaya yatırdı. Bu anlaşmanın 1 Nisan 2023'te imzalanması planlanıyordu.

Genel olarak bakıldığında, 2021’deki darbe sonrasında Sudan doğru yönde ilerliyor gibi görünüyordu. Ancak birkaç faktör bunu engelliyordu. Bunlardan en önemlisi Ordu komutanı Al-Burhan ile Hızlı Destek Güçleri komutanı Hemedti arasındaki anlaşmazlıktı. İkili, paramiliter grup üyelerinin orduya dahil edilme takvimi ve yöntemi konusunda anlaşamadı. Ordu, el Beşir dönemi hükümetinin “kalelerinden” biri olmaya devam ediyordu ve reformun nasıl yapılacağı konusunda tartışmalar sürüyordu.

Diğer yandan Hızlı Destek Güçleri komutanı Hemedti, Ordu komutanı el-Burhan'ı hem eski rejim üyelerine kilit mevkiler vermekle hem de kendisini siyasi sahneden uzaklaştırmaya çalışmakla suçladı. İkili arasındaki bu gerilim, çerçeve anlaşmanın imzalanmasını geciktirdi ve en sonunda 15 Nisan 2023'te çatışmaların patlak vermesine yol açtı. Şimdi her iki taraf, çatışmaları başlatma konusunda birbirini suçluyor.

Hızlı Destek Güçleri nasıl bu kadar güçlü hale geldi?

Sudan’daki paramiliter güç, 2013 yılında el-Beşir hükümeti tarafından kuruldu. Hükümetin planı, rejime yönelik tehditlere karşı konuşlandırılabilecek iyi eğitimli, iyi donanımlı ve merkezi olarak entegre edilmiş bir güvenlik gücü oluşturmaktı.

Hemedti klanından bir Arap olan Hemedti, El Beşir tarafından paramiliter güçlerin başına lider olarak seçildi. Hemedti, eski bir Cancavid komutanıydı. Cancavid, Sudan'ın batısında, Darfur ve Kordofan'daki Arap soyundan gelen silahlı bir milis birlikti. 2000'lerde Darfur’da El Beşir'in talimatıyla zulüm yapmakla ünlüydüler.

2021'e gelindiğinde, Sudan Silahlı Kuvvetlerinin 120.000 ila 200.000 arasındaki asker sayısına kıyasla, paramiliter grubun sayısının 75.000 ila 100.000 arasında olduğu tahmin ediliyor. Hızlı Destek Güçleri personelinin büyük çoğunluğu Darfurlu ve birçoğu General Hemedti tarafından seçiliyor.

Başlangıçtan bu yana, bu paramiliter grup sivil köyleri hedef alarak; Darfur, Güney Kordofan ve Mavi Nil eyaletlerinde insanlara çok fazla baskı uygulayarak ortalığı kasıp kavurdu. Örneğin 2014 ve 2015'te Hemedti komutasındaki Hızlı Destek Güçleri, hükümet tarafından Darfur'a konuşlandırıldı. Burada paramiliter grup, sivil mülkleri yağmaladı, kadınlara saldırıda bulundu.

İronik bir şekilde, paramiliter grup El Beşir hükümetini tehditlerden korumak için oluşturulmuştu ancak Hemedti, Beşir'in Nisan 2019'da iktidardan uzaklaştırılmasında kilit bir rol üstlendi.

Hızlı Destek Güçlerinin kökenleri ve siyasi gücü

Hızlı Destek Güçleri, örgüt kökeni olarak Cancavid milislerine dayanıyor. Cancavid milisleri, Darfur bölgesinde kanun ve düzenin çöktüğü 1980'lerin ortalarında ortaya çıktı. Bu siyasi ortamı, Başkent Hartum’un marjinalleştirme politikaları, kıtlık, Sudan'ın kuzeyi ve güneyi arasında patlak veren iç savaş, Çadlı isyancılar ve Libya askeri faaliyetleri gibi faktörlerin ortak bileşimi şekillendirdi.

Darfurlular, büyük ölçüde bölge toprakları üzerindeki toplumsal ve iktisadi imkanları ellerinde tutmak ve kendilerini başkentin saldırılarından korumak için silahlandılar ve milis güçler oluşturdular. Bu anlamda "Cancavid" terimi, kökenlerine bakılmaksızın tüm Arap silahlı grupları için kullanılan bir isimlendirmeydi. Bu gruplar aslen Sudanlı olmayan (Çadlı, Libyalı vs.) ama çoğu Darfurlu olan Araplardan oluşuyordu. 

Köken olarak işte bu milis güçlere dayanan Hızlı Destek Güçleri, Sudan güvenlik sektörünün bir parçası olsa da Sudan polisi ve ordusundan farklı bir güvenlik ve şiddet modeli izliyor. Sivilleri hedef alıyor ve şiddet kullanmaktan kaçınmıyor. Farklı toplumsal grupları yerlerinden etmeye zorluyorlar; gıda kaynaklarını bir savaş silahı olarak kullanıyorlar. Ağır işkenceler, yargısız infazlar ve toplu tecavüzler bu paramiliter gücün örgütsel karakterini biçimlendiriyor. 

Bu paramiliter yapının Hemedti komutasında bağımsız bir şekilde hareket etmeye devam etmesi, ülkedeki siyasi düzen ve istikrar için büyük bir sorun oluşturuyor. Ülkenin toplumsal ve siyasi istikrarı için Hızlı Destek Güçleri’nin dağıtılmalı, üyelerine orduya ya da polise katılma, sivil hayata dönme seçeneği sunulması gerekiyor. Bir ülkede birbirinden kopuk bu kadar çok güvenlik güçlerinin olması ülke geleceği açısından büyük riskler oluşturacaktır. Entegre edilmeleri, yeniden eğitilmeleri ve merkezi komuta yönetimi altına alınmaları, siyasal düzen için son derece kritik bir önem taşıyor.

Gelinen noktada Sudan’da halkın güven ve desteğine sahip, kapsamlı, yeni bir siyasi çerçeve anlaşmasına ihtiyaç var. Bir devlet yapısı içerisinde ordu, ulusu korumak için vardır ve siyasi süreçte baskın güç haline dönüşemez. Dönüşmemelidir. 

Sudan'ın darbeler ve iç savaşlarla dolu bir geçmişi olsa da, aynı geçmiş, sorunlarına barışçıl yollardan çözüm bulabilen bir ülkeye de işaret ediyor. İlk olarak Güney-Kuzey Sudan iç savaşı 1972'de barışçıl bir şekilde sona erdi. İkinci iç savaş 2005'te barışçıl bir şekilde noktalandı. Şimdi sıra üçüncüde!


Bu yazı 19 Nisan 2023’te The Conversation’da “Sudan created a paramilitary force to destroy government threats – but it became a major threat itself” başlığıyla yayınlandı. Çeviride editoryal düzenleme yapılmıştır.