×
LATİN AMERİKA

ANALİZ

Brezilya’da Lula da Silva Geri Döndü!

Seçimlerle ilgili bahsedilmesi gereken ilk nokta, Lula’nın kazanmasına rağmen, Bolsonaro ve daha yaygın olarak bolsonarismo hiçbir yere gitmiyor.
LATİN AMERİKA'NIN en büyük ve en güçlü ülkesi Brezilya'da cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunu eski devlet başkanı Lula da Silva kazandı. Lula ülkenin kuzey ve kuzeydoğusundaki 13 eyalette oyların %50,9'unu alarak birinci oldu. Görevdeki sağcı cumhurbaşkanı Jair Bolsonaro ise oyların %49,1’ini, merkez ve güneydeki 14 eyalette kazanmasına rağmen yenilgiyi önleyemedi.

Zaferin ardından Brezilyalılara seslenen Lula, “Ülkede daha fazla özgürlük, eşitlik ve kardeşlik istediklerini” belirtti ve “Sadece bana oy verenler için değil, 215 milyon Brezilyalı için yöneteceğim,” dedi. Bolsonaro ise kamuoyu önünde yenilgiyi kabul etmese de Yüksek Mahkeme'ye “Bitti. İleriye bakalım” dedi ve geçiş sürecini başlatması için genelkurmay başkanı Ciro Nogueira'ya yetki verdi.

Brezilya Silahlı kuvvetleri, büyük oranda Bolsonaro’yu destekler görünse de seçim sonuçlarıyla ilgili bir açıklama yapmamaya dikkat ediyor. Hem birinci tur hem de ikinci turda ordu sessiz kalmaya özen gösteriyor. Oysa seçim öncesinde birçok görevli ve emekli asker, darbe tehdidinde bulunmuştu. Uluslararası konjonktürün bir askeri darbeyi meşru görmemesi ve böyle bir girişimin ülkenin imajına ciddi zarar vereceği dolayısıyla darbe olasılığı söylemden öteye geçmiyor. Keza Bolsonaro hükümetinde binlerce asker, sivil makamda görev almışken askeri darbe yapmak için bir gerekçe oluşturmak da pek olası değil. Hatta seçim sonucunu kabul etmeyen Bolsonaro taraftarlarının Rio de Jenerio, Sao Paulo, Minas Gerais gibi birçok şehirde ordu karargahları önünde yaptıkları darbeye davet mitingleri yüksek rütbeli askerlerce bile mahcup takip ediliyor.

Parlamento seçimlerinde ise hiçbir parti tek başına çoğunluğa ulaşamadı. Ancak, Jair Bolsonaro'nun Liberal Partisi, Meclis ve Senato'da en çok oyu alan parti oldu. Aşırı sağ hareket 14/81 senatör ve 99/513 milletvekili kazandı. Lula'nın İşçi Partisi (PT) ise 9/81 senatör ve 68/513 milletvekili kazandı. Bu nedenle koalisyonlar, etkili bir şekilde yönetmek veya muhalefet oluşturmak için hayati olacaktır. Tek bir taraf yasa çıkaramayacak ve anlaşmalar gerekli olacak. Bu senaryoda, küçük partiler bile teraziyi değiştirebilecek güce sahip olacaktır.

Seçimlerle ilgili bahsedilmesi gereken ilk nokta, Lula’nın kazanmasına rağmen, Bolsonaro ve daha yaygın olarak bolsonarismo hiçbir yere gitmiyor. Bolsonaro'nun partisi Liberal Parti (PL), Kongre ve Senato'daki en büyük parti iken, bolsonaristalar Rio de Janeiro, Minas Gerais ve diğer yedi eyaletin önemli eyaletlerinin valiliğini kazandı. Bolsonaro'nun düzen karşıtı duyguları, sosyal muhafazakarlığı ve aile değerlerini birleştiren mesajı, Brezilya toplumunun büyük bir bölümünde açık bir yankı buldu.

Bolsonaro ayrıca 2022'de Brezilya'nın anahtar çevreleri olan Evanjelik Kilisesi ve tarım ticareti baronlarından büyük destek aldı. Bolsonarism'in devam eden çekiciliği, Brezilya'da solun rolünü kaçınılmaz olarak sorgulanır kılıyor. 
 
Lula ve Bolsonaro oylarını nereden aldı?

Bolsonaro, 2019 ve 2022 arasında en fazla ormansızlaşmaya uğrayan 4 belediyeden 3’ünü kazandı. Bu, ülke genelinde kazandığı belediyelerin oranından (%44) çok daha yüksek bir oran oldu. Guardian’ın derlediği simülasyona göre, görev süresi boyunca en fazla orman alanını kaybeden iki belediye olan Altamira (2.648 km²) ve Sao Felix do Xingu’da (2.108 km²), Bolsonaro, sırasıyla %62 ve %66 oyla kazandı.

Toplam seçmenlerin üçte birine sahip olan Sao Paulo ve Minas Gerais eyaletleri seçimin en önemli iki arenasıydı. Çünkü São Paulo eyaletinin iç kesimleri, dört yıl önce olduğu gibi çoğunlukla Bolsonaro'ya oy verdi. Eyalette PT adayı Fernando Haddad, 2018’deki ikinci tur seçimlerinde kazandığı oydan 1,2 milyon daha fazla, yani 3,6 milyonun üzerinde oy aldı. Bolsonaro ise önceki ikinci tura kıyasla 500.000 oy kaybetti. Brezilya’nın en kalabalık merkezi (46 milyon nüfuslu) ve ekonomik motoru olan Sao Paulo Eyaleti, Bolsonaro'nun elinde kaldı. Bolsonaro'nun eski Altyapı Bakanı Tarcísio Gomes de Freitas, siyasi merkezi São Paulo kentinin valiliğini kazandı. 

Minas Gerais, 1989'dan beri geleceğin tüm başkanlarının kazandığı eyalet olma geleneğini sürdürdü. Eyalette başkent Belo Horizonte'nin yanı sıra Uberlandia ve Contagem gibi en kalabalık şehirlerin çoğunlukla Bolsonaro'ya oy vermesine rağmen, Lula, eyaleti %50,1 ile yani sadece 50.000 oy farkla kazandı.

Lula'nın kalesi kuzey olmasına rağmen, güneyde de çok sayıda desteğe sahip olduğu görülüyor. Örneğin Parana, Mato Grosso do Sul ve Rio Grande do Sul'daki bazı belediyelerde %60'tan fazla oyla kazandı. 

Ancak aşırı muhafazakar bir gündemi olan Bolsonaro, başkent Manaus'u elinde tuttuğu Pará ve Amazonas gibi Lula yanlısı olduğu düşünülen eyaletlerin belediyelerinde önemli zaferler elde etti. Lula'nın İşçi Partisi'nin (PT) ilk turda kazandığı Amapa'da da kazanan Bolsonaro’nun partisi oldu. Yerli nüfusun dörtte birinden fazlasına sahip belediyelerde, oylar ezici bir çoğunlukla Lula'ya verildi. PT 15 farklı eyalette 32 belediyeyi kazanırken, Bolsonaro 3 farklı eyalette sadece 9 belediyeyi kazandı.

Lula'nın kazandığı zaferin bir özelliği vardı. Birincisi Brezilya'da en kalabalık belediyelerin bazılarında ve aynı zamanda seyrek nüfuslu bölgelerin çoğunda oy aldı. İkincisi de, oyların %80'inden fazlasına ulaştı. Lula, Bolsonaro’ya attığı farkı bu iki uçta yarattı. Bolsonaro ise 100.000 ila 1 milyon nüfuslu ilçelerde yani orta büyüklükteki şehirlerde çok başarılı oldu. Mesela, 14 eyalet, Bolsonaroizmin elinde kaldı. Örneğin São Paulo, Mato Grosso, Rondônia, Santa Catarina, Rio de Janeiro, Minas Gerais, Tocantins, Amazonas gibi şehirler Bolsonaro’nun ittifak kurduğu kişiler tarafından yönetilecek. PT ve Lula ise, geleneksel oy deposu olan Bahia, Alagoas, Espírito Santo ve Paraíba eyaletleri elinde tutmayı başardı.

Ancak Lula çoğu belediyede ve daha büyük şehir merkezlerinde kazanmasına rağmen, Bolsonaro ülkenin büyük bir bölümünde varlığını pekiştirmeyi başardı. Birinci ve ikinci tur arasında,  7 milyondan fazla oy alırken; Lula, yaklaşık 3 milyon fazla oy aldı.

Bölünmüş bir ülkede siyaset

Brezilya'daki cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde pek çok kişi, iki aday arasında oluşacak az bir farktan ötürü, sonuca itiraz edileceğinden korktu. Bu durum askeri darbe söylemlerini ve tehditlerini beraberinde getirdi. Bolsonaro'nun bazı destekçilerinin ülke genelinde devam eden protestolarına rağmen, en kötü korku olan askeri darbe senaryosu şimdilik bertaraf edildi. Nitekim Bolsonaro’nun müttefikleri de Lula da Silva'nın zaferini çabucak tebrik ettiği ve ordu kışlada kaldı. Her ne kadar Bolsonaro, Lula da Silva'yı tebrik etmeyi reddetse de Brezilya kurumları genel olarak demokrasiye ve demokratik yarışa saygı göstermiş durumda.

Binlerce Bolsonaro destekçisi, Rio'daki bölgesel bir ordu karargahını doldurarak ordunun devreye girmesini ve Bolsonaro’yu iktidarda tutmasını talep etti. Diğer protestocular da Sao Paulo, Santa Catarina ve başkent Brasilia’daki askeri tesislere geldi. Bu arada, kamyoncular, Yüksek Mahkeme'nin kolluk kuvvetlerine barikatları sökme emri vermesine rağmen, Bolsonaro'nun seçimi kaybetmesini protesto etmek için ülke genelinde yaklaşık 150 barikat kurdu.

Seçimden bir gün sonra Bolsonaro'yu destekleyen kamyon şoförleri 25 eyalette ve federal bölgede 300'den fazla yolu trafiğe kapattı. Bu kamyon şoförleri ve diğer Bolsonaro destekçileri, Lula'nın cumhurbaşkanı olmasını engellemek için ordudan “çalıntı bir seçim olduğunu” iddia ettikleri şeye müdahale etmesini istedi. Başlangıçta, federal otoyol polisi (PRF) yolların kapatılmasını önlemek için harekete geçmedi.

Ancak seçimden iki gün sonra, görevdeki Cumhurbaşkanı Bolsonaro, resmi olarak kabul etmese de barışçıl bir geçişe izin vereceğini söyledi. Güvenilir bazı kulislere göre; Bolsonaro'nun bu açıklamaları yapmadan önce başkanlık sonrası hayatı için anlaşmalar yaptığını iddia ediyor. Başkanın mevcut partisiyle yaptığı anlaşmanın, kendisine parti liderliğinde bir rol, konut ve avukatları için finansman sağladığına inanılıyor. Keza Bolsonaro aleyhine açılmış yüzlerce dava söz konusu.

Bu protestolara rağmen, seçimden birkaç gün sonra Brezilya'da bazı değişiklikleri şimdiden görmek mümkün. Bolsonaro'ya yakın politikacılar, Lula ve ekibiyle şimdiden diyaloglara başladılar bile. Bu politikacılar arasında, kongrenin şu anki başkanı Arthur Lira ve Brezilya'nın en büyük iki eyaleti olan São Paulo ve Minas Gerais'in valileri yer alıyor.

Lula da Silva'nın Brezilya’yı nasıl yöneteceği tahmin edilebiliyor.  Bolsonaro'yu yenme arzusundan biraz daha fazlasının birleştirdiği geniş bir koalisyon kurduktan sonra, ancak 2 milyon oyluk küçük farkla bir zafer kazandı. 

Bu bağlamda Lula da Silva, solcu İşçi Partisi'nin ötesine geçme sözü verse de sağ-merkezcileri ve hatta kendisine ilk kez oy veren sağa eğilimli bazı siyasileri, karar almak mekanizmalarına getirmek ve ülkenin daha müreffeh geçmişini restore etmek istiyor. Yine de ekonomik büyümenin yavaşladığı, enflasyonun yükseldiği ve politik olarak kutuplaşmış bir toplumda ters rüzgarlarla karşı karşıya kalacaktır.

Birçok Brezilyalı, Bolsonaro'nun muhafazakar toplumsal değerleri savunmasını destekliyor ve Bolsonaro, büyük hükümet harcamalarıyla bu seçim yılında desteğini artırdı. Bolsonaro yönetimi, kışkırtıcı konuşmaları, demokratik kurumları test etmesi, geniş çapta eleştirilen ve 700.000 kişinin ölümüne neden olan COVID-19 salgınını ciddiye almaması ve Amazon yağmur ormanlarındaki 15 yılın en kötü ormansızlaşma süreci ile hatırlanacak. Ancak muhafazakar değerleri savunarak ve kendini, kişisel özgürlükleri ihlal etmekle ve ekonomik çalkantılar üretmekle suçladığı solcu politikalara karşı bir kurtarıcı olarak sunarak sadık bir taban inşa etti.

Brezilyalı seçmenlerin ana endişesi ekonomi olacak. Ekonomik veriler son birkaç ayda iyileşme belirtileri gösterdi. Büyüme ikinci çeyrekte beklentileri aştı ve Eylül ayında işsizlik oranı art arda yedinci ay düşerek %8,7 ile 2015'ten bu yana en düşük seviyeye ulaştı. Ekonomistler Brezilya'nın bu yılı gayri safi yurtiçi hasılada %2,8'lik bir genişleme ile kapatacağını ve enflasyonun (%5.6) bütünüyle yavaşlayacağını öngörüyor. Bu da ülkenin 2022'nin başından çok daha iyi bir görünüm sergilemesi anlamına geliyor.

Seçim sonucu Bolsonaro için kişisel bir yenilgi olsa da otoriter popülizm için önemli ölçüde bir zafer. Ne de olsa Brezilya'nın beş bölgesinin dördünde kazandı. Kuzeyde sadece 200.000 oy alırken, güneyde (4,3 milyon), güneydoğuda (4,3 milyon) ve merkez batıda (1,8 milyon) önemli ölçüde destek kazandı. “Bolsonaroizm”, güçlü bir evanjelik Hıristiyan omurgasıyla gerçek bir hareket gibi görünüyor. Evanjelik güç büyüdükçe (muhtemelen durdurulamaz), Bolsonaro'nun hareketi ya da Brezilya sağ siyaseti daha da güçlenebilir.

Bununla birlikte, kişiliğine ve varsayılan özgünlüğüne odaklanarak benzer bir hareket inşa eden Trump'ın aksine, Bolsonaro daha duygusal, tepkisel, dürtüsel ve anti-stratejiktir. Stratejik muhafazakar bilgeliği etrafında inşa edilen bir hareket görmek kolay değil. Bolsonaroizm hareketi ve lideri, muhtemel suçlamalar ve hapis cezası tehlikesiyle karşılaşacak olursa bir kimlik ve ideoloji mücadelesine dönebilir. Ancak Brezilya’yı sosyo-ekonomik dar boğazdan kurtaracak yegane aktör Lula da Silva gibi gözüküyor.

HÜSAMETTİN ASLAN

Lisansını Kamu Yönetimi, yüksek lisansını Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler, doktorasını da Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler alanında ihtisas etmektedir. Çalışma alanı Latin Amerika, Ortadoğu ve Kuzey Afrika alanlarıdır. Prof. Dr. Mim Kemal Öke danışmanlığında yazmış olduğu “Brezilya’nın anatomisi ve Lula da Silva ile R.T. Erdoğan hükümetlerinin karşılaştırılması” tezi, Sosyal Bilimler Tez yarışmasında 1. olmuştur. Bir süre Sao Paulo Üniversitesi’nde misafir araştırmacı olarak çalıştı. 2016-2017 yılları arasında Brezilya’da Yunus Emre Enstitüsü Sao Paulo müdürü olarak görev yaptı. Milat, Ortadoğu gazeteleri ve Gerçek Hayat dergisinde yüzlerce makale yayımladı. Halen İndependent Türkçe ve Gazete Damga’da köşe yazıları yayımlanmakta; TV ve Radyo programlarında aktüel siyaset ve dış politika konularında görüş beyan etmektedir.