×
KÜRESEL
29.06.2021
Çeviri: TAHİR KAYA

ANALİZ

Big Tech: Gücü Gizliliğinde!

Büyük Teknoloji firmalarının küresel pazarda devasa bir güce dönüşmelerinin ve tüm pazarın bekçisi haline gelmelerinin başlıca nedeni, finans ve işletme verilerinin çoğunu gizleyebilmeleridir.
2021'DE ALPHABET (Google'a sahip olan şirket), Amazon, Apple, Meta (Facebook'un yeni adı) ve Microsoft, gelir ve kâr açısından dünyanın en büyük şirketleri arasındaydı. Geride bıraktığımız yılda, bu beş şirket tek başlarını piyasa değerlerini İtalya'nın GSYH’sinden daha fazla artırdı (2,5 trilyon dolara karşı 2,1 trilyon dolar). Büyük Teknoloji firmaları şu anda S&P 500 endeksinin yaklaşık dörtte birini ve ABD'de halka açık finansal olmayan şirketler tarafından yapılan ARGE harcamalarının dörtte birini oluşturuyor. Amazon, dünyanın en büyük beşinci işvereni ve büyümeye devam ediyor.
 
Bu firmaların artan pazar hâkimiyeti karşısında ne yapılabilir? Bu konuyu yeni duyanlar için kısaca şunu söyleyebiliriz: Kamu yetkilileri, sürekli olarak bu şirketlerin kötüye kullanabileceği boşluklar bırakıyor. Bu nedenle yetkililerin daha etkin bir düzenleyici ajandaya sahip olmaları gerekiyor. Şimdilik var olan şey, genellikle geçmiş ticari uygulamalara karşı açılmış davalarla yürütülen, duruma göre düzenleyici bir “yıpratma savaşı”ndan ibaret. Uzun bir dava/temyiz sürecinden sonra, sonuç hemen her zaman “çok geç ve çok az etkili” bir şekilde tezahür ediyor.
 
Sorun, Büyük Teknoloji şirketlerinin finansal açıklamalarındaki eksiklikle daha da derinleşiyor. Şirketlerin yıllık açıklamaları artık nasıl çalıştıklarını açıklamıyor. Halbuki yatırımcıların ve düzenleyicilerin, şirketlerin yıllık raporlarında yazandan daha fazlasını bilmeleri gerekiyor. Her ay kaç kişi, kaç saat WhatsApp kullanıyor? Apple AppStore'un kâr marjı nedir? Microsoft Azure'un bulut bilişim pazarındaki payı nedir?
 
Evet, bazen Google Arama'da bu tür soruların yaklaşık yanıtları bulunabilir. Fakat asıl yanıtlara bir şirket muhbirinin ifşalarından, sızdırılmış bir mahkeme belgesinden veya bir web sitesi trafiğinden hareketle ulaşılabilir. Bu yanıtlara asla Büyük Teknoloji firmalarının halka açık, yıllık finansal performans raporlarından [10-K raporları: ABD’de halka açık her şirketin her yıl finansal performansları hakkında Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC)'e sunması gereken bir rapor] erişilemez.
 
Ücretsiz ürünler ve kullanıcı tabanının genişletilmesi
 
Büyük Teknoloji devlerinin bu gizlilikleri, onların güçlü iş/platform modellerindeki iki temel özellikten kaynaklanıyor. Bunlardan ilki, bir şirket bir platformda pazara sürdüğü hizmeti, geniş bir kullanıcı tabanına yaymak ve sabit kullanım alışkanlığı oluşturmak üzere, "ücretsiz" veya sübvansiyonlu ürünlerle destekliyor. Bu ürünler sonuçta reklamlar yoluyla dolaylı olarak veya abonelikler, satışlar ve ücretler yoluyla doğrudan kazanca/paraya dönüştürülüyor. Ancak platformun sunduğu hizmet tüketici için büyük ölçüde “ücretsiz” olarak kaldığı sürece, yıllık finansal performans raporlarına [10-K raporlarına] dâhil edilmiyor.
 
YouTube, Android, Chrome, Gmail ve Google Haritalar dâhil olmak üzere en az dokuz ürüne sahip olan ve aylık bir milyardan fazla aktif kullanıcısı olan Alphabet'i düşünün. Her ürün kendi sektöründe küresel pazara hâkim olsa da, Alphabet'in finansal performans raporlarında yalnızca toplu bir "reklamcılık" kategorisi ve YouTube ve Google Cloud için birkaç sınırlı finansal başlık yer alıyor. Bu kapalılık, şirketin dijital pazarda küresel bir ağırlık merkezi kurmasına imkan verirken düzenleyici incelemeden kaçınmasına yardımcı oluyor.
 
Platform “işletim kriterlerinin” şeffaf bir şekilde açıklanması esas olarak kullanıcılar açısından kritik bir önem taşıyor. Çünkü bu firmaların pazar hâkimiyeti (ve buna bağlı olarak gücü kötüye kullanım eğilimleri) giderek fiyat dışı bir nitelik taşıyor. Bu hâkimiyetin merkezinde ise geniş bir kullanıcı tabanı bulunuyor.
 
MS Word gibi tek bir üründe sahip olunan geniş bir kullanıcı tabanı, bir firmanın hâkimiyetini diğer pazarlara genişletmesine izin verebiliyor (MS Teams'i düşünün mesela). Dolayısıyla Büyük Teknoloji şirketlerinin pazar gücü, tek bir üründen ziyade kontrol ettikleri “ekosistemlerden” kaynaklanıyor. Bu güç, kullanıcıları sisteme kilitlemelerine, rakiplerini sıkıştırmalarına ve veri kaleleri oluşturmalarına olanak tanıyor.
 
Ürün Çeşitliliği ve Platform Ekosistemi
 
Büyük Teknoloji firmalarının finansal gizliliğine/kapalılığına yardımcı olan iş modelinin ikinci özelliği, ürün çeşitlendirmesidir. Teknoloji platformları, ürün tekliflerini -genellikle yeni ürün paketleri aracılığıyla - çeşitlendirerek, kullanıcıları ekosistemlerinde tutabiliyor ve daha fazla satış üretebiliyor. Ancak giderek yaygınlaşan bu kâr kaynakları, yıllık finansal performans raporlarında (10-K raporlarında) nadiren ifşa ediliyor. Yürürlükteki resmi "segment/çeşit raporlama" kuralları, büyük ve çeşitlendirilmiş holdinglerin ayrıştırılmış finansal bilgiler yayınlamasını sağlamak için tasarlanmış olsa da bu kurallar pratikte şirketlere neyin "faaliyet segmenti/çeşidi" olarak sayılacağını tanımlama konusunda geniş bir takdir yetkisi veriyor. Örneğin Apple, kategorilerini ürüne göre değil coğrafyaya göre tanımıyor ve bu nedenle de App Store’un kârlarını açığa vurması gerekmiyor.
 
Bu esneklik, Büyük Teknoloji firmalarına önde gelen ürünlerinden bazılarının finansal bilgilerini gizleme olanağı tanıyor. Bugün Büyük Teknoloji firmaları o kadar büyüdüler ki, satışları 20 milyar doları aşan devasa ürün segmentlerini/çeşitlerini bile yasal raporlama eşiğini hiç aşmayacak şekilde sınıflandırabiliyorlar. Bu nedenle, Amazon Web Hizmetlerinin tam ölçeği, izin verilenden daha uzun süre rakiplerinden gizlenmiş görünüyor.
 
Ayrıntılı finans ve işletme bilgilerinin olmaması, piyasa gücünün olası suistimallerini tespit etmekle görevli düzenleyicilerin, her vakada sıfırdan başlayacakları anlamına gelir. Normalde düzenleyicilerin, bir firmanın gücünü belirleyebilmek üzere, fiyatlar, maliyetler ve sermaye harcamaları arasındaki ilişkiyi analiz edebilmeleri gerekiyor; ancak finansal veriler ürünler arasında toplandığında bu faktörler gizlenmiş oluyor. Değer yaratan faaliyetler rutin olarak sıfır toplamlı değer çıkaran faaliyetlerle harmanlanıyor. Halbuki Büyük Teknoloji şirketlerinin, tüm pazarın lideri olmak için "ücretsiz" ürünler kullanmış olsalar bile yine de özellikle kâr ve zararlarını ayrıntılı olarak açıklamaları gerekiyor.
 
Tıpkı iklim değişikliğini yönlendirmeye yardımcı olmak üzere çevresel, toplumsal ve yönetişim raporlamalarının zorunlu hale getirilmesi gibi, Büyük Teknoloji firmalarının pazar hâkimiyetinin doğasını ve kapsamını ortaya çıkarmak üzere de gelişmiş finansal performans raporlarının (10-K raporlamasının) zorunlu hale getirilmesi gerekiyor. Ancak o zaman bu devlerin devam eden büyümelerini değer yaratmaya mı yoksa değer çıkarmaya mı borçlu olduklarını görebiliriz.
 
 
Mariana Mazzucato ve Ilan Strauss tarafından kaleme alınan bu yazı Project Syndicate’te 31 Ocak 2022 tarihinde “Big Tech Must Stop Hiding” başlığıyla yayınlanmıştır. Tahir Kaya tarafından çevirilen metinde kısaltma yapılmış ve editoryal düzenlemeye gidilmiştir.