×
ALMANYA

ANALİZ

Almanya İçin Duygusuz Oy Kullanma Kılavuzu

Bir oylama tavsiye uygulaması olan Wahl-O-Mat, milyonlarca seçmeni rasyonel politika tercihlerine göre adaylara yönlendirmeyi hedefliyor. Ama Almanya’da şansölye yarışına hala duygular hakim.
Oylamayı rasyonel hale getirme çabasını, Almanlara bırakın. Yapamasalar bile. 

Siyasi kampanyalar görünüşte adaylar arasındaki politika farklılıklarına odaklansa da yıllarca süren araştırmalar, insanların eninde sonunda kontrol edilmesi zor duygulara kapıldığını gösteriyor: Cazibe, öfke, korku. 

Ancak Almanya, 26 Eylül'de son yılların en öngörülemeyen seçimine giderken, milyonlarca Alman bir dijital anket platformunu kullanarak bu tür duyguları atlamaya çalışıyor: Wahl-O-Mat. 

Wahl-O-Mat - veya Vote-O-Mat - soyut duyguları ortadan kaldırmak ve seçmenleri yalnızca somut politika tercihlerine dayalı olarak adaylarına yönlendirmek için tasarlandı. Hükümet tarafından finanse edilen web sitesi, bir dizi soru ve açıklamalar kullanarak seçmenleri ideolojik olarak uyumlu adaylarla eşleştiriyor. “Kiminle bira içmeyi tercih edersin?” "Tüm otobanlarda genel bir hız sınırı olmalıdır: katılıyorum, tarafsız, katılmıyorum." gibi soru ve açıklamalar.

Diğer ülkelerde de benzer araçlar mevcut olsa da, Wahl-O-Mat Almanya'da herkesin bildiği bir isim haline geldi. Ülkenin 2017'deki son federal seçimine öncülük eden Wahl-O-Mat, yaklaşık 16 milyon kez kullanıldı. Yaklaşık her dört seçmen için bir kez. Bu ölçekte, sitenin bir seçimin gidişatını potansiyel olarak etkileyebileceğini söylemek abartı olmaz. 

Ve bu sefer, Almanya'nın savaş sonrası siyaseti hiç olmadığı kadar parçalanmışken, Wahl-O-Mat'ı yönetenler, site için daha yüksek bir kullanım bekliyor.

Düsseldorf Heinrich Heine Üniversitesi'nde Wahl-O-Mat'ın kuruluşunda yer alan ve aynı zamanda etkilerini inceleyen siyaset bilimci Stefan Marschall, “Site, kişileri değil, meseleleri ve konuları tartışmanın önünü açma girişimi” diyor. 

Yine de bu seçim sezonu Almanların, bir adaydan aldıkları hissi ne kadar önemsediklerini gösteriyor. Sadece politik önerileri değil. Almanya'da Sosyal Demokrat Parti (SPD) anketlerde şu anda sosyalist ideolojideki yükselişten dolayı değil, büyük ölçüde Angela Merkel'in yerini almak isteyen diğer şansölye adaylarının algılanan karakter ve liderlik kusurlarından dolayı önde gidiyor.

Kritik soru şu: Wahl-O-Mat, muazzam popülaritesine rağmen işe yarıyor mu?

Bu noktada Marschall, “platform, insanları politikayla birleştiriyor. Sorunlar hakkında konuşmalarını sağlıyor. Ve onları oy kullanmaya teşvik ediyor.” “Platformun, seçmenleri harekete geçiren bir potansiyeli var” diyor.

Wahl-O-Mat'ın kökenleri

Wahl-O-Mat 2002'den beri Almanya'da kullanılıyor. Fikir Hollanda'dan geldi. Hollanda'daki popüler platform StemWijzer 1989'dan beri kullanılıyor.

Wahl-O-Mat'ın çekiciliğinin çoğu basitliğinden kaynaklanıyor. Platformun federal seçimlere yönelik bu yılki versiyonunda, kullanıcılara “katıldıkları, katılmadıkları veya tarafsız kaldıkları” 38 “önerme” sunuyor. En sonunda Wahl-O-Mat, kullanıcılara her bir siyasi partinin cevaplarının kendi cevaplarıyla örtüşme noktalarını açıklıyor.

Bazı önermeler görece rahat önermelerdir: “Hava yolculuğu daha yüksek vergilendirilmeli.”

Diğer bazıları aşırı sağ eğilimleri tespit etmek için tasarlanmış görünüyor: "Almanya Avrupa Birliği'nden ayrılmalı" ya da “Mültecilerin aile birleşim hakkı kaldırılmalıdır,” gibi. 

Bazıları önermelerse hayli karmaşık: "Çinli şirketlerin Almanya'daki iletişim altyapısının genişletilmesi için sipariş almasına izin verilmemeli," gibi.

Wahl-O-Mat, kendisini “vatandaşlık eğitimi veren federal bir kamu kurumu” olarak tanımlayan Almanya Federal Yurttaşlık Eğitimi Ajansı tarafından düzenleniyor. Biraz Orwellian diline rağmen, ajansa Almanya'da duyulan güven hayli yüksek. (…) Ajans, hiçbir şekilde kullanıcıların kişisel verilerini toplamadığını ve saklamadığını söylüyor.

“Önermeler”, genç gönüllüler ve siyaset bilimcilerin yanı sıra diğer uzmanlardan oluşan bir editör ekip tarafından oluşturulur. Temel kabul, ilkinin tazelik ve basitlik; ikincisininse profesyonellik ve nüans getirdiği yönünde. Önermeler oluşturulduktan sonra, her bir konudaki tutumlarını belirlemeleri için siyasi partilere gönderilir.

Önermeler, somut politika farklılıklarını vurgulamak için tasarlanmıştır.

Federal ajans için Wahl-O-Mat'ın oluşturulmasını koordine eden Pamela Brandt, "Her parti, çevreyi korumak istediğini söylüyor ve yine her parti barışı korumak istediğini söylüyor." "Peki hangi ayrıntılarda farklılar?" diye soruyor.

Wahl-O-Mat, Almanya seçimlerinin o kadar doğal bir parçası ki, partiler için katılım neredeyse zorunlu. Özellikle küçük partiler için, her önermeyle ilgili bir pozisyon bulmak, bazen parti üyelerinin bir araya gelerek politika oluşturmalarını gerektiriyor.

Spektrumun her iki tarafındaki en aşırı, marjinal partilerin bazıları da dahil olmak üzere, oy pusulasındaki tüm uygun partiler sürece dahil ediliyor. (...) 

Brandt, Alman iç istihbarat teşkilatına atıfta bulunarak, “Biz Anayasayı Koruma Federal Dairesi değiliz” diyor. “Bu uygulamada biz kesinlikle partizan değiliz. Böyle olmak zorundayız."

Parti sonrası bir dünyada seçmenlerin ilgisini çekmek

Avrupa’da seçmenlerin siyasete bakış açısındaki devasa değişim, akademik terimlerle “oylama tavsiye uygulaması” olarak anılan Wahl-O-Mat gibi araçları giderek daha anlamlı hale getiriyor.

Araştırmalar, Avrupa'nın çoğunda, güçlü bir parti kimliği duygusunun azalmakta olduğunu ve seçmenlerin parti üyeliklerini verili kabul etme olasılıklarının daha düşük olduğunu gösteriyor. Bu durum, siyasi kampanyaları (ve partilerin siyasi pozisyonlarını değerlendirmeyi) önemli hale getiriyor.

Yine de Wahl-O-Mat yaratıcılığının arkasındaki hiç kimse, bunun siyaseti tamamen rasyonel hale getireceği iddiasında bulunmuyor. Dolayısıyla Wahl-O-Mat’la ilgili mesele, özellikle genç seçmenler arasında daha bilinçli bir tartışma sürecini teşvik etmek.

Düsseldorf Heinrich Heine Üniversitesi tarafından yürütülen bir ankete göre, 2017 federal seçimleri sırasında Wahl-O-Mat kullanıcılarının yaklaşık yüzde 74'ü sonuçları arkadaşları ve aileleriyle tartıştı ve yarısından fazlası partiler hakkında daha fazla bilgi istedi. Marschall'a göre, anket verilerindeki belki de en dikkat çekici nokta, Wahl-O-Mat'ı kullanmadan önce oy kullanma planları olmadığını söyleyenlerin yaklaşık yarısının, sonrasında oy kullanmaya motive olduklarını söylemeleriydi.

Yine de Almanya'da bu yılki seçim, politikanın değil, kişiliklerin kilit rolünü ortaya koyuyor. Merkel'in Hristiyan Demokrat Birliği, (pek çok seçmenin “herkes için her şey olmaya çalıştığını” düşündüğü) Armin Laschet partinin şansölye adayı seçilene kadar anketlerde önde gidiyordu.

Benzer bir kader, bir ara yükselen Yeşiller'in de başına geldi. Kısa bir balayı evresinden sonra, partinin şansölye adayı Annalena Baerbock, geçmişteki çeşitli yanlış adımlarından dolayı gerilemeye başladı. Özgeçmişindeki nitelikleri abartmak, intihal iddiaları vs.

Bu durum, kendisini istikrarlı ve yetkin bir güç olarak tanımlayan mevcut maliye bakanı ve SPD şansölye adayı Olaf Scholz'u - Alman siyasetinin en önemli erdemini, istikrarı, somutlaştıran bir lider olan- Merkel'in doğal halefi haline getirdi.

Bu zaviyeden bakıldığında, Almanya seçmeni her şeyden önce bir rahatlık duygusu istiyor gibi görünüyor.

Peki sonuç? Sonuç: Ne kadar iyi tasarlanmış olursa olsun, siyasete saf akıl getirebilecek herhangi bir araç görünmüyor.


Bu yazı, POLITICO’da 19 Eylül 2021 tarihinde “Germany’s no-emotion voting guide surges despite campaign of personalities” başlığıyla yayınlandı. Çeviride editoryal düzenleme yapılmıştır.